Vücudumuzun temel enerji ihtiyacı karbonhidratlardan karşılanır. Karbonhidrat, en küçük birim olan glukoza dönüştürülür. Daha sonra glukoz, hücrelerin içinde enerji kaynağı olarak kullanılır. Fakat glukozun kandan hücrelere geçişinde insülin adını verdiğimiz hormona ihtiyaç vardır. Eğer vücutta yeteri kadar insülin bulunmazsa, enerji kaynağı olarak kullanılması da mümkün olmayacaktır. Kanda biriken glukoz miktarı artacaktır. İşte bu olayın gerçekleşmesi, kan şekerinin yükselmesi demektir. Diyabet, yani şeker hastalığı dediğimiz durum bu şekilde ortaya çıkar.  Aşırı susama, aşırı idrara çıkma, ağız kuruluğu, halsizlik, baş ağrısı, aç hme, görme bozukluğu, el ve ayaklarda titreme gibi semptomlar diyabeti işaret etmektedir. Temel olarak diyabet 2 şekilde sınıflandırılmaktadır: Tip 1 ve Tip 2 diyabet. Tip 1 diyabet, genellikle çocukluk veya gençlik döneminde ortaya çıkar. İnsülin salınımında görev alan pankreastaki tahribat sonucu görülür. Tip 1 diyabette insülin yeterli olarak salgılanmadığı için, dışarıdan takviye olarak alınması gerekmektedir. Tip 2 diyabet ise genellikle 40 yaş üstü kişilerde görülmektedir. Hastalığın başlarında insülin salgılanmasına rağmen hücreler tarafından kullanılamaz. İlerledikçe de insülin salgısı daha çok düşer. Vücut ağırlığındaki fazlalık, görülme riskini arttırır. Diyabette Nasıl Beslenilmeli? Her hastalıkta olduğu gibi diyabette de kişiye özel ve sporla desteklenmiş beslenme önem kazanmaktadır. Her bireyin yaşam tarzı farklı olduğu için genel bir liste vermek mümkün olmayacaktır. Özellikle tip 2 diyabette beslenmenize dikkat ettiğiniz takdirde ilerlemeyi önleyeceğiniz gibi, ilaçlarınızda doz düşmesini sağlamak da mümkün olacaktır. Bunun için temel olarak önerebileceğimiz en güzel beslenme tarzı 3 ana öğün + ara öğünler olacaktır. Bu şekilde kan şekerinizin düzenli seyretmesine fayda sağlayabilirsiniz. Öğünlerinizi ortalama 2,5-3'er saatlik aralarla planlayabilirsiniz. Öğün sayısı ve süreleri kadar, içerikleri de önemlidir. Tükettiğimiz karbonhidratın beyaz ekmek, şeker, tatlı gibi basit karbonhidrat yerine tam buğdaylı ekmek, kurubaklagiller olmasına özen göstermelisiniz. Meyveden Korkmayın! Meyveden gelen şeker, saf şekere göre kan şekerini daha az etkilemektedir. Porsiyonlara dikkat ettiğiniz müddetçe, ara öğünlerinizde yer verebilirsiniz. Yanına ekleyeceğiniz protein içeren bir seçenek (süt, yoğurt vb.) dengeli bir öğün sağlayacaktır. Kabuğuyla tüketilen meyveleri, soymadan tercih ediniz. Diyabet ve Obezite İlişkisi Obezite bireylerde kanda insülinin etkisi azaldığı için hücrelerde direnç gelişmektedir. Vücut ağırlığında artış oldukça, diyabet olma riski de artmaktadır. Bu nedenle obez bireylerde kilo kontrolü sağlanmalıdır. Böylelikle diyabet başta olmak üzere birçok metabolik hastalıktan korunmak mümkün olacaktır.