Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Necati Ertuğrul
Köşe Yazarı
Necati Ertuğrul
 

BİRAZ TEBESSÜM LÜTFEN

İnsana, en çok yakışan nedir diye sorsalar “GÜLMEK” derim. Bu güzel hasleti unuttu sanki insanlar. Kaşlar hep çatık, yüzler ekşi. İnsan olan her yerde; kavga şimşekleri çakacağına, kahkaha tufanları yükselse, cehennem değil cennet yaşansa ne olurdu? HEYHAAAT!.. Hanelerin pencerelerinden güneş girmiyor, bacalarından çıkan duman ise simsiyah. Ülkemiz insanının gülememesinin birçok nedeni var. Yıllardır terör belasıyla boğuşuyor. Evladını, ekmeğini feda edip bağrına taş basıyor. Buna katlanmasa; aziz şehitlerimizin emanet bıraktığı kutsal vatanı elden gidecek. Belanın biri hafifleyince bir diğeri hortluyor. Suriye, Libya, göçmenler sorunu ve daha niceleri… Vatandaşa gülmeyi unutturan diğer önemli bir etken de iktidarla muhalefetin durumu. Onların güldüklerini görmüyoruz ki vatandaş gülsün. Birbirlerine yaptıkları ağır hakaretler, kavgalar, vatandaşı aşırı şekilde geriyor. Halkına; yardım konusunda bile bu kadar farklılık olablir mi? Günü kurtarmak, geleceklerini garanti altına almak için yapılan yardımların sürekliliğinin olmayacağı bilinmelidir. Vatandaş, hayıra muhtaç haline getirilmemelidir. Ünlü Çin filozofu Konfiçyüs’ün dediği gibi “Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan, ona balık verme; balık tutmayı öğret” sözü dikkate alınsa ve bu necip millet tembelliğe, beleşçiliğe alıştırılmasa, onurları incinmese nasıl olur? Koronaya değinmeyeceğim, çünkü bıktık artık. Ona yeterince değinenler de var zaten. Anlattıklarımın, yüzünüzü güldürmediğinin farkındayım. Konuyu değiştiriyorum. Eski cumhurbaşkanlarımızdan rahmetli Süleyman Demirel (gülmesini bilirdi) bir basın toplantısında şöyle demiştir: “Ege; bir Yunan gölü deeldir, bir Türk gölü de deeldir. Binanaleyh, Ege; bir göl deeldir” Uzun süre yurtdışında kalan bir vatandaş, telefonda arkadaşıyla Türk siyasetçileri hakkında konuşurken “Eskiden, çok karizmatik biri olan Ecevit ile çok klasik olan Demirel vardı. Onların durumu nedir” diye sorar. Arkadaşı şöyle cevap verir: “İkisi de sağ, başımızdalar. Ancak; bazı değişiklikler oldu. Birinin karizması gitti “tik”i kaldı. Diğerinin de klasiği gitti “.ik”i kaldı. Onunla da anamızı belledi, biz de ona “Baba”diyoruz artık” diye cevap vermiş. Adamın biri, çocuğunu azarlıyormuş: “Atatürk senin yaşındayken sınıf birincisiydi” demiş. Çocuk cevabı hemen yapıştırır, “Senin yaşındayken de cumhurbaşkanıydı” demiş. İçkiye çok düşkün olan Bektaşi, ölüm döşeğinde yatarken bir bardak su istemiş. Başında bulunanlar: “Erenler, sen hiç su içmezdin, şimdi neden istiyorsun” diye sorarlar. Bektaşi, “İnsan, ölürken düşmanıyla bile barışmalı” demiş. Avcılar, çok atıp tutmalarıyla meşhurdurlar, bilirsiniz. Avcının biri arkadaşına anlatır: “Bir gün çok yorulmuştum. Otururken ayının sıcak nefesini ensemde hmezmiyim. Nasıl olduysa ayının ayağı kaydı ve yuvarlanıp gitti. Derin bir nefes alıp tekrar yerime otururken aynı ayının sıcak nefesini yine ensemde hmezmiyim. Ayı, yine kayıp düştü” Heyecanlanan avcı arkadaşı: “Ayıptır söylemesi, bu olayı ben yaşasaydım korkudan altıma ederdim” der. Avcı arkadaşı da: “Ayının ayağının, neden kayıp yuvarlandığını sanıyorsun?” Adamın biri çok kötü öksürüyormuş. Doktora giderek derdini anlatmış. Doktor da yanlışlıkla ishal ilacı yazmış. “Bu ilacı kullan, tekrar gel de seni göreyim” demiş. Adam da öyle yapmış. Doktor sormuş, “Nasıl oldun, geçti mi öksürüğün” demiş. Hasta da şöyle cevap vermiş: “Cesaret edip de öksüremedim ki!” Uzun bir yolculuk sırasında, sıkılan yolculardan biri Kayserili olan yolcuya takılır: “Yahu; sizin Kayseri’de eşek çokmuş, öyle söylerler doğru mudur” diye takılır. Kayserili lafın altında kalır mı, hemen cevabı yapıştırır: “Onların çoğu yabancı, yerli değil” der. Uzun, koronavirüs günlerinde, sizleri tebessüm ettirip dertlerinizi bir an unutturabildiysem ne mutlu bana. Gülmek; insanı güzelleştirir, ömrünü uzatır.      Necati ERTUĞRUL 
Ekleme Tarihi: 05 Mayıs 2020 - Salı

BİRAZ TEBESSÜM LÜTFEN

İnsana, en çok yakışan nedir diye sorsalar “GÜLMEK” derim. Bu güzel hasleti unuttu sanki insanlar. Kaşlar hep çatık, yüzler ekşi. İnsan olan her yerde; kavga şimşekleri çakacağına, kahkaha tufanları yükselse, cehennem değil cennet yaşansa ne olurdu?
HEYHAAAT!.. Hanelerin pencerelerinden güneş girmiyor, bacalarından çıkan duman ise simsiyah.
Ülkemiz insanının gülememesinin birçok nedeni var. Yıllardır terör belasıyla boğuşuyor. Evladını, ekmeğini feda edip bağrına taş basıyor. Buna katlanmasa; aziz şehitlerimizin emanet bıraktığı kutsal vatanı elden gidecek. Belanın biri hafifleyince bir diğeri hortluyor. Suriye, Libya, göçmenler sorunu ve daha niceleri… Vatandaşa gülmeyi unutturan diğer önemli bir etken de iktidarla muhalefetin durumu.
Onların güldüklerini görmüyoruz ki vatandaş gülsün. Birbirlerine yaptıkları ağır hakaretler, kavgalar, vatandaşı aşırı şekilde geriyor. Halkına; yardım konusunda bile bu kadar farklılık olablir mi? Günü kurtarmak, geleceklerini garanti altına almak için yapılan yardımların sürekliliğinin olmayacağı bilinmelidir.
Vatandaş, hayıra muhtaç haline getirilmemelidir. Ünlü Çin filozofu Konfiçyüs’ün dediği gibi “Bir kişiye iyilik yapmak istiyorsan, ona balık verme; balık tutmayı öğret” sözü dikkate alınsa ve bu necip millet tembelliğe, beleşçiliğe alıştırılmasa, onurları incinmese nasıl olur? Koronaya değinmeyeceğim, çünkü bıktık artık. Ona yeterince değinenler de var zaten. Anlattıklarımın, yüzünüzü güldürmediğinin farkındayım.
Konuyu değiştiriyorum. Eski cumhurbaşkanlarımızdan rahmetli Süleyman Demirel (gülmesini bilirdi) bir basın toplantısında şöyle demiştir:
“Ege; bir Yunan gölü deeldir, bir Türk gölü de deeldir. Binanaleyh, Ege; bir göl deeldir”
Uzun süre yurtdışında kalan bir vatandaş, telefonda arkadaşıyla Türk siyasetçileri hakkında konuşurken “Eskiden, çok karizmatik biri olan Ecevit ile çok klasik olan Demirel vardı. Onların durumu nedir” diye sorar. Arkadaşı şöyle cevap verir: “İkisi de sağ, başımızdalar. Ancak; bazı değişiklikler oldu. Birinin karizması gitti “tik”i kaldı. Diğerinin de klasiği gitti “.ik”i kaldı. Onunla da anamızı belledi, biz de ona “Baba”diyoruz artık” diye cevap vermiş.
Adamın biri, çocuğunu azarlıyormuş: “Atatürk senin yaşındayken sınıf birincisiydi” demiş. Çocuk cevabı hemen yapıştırır, “Senin yaşındayken de cumhurbaşkanıydı” demiş.
İçkiye çok düşkün olan Bektaşi, ölüm döşeğinde yatarken bir bardak su istemiş. Başında bulunanlar: “Erenler, sen hiç su içmezdin, şimdi neden istiyorsun” diye sorarlar. Bektaşi, “İnsan, ölürken düşmanıyla bile barışmalı” demiş.
Avcılar, çok atıp tutmalarıyla meşhurdurlar, bilirsiniz. Avcının biri arkadaşına anlatır: “Bir gün çok yorulmuştum. Otururken ayının sıcak nefesini ensemde hmezmiyim. Nasıl olduysa ayının ayağı kaydı ve yuvarlanıp gitti. Derin bir nefes alıp tekrar yerime otururken aynı ayının sıcak nefesini yine ensemde hmezmiyim. Ayı, yine kayıp düştü” Heyecanlanan avcı arkadaşı: “Ayıptır söylemesi, bu olayı ben yaşasaydım korkudan altıma ederdim” der. Avcı arkadaşı da: “Ayının ayağının, neden kayıp yuvarlandığını sanıyorsun?”
Adamın biri çok kötü öksürüyormuş. Doktora giderek derdini anlatmış. Doktor da yanlışlıkla ishal ilacı yazmış. “Bu ilacı kullan, tekrar gel de seni göreyim” demiş. Adam da öyle yapmış. Doktor sormuş, “Nasıl oldun, geçti mi öksürüğün” demiş. Hasta da şöyle cevap vermiş: “Cesaret edip de öksüremedim ki!”
Uzun bir yolculuk sırasında, sıkılan yolculardan biri Kayserili olan yolcuya takılır: “Yahu; sizin Kayseri’de eşek çokmuş, öyle söylerler doğru mudur” diye takılır. Kayserili lafın altında kalır mı, hemen cevabı yapıştırır: “Onların çoğu yabancı, yerli değil” der.
Uzun, koronavirüs günlerinde, sizleri tebessüm ettirip dertlerinizi bir an unutturabildiysem ne mutlu bana. Gülmek; insanı güzelleştirir, ömrünü uzatır.
 
   Necati ERTUĞRUL 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.