14 Mayıs’ta gittiğimiz sandıklarda arzulanan sonuç oluşmadı. O zaman “hadi bi daha” diyeceğiz. 28 Mayıs yeni bir seçim günü. Bizler yeniden seçim sandıklarına gidip geçen de seçemediğimiz CUMHURBAŞKANIMIZI seçeceğiz. Doğrusu bu durum bir çoğumuzun hoşuna gitmemiştir. Evet, demokrasimizin olmazsa olmazı seçimdir ama böyle üst üste olunca bazılarımız için yorucu oluyor. Ne yapalım. Kaderimiz deyip tekrar oyumuzu kullanacak ve gelecek dönem bizi yönetecek CUMHURBAŞKANIMIZI seçeceğiz. Seçimler sonlandıktan sonra ilk etapta sayımlar ülkede en çok izlenen ve merak edilen konu oldu. Milletvekillerimizi seçtik. Her ne kadar hatalar olmuşsa da, yanlışlar yapılmışsa da, ve yoğun itirazlar olmuşsa da sonuçta ana hatlarıyla sayılar belli olmuş durumdadır. Milletvekilliği seçimlerinin en kazananı Milliyetçi Hareket Partisi görünmektedir. Sayılarını bir hayli artırmış durumdadır. Kayıplarda görünen Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. Ne var ki, bu iki parti Cumhur İttifakı’nda yer aldıklarından mecliste yeterli çoğunluğu sağlamış durumdadırlar. Sürprizler de vardır. Yeniden Refah Partisi meclise girmiştir. Birçok eleştirilere muhatap olan Hüdapar da az da olsa meclistedir. Seçimlere kapatılma tehlikesi nedeniyle kendi ismiyle giremeyen HDP, Yeşil Sol Parti adıyla katıldığı seçimlerde küçük sıyrıklar yaşayıp meclise girmeyi başarmıştır. Bunun dışında TİP’te meclistedir. Görülen o ki gelecek dönemde de meclisimiz renkli ve hareketli olacaktır. Gelelim Cumhurbaşkanlığı seçimine. Her ne yapıldıysa %50 aşılamamıştır... Dört adayla girdiğimiz seçimlerde sayın Muharrem İNCE finiş anında yarıştan çekilmiş ve üç aday kalmıştı. Bu adaylardan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN % 49.5 oy almasına rağmen barajı aşamamış, diğer adaylardan Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU % 45 ve Sayın Sinan OĞAN’da % 5 oy almışlardır. Bu durum kesinleştiğinde ise 2.ci tur için YSK 28 Mayıs tarihini işaret etmiştir. Alınan bunca oylar muteberlik kazanmamış ve sil baştan yeniden seçim yapacağız. Ancak bu kez en çok oy alan ERDOĞAN ile KILIÇDAROĞLU yarışacak. Yine tüm ülkede sandıklar kurulacak, yine tüm yurt dışında sandıklar kurulacak ve 65 milyon seçmenimiz oylarını kullanacaklar. Bu kez % 50 baraj değerlendirilmeyecek ve kullanılan oyların yarıdan bir fazlasını alan aday seçimi kazanacaktır.. Geçen hafta yazdığım gibi durum baştan sona tartışılsa da bu yapılması gereklidir. Elbette bir sürü masraf, bir sürü harcama ve ekonomik zararlar yaşanacaktır. Ama ne yapalım TÜRK halkı böyle bir durumu yaratmış ve ülke olarak hepimize yaşatmıştır. Düşünün ki çok küçük bir oy oranı kalmasına rağmen sayın Erdoğan ipi göğüsleyememiştir. Bu durumda sayın Kılıçdaroğlu’na bir şans daha yaratılmıştır. Göreceğiz sonuç kimi sevindirecek. Bir taraf; “biz bu işi bırakmadık, iş bitmiştir” derken diğer taraf ise; “bu maçın ikinci devresi var ve 28 Mayıs’ta rövanşı alacağız” demektedir. Bu durumun yaratılmasında en çok adından söz edilen kişi ise Sayın Sinan Oğan’dır. Zira Ata İttifakı ile girdiği bu seçimden % 5'lik bir oranda oy alarak 28 Mayıs için KİLİT duruma gelmiştir. Her iki aday da bu durumu lehine çevirmek için şimdi Oğan ve ittifakı ile görüşmeler yapmak zorunluğundadır. Buna kim daha çok ihtiyaç duyacak önümüzdeki günlerde daha da netleşerek ortaya çıkacaktır. Rakamların dili % 5'in önemli olduğu görüntüsü vermektedir. Elbette her partinin, her ittifakın olmazsa olmazı ya da KIRMIZI çizgileri vardır. Bakalım bu çizgiler hangi durumda örtüşecek ve birliktelik sağlanacaktır. Bilinmektedir ki siyasi partiler belli bir amaç ve hedef etrafında toplanmış insanlardan oluşmaktadır. Alınmış olan % 5'lik oyu mota mot taşıyabilecekler midir. Bilinmez ama taşıma ihtimali üzerinde durularak pazarlıklar ya da birliktelikler oluşturulacaktır. Her iki taraf seçmeninde belli bir rehavet olduğu görülmektedir. Birisi, “biz kazandık” diğeri de, “kazanamayacağız” varsayımları üzerinde yoğunlaşmış sanki üzerlerine ölü toprağı serpilmişçesine kendilerini kenara atmış durumdadır. Siyasi liderler ve kadrolar bu kitleyi yeniden canlandırıp 28 Mayıs hazırlamaları gerekmektedir. Hesaplar iyi yapılmalı ve insanlarımızın çekinmeden, üşenmeden, yeniden sandıklara gidip oylarını kullanmaları sağlanmalıdır. Bir çoğunuz farkına varmıştır. Önemli bir miktarda oy kullanmayan seçmen vardır. 6-8 milyona yaklaşan bu sayı aslında çok önemlidir. Niçin oy kullanılmadığı uzun uzadıya araştırılmalıdır. Geçmiş yıllarda oy kullanmayanlara cüzi miktarlarda CEZA uygulanmakta idi. Ama her yeni seçilen bu rakamları uygulamaz ve belli bir süre sonra af kapsamına alınır ve tahsil edilemezdi. Dolayısıyla esprisini yitirmişti. Benim düşüncem ise bu dönemden sonra geçersiz bir nedenle oyunun kullanmayan vatandaşlara bazı yaptırımlar uygulanabilir. Bir takım hizmetlerden geri bırakılabilir. Vergi ödemelerinde imtiyazlar tanına bilir. Hastane muayenelerinde öncelik tanına bilir. Elektrik, su ve doğalgaz kullanımlarında indirim yapılabilir. Yani bir şekilde vatandaşlar OY kullanmaya teşvik edilebilir. Madem ki 65 milyon seçmenimiz var bunların hepsinin kullandığı oylar ile sonuç alınırsa daha DEMOKRATİK olmaz mı.. Hadi bir deneyelim derim. Evet güzel insanlar. Sandığa gidin ve oyunuzu kullanın TERCİH iniz yapın.. Olmaz mı?