Temmuz sıcakları kasıp kavuruyor Banazımızı. Bu aşırı sıcaklar, sularımızın azalmasına, göletlerimizin, mahsullerimizin, ağaçlarımızın, meyve ve sebzelerimizin kurumasına neden olmaktadır. Sonuçta hem üreticilerimiz, hem de tüketicilerimiz, özellikle zaten zor durumda olan vatandaşlarımız daha da sıkıntıya düşmektedir. Su kaynakları bakımından zengin olan ilçemiz ne yazık ki ilgisizlikten, duyarsızlıktan, bakımsızlıktan su fakiri durumuna düşmüştür.
Ne yapalım, Türkiye’nin her bölgesi böyle diyebilirsiz. Ancak; Banaz’ın durumu farklı. Çok zengin yer altı kaynakları var. Kış aylarında gümbür gümbür akan Banaz Çayı var. İlgililerden, bilgililerden bir tanesi çıkıp da “Yahu arkadaşlar müsait bir yerden şu Banaz çayının önünü kapatalım da yaz kuraklığında köylülerimiz, çiftçilerimiz, üreticilerimiz bundan yararlansın” diye neden düşünmezler? Banaz, Hatipler, Alaba, Yeşilyurt, Bahadır, Bağkonak, Güllüçam gibi meyve sebze deposu köylerimize yazık değil mi?
Yöneticilerimiz; Türkiye’de terörün bittiğini söylüyorlar. Madem öyle, çıkaralım orduyu kışladan karargâhlarını kursunlar orman bölgelerine hem ormanlarımızı, sularımızı korusun hem de yanan yerlere ağaç dikerek ülkemizi yeniden yeşillendirsinler. Vatandaş olarak bizler de katkı sağlayalım. Bu cennet vatanı rantçılara, hainlere, sadistlerin insafına bırakmayalım. Temmuz sıcağı bir süre yakar. Ardından gelen diğer aylara yerini bırakıp çeker gider, ancak yanan ormanlarımızı, bağ bahçelerimizi geri getirmek uzun yıllara sebep olur. Ülkemizin çölleşmesine, geri kalmasına neden olur.
Bu ülkede olan hep fakir fukaraya olur, yanan onlar olur, ölen onlar olur. Aç kalan, kriz geçiren, yaşamaktan bıkmış olanlar, geleceklerinden kaygı duyanlar onlar olur. Ülkesi için kaygı duyanlar yine onlar olur. Zenginler için hava her zaman hoştur. Beğenmiyorsa internetten beğeneceği yer bulur çeker gider oraya. Ülkesinde olup bitenleri görmez, duymaz bile. Tatlı canını sıkmaz.
Görsel basında görüyoruz. Orman yangınları sahillere inmiş önüne ne çıkarsa yakıp yıkıyor, bizim vatandaşımız yangını umursamıyor denize giriyor, sörf yapıyor. Gariban vatandaşımız ise evinden çıkamıyor, bırakın denizi çocuklarını alıp pikniğe gidemiyor. Akşamları çocuklarına dondurma alamıyor.
Banazımızda, hoş olmayan toplumsal olayların arttığına şahit oluyoruz. Aileler; gençler arasında uyuşturucu kullanımı, fuhuş gibi toplumun tasvip etmediği olayların artması temiz aileleri tedirgin etmektedir. İnsanlar, geceleri dar, tenha sokaklara giremediklerini söylüyorlar.
Banaz halkı olarak zenginiyle, fakiriyle birlik içinde, dayanışma içinde olmalıyız. Yoksulun başına gelecek bir musubetin zenginin de başına gelebileceğini unutmayalım. Şehrimizde trafik kazalarının da arttığını görmekteyiz. Aman dikkat!...