Spordan söz edeceğim bu kez. Öncelik UŞAK’IMIZIN gururu MURATBEY UŞAKSPORTİF Basketbol takımı. Bize yaşattıkları için baştan TEŞEKKÜRLERİMİ sunuyor, emeği geçenleri kutluyorum. Daha lige yeni başlamışken bu ne kutlama demeyin. Onlar bunu şimdiden hak ettiler. Önce AVRUPA şampiyonlar liginde aldığı başarılı sonuç ile kupalara katılma hakkı kazanan UŞAK, hafta sonu da ülkemizin CUMHURBAŞKANLIĞI kupasını kazanmış şampiyon takımı FENERBAHÇE’yi de yenerek alkışı fazlasıyla hak etti..
Basketbol takımımız ile ilgili bir çok yazı kaleme aldım. İlimizde Koç Ozan BULKAZ ile başlayan bu fırtına bir türlü dinmek bilmedi. Küçük DEV adam başarılara imza atmaya devam ediyor. Düşünün sınırlı bir bütçe ve peşinizde fazla bir destek olmadan her yıl takımı sil baştan değiştirip ve bütçeleri bizi 5'e 10'a katlayan takımlarla baş edebilmenin doğrusu gerekirse izahını bulamıyorum.. Yıl gibi uzun bir süre her türlü olumsuzluklara karşı direnen ve 2. ligde hedeflediği amaca ulaşan bu takım 4. yıldır da SÜPER ligde yer almaktadır.
Geçen yıl takımın ilk antrenmanında burnumu kıvırarak, korkumu içime atarak başladığımız ligde ilk sekize girerek bellekleri allak bullak ederken, ligde yenmedik takım bırakmazken geldik bu yıla.
Ve yine aynısı oldu. Geçen yıl takımda yer alan sporcularımız birer birer uçmuşlardı. İlk beşe girebilecek bir iki oyuncumuz kalmıştı. Ozan BULKAZ ve Fatihhan ERDOĞAN yine yapacaklarını yaptılar. Takımın yine ilk idmanını izledik. Ehhh! dedikse de fazlaca umutlanamamıştık. Ama iki yıldır ne oluyorsa bilemiyorum Pamukkale Üniversitesindeki hazırlık kampından sonra karşımıza bambaşka bir takım çıkıyor. Hazırlık maçlarında sadece bir yenilgi alan MURATBEY UŞAKSPORTİF, Avrupa kupası maçında da içte dışta aldığı galibiyetle guruplara kalıyor.
İşte lig başlıyor. Talihsiz dediğimiz bir fikstür ile başlıyoruz. İlk maç FENERBAHÇE. Hafta içinde aldığı CUMHURBAŞKANLIĞI kupası ile bize göz dağı veren FENER Uşak’ta rahat bir maç olacağı ve kesin galibiyet alacağı düşüncesiyle maça başlıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse biz de bu lige ısınıyoruz. Üniversitemizin spor salonu yine hınca hınç. FENER seyircisi de tribünde. BİLYONER.COM.da AŞİGOLARI unutmamış. Kırmızı-siyah kaşkollar boyunlarda. Parkede kızlarımız gösteri yapıyor. Ve pota sayıları kabullenmeye hazır. Zorlu bir kırk dakika.. OBRADOVİÇ çıldırıyor. Geçen yıl 19 sayı önde olduğumuz maçı kaybetmiştik.
Yine öndeyiz ve endişeliyiz. Tarih tekerrür mü edecek. Ama inanç var, umut var. Bir sayı ile de olsa maçı kazanıyoruz. Helal olsun çocuklar size. Ve Shaq Oneal MCKISSİÇ 30 sayı atıyor Fener potasına. Olağanüstü. Herkes de bayram sevinci.. Hakettiler.
Artık bu işin peşini bırakmayalım. Face’de paylaşmıştım. “Düşün bu takımın peşine” diye. Haydi durmayın. Takılın sizlerde.. Yalnız.. Sakın ha.. Aldığımız bu galibiyet ile asla şımarmayalım hülyalara dalmayalım. Maraton uzun, yollar engebeli. Avrupa ve TÜRKİYE.. Umarım geçen yılı aşacak başarılara ulaşırız. Yalnız sonraki maçları yeni salonda oynamayı umut ederek. Öpüyorum herkesi..
Yaşadığımız bu gurur sonrası bu kez de HÜSRAN yaşadık. Zaten haftalardır süren polemikler, beynimizde yaşadığımız sorunlar gönül rahatlığı ile milli takımımızın peşinden gitmemize mani oluyordu. Futbolun en yetkilisi şöyle sırtımızı mindere dayayıp gönül rahatlığı içinde maç izlememize engel oluyor. Bildiğimiz MİLLİ takımlar ülkemizin oynayan en formda futbolcularından bir takım oluşturarak ülkemizi uluslar arası arenada temsil etmektir. TÜRK MİLLİ TAKIMI TÜRK oyunculardan oluşmalı. Geçmişte bazı yabancıların TÜRK vatandaşı yapılarak takıma alınmasını asla kabullenemiyorum. 80 milyon içinden bir takım kuramıyorsak bize yazık değil mi. Eller 300 binlik ülkeden bakın neler yaratıyorlar.
Yaşanan polemik yine beyinlerimize zarar verdi. Ve sadece beyinlere değil kimyamızı da bozdu. Bir zamanlar JİP pazarlıkları yapılmıştı. Şimdi de PRİM davası futbolun önüne geçti. Kimi “para konuşmanın zamanı değil, bildiklerimi kelimesi kelimesine daha sonra anlatacağım” derken biri de “biz ülkemizi seviyoruz gel derlerse geliriz, git derlerse gideriz” diyerek güya olumsuz ortamı yumuşatmaya çalıştılar. Ne var ki bu yumuşama yeşil sahalara yansımadı. Ve takımımız göğsümüzü kabartacak sonuca ulaşamadı. Başımız önde kaldı yine.
Ülkemiz son aylarda TERÖR belası ile boğuşmakta iken yine ŞEHİTLER verdik. Acılarımızı bir türlü dindiremedik. Terörü neticelendiremedik. Her ne kadar spordan söz ettiysek de aslında kaybettiğimiz gençlerimiz aklımızdan hiç çıkmadı. Kazandığımız başarılar, kaybettiğimiz puanlar çokta önemli değildi. Keşke canlar zayi olmasaydı. Bir iki derken üç oldular. Şimdi yurdumuz bu belanın tehditinde. Üstelik kalleş TERÖR örgütleri masum insanları, hedef gözetmeksizin katletmekteler. Bu işin sorumluları elbette bir gün ettiklerini çekecekler. Şimdi kıs kıs gülenler zamanla belalarını bulacaklardır.
Bu mücadele topyekün yapılmalı ve hani 15 Temmuz sonrası yaratıldı denilen YENİ KAPI RUHU doğru ve akılcı şekliyle hayata geçirilmeli. Kimse RANT peşinde olmadan ülke menfaatlerini önde tutmalı.
Bu hafta GURUR ve HÜSRANI birlikte yaşadık. Ama doya doya sevinemedik. Fener’i yenmenin tadını alamadık. Vallahi bıktık, usandık. ULUSÇA sevinmek mutlanmak istiyoruz. Hak etmiyor muyuz?..