Eskilerden kalma bir türkü var. Onun ilk sözleri aklıma geliverdi. “Neyleyim neyleyim ben böyle yâri, ne ağlayabildim ne gülebildim”. Şu günler tam anlamıyla içimdeki duyguları yansıtıyor. Gerçekten olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki, hem anlamakta hem de anlatmakta zorlanıyoruz. Yaşama sevincimizi dumura uğratıyor gelecek heveslerimizi kursağımızda bırakıyor. Biz bunları hak ettik mi diye de sormadan edemiyorum. Bu cennet ülkemiz dört bucağı ile dünyanın en gözde yaşam merkezlerinden biri. Kimine göre 1071 kimine göre 1035'de Orta Asya’dan buralar gelip YURT edinen atalarımızın ne kadar isabetli karar vererek buraları vatan tuttuklarına şimdilerde daha da çok hak veriyorum. Fakat biz ya kıymetini bilemiyoruz ya da çok kıymetli olduğunun farkında değiliz.. Üç etrafı denizlerle çevrili, hatırı sayılır yeraltı zenginlikleri olan tarım için bulunmaz kaftan niteliğinde yurdumuza sahip çıkılmasının zamanıdır. Bunu derken aklınıza farklı düşünceler gelmesin. Biliyorum bir çok ülkenin gözü vardır ama o kem gözler onların önüne akar, bu ülkeden tek karış toprak alamazlar. Asıl önemli olan bizlerin her zaman olduğu gibi kenetlenip tek yürek olmamızdır. Öyle olup öyle kaldığımız sürece inanıyorum hiçbir güç bizi teslim alamayacaktır. İçimizde yaşadığımız kısır döngüler gelir geçer. Bakın 31 Mart’ta bir seçim süreci yaşadık. Doğrular yanlışlar derken kimi yerde seçim sonuçları onanırken, kimi yerlerde mazbatalar geri alınıp seçimlerin yenilenmesine karar verildi. Her seçim bölgesi kendine göre büyük önem arzediyor olsa da en çok ses getiren İSTANBUL oldu. YSK oradaki seçimlerin sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı kısmının yenilenmesine karar verdi. Karar bir çok çevre tarafından sert eleştirilere maruz kaldı. Fıkralar anlatıldı, parodiler canlandırıldı. Gerekçeli karar henüz açıklanmadığından nasıl böyle bir karara ulaşıldığını yorumlamakta güçlük çeksekte artık verilmiş bir karar ve itirazı mümkün olmayan şekliyle hayata geçti. Artık 23 Haziran’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi tekrar yapılacak. 31 Mart seçim sonuçlarına göre sayın Ekrem İMAMOĞLU seçimleri kazanmış ve uzun itirazlar ve bazı sandıkların yeniden sayılması sonunda mazbatası geri alınmıştı. Şimdi yeni bir yarış içinde yine Sayın Ekrem İMAMOĞLU ve Binali YILDIRIM yarışacaklar. Seçim tekrarı tam manasıyla içime sinmemiş olsa da kabullenmek zorundayız. Herkes tarafından eleştirilen bu durumun ne olursa olsun doğru karara ulaşacağından emin olmak istiyorum. Yapılan yanlışların tekrar edilmemesi ve 23 Haziran sonrasında yeni tartışmalara dönülmemesi en büyük dileğimdir. Gerek YSK’nın ve gerekse yerel seçim kurullarının tam mesai harcayıp doğru sonuçların elde edilmesi için her türlü önlemi alması gerekmektedir. İlk yapılacak sandık kurullarının oluşumunu hatasız şekilde yapabilmektir. Yasanın ön gördüğü şekliyle devlet memurlarından oluşacak bu kurullar şeffaflık içinde çözümlenmelidir. Ve kura ile belirlenmelidir. Asıl görev siyasi partilere düşmektedir. Onlar ne yapacaklar. Öncelikle sandık sayısı ve yedekleriyle birlikte üye belirlenmelidir. Bu üyeler partide en iyi şekilde bilgilendirilmeli ve eğitilmelidir. Müşahitler de keza aynı şekilde bilgilendirilip görev alanlarında neler yapacakları, hakları ve sorumlulukları noktası virgülüne anlatılmalıdır. Bina sorumluları ve konuyla ilgili avukatlarda belirlenip bilgilendirilmelidir. Seçmen kütükleri baştan sona elden geçirilip vefatlar ve mükerrer seçmenler not edilmelidir. Sandık başında görev yaptığınız anda, seçmen oy kullanırken TC. KİMLİKLERİ titizlikle kontrol edilmeli. Sayım ve tutanakların yazıldığı anda, olağandan daha fazla itina ile görev yapılmalı hatalara ve yanlışlara olanak tanınmamalıdır. Sonuçta ISLAK imzalı sandık sonuçları tüm görevlilerce imzalanmış olarak fotoları çekilip parti yetkililerine ulaştırılmalıdır. Sandık başkanı ve sandık görevlilerinden kura ile seçilen iki kişi sonuçları ve torbaları seçim kuruluna ulaştırmalıdırlar. Partiler ellerine ulaşan sonuçları sandık numaralarına göre çetelesini tutup rakamları topladığında sonuç ortaya çıkacaktır. Bu sonuçlar YSK ile karşılaştırıldığında rakamların bire bir aynı olması gerekmektedir. Aksi durum yine karmaşaya sebep olur ve şaibe, kuşku yine oluşur. Sandık kurullarında partilerden mutlaka görevli bulunduğu için hata yapılması ihtimali en aza indirilmeli ve hata orada bertaraf edilmelidir. İtirazlar her halukarda orada yapılıp tutanakla tesbiti yapılmalıdır. Titizlikle yapılacak bu kutsal görev sonrasında hiçbir kuşkuya yer vermeyecek sonuçlar kesinleştiğinde kimse tarafından eleştiriye uğramadan kabullenilmelidir. 23 Haziran sonrasında neyleyim neyleyim türküsünü ağzıma almak istemiyorum. Ne ağlamak ne de gülmek istemiyorum. Herkesin mutlu olmasını ve sonuçların ülkeye yararlar getirmesini arzulamaktayım.. Bir de TC ibarelerinin layık olduğu yerlerde kalmasını istiyorum. Çok mu istedim?...