İnsanoğlunun bugüne kadar keşfettiği ya da; farkına vardığı en güzel buluştur gülmek. Üstelik, vergisi, algısı da yoktur. Aksine; insanoğluna kanıtlanmış pek çok faydası vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Genç gösterir insanı, ömrünü uzatır. İşindeki başarı oranını yükseltir. Çevresiyle iyi ilişkiler kurmasına yardımcı olur. Kendinize ve yanınızdakilere güven duygusu aşılar. Saldırgan olmanızı engeller. Rahat nefes almanızı sağlar, sindiriminizi kolaylaştırır. İyi uyumanıza yardımcı olur, kan şekerinizi düşürür, stresi azaltır, kalbinizin düzenli çalışmasını sağlar… Evlerde, sokaklarda kulaklarımızı çınlatan kahkaha seslerini duyamaz olduk. “Gülmekten gözlerimden yaşlar geldi, kalbim taş oldu” gibi söylemler azaldı. Çok gülenler için “vah vah kafayı üşüttü herhalde” diyenler, bugün, çok düşünenler için kullanıyorlar. Ne yazık ki; ülkemin görünüşünde şaka, espri yapacak konu bulmak zorlaştı. Bu şu demek; artık, damardan gülmek, ağzı kulaklarına varacak kadar kahkaha atmak imkansız. Çok gülenlere deli derlerdi; deliler bile gülmeyi unuttu artık. Ama ben, sizleri güldürmek, en azından gülümsetmek için birkaç fıkra anlatmayı deneyeceğim. Umarım, başarırım. Adamın biri oğluna nasihat verecek olur. “Bak oğlum der; ömrüm boyunca tüm varlığımı senin yapmaya çalıştığın işler için harcadım. Fakat sen ne yaptın? Hepsini batırdın. Sana, son bir şans vermek için dünyanın en son teknoloji ürünü olan bir makine aldım. Bu makinanın ön tarafından koskoca öküzü sokuyorsun, arkasından hazır sosis çıkıyor. Senin yapacağın iş; sadece makinanın, gördüğün şu düğmesine basmak olacak” der. Adamın oğlu, bir süre düşündükten sonra, “babacığım, sana bir soru sorabilir miyim” der. Babası da merakla; “haydi sor bakalım” cevabını verince şöyle bir soru sorar: “Peki; bu makinaya sosis koysam tekrar öküz olarak çıkar mı?. Babası oğluna bakmış bakmış “Oğlum, böyle bir makine sadece ananda var”cevabını verir. Çok yaramazlık yaptığı için okul müdürü Ali'yi odasına çağırır. “Çok yaramazlık yaptığına dair şikayetler duyuyorum. Çok yazık, senin için böyle kötü şeyler söyleneceğini beklemiyordum, inanasım gelmiyor” der. Ali; biraz ıkınıp sıkındıktan sonra şöyle cevap verir. “Siz, yine de inanmayın efendim; ben de sizinle ilgili o kadar kötü laflar duyuyorum da hiç birine inanmıyorum”. Hitler, bir falcıya giderek “Söyle bakalım, ben hangi gün öleceğim” diye sorar. Falcı da “Yahudilerin bir bayram gününde” der. Hitler, öfkelenir “Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?”. Falcı da, “Hangi gün ölürseniz ölün, zira Yahudiler o günü bayram olarak ilan edeceklerdir de ondan” cevabını verir. Siz siz olun sakın gülmeyi unutmayın, unutturmayın. Zeki Müren üstadın şu şarkısını dilinizden düşürmeyin: Gülünce gözlerinin içi gülüyor Kendimi senden alamıyorum Bilmem, bakışların neler söylüyor Cesaretim yok ki soramıyorum. . Necati ERTUĞRUL