Avrupa ülkeleri üzerinde 1950'lerde yapılan araştırmalar, damar sertliğine bağlı kalp hastalıklarının Akdeniz ülkelerinde yaşayan insanlarda daha az görüldüğü sonucuna varmıştır. Avrupa'nın kuzeyinde yaşayanların, Akdeniz yöresindekilere göre daha çok et, süt, şekerli ve yağlı besinler, daha az sebze, meyve, tahıl ve baklagilleri tükettikleri görülmüştür. Bu sebeple hem olası kronik rahatsızlıkları önlemek hem de sağlıklı beslenme tarzının sürdürülebilirliğini sağlamak adına Akdeniz tipi beslenme önem kazanmıştır. Akdeniz diyetinin sağlık üzerine birçok olumlu faydası var. Yapılan çalışmalar; kalp sağlığını desteklediğini, kalp krizi, felç, tip 2 diyabet ve erken ölümü önlemeye yardımcı olduğunu gösteriyor. Ayrıca insülin direncini azalttığını gösteren çalışmalar da var. Akdeniz diyetinin beyin sağlığı için faydalı olabileceğinin ve hatta yaşlandıkça bilişsel gerilemeye karşı koruma sağlayabileceğinin de önemi vurgulanmıştır. Bireysel hassasiyetler göz önünde bulundurularak planlanırsa, sağlıklı bütün bireylerin tüketmesi için uygun olduğu söylenebilir. Akdeniz diyetinde diyetin temelini, sebze-meyveler, tam tahıllar, kuruyemişler, kurubaklagiller, baharatlar ve deniz ürünleri oluşturuyor. Bu diyette hayvansal kaynaklı besinler daha sınırlı önerilir. Yumurta, peynir, yoğurt ve tavuk eti sınırlı olarak tüketiliyor. Kırmızı et ise çok nadir. Akdeniz diyeti yaparken; Her gün en az 5 porsiyon meyve, sebze, bakliyat alın. Mutlaka yağlı tohum tüketin. Haftada en az iki etsiz gün geçirin. Her gün kepek veya tam tahıllı ürünler almaya özen gösterin (kepekli ekmek, makarna, tam tahıllı ürünler esmer pirinç, yulaf gibi). Haftada en az iki porsiyon balık veya deniz ürünü tüketin. Haftada en az iki kez öğünlere fasulye, bezelye, mercimek gibi bakliyat ekleyin.