Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

KUTLANACAK!

Nisan ayında kutlanacak gün ve haftalara geçen yazılarımda değinmiştim. Ve asıl kutlanması gereken günlerden biri de “23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI”dır. Kim ne kadar hayır dese de, kim kutlanmaması için alternatifler yaratsa da bu bayram KUTLANACAK. Dünyada ilk olarak ATATÜRK tarafından çocuklara armağan edilmiş bu güzel gün, bu güzel bayram dünya var oldukça kutlanacak. Bir yandan geleceğimiz diye övündüğümüz, bir yandan onların iyi yetişmesi için dövündüğümüz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramı nasıl olurda kutlanmaz. Biz öldük mü, biz yok olduk mu yoksa. Bizi bilen tanıyan esamemizi hatırlayan yok mu?.. Vallahi olmaz bu bayram öyle ya da böyle kutlanmalı, ulusal egemenliğin yegane simgesi bu bayram kutlanacak.. Neden bu kadar KİN duyuyorlar, neden kutlamak istemiyorlar, neden içlerine sindiremiyorlar, anlayamıyorum. Oysa bugünleri yaşamamızın tek sebebidir.. O günleri başarıyla atlatamamış olsaydık kim bilir şimdi hangi şartlarda var olacaktık. Var olacak mıydık, o da belirsizdir.. Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920'de kurulmuştu.. CUMHURİYET’in temelleri o gün açılan mecliste atıldı ve Allahımıza şükür 96 yıldır kesintiye uğramadan kutlanıyor. Ben de bu bayram kutlandıkça mutlanıyorum. Ve çocuklarımıza bu günü BAYRAM olarak armağan eden ATAMIZA sonsuz minnet ve şükranlarımı sunuyorum.. Çocuklarımız bu bayramı kutlarken küçük bir bayram da biz yapık. Öğretmen okulundan öğretmenim olan sevgili Çınar AYBAR ve onun dostlarını Uşak’ta misafir ettik. Yıllardır gelmek istiyorlardı. Bir ara “Öğretmenim her yeri dolaşıyorsunuz da şuracıktaki KANYONLARIMIZI bir görmeye gelmediniz” demiştim.. Ve geldiler. Arkadaşlarıyla… Ben de onun öğrencilerinden bir gurup GÖKÇEADALI’ya çağrı yaptım. Birlikte önce Uşak, sonra diğer yerleri dolaştık. Uşak Müzesi, kent müzesi derken sıra Atatürk’ün kaldığı ev olarak bilinen müzeye geldik. Orada sıradan bir ev gibi görüldüğünde fazlaca önem arzetmeyen ama dikkatli bakıldığında çok anlamlı görüntülere sahne olan bir obje var. İşte gelen misafirlerimizden birinin o objenin karşısındayken gözlerinin yaşardığını ve iç çektiğini gördüm.. Önce farklı bir durum olduğunu sanarak “bir şey mi oldu” dedim.. Daha ne olsun.. Daha ne olsun.. Şu manzarayı bu güne kadar görmediğime çok pişmanım. Trikopis’in, kılıcını ATATÜRK’e teslim ederken oluşan yüz ifadelerine bakın.. Harika bir canlandırma olmuş, bunu görmek için geç kalmışım ama yine de mutluyum, gururluyum, sizlere de bu fırsatı yaşattığınız için teşekkür ederim.. Ama kusura bakmayın en büyük teşekkürüm Sevgili ATAMIZA.. Şimdi onu biraz daha fazla seviyorum.. Yunan Başkomutanı General TRİKOPİS, Kurtuluş Savaşı’nın son günlerinde İzmir’e doğru kaçarken, Göğem köyünde yakalanıyor. ATAMIZ’da Uşak’a geliyor. Önce kalacağı evin girişine Yunan Bayrağı seriliyor. “ATA bayrağı derhal kaldırın, o bir milletin timsalidir” diyor. Ve sonrasında TRİKOPİS geldiğinde onun mahcup ve üzgün durumuna bakarak “General, siz bizim esirimiz değil MİSAFİRİMİZSİNİZ” diyerek saygı gösteriyor. Ve general kılıcını ATA’ya teslim ederken yüzünde oluşan o ifade işte bu evdeki temsili resim de vücut buluyor. Eğer sizlerde bu resmi görmek isterseniz mutlaka bu müzeyi ziaret edin. Sonra misafirlerimizi Ulubey’e doğru yönlendiriyoruz. KANYONLAR. Ve seyir terasında zevkle izliyorlar. Bakıyorum hepsinin gözlerinde bu harika güzellikleri, bu tabiat harikasını görmenin mutluluğu var. İki de, ya da her cümlenin sonunda teşekkür ediyorlar bizlere. Orada yenen Ulubey döndürmesi de hoşlarına gidiyor. Yolumuz bu kez CLANDRAS köprüsüne doğru gidiyor. Burada da tabiatın bizlere bahşettiği görüntülere şahit oluyoruz. Tarihi “Kral Köprüsü” CLANDRAS köprüsü kulaklara hoşluk veren çağlayan sesiyle karşılıyor bizi ve misafirlerimizi. Manzara harika, fotoğraflar tam bir tabloluk. Ama hoş olmayan görüntüler de var. Sezon açılmamış bile olsa etrafın çöplük gibi görüntü vermesi bizi utandırıyor. Hele duvarlara acemice yazılmış o yazılar bizi tiksindiriyor. “Masalarda içki içmek yasaktır”. Kafe olarak kullanılan binanın dört duvarında bu yazıyla karşılaşıyorsunuz. Biri de bana sordu “masalarsa yasakmış burada adet yerde mi içiliyor acaba”. Üzgünüm, çok çirkin. Ve cahilce. İlgililere duyurulur.. Neyse konumuz o değil. Biz konuklarımızla UŞAK’a dönüyoruz. Kent meydanındaki KURTULUŞ SAVAŞI heykeli önündeyiz. Görüntü misafirlerimizi hayran bırakıyor. Fotoğraf çekiliyoruz. Kimler sebep olduysa sağ olsun harika bir tablo diyorlar.. Onlar seviyorlar, biz gururlanıyoruz. Kentimiz ve ülkemiz bunlara layıktır. Kadınlarımızın destekleri, erkeklerimizin ellerinde silahlarla at üstündeki o ihtişamlı görüntüleri… Ne kadar övünsek azdır. Ama şimdilerde bazı insanlar bu görüntüleri hazmedemiyor. Nedendir bilemiyorum.. İçlerine sindiremiyorlar. O görüntülere kolay ulaşılamadı. Çok emek verildi, çok can verildi. O nedenle asla vazgeçemeyiz... Bayramları kutlayacak, ülkemizi yücelteceğiz.. Ulusal Egemenlik önemlidir...
Ekleme Tarihi: 26 Nisan 2016 - Salı

KUTLANACAK!

Nisan ayında kutlanacak gün ve haftalara geçen yazılarımda değinmiştim. Ve asıl kutlanması gereken günlerden biri de “23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI”dır. Kim ne kadar hayır dese de, kim kutlanmaması için alternatifler yaratsa da bu bayram KUTLANACAK. Dünyada ilk olarak ATATÜRK tarafından çocuklara armağan edilmiş bu güzel gün, bu güzel bayram dünya var oldukça kutlanacak.
Bir yandan geleceğimiz diye övündüğümüz, bir yandan onların iyi yetişmesi için dövündüğümüz, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramı nasıl olurda kutlanmaz. Biz öldük mü, biz yok olduk mu yoksa. Bizi bilen tanıyan esamemizi hatırlayan yok mu?.. Vallahi olmaz bu bayram öyle ya da böyle kutlanmalı, ulusal egemenliğin yegane simgesi bu bayram kutlanacak..
Neden bu kadar KİN duyuyorlar, neden kutlamak istemiyorlar, neden içlerine sindiremiyorlar, anlayamıyorum. Oysa bugünleri yaşamamızın tek sebebidir.. O günleri başarıyla atlatamamış olsaydık kim bilir şimdi hangi şartlarda var olacaktık. Var olacak mıydık, o da belirsizdir..
Türkiye Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920'de kurulmuştu.. CUMHURİYET’in temelleri o gün açılan mecliste atıldı ve Allahımıza şükür 96 yıldır kesintiye uğramadan kutlanıyor.

Ben de bu bayram kutlandıkça mutlanıyorum. Ve çocuklarımıza bu günü BAYRAM olarak armağan eden ATAMIZA sonsuz minnet ve şükranlarımı sunuyorum..
Çocuklarımız bu bayramı kutlarken küçük bir bayram da biz yapık. Öğretmen okulundan öğretmenim olan sevgili Çınar AYBAR ve onun dostlarını Uşak’ta misafir ettik. Yıllardır gelmek istiyorlardı. Bir ara “Öğretmenim her yeri dolaşıyorsunuz da şuracıktaki KANYONLARIMIZI bir görmeye gelmediniz” demiştim.. Ve geldiler. Arkadaşlarıyla… Ben de onun öğrencilerinden bir gurup GÖKÇEADALI’ya çağrı yaptım. Birlikte önce Uşak, sonra diğer yerleri dolaştık. Uşak Müzesi, kent müzesi derken sıra Atatürk’ün kaldığı ev olarak bilinen müzeye geldik. Orada sıradan bir ev gibi görüldüğünde fazlaca önem arzetmeyen ama dikkatli bakıldığında çok anlamlı görüntülere sahne olan bir obje var. İşte gelen misafirlerimizden birinin o objenin karşısındayken gözlerinin yaşardığını ve iç çektiğini gördüm.. Önce farklı bir durum olduğunu sanarak “bir şey mi oldu” dedim.. Daha ne olsun.. Daha ne olsun.. Şu manzarayı bu güne kadar görmediğime çok pişmanım. Trikopis’in, kılıcını ATATÜRK’e teslim ederken oluşan yüz ifadelerine bakın.. Harika bir canlandırma olmuş, bunu görmek için geç kalmışım ama yine de mutluyum, gururluyum, sizlere de bu fırsatı yaşattığınız için teşekkür ederim.. Ama kusura bakmayın en büyük teşekkürüm Sevgili ATAMIZA.. Şimdi onu biraz daha fazla seviyorum..
Yunan Başkomutanı General TRİKOPİS, Kurtuluş Savaşı’nın son günlerinde İzmir’e doğru kaçarken, Göğem köyünde yakalanıyor. ATAMIZ’da Uşak’a geliyor. Önce kalacağı evin girişine Yunan Bayrağı seriliyor. “ATA bayrağı derhal kaldırın, o bir milletin timsalidir” diyor. Ve sonrasında TRİKOPİS geldiğinde onun mahcup ve üzgün durumuna bakarak “General, siz bizim esirimiz değil MİSAFİRİMİZSİNİZ” diyerek saygı gösteriyor. Ve general kılıcını ATA’ya teslim ederken yüzünde oluşan o ifade işte bu evdeki temsili resim de vücut buluyor. Eğer sizlerde bu resmi görmek isterseniz mutlaka bu müzeyi ziaret edin.
Sonra misafirlerimizi Ulubey’e doğru yönlendiriyoruz. KANYONLAR. Ve seyir terasında zevkle izliyorlar. Bakıyorum hepsinin gözlerinde bu harika güzellikleri, bu tabiat harikasını görmenin mutluluğu var. İki de, ya da her cümlenin sonunda teşekkür ediyorlar bizlere. Orada yenen Ulubey döndürmesi de hoşlarına gidiyor.
Yolumuz bu kez CLANDRAS köprüsüne doğru gidiyor. Burada da tabiatın bizlere bahşettiği görüntülere şahit oluyoruz. Tarihi “Kral Köprüsü” CLANDRAS köprüsü kulaklara hoşluk veren çağlayan sesiyle karşılıyor bizi ve misafirlerimizi. Manzara harika, fotoğraflar tam bir tabloluk. Ama hoş olmayan görüntüler de var. Sezon açılmamış bile olsa etrafın çöplük gibi görüntü vermesi bizi utandırıyor. Hele duvarlara acemice yazılmış o yazılar bizi tiksindiriyor. “Masalarda içki içmek yasaktır”. Kafe olarak kullanılan binanın dört duvarında bu yazıyla karşılaşıyorsunuz. Biri de bana sordu “masalarsa yasakmış burada adet yerde mi içiliyor acaba”. Üzgünüm, çok çirkin. Ve cahilce. İlgililere duyurulur..
Neyse konumuz o değil. Biz konuklarımızla UŞAK’a dönüyoruz. Kent meydanındaki KURTULUŞ SAVAŞI heykeli önündeyiz. Görüntü misafirlerimizi hayran bırakıyor. Fotoğraf çekiliyoruz. Kimler sebep olduysa sağ olsun harika bir tablo diyorlar.. Onlar seviyorlar, biz gururlanıyoruz. Kentimiz ve ülkemiz bunlara layıktır. Kadınlarımızın destekleri, erkeklerimizin ellerinde silahlarla at üstündeki o ihtişamlı görüntüleri… Ne kadar övünsek azdır. Ama şimdilerde bazı insanlar bu görüntüleri hazmedemiyor. Nedendir bilemiyorum.. İçlerine sindiremiyorlar. O görüntülere kolay ulaşılamadı. Çok emek verildi, çok can verildi. O nedenle asla vazgeçemeyiz...
Bayramları kutlayacak, ülkemizi yücelteceğiz.. Ulusal Egemenlik önemlidir...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.