Osmanlı arşiv belgelerinde, ilki Uşak'ın Kol (u) açık Hacım köyünde, diğeri de Afyonkarahisar'ın Sandıklı kasabasına bağlı Susuz köyde olmak üzere, iki yerde Hacım Sultan tekkesi mevcuttur. Söz konusu belgelerde Hacım Türbesi, Hacım Zaviyesi veya Bektaşi zaviyesi şeklinde geçer. 1824 tarihli bir Osmanlı belgesinde, Bektaşi tekkeleri kapatılmadan önce düzenlenmiş bir belgede, Hacım Sultan'ın bir Bektaşi zaviyesi olduğu açıkça yazılıdır ve buraya yapılacak olan personel atamalarının Hacı Bektaş-ı Veli Astanesinden (Hacıbektaş'tan) yapılması gerektiği belirtilir: Hacıbektaş'taki seccadenişin Şeyh Muhammed Hamdullah, Hacım Sultan Tekkesi için verdiği dilekçede: ' cedd-i a'lamız kutbü'l-arifin gavsü'l-vasılin el-Hacc Bektaş Veli kuddise sırrıhü'l-ali hazretlerinin tarikat-ı aliyyelerine ba-hatt-ı hümayun… meşruta ve menuta olan zaveyadan… Kütahya sancağında Uşak kazasına tabi Hacım nam karyede vaki eizze-i kiramdan Hacım Sultan türbesi….'). Açıkça, Hacım Sultan, büyük azizlerden biri olarak belirtiliyor. 1794 tarihli başka bir Osmanlı belgesinde, Mesud Ekini ve Virancık isimli iki adet köy ile Kiçioğlu değirmeninin Uşak'a bağlı Hacım köyündeki Hacım Türbenin eskiden beri vakfı olduğu belirtilir. Belgede tımar sahiplerinin bu iki köyün vergilerine dokunmamaları gerektiği ifade edilir. Bu belgeye göre, Hacım türbesine ait 24 parça tarla, vakfedilmiştir. Türbede yedi kişi 'hizmetkâr' olarak görevlidir. Ayrıca yüz yirmi kişi, vakfa bağlı oldukları için vergilerden muaf tutulmuşlardır. Fatih devrinde türbenin vakıflarına el konulmuş; II. Bayezid, vakfı iade etmiş ve avarız vergisinden de muaf tutmuştur. II. Bayezid'den sonra gelen sultanlar da Hacım Sultan vakfını, avarızdan muaf tutmuşlardır. 1794 tarihli belgeden anlaşıldığı kadarıyla, Hacım Sultan'dan sonra yerine, Dede Baki (Fatih Mehmed devrinde) geçmiştir. Daha sonra da sırasıyla Şeyh Çelebi, onun oğlu Kemal ile Kemal'in oğlu Veli ve sonra da Zeynelabidin geçmiştir. 1861 tarihli bir belgede ise 'Sandıklı kasabasında kâin Hacım Sultan tekyesinde…' ibaresi geçer ki, burası Sandıklı'ya bağlı Susuz köy olduğu anlaşılmaktadır. 1866 tarihli başka bir belgede 'Sandıklı kazasında Hacım Sultan Dergâhı şeyhi Hacı Ahmed efendi…'ibaresi geçer. Bilindiği gibi, Hacım Sultan'ın ismi, hem Hacı Bektaş Vilayetnamesinde hem de Hacım sultanın müridi Derviş Burhan tarafından yazılmış Hacım Sultan Vilayetnamesinde geçer. A. Yaşar Ocak'a göre, Kol(u)açık Hacım Sultan, Hacı Bektaş ile çağdaş değildir ve onun da halifesi olmamıştır. O, Kalenderi-Haydari şeyhi hüviyetinde, Bektaşiliğe geçmiştir. Yerel araştırmacı Muharrem Bayar'ın bulduğu vesikalara göre de, Bektaşi tekkeleri kapatıldıktan ve vakfın gelirlerine el konulduktan sonra, Sandıklı Susuz köydeki Hacım Sultan zaviyesinin idaresi (türbedarlığı) Rufailere verilmiştir. II. Abdülhamid, bu tekkelere maddi yardımda bulunmuştur (Türk Yurdu, Sayı: 339, 2015). Susuz köydeki tekkeye ait 1863 ve 1889 tarihli beratlar, Muharrem Bayar tarafından yayınlanmıştır. Hacım Sultan Vilayetnamesine göre, Hacım Sultan, On İki İmam soyundan gelen bir seyittir. Yesevi'nin mürididir. Üveyik köyünde sığır çobanlığı yapmıştır.