Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Prof. Dr. Mehmet Akif ERDOĞRU
Köşe Yazarı
Prof. Dr. Mehmet Akif ERDOĞRU
 

BANAZ TEKKELERİ

Anadolu'nun hemen her yerinde olduğu gibi, Banaz'a bağlı köylerde de, küçük tekkeler vardı. Osmanlı resmi belgelerinde bunlara bazen zaviye de denilmiştir. Bu küçük tekkeler, bölgenin İslamlaşmasına veya köy halkının Müslüman kalmasına yardım eden belli aziz veya evliya denen kişilerin mezarlarını (yatır) barındırırdı. 1924'te tekke ve zaviyeler kapatılınca bu kişilerin isimleri ve oynadıkları roller, ne yazık ki, unutuldu. Hâlbuki Anadolu'nun kırsal kesimlerinin Türkleşmesi ve İslamlaşmasında bu kişiler ve mezarları etrafında oluşan gelenekler çok önemliydi. Denilebilir ki, merhum Ömer Lütfi Barkan'ın ifadesiyle 'kolonizatör Türk dervişleri'  bunlardı. Bunlar Anadolu'nun gerçek sahipleriydi. Büyük ihtimalle Selçuklular devrinden itibaren bu küçük tekkeler için küçük çapta araziler vakfedildi. Bunlar sayesinde köyler kuruldu veya dağılmaktan kurtuldu. Asıl sahiplenilmesi gerekenler, bu kişilerdir. Vakıf arazilere sahip olduğu için bu tekkelerin gelir ve giderleri, Osmanlı Vakıflar Bakanlığı tarafından denetlendi. Osmanlı Arşivinde bu denetlemelere ait muhasebe defterleri bulunuyor. Bu türden 1864 tarihli bir Osmanlı arşiv belgesinde, Banaz'da bulunan küçük tekkeler kaydedilmiştir. Buna göre, Banaz'a bağlı Dumanlar köyünde Ahi Baba zaviyesi; Gümle ve Erciş köylerinde Veliyyüddin (diğer adı: Kara Dede) zaviyesi; Kızılcasöğüt köyünde Şeyh Hasan zaviyesi; Kaplanğı köyünde Şeyh Koca zaviyesi; Kızılcasöğüt köyünde Şeyh Muallim zaviyesi mevcuttu. 1864 yılında bu tekkelere ait vakıf gelirlerin gelir-gider hesabı yapıldı. Çoğu tekkenin borçlu olmadığı ortaya çıktı. Gümle ve Erciş köylerindeki tekkeler, Hacı Mustafa efendi tarafından tasarruf edildi. Tekkeye ait yerleri tasarruf edenler aşar bedeli adı altında belli bir ücreti Vakıf müdürlüğüne öderdi. 1865 yılında da Banaz tekkelerin vakıfları denetlendi. Öksüz köyünde Şeyh Sıddık zaviyesi; Öksüz köyünde Hatun Tekke zaviyesi; Halaçlar köyünde Kara Abdal zaviyesi; Kızılcasöğüt köyünde Koçak Dede zaviyesi; Oturak, Çiftlik ve Dumlupınar köylerinde Bel Oturak zaviyesi ile Şeyh Sıddık zaviyesi vardı. Bu zaviyelerin her birinin birer Müslüman idarecisi (zaviyedar) vardı. Gökler köyünde Sürmecik, İnecik ve Şeyh Gedik zaviyeleri; Derbend ve Kızılhisar köylerinde Şeyh Hızır zaviyesi; Bahadırlar köyünde Gök Nebi zaviyesi; Susuz ve Öksüz köylerinde Şeyh Sıddık zaviyeleri; Ahad köyünde Keydevan zaviyesi; Emrez köyünde Şeyh Hamza zaviyesi vardı. Bu zaviyelere ait araziler iltizam sistemiyle (kira) işletiliyordu. Bu arazileri kiraya alanların çoğu ya Müslüman erkekler ya köy halkı ya da Rum erkeklerdi. Gökler köyündeki üç zaviyeye ait araziler 1860'lı yıllarda Hacı Kostantin ismindeki bir Rum erkek tarafından işletiliyordu. Kırçaklar köyünde de bir tekke mevcuttu ve arazisinden elde edilen gelir ile burada yemek çıkarılıyordu. Kaplanğı köyündeki Karaca Ahmed zaviyesinin gelir-gider hesabı, harmandan sonra görülürdü. Derbend köyündeki Sülecik zaviyesine ait araziler ise genellikle Uşak müftüleri tarafından işletilirdi. Görüldüğü gibi bu tekkeler sadece dini merkezler değil, aynı zamanda ekonomik getirileri olan yerlerdi. Buralarda bedava yemek dağıtılır, yolcular için konaklama yerleri bulunur, bir çeşit otel veya han işlevini görürdü. 1924'ten sonra, ne yazık ki, bu tekkelere ait arazilerin bir kısmı devletleştirildi, bir kısmı ise özel şahısların eline geçti ve binlerce yıllık önemli bir teşkilat ortadan kaldırıldı. Bu zatların en azından isimlerinin kendi köylerinde yaşatılması, onlara karşı yapılması gereken önemli bir borçtur. Bu zat ve tekkelerle ilgili, zamanımıza ulaşabilmiş rivayet veya bilgileri de özellikle Ahilik (yardımlaşma ve dayanışma teşkilatı) ile ilgili bilgileri toplamak gerekir. Ancak bu şekilde Anadolu'nun nasıl İslam ve Türk kaldığı anlaşılabilir. Bunlar sayesinde arı Türkçe kaybolmadan kalmıştır.
Ekleme Tarihi: 23 Haziran 2023 - Cuma

BANAZ TEKKELERİ

Anadolu'nun hemen her yerinde olduğu gibi, Banaz'a bağlı köylerde de, küçük tekkeler vardı. Osmanlı resmi belgelerinde bunlara bazen zaviye de denilmiştir.

Bu küçük tekkeler, bölgenin İslamlaşmasına veya köy halkının Müslüman kalmasına yardım eden belli aziz veya evliya denen kişilerin mezarlarını (yatır) barındırırdı. 1924'te tekke ve zaviyeler kapatılınca bu kişilerin isimleri ve oynadıkları roller, ne yazık ki, unutuldu. Hâlbuki Anadolu'nun kırsal kesimlerinin Türkleşmesi ve İslamlaşmasında bu kişiler ve mezarları etrafında oluşan gelenekler çok önemliydi. Denilebilir ki, merhum Ömer Lütfi Barkan'ın ifadesiyle 'kolonizatör Türk dervişleri'  bunlardı. Bunlar Anadolu'nun gerçek sahipleriydi. Büyük ihtimalle Selçuklular devrinden itibaren bu küçük tekkeler için küçük çapta araziler vakfedildi. Bunlar sayesinde köyler kuruldu veya dağılmaktan kurtuldu. Asıl sahiplenilmesi gerekenler, bu kişilerdir. Vakıf arazilere sahip olduğu için bu tekkelerin gelir ve giderleri, Osmanlı Vakıflar Bakanlığı tarafından denetlendi. Osmanlı Arşivinde bu denetlemelere ait muhasebe defterleri bulunuyor. Bu türden 1864 tarihli bir Osmanlı arşiv belgesinde, Banaz'da bulunan küçük tekkeler kaydedilmiştir.
Buna göre, Banaz'a bağlı Dumanlar köyünde Ahi Baba zaviyesi; Gümle ve Erciş köylerinde Veliyyüddin (diğer adı: Kara Dede) zaviyesi; Kızılcasöğüt köyünde Şeyh Hasan zaviyesi; Kaplanğı köyünde Şeyh Koca zaviyesi; Kızılcasöğüt köyünde Şeyh Muallim zaviyesi mevcuttu. 1864 yılında bu tekkelere ait vakıf gelirlerin gelir-gider hesabı yapıldı. Çoğu tekkenin borçlu olmadığı ortaya çıktı. Gümle ve Erciş köylerindeki tekkeler, Hacı Mustafa efendi tarafından tasarruf edildi. Tekkeye ait yerleri tasarruf edenler aşar bedeli adı altında belli bir ücreti Vakıf müdürlüğüne öderdi. 1865 yılında da Banaz tekkelerin vakıfları denetlendi. Öksüz köyünde Şeyh Sıddık zaviyesi; Öksüz köyünde Hatun Tekke zaviyesi; Halaçlar köyünde Kara Abdal zaviyesi; Kızılcasöğüt köyünde Koçak Dede zaviyesi; Oturak, Çiftlik ve Dumlupınar köylerinde Bel Oturak zaviyesi ile Şeyh Sıddık zaviyesi vardı. Bu zaviyelerin her birinin birer Müslüman idarecisi (zaviyedar) vardı. Gökler köyünde Sürmecik, İnecik ve Şeyh Gedik zaviyeleri; Derbend ve Kızılhisar köylerinde Şeyh Hızır zaviyesi; Bahadırlar köyünde Gök Nebi zaviyesi; Susuz ve Öksüz köylerinde Şeyh Sıddık zaviyeleri; Ahad köyünde Keydevan zaviyesi; Emrez köyünde Şeyh Hamza zaviyesi vardı. Bu zaviyelere ait araziler iltizam sistemiyle (kira) işletiliyordu. Bu arazileri kiraya alanların çoğu ya Müslüman erkekler ya köy halkı ya da Rum erkeklerdi. Gökler köyündeki üç zaviyeye ait araziler 1860'lı yıllarda Hacı Kostantin ismindeki bir Rum erkek tarafından işletiliyordu. Kırçaklar köyünde de bir tekke mevcuttu ve arazisinden elde edilen gelir ile burada yemek çıkarılıyordu. Kaplanğı köyündeki Karaca Ahmed zaviyesinin gelir-gider hesabı, harmandan sonra görülürdü.
Derbend köyündeki Sülecik zaviyesine ait araziler ise genellikle Uşak müftüleri tarafından işletilirdi. Görüldüğü gibi bu tekkeler sadece dini merkezler değil, aynı zamanda ekonomik getirileri olan yerlerdi. Buralarda bedava yemek dağıtılır, yolcular için konaklama yerleri bulunur, bir çeşit otel veya han işlevini görürdü. 1924'ten sonra, ne yazık ki, bu tekkelere ait arazilerin bir kısmı devletleştirildi, bir kısmı ise özel şahısların eline geçti ve binlerce yıllık önemli bir teşkilat ortadan kaldırıldı. Bu zatların en azından isimlerinin kendi köylerinde yaşatılması, onlara karşı yapılması gereken önemli bir borçtur. Bu zat ve tekkelerle ilgili, zamanımıza ulaşabilmiş rivayet veya bilgileri de özellikle Ahilik (yardımlaşma ve dayanışma teşkilatı) ile ilgili bilgileri toplamak gerekir.
Ancak bu şekilde Anadolu'nun nasıl İslam ve Türk kaldığı anlaşılabilir. Bunlar sayesinde arı Türkçe kaybolmadan kalmıştır.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Saim Selvi
(23.06.2023 22:29 - #256)
Gittikçe insanlarımızın geleneklerinden ve ahlakı değerlerinden uzaklaşmasının durdurulması ve kitap okumanın öneminin kazandırılması gibi kazanımları sağlayacak yöntemler geliştirilmelidir. Tekkelerin yanlış anlaşıldığını veya sonradan amacından saptırıldığını bu makaleden anlamış olduk.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Saim Selvi
(23.06.2023 22:29 - #257)
Gittikçe insanlarımızın geleneklerinden ve ahlakı değerlerinden uzaklaşmasının durdurulması ve kitap okumanın öneminin kazandırılması gibi kazanımları sağlayacak yöntemler geliştirilmelidir. Tekkelerin yanlış anlaşıldığını veya sonradan amacından saptırıldığını bu makaleden anlamış olduk.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.