Bayram bitti, gelelim kuru fasulyenin faydalarına. Yani bayram öncesi tavan yapan tansiyonlara 9 günlük ara iyi geldi. Acısıyla tatlısıyla o tatil, bayram günleri de bitti. Kaldığımız yerden hayata yeniden devam diyeceğiz. Doğrusunu söylemem gerekirse ben bu uzun bayram tatillerinden hiç ama hiç hoşlanmıyorum. Akrabalar birbirleriyle görüşürmüş-küsler barışırmış falan olurmuş filan olurmuş hepsi bana fazlaca cazip gelmiyor. Hele deniz kenarlarına bayram yapmaya gelmek daha bir abartı. Onun için bu bayramları dini bayramlarımız değil de tatil avantajları diye adlandırsak daha da uygun olacak. Hasret gidermek artık çok kolay. Açıyorsun cep telefonunu basıyorsun görüntülü aramaya hep şey apaçık karşında. Çocuklar-torunlar, eş-dost akraba arkadaş tabir yerindeyse bir tık kadar yakınında artık. Hani vizontele filminde “Zeki Müren’de bizi görecek mi;?” cümlesi var ya. Evet herkes herkesi görüyor. Mevlasına kavuşanlar hariç... Evet bayram bitti. Şimdi yeniden DOLAR’a endekslenecek miyiz?.. Yoksa onun yerine yeni alternatifler arayacak mıyız bilemiyorum. Bizler tatil yapsak da yönetenlerimiz mutlaka bu konulara kafa yormuş olmalılar. Zira onların tatil yapmaları bu günlerde pek uygun düşmeyecek.. İyi ki bu bayram arası geldi de yükselen stresler yerini durgunluğa bıraktı. Yoksa vallahi insanları zapt etmek pek kolay olmayacaktı. Kimse mal alamıyor, satış yapamıyor, fiyatlar allak bullak olmuş, elinize aldığınız paranın bir gün önceki gibi alım gücü kalmamış. Herkes her şeye zam yapmış. Soruyorsunuz buna niye ZAM yaptınız? Cevap gayet kolay, “Eee, dolar yükseldi”. Hay yerin dibine batasıca dolar, yüksel bakalım, yüksel. O kadar yüksel ki düşünce paramparça olursun inşallah, yüksekten düşen bin parça olurmuş derler, sen de öyle olursun.. umarım. Geçen hafta yazmıştım. Bütün bunları aşacak güç var. Ama doğru yönlendirilirse ne dolar ne euro bize vız gelir diye. Yeter ki bizi yönetenler işi doğruya yöneltsinler. Hayal kurmuyorum, hayalle yaşamıyorum. Gerçekler diyor ki BU ÜLKE CENNETTİR. Kıymetini bilene. Ve yaşam devam ediyor. Ediyor da işte bu tatil sonrası neredeyse 150'ye yakın can kaybettik. İçimiz sızlıyor. Hay tatilin batsın. Bunlardan birinin de Banaz’ımızı yasa boğan 4 canın da Kızılcasöğüt’te yaşanması. Bizleri gerçekten üzüntüye boğdu. Aslında herkese üzülüyoruz. Ama bu yakınlardan olunca daha fazla üzüntüyle doluyoruz. Hepsine rahmetler diliyor, kalanlara sabırlar versin rabbim diyebiliyoruz. Böyle kazalar olunca Hulusi BARLAY aklıma geliyor. Rahmetle anıyorum. “Trafik kazaları acıdır acı, Oturmuş ağlıyor Azime bacı”. Biz de ölenlerin yasını tutuyor kalanlara başsağlığı diliyoruz. Bayram bitti, şimdi dönelim yaşama. Okullar açılacak, kışlıklar hazırlanacak. İş güç-yani yazın yenen hurmaların ne kadar tatlı olduğu tırmalamalar başlayınca anlayacağız.. Bakalım acı mı olacak tatlı mı olacak. En iyisi mi biz akıllı ve sabırlı olacak bundan sonraki yaşamımızı ona göre dizayn edeceğiz. Anlayacağınız başka çaremiz yok. Ona yalvar, buna yalvar nereye kadar sürecek. “İster sağır ol ister kör, kendi işini kendin gör” demeliyiz. Belki sıkıntılar çekeceğiz. Ama inanıyorum yolun sonu FERAH. Aklımıza ne gelirse orada iktisat yapalım. Yeniden yerli malı kullanmaya özen gösterelim. Üretmeye devam edelim. Ürettikçe rahata kavuşacağız. Bayram bitti. Mesai başladı. Bakalım piyasalar ne alemde. Kimler kazandı, kimler kaybetti. Amerika hala rahibin peşinde mi. Tramp efendinin seçim şaibeleri hangi aşamaya geldi. Eski sevgilileri ile aradaki buzlar çözü-lüyor mu. Putin olaylara nasıl bakıyor. Merkel abla bu durumlara verdiği tepki-lerden mutlu mu. Çin ne diyecek. İngiltere ve Fransa sözünde duracaklar mı? Ve bunların en önemlisi biz ne yapacağız bu kadar sorun yumağı karşısında. Olmayacak duaya amin diyenler çıkıyor arada bir. Yok bu sorunlar yetmiyormuş gibi AF lafları gezeliyor ortalık yerde. Ardından erken yerel seçimler dillendiriliyor. Usanç verici. Kurtulamıyoruz bu şeytan azabından. Gözümüzü kapatıp, biraz dinlenmeye ve bu dinlenme anında düşünmeye ihtiyacımız var. Bırakmıyorlar ki soykalar.. Bayram bitti. Aklımızda kalanlar arasında yine Karadeniz var. Seller ve kaybettiklerimiz. Buna bir çare bulunmalı. Evet tabiata hor davranıyoruz. O da bizden öcünü alıyor. O zaman bu hor davranmalardan geri durmalıyız. Bu toprakları borç almışsak aynı şekilde çocuklarımıza, torunlarımıza bırakabilmenin yollarını bulmalıyız. Evet bayram bitti. Sadede gelelim. Bu arada futbol başladı ya. Yine hüsranlar sürüyor. Koca yaz dönemini geride bıraktık. Takımlar hala daha TRANSFER yapacaklar/mış. Gülüyorum. Bunlar gerçekten acemi. Benim bildiğim. Sezon biter. Planlamalar yapılır. Alacaklar alınır, satılacaklar satılır. Ligler başlayalı üç hafta oldu. Takımların kadrosu daha oluşamadı. Bak FENER bile ilk turda havlu attı. Oyuncuları alamadan. Bir de aklıma takıldı. Şampiyonlar liginde uygulanmayan VAR sistemi şimdi bizim süper ligde uygulanıyor. Hakem bir pozisyonu süzemiyor. Eliyle çerçeve işareti yapıp VAR’a gidiyor. Bunu uzun uzun tartışmak gerekiyor. Doğru mudur. Yanlış mıdır. Peki diğer maçların günahı ne oralarda bakılamıyor. Oradaki hatalar nasıl çözülecek. Futbol evrensel bir oyundur. Dünyanın neresinde oynanıyorsa oynansın kurallar aynı şartlar eşit olmalı. Yabancıyı serbest bıraktınız hata yaptınız bari bundan erken dönün. Yoksa işin içinden çıkamayacaksınız. Hoş.. Siz maç başladıktan sonra kural değiştirmeye alışkınsınız ya!.. Neyse ben yine de geçmiş bayramınızı kutlayıp gelecek aydınlıklara selam göndereyim...