Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Necati Ertuğrul
Köşe Yazarı
Necati Ertuğrul
 

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI

Günümüzdeki çağdaş yaşamın en belirgin hastalığı, bana göre “İnsanların kendisi olamamasıdır”. Bunun da en önemli nedenleri; bir takım katı kurallar, mahalle baskıları, gelişen teknoloji ve yanlış dini inançlardır. Bunların yanında politik çıkarlar da insanları sahteleştiriyor ve doğal hallerinden uzaklaştırıyor. En yakınımızdan en uzağımıza kadar; konuşan insanların kendileri olmadığını görüyoruz. Hep başkalarını taklit ederler, başkalarından duyduklarını anlatırlar bize. Kendilerinden bir şeyler katamazlar anlattıklarına. Sonuçta birbirimizi eleştirmek durumunda kalıyoruz. “Bu adam dün de aynı şeyleri anlatıyordu bu gün de” diye. Böylece, birbirimizin konuşmalarından haz alamaz durumuna düşüyoruz. Böyle olunca da hem kendimiz olamıyoruz; hem de hayatta başarısız birisi oluyoruz. Başarılı bir insan olmak öyle kolay bir iş değildir. İnsanlar; kimin izini takip ediyorsa, kim insanlara ilham kaynağı oluyorsa, kim en iyiyi insanlara verebildiyse, kim topluma yararlı eserler bırakabildiyse, kim zeki insanların takdirini kazanabildiyse, kim baştan ayağa insanlara örnek olabildiyse böyle bir insana “Başarılıdır” diyebiliriz. Yazımı bir fıkra ile tamamlamak istiyorum. Adı üstünde fıkra bu. Herkes için geçerli değildir. Adamın biri Uşak’tan İstanbul’a iş için tam uçağa binecekken kulağına bir ses fısıldanmış, “Sakın binme, bu uçak düşecek”. Ses nereden geldi diye etrafına bakar ama sesin nereden geldiğini bilemez. İçine bir kurt düşer, uçağa binmekten vaz geçer. İkinci uçağı beklerken kötü haberi duyar. Binmediği uçak gerçekten düşmüş ve hiç kurtulan da olmamıştır. İkinci uçağa da binmekten vazgeçer ve trenle gitmeye karar verir. Tam trene bineceği zaman yine aynı ses “Sakın bu trene binme tren raydan çıkacak”. Trene binmekten de vazgeçer. Ertesi gün o binmediği trenin raydan çıktığını öğrenir. Adamcağız şaşırır. “En iyisi otobüsle gideyim” der. Tam bilet alırken yine aynı ses “Sakın binme otobüsün freni patlayacak”. Adam iyice fırttırmış “Yahu, sen de kimsin” diye sormuş. Şöyle bir cevap almış: “Ben senin iyilik meleğinim”. Adam daha da öfkelenmiş “Madem öyle ben evlenirken nerelerdeydin”… Necati ERTUĞRUL
Ekleme Tarihi: 24 Mayıs 2016 - Salı

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI

Günümüzdeki çağdaş yaşamın en belirgin hastalığı, bana göre “İnsanların kendisi olamamasıdır”. Bunun da en önemli nedenleri; bir takım katı kurallar, mahalle baskıları, gelişen teknoloji ve yanlış dini inançlardır. Bunların yanında politik çıkarlar da insanları sahteleştiriyor ve doğal hallerinden uzaklaştırıyor.
En yakınımızdan en uzağımıza kadar; konuşan insanların kendileri olmadığını görüyoruz. Hep başkalarını taklit ederler, başkalarından duyduklarını anlatırlar bize. Kendilerinden bir şeyler katamazlar anlattıklarına. Sonuçta birbirimizi eleştirmek durumunda kalıyoruz. “Bu adam dün de aynı şeyleri anlatıyordu bu gün de” diye. Böylece, birbirimizin konuşmalarından haz alamaz durumuna düşüyoruz. Böyle olunca da hem kendimiz olamıyoruz; hem de hayatta başarısız birisi oluyoruz. Başarılı bir insan olmak öyle kolay bir iş değildir. İnsanlar; kimin izini takip ediyorsa, kim insanlara ilham kaynağı oluyorsa, kim en iyiyi insanlara verebildiyse, kim topluma yararlı eserler bırakabildiyse, kim zeki insanların takdirini kazanabildiyse, kim baştan ayağa insanlara örnek olabildiyse böyle bir insana “Başarılıdır” diyebiliriz.
Yazımı bir fıkra ile tamamlamak istiyorum. Adı üstünde fıkra bu. Herkes için geçerli değildir.
Adamın biri Uşak’tan İstanbul’a iş için tam uçağa binecekken kulağına bir ses fısıldanmış, “Sakın binme, bu uçak düşecek”. Ses nereden geldi diye etrafına bakar ama sesin nereden geldiğini bilemez. İçine bir kurt düşer, uçağa binmekten vaz geçer. İkinci uçağı beklerken kötü haberi duyar. Binmediği uçak gerçekten düşmüş ve hiç kurtulan da olmamıştır. İkinci uçağa da binmekten vazgeçer ve trenle gitmeye karar verir. Tam trene bineceği zaman yine aynı ses “Sakın bu trene binme tren raydan çıkacak”.
Trene binmekten de vazgeçer. Ertesi gün o binmediği trenin raydan çıktığını öğrenir. Adamcağız şaşırır. “En iyisi otobüsle gideyim” der. Tam bilet alırken yine aynı ses “Sakın binme otobüsün freni patlayacak”.
Adam iyice fırttırmış “Yahu, sen de kimsin” diye sormuş. Şöyle bir cevap almış: “Ben senin iyilik meleğinim”. Adam daha da öfkelenmiş “Madem öyle ben evlenirken nerelerdeydin”…
Necati ERTUĞRUL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.