Söze Fenerbahçe ile başlamak istiyorum. Mübarek Ramazan ayı tüm güzelliği ile sona doğru yaklaşırken ve de ülke tamamen seçim havasına girmişken ülkemizin güzide kulüplerinden FENERBAHÇE’de büyük bir kan değişimi oldu. Sayın Aziz YILDIRIM’ın 20 yıllık başkanlık süreci sona erdi ve Ali KOÇ başkan oldu. Türkiye’de 25 milyona yakın taraftarı olduğu resmi olmasa da söylenegelen ve 1907'den beri ülkedeki her branştaki sporlarda yer alan, ülkemizi yurt dışında temsil ederek adımızı duyuran FENERBAHÇE CUMHURİYETİ diye namlandırılan bu büyük kulüpte pazar günü büyük değişim oldu. 20 yıl önce sadece 1 oy farkla Vefa KÜÇÜK’e karşı kazanarak devraldığı başkanlığı şimdi büyük farkla kaybeden sayın Aziz YILDIRIM Türk futboluna ve Fenerbahçe’ye büyük katkılar sağladı. Fenerbahçe Şükrü SARAÇOĞLU stadını kazandırarak büyük sükse yapan başarının da elbette bir sonu olacaktı ve bu son Sayın Ali KOÇ tarafından yaşatıldı. Hem de büyük oy patlaması yaparak Fenerbahçe’nin yeni başkanı oldu. Yeni dönemde hem FENERBAHÇE ve de hem de TÜRK SPOR’u kazanır dileklerimizle başkana ve ekibine başarılar diliyoruz. Galatasaray’da da kongre süreci yaşandı ve Mustafa CENGİZ 6 ay önce olağanüstü kongrede devraldığı yönetimi bırakmadı. Keza Trabzonspor’da  Ahmet AĞAOĞLU ile yeni bir başlangıç yapmaya hazırlanıyor. Takımlarımıza ve yönetenlerine başarılar diliyorum. Bu arada  14 Haziran 2018'de  başlayacak olan dünya kupası maçlarına hazırlık amacıyla takımlar maçlar oynadılar. Bizim millilerimiz de bu ara nedeniyle 3 hazırlık maçı yapmayı planlamış, ilkini İran ile oynadık ve 2-1 yendik. Ancak TUNUS ile oynadığımız maçı niye CENEVRE’de oynadık anlayamadım. Üstelik seyircisi az ve kalitesi düşük bir maç izledik. Öncelikle genç kadroya başarılar dileyelim ve umutlanalım diyoruz. Ama gördüklerimiz hiç de hoş enstanteneler değil. Genç yeteneğimiz ÇAĞLAR daha şimdiden horozlanmaya başlamış bile.. Cin olmadan şeytan çarpmaya çalışıyor.. Keza büyük umutlarla İngiltere’ye gönderdiğimiz Cenk TOSUN maçı bırakıp tribünleri halletmeye çalışıyor (yanlış anlamış), kırmızı kart görüyor ve de takımı eksik bırakıyor. Kalecimiz Serdar ise çok tecrübeli!..  Onsekiz dışında topu elle alıyor ve hakem hazırlık maçı diye pozisyonu es geçiyor. Lucescu, "çok umutluyum diyor"..  3. cü sınıf takımlarla oynanan oyunu herkes gördü sanırım. Umutlanamadım şahsen ben. Sezon sonu oynan maçların birinde hakeme saldıran ARDA TURAN’a 16 maç ceza veriliyor. Ama tahkim bunun 10 maça indiriyor. Ya veren haksız ya da indiren.. Ortası yok.. O da bu cezayı yaz sezonu ligleri başlayacak olan bir takıma giderek çekmek için çalışmalar yapıyor.. Etik olacak mı? Futbol böyle yapılan hülleleri çekebilir mi?. Gelecek kuşaklara güzel örnekler vermiyoruz. Ve SEÇİM süreci tüm hızıyla sürüyor. Siyasi partiler çalışmalarına baş döndürücü hızla devam ediyor. Sanırım bu seçim tüm gözler CUMHURBAŞKANLIĞI seçimine odaklanmış gibi görünüyor. Milletvekili seçimleri pek umurda değil. Ama her ikisi de çok çok önemli. Zira seçilecek Cumhurbaşkanı ile ayrı düşecek bir parlamento planları alt üst edebilir. Düşünün ki çoğunluk ile başkan ayrı ayrı olursa çalışmalarda AHENK bozulabilir ve bunun arkası yine ERKEN bir seçim olur kanısındayım. Ne yapalım derseniz; derim ki GÖRÜYORSUNUZ.. Söylenecek bir şey yok.. GÖRÜYORSUNUZ.. SEÇİMLER bu kez hızlı bir şekilde yaşamımızda yer aldığından MİTİNG sayısı da oldukça azaldı ve de iyi oldu. Fazla tantanaya gerek yok.  EYYY SİYASİLER!.. Projelerinizi anlatın insanlara. Yoksa yapacağınız ağız dalaşı bizi sizden bir adım daha uzaklaştırıyor. Her yapılan mitingde bana göre OY kaybediyorsunuz. Zira Artvin’de söylediklerinizi Aydın’da da tekrar ediyorsunuz. İnsanlar vallahi usanmış durumda ve bakıyorum mitinler eğer taşıma olmasa vallahi izlenmeyecek duruma geldi desem tevatür yapmış olmam. Bir de SİYASİLERİN kullandıkları dil, birbirine karşı kullandıkları ÜSLUP yine bizleri kahrediyor. Olmuyor. Beğenmiyorum. Gelin hepiniz devlet adamlığı kimliğinizle anlatın bize her şeyi. Sizlere inanalım sizlere güvenelim. Televizyonlar da artık taraflı olduklarını yaptıkları yayınlar ile tamamen ortaya koymaktalar. Hele hele TRT bunların en başında yer alıyor. İktidar ile muhalefete eşit ölçülerde davranmıyor. Güce göre vakit ayırmıyor ve de haberlerinde hepsine gereği kadar yer vermiyor. Yani sözün özü TARAFSIZ  değil. ÖZERK bir TRT’nin tarafsız olmasını beklerdim doğrusu. Aday belirlemesinde yaşanan FIRTINA, atlatıldıktan sonra meydanlar daha bir ısındı. Şimdi gözler 24 Haziran da. Bütün bu çalışmalarda önemli yer tutan ANKET enflasyonu da yaşanmaya devam ediyor. Herkes işi biliyor ve kim anket yaptırmışsa onun ekmeğine yağ sürüyorlar adeta. FLAŞ.. FLAŞ.. FLAŞ diyerek oyları yönlendirmeye, insanları belli bir yöne kanalize etmeye çalışıyorlar. Anketlere fazlaca takılmayın bence. Siz 24 Haziran’da VATANDAŞLIK görevinizi yapmak için sandığa gidin ve oyunuzu kullanın. Tercihinizi en iyi en sağlıklı şekilde yapın ve kullandığınız oy a sahip çıkın.