Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

Necati Ertuğrul
Köşe Yazarı
Necati Ertuğrul
 

DEYİMLERİMİZ

Türkçede kullandığımız deyimler; en az iki kelimenin birleşip kaynaşmasıyla oluşmuş söz gruplarıdır. Deyimlerle atasözleri aynı şeyler değildir. Atasözleri; kesin hüküm bildirirler, yol göstericidirler, akıl, öğüt, ders verirler. Deyimler ise belli bir kalıp içinde düşüncelerimizi anlatmada kolaylık sağlarlar. Deyimlerin de atasözleri gibi söyleyeni belli değildir. Halkın ortak malı sayılırlar. Konuşurken sık sık kullandığımız deyimleri, acaba doğru kullanıyor muyuz? Burada vereceğim bir kaç deyim örnekleriyle kendinizi sınayabilirsiniz. Böylelikle Türkçemizi doğru kullanmak isteyenlere, eğitimci ve öğrencilerimize faydalı olabilirsek ne mutlu bize. İşte doğru sandığımız ama yanlış kullanılan deyimlerden bazı örnekler: * “Kısa kes Aydın havası olsun” Doğrusu “Kısa kes Aydın abası olsun” şeklindedir. Aba; Aydın efelerinin giydiği kısa ve dizleri açık olan bir giysinin adıdır. * “Su küçüğün, söz büyüğün”. Bunun aslı “Sus küçüğün, söz büyüğün” olmalıdır. Mecliste büyükler varken küçükler söze karışmazlar, saygısızlık olur. * “Kelli felli adam”. Doğrusu “Kerli ferli”dir. Ker: Kuvvet, Fer ise; güç, iktidar demektir. Böylece deyimin anlamı “güçlü kuvvetli adam” anlamına gelir. * “Saatler olsun” değil, aslı “Sıhhatler olsun”. Sıhhat; sağlık, mutluluk” demektir. * “Ateş olsa cürmü kadar yer yakar”. Doğrusu “Ateş olsa cirmi kadar yer yakar”. Cirmi; beden, ebat, hacim anlamlarına gelir. * “Göz var, nizam var”. Doğrusu “Göz var, izan var” şeklindedir. İzan; anlayış, akıl anlamlarına gelir. * “İnce eleyip sık dokumak”. Aslı; “İnce eğirip sık dokumak” şeklinde olmalıdır. * “Aptala malum olurmuş”. Doğrusu; “Abdala malum olurmuş”. Abdal; derviş, gezgin demektir. * “Sıfırı tüketmek”. Doğrusu; “Zafiri tüketmek”. Zafir; nefes, soluk anlamlarına gelmektedir. * “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar bulunmaz”. Doğrusu;” Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar bulunmaz”. Ane: Bağdat’a giden yol üzerinde bulunan çok tehlikeli bir uçurumun adıdır. Zaten, yar kelimesinin anlamı da “uçurum” demektir. Eskiden, kervanların Bağdat’a ulaşmaları için yol üzerinde bulunan “ane” çukurunu sağ salim aşmaları gerekiyordu. * “Hatasıyla, sevabıyla”. Aslı “Hatasıyla, savabıyla” dır. Savap; doğruluk, dürüstlük demektir. Necati ERTUĞRUL
Ekleme Tarihi: 04 Temmuz 2017 - Salı

DEYİMLERİMİZ

Türkçede kullandığımız deyimler; en az iki kelimenin birleşip kaynaşmasıyla oluşmuş söz gruplarıdır. Deyimlerle atasözleri aynı şeyler değildir. Atasözleri; kesin hüküm bildirirler, yol göstericidirler, akıl, öğüt, ders verirler. Deyimler ise belli bir kalıp içinde düşüncelerimizi anlatmada kolaylık sağlarlar. Deyimlerin de atasözleri gibi söyleyeni belli değildir. Halkın ortak malı sayılırlar.
Konuşurken sık sık kullandığımız deyimleri, acaba doğru kullanıyor muyuz? Burada vereceğim bir kaç deyim örnekleriyle kendinizi sınayabilirsiniz. Böylelikle Türkçemizi doğru kullanmak isteyenlere, eğitimci ve öğrencilerimize faydalı olabilirsek ne mutlu bize.
İşte doğru sandığımız ama yanlış kullanılan deyimlerden bazı örnekler:
* “Kısa kes Aydın havası olsun” Doğrusu “Kısa kes Aydın abası olsun” şeklindedir.

Aba; Aydın efelerinin giydiği kısa ve dizleri açık olan bir giysinin adıdır.

* “Su küçüğün, söz büyüğün”. Bunun aslı “Sus küçüğün, söz büyüğün” olmalıdır. Mecliste büyükler varken küçükler söze karışmazlar, saygısızlık olur.
* “Kelli felli adam”. Doğrusu “Kerli ferli”dir. Ker: Kuvvet, Fer ise; güç, iktidar demektir. Böylece deyimin anlamı “güçlü kuvvetli adam” anlamına gelir.
* “Saatler olsun” değil, aslı “Sıhhatler olsun”. Sıhhat; sağlık, mutluluk” demektir.
* “Ateş olsa cürmü kadar yer yakar”. Doğrusu “Ateş olsa cirmi kadar yer yakar”. Cirmi; beden, ebat, hacim anlamlarına gelir.
* “Göz var, nizam var”. Doğrusu “Göz var, izan var” şeklindedir. İzan; anlayış, akıl anlamlarına gelir.
* “İnce eleyip sık dokumak”. Aslı; “İnce eğirip sık dokumak” şeklinde olmalıdır.
* “Aptala malum olurmuş”. Doğrusu; “Abdala malum olurmuş”. Abdal; derviş, gezgin demektir.
* “Sıfırı tüketmek”. Doğrusu; “Zafiri tüketmek”. Zafir; nefes, soluk anlamlarına gelmektedir.
* “Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar bulunmaz”. Doğrusu;” Ane gibi yar, Bağdat gibi diyar bulunmaz”. Ane: Bağdat’a giden yol üzerinde bulunan çok tehlikeli bir uçurumun adıdır. Zaten, yar kelimesinin anlamı da “uçurum” demektir. Eskiden, kervanların Bağdat’a ulaşmaları için yol üzerinde bulunan “ane” çukurunu sağ salim aşmaları gerekiyordu.
* “Hatasıyla, sevabıyla”. Aslı “Hatasıyla, savabıyla” dır. Savap; doğruluk, dürüstlük demektir.

Necati ERTUĞRUL

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.