Her kurumun, her kuruluşun ya da kısacası cümle alemin kendine has sorunları var. Sorunların çözümü için çıkış yolu arama, akıl danışma, birilerinin fikirlerinden yararlanmaya mutlaka gerek var. Her şeyi “ben bilirim” edasıyla yapmanın alemi yok. İşte bize de böyle bir fırsat sunuldu. Biz de davete uyarak çıktık yollara. Vara vara MARMARİS’e vardık. Orada Cumhuriyet HALK Partisi’nin gazeteci kökenli milletvekilleri ve MARMARİS Belediyesi’nce düzenlenmiş olan “ANADOLU MEDYA ÇALIŞTAYI’na katıldık.
Üç gün süren çalıştay süresince mesleğimizle ilgili bir sürü bilgi edindik. her zaman deriz ya öğrenmenin yaşı yok. Genciyle, yaşlısıyla ANADOLU’nun dört bir tarafından gelmiş gazeteciler ile fikir alışverişlerinde bulunduk. Gezdik gördük inceledik.
Elbette asıl amaç “medya sorunları” idi. Ama MARMARİS Belediye Başkanı Sayın Ali ACAR bu fırsatı fevkalade değerlendirerek, “bu kadar medya çalışanını bir araya getirmişken dünyanın İNCİSİNİ medyaya taşımayı ihmal etmeyeyim” demiş.
Başkan, “önce iş sonra aş” diyerek ve bizleri yapılan gezilerle bilgilendirdi. Önce MARMARİS turu, sonra tekne ile koyları dolaşma ve çevre köyleri inceleme.
İlk başta MARMARİS’i 70'li yıllarda ziyaret ettiğimi hatırlıyorum. Küçük bir ilçe kıvamında eski yapılar, mütevazi bir çarşı ve deniz kenarına bağlanmış sayılabilecek kadar teknesi ile şirin bir ilçeydi. Şimdi baktığınızda olağanüstü güzellikte, sorunları aşmış detayları ile uğraşan bir KENT görünümündeydi. Sezar’ın hakkı Sezar’a diyelim ve başkan devir aldığı noktadan bugüne gece gündüz demeden çalışmış ve yaratmışlar. Kendi deyimiyle “ben değil BİZ” demiş ve tüm çalışanlarıyla bu durumu yaratmışlar.
Takdir etmemek elde değil. “Hiç borcumuz yok” diyor. Hatta “bizden alınan paraların önemli bir bölümü ilçemize dönmüyor diğer ilçelere gidiyor” (Burada MUĞLA büyükşehirden daha doğrusu Büyükşehir uygulamasında yakınıyor) Belki de doğrudur. Konuya tam anlamıyla vakıf değilim. Ancak bu kadar yakınmaya rağmen ilçeyi cennete çevirmişler.
Şehrin tüm mahallelerini dolaşamadık. Ancak sahile yakın tüm yerler yaşanılır bir ortama dönüşmüş. Başkan yardımcısının tabiriyle sakin, mutlu bir yaşam merkezi MARMARİS. Diyeceksiniz ki bu kadar övgüyü hak ediyor mu. Elbette hak ediyor. Çalışanı takdir etmekte bize düşüyor.
Çok beğendiğim BİSİKLET YOLU projesi tutmuş. MAVİ şeritli bisiklet yolu ayrı bir hava katıyor şehrin yollarına. “Nereden aklınız geldi?” dediğimiz de Hollanda’ya gidip inceledik ve bize de çok uygun olunca hiç tereddüt etmeden uygulamaya koyulduk. Özellikle şehir içindeki yoğun trafiği ve egzoz gazını daha aza indirmek ve halkın, insanların ekonomik ulaşımını sağlamak için bu projeye hayata geçirdik diyorlar. Evet olmuş. Genci yaşlısı bisikletleriyle mavi şeritte süzülürken, denizin maviliği ile bambaşka bir ahenk oluşuyor.
Görevlerimidir bilemiyorum, köy yollarına baştan sona kilit parke döşemişler. Kısa süre sonra asfaltsız yolumuz kalmayacak diyorlar. Ve güzel bir haber de sunuyorlar. Hiç yağmur yağmasa ilçemizi üç yıl idare edecek su havzamızı oluşturduk. Çöp depomuz 200 yıl bize hizmet verebilecek kapasitede. Hani şu reklam var ya. GÖRÜYORSUNUZ anlatmaya gerek yok diye. Ben de diyorum ki anlatmaya gerek yok. Gidin görün ve İNCİ KENT’te hayatınızı kısa bir dönemini yaşayın.
Bu kadar övgüden sonra şimdi de çalıştayın ana konusu MEDYA’ya geçelim. Bu çalıştayı CHP’nin medya kökenli vekilleri kurgulamış. Başta Atilla SERTEL olmak üzere Tuncay ÖZKAN, Mustafa BALBAY, Eren ERDEM, Barış YARKADAŞ, Yakup AKKAYA katılım sağladılar. SERTEL “Bizler bu toplantıyı sayın Genel Başkanımız Kemal KILIÇDAROĞLU’nun önerileriyle henüz seçim kararı alınmadan kararlaştırdık, planladık. Gördüğünüz gibi burada sadece ATATÜRK ve TÜRK BAYRAĞI var. CHP’yi öne çıkarmadık ve gerçekten MEDYA sorunlarına çözüm aramak için buradayız” dedi.
Sorunlar kelimenin tam anlamıyla masaya yatırıldı, masların sesleri birbirine karışsa da 4 saate yakın yapılan konuşmalarla ANADOLU’nun dört bir tarafından gelen medya mensupları tarafından dile getirildi. Gerek GAZETECİLİK ve gerekse televizyoncular ile çağın teknolojik gelişimine göre medya da yer alan İNTERNET medyacılığı tartışıldı. Herkesin bir derdi vardı ve bu dertleri yıllardır süregeldiği BASIN sektörünün büyük bir SORUNLAR yumağı halinde debelendiği kanısına varıldı.
“Her şeyden önce ÖZGÜR bir ülke ÖZGÜR basınla yüceleşir” kavramı üzerinde durulurken hapishanelerde yatan 150'ye yakın basın mensubu için çözümler üretilmesi istendi.
Son gün çalıştaya Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’da katıldı. Önce “bir vatandaş gibi konuşacağım” diyerek söze başladı. Ülkedeki genel sorunlara değinerek, örneklemeler yaparak “Bu sorunlar yeni iktidarda son bulacak. Basına çok önem veriyoruz. Özgür basın olmazsa sorunlar dile getirilemez” dedi. Gazetecilerin sorunları ile ilgili soruları cevaplandırdı.
Başta Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Yılmaz KARACA ve yönetim kurulu KILIÇDAROĞLU’na sorunlar ilgili dosya sundular.
Güzel geçen bu medya çalıştayı son bulduğunda aklımız da MAMARİS, düşüncelerimizde sorunlar son bulur mu soruları vardı. Ülke SEÇİM’e endekslenmişken biz de kentlerimize dönüp işimize bakalım dedik. Çalıştayda emeği geçenlere TEŞEKKÜRLER...