Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

14 MAYIS’A DOĞRU

Bana göre son yıllarda yapılan siyaset benim felsefeme doğru gelmiyor. Taraflar ağza alınmayacak sözler söylemekten çekinmiyorlar. Birbirlerini suçlamaktan geri durmuyorlar. Ve bakıyorsunuz yapılan hakaretvari konuşmalar sonrasında tazminatlara maruz kalıyorlar. Değerli okuyucularımız, belki farkına varıyorsunuzdur, son dönemlerde pek fazla siyasete dokunmuyorum. Daha doğrusu dokunasım gelmiyor.  Geçmişteki siyasileri de çok iyi tanıyoruz. Onlarda bu gün yaşananlara pek rastladığımızı söyleyemem. Hemen hepsinde fevkalade geniş hoşgörü ve konuşmalarında gereği kadar hassasiyet olduğu kanısındayım. Biraz temkinli davranıyor ve bu günkü siyasileri acımasızca eleştirmiyorum. Bu durumlar toplumun yapısıyla doğru orantılıdır.. Toplum demek ki böyle bir ortam arzuluyor, liderlerde onlara denk gelecek konuşmalar yapıyorlar. Bu gibi davranışlar için de bu durumu kabulleniyorlar. Yapılan hitabetler lideri bulunduğu partiyi daha yüksek seviyeye taşımak içindir. Siyasetçilerin amacı oylarını artırmak ve akıllarda hep olan İKTİDAR’ı elde etmek adınadır her zaman. Hedefe ulaşmak için “her yol mübah” değildir deseler de çok da bunlar için geçerli değildir. Bazıları zaman zaman mübah olmayan yollara tevessül ederler. Rakiplere ait, ellerde bulunan belge ve bilgiler el altından sızdırılarak menfaat sağlamaya çalışılır. Yine rakiplere ait tüm geçmiş taranır nerede ne varsa, eski çarşaflar gün yüzüne çıkarılır, yapılan yanlışlar avantaja dönüştürülmeye çalışılır. Ben işte tam burada bu yapılanlara karşı çıkıyorum. ADAY, kendi yaptıklarından veya yapmadıklarından sorumlu olmalıdır. Anası-babası, sülalesi, ıncığı-cıncığı didik didik edilmemelidir. Daha doğrusu her birey yaptıklarının hesabını vermelidir. Ve en çok önem verdiğim ADAY; seçmenlere sunduğu projelerle ve yapabilecekleri ile şirin görünmeli, onlara bu konularla yaklaşmalıdır. Bugün yapılması gereken ise seçimlerde kendi yöresine hizmet edecek insanlara oy vermektir. Her ne kadar siyasi partiler var olsa da vatandaş kendi çevresinden, tanıdığı, bildiği kişilere destek olmalıdır.  Durum böyle olmazsa daha sonuçları daha farklı olmaktadır. Düşünülen isim o yöreyi bilen sorunları çözebilecek yetiye sahip ise tercih edilmelidir. Yoksa “bu bizim partiden” deyip hurra ona yüklenilmemelidir. İktidar-muhalefet ayrımı yapmak, efendim iktidardan olursa daha çok hizmet gelir, muhalefetten seçersek hizmetler aksar demek doğru bir anlayış değildir. Benim düşünüşüme göre mevcut iktidar her yöreye en uygun yatırımı yapmak, yurdun her köşesini en iyi şekilde mamur hale getirmek, ülkeyi baştan başa kalkındırmak için oradadır. Kaldı ki kendisinden olmayan bir şehire hizmet götürmediğinde, oradaki kendine oy vermiş olan değerli insanlara da kötülük etmiş olmaz mı?.. Bütün bunlar göz önüne alınarak siyaset yapılmalı, hizmet tüm yurda eşit ve gerektiği şekillerde yapılmalıdır. Söylediklerimi bir örnekle pekiştirelim. ULUBEY kanyonları ilimiz adına yapılması gereken bir yatırım. Şimdi burası iktidar partisinden değil diye yatırımı engellemek doğru olur mu? Ya da Banazımızın Hamamboğazı yapılmasa olur mu?.. Bunlar ve buna benzer tüm yatırımlar memleket menfaatine ise mutlaka yapılmalıdır. Ama iktidar bunları aciliyet sırasına koyar ve bir şekilde yapacaktır. Gelelim bu günkü siyasete. Daha önce pek rastlamadığımız bir durumla karşı karşıyayız. Partilerin birbirleriyle İTTİFAK yapmaları doğru mudur? Önceki yazılarımda yazdığım gibi bu durumdan pek hoşnut değilim. Geçmişte bunlar pek yapılmamış olsa da aslında adı koyulmadan yapılabiliyordu. Seçimi kazanması mümkün olmayan partiler kendilerine yakın partilere yönelerek, onların seçilmesine katkı verebiliyorlardı. İki hafta sonra yapılacak genel seçimlerde partiler kendi güçlerini sınamak, görmek adına oyları mutlaka kendi partilerine kullanıyorlardı. Bugün ise partiler ittifak yapmak zorunda hissediyorlar kendilerini. Bu durum kendilerine tam anlamıyla “güvenemedikleri” anlamını taşıyor bana göre. Bu dönem seçimlerinde en dikkat çeken olay ise LİDERLERİN tam yetkili olarak adaylar üzerinde etkin olmasıdır. Tüm ülkedeki adaylar üzerinde etkin olmaları bir çok yerde bazı olumsuzlukların yaşanmasına neden oldu. Canını sevdiğim insanlar milletvekilliği onların mecburiyetiymiş gibi “ya ben, ya ben” düşüncesinde olduklarıdır. 2-3 dönem bu görevi yapmış olanlar yine “ben” deyince kıyametler kopmaktadır. Onlar tercih edilmeyince de başka partiye yönelmektedirler. Ne gariptir ki o başka partiler de rakip partiden gelen bu adayı bir anda sinesine almakta ve kucaklamakta gecikmemektedirler. Ey insanoğlu bu kişi size sadece şahsi menfaatler adına gelmiştir. Neden hemen kucak açıyorsunuz diye sormak isterim. Bu konuyu kabullenen o parti lideri diyor ki “kişi partisinden istifa etmiş, bizim için mahsuru yok”.. Vallahi kabullenilir gibi bir durum değil ama günümüzde bu olaylar sıkça yaşandığı için artık yadırganacak bir durum kalmamıştır… Size pişmişse bize de taşmıştır. İşte arzettiğim ve de daha yazamadığım birçok nedenden dolayı siyasetten soğudum desem yeridir.. Yine de siyasi partilerden vazgeçemeyiz. Siyaset her zaman olmalıdır. Ama ne olur biraz daha doğru ve düzgün yapalım derim.
Ekleme Tarihi: 03 Mayıs 2023 - Çarşamba

14 MAYIS’A DOĞRU

Bana göre son yıllarda yapılan siyaset benim felsefeme doğru gelmiyor. Taraflar ağza alınmayacak sözler söylemekten çekinmiyorlar. Birbirlerini suçlamaktan geri durmuyorlar. Ve bakıyorsunuz yapılan hakaretvari konuşmalar sonrasında tazminatlara maruz kalıyorlar.
Değerli okuyucularımız, belki farkına varıyorsunuzdur, son dönemlerde pek fazla siyasete dokunmuyorum. Daha doğrusu dokunasım gelmiyor.  Geçmişteki siyasileri de çok iyi tanıyoruz. Onlarda bu gün yaşananlara pek rastladığımızı söyleyemem. Hemen hepsinde fevkalade geniş hoşgörü ve konuşmalarında gereği kadar hassasiyet olduğu kanısındayım.
Biraz temkinli davranıyor ve bu günkü siyasileri acımasızca eleştirmiyorum. Bu durumlar toplumun yapısıyla doğru orantılıdır.. Toplum demek ki böyle bir ortam arzuluyor, liderlerde onlara denk gelecek konuşmalar yapıyorlar.
Bu gibi davranışlar için de bu durumu kabulleniyorlar. Yapılan hitabetler lideri bulunduğu partiyi daha yüksek seviyeye taşımak içindir.
Siyasetçilerin amacı oylarını artırmak ve akıllarda hep olan İKTİDAR’ı elde etmek adınadır her zaman. Hedefe ulaşmak için “her yol mübah” değildir deseler de çok da bunlar için geçerli değildir. Bazıları zaman zaman mübah olmayan yollara tevessül ederler. Rakiplere ait, ellerde bulunan belge ve bilgiler el altından sızdırılarak menfaat sağlamaya çalışılır. Yine rakiplere ait tüm geçmiş taranır nerede ne varsa, eski çarşaflar gün yüzüne çıkarılır, yapılan yanlışlar avantaja dönüştürülmeye çalışılır.
Ben işte tam burada bu yapılanlara karşı çıkıyorum. ADAY, kendi yaptıklarından veya yapmadıklarından sorumlu olmalıdır. Anası-babası, sülalesi, ıncığı-cıncığı didik didik edilmemelidir. Daha doğrusu her birey yaptıklarının hesabını vermelidir. Ve en çok önem verdiğim ADAY; seçmenlere sunduğu projelerle ve yapabilecekleri ile şirin görünmeli, onlara bu konularla yaklaşmalıdır.
Bugün yapılması gereken ise seçimlerde kendi yöresine hizmet edecek insanlara oy vermektir. Her ne kadar siyasi partiler var olsa da vatandaş kendi çevresinden, tanıdığı, bildiği kişilere destek olmalıdır.  Durum böyle olmazsa daha sonuçları daha farklı olmaktadır. Düşünülen isim o yöreyi bilen sorunları çözebilecek yetiye sahip ise tercih edilmelidir. Yoksa “bu bizim partiden” deyip hurra ona yüklenilmemelidir. İktidar-muhalefet ayrımı yapmak, efendim iktidardan olursa daha çok hizmet gelir, muhalefetten seçersek hizmetler aksar demek doğru bir anlayış değildir. Benim düşünüşüme göre mevcut iktidar her yöreye en uygun yatırımı yapmak, yurdun her köşesini en iyi şekilde mamur hale getirmek, ülkeyi baştan başa kalkındırmak için oradadır. Kaldı ki kendisinden olmayan bir şehire hizmet götürmediğinde, oradaki kendine oy vermiş olan değerli insanlara da kötülük etmiş olmaz mı?.. Bütün bunlar göz önüne alınarak siyaset yapılmalı, hizmet tüm yurda eşit ve gerektiği şekillerde yapılmalıdır.
Söylediklerimi bir örnekle pekiştirelim. ULUBEY kanyonları ilimiz adına yapılması gereken bir yatırım. Şimdi burası iktidar partisinden değil diye yatırımı engellemek doğru olur mu? Ya da Banazımızın Hamamboğazı yapılmasa olur mu?.. Bunlar ve buna benzer tüm yatırımlar memleket menfaatine ise mutlaka yapılmalıdır. Ama iktidar bunları aciliyet sırasına koyar ve bir şekilde yapacaktır.
Gelelim bu günkü siyasete. Daha önce pek rastlamadığımız bir durumla karşı karşıyayız. Partilerin birbirleriyle İTTİFAK yapmaları doğru mudur? Önceki yazılarımda yazdığım gibi bu durumdan pek hoşnut değilim. Geçmişte bunlar pek yapılmamış olsa da aslında adı koyulmadan yapılabiliyordu. Seçimi kazanması mümkün olmayan partiler kendilerine yakın partilere yönelerek, onların seçilmesine katkı verebiliyorlardı. İki hafta sonra yapılacak genel seçimlerde partiler kendi güçlerini sınamak, görmek adına oyları mutlaka kendi partilerine kullanıyorlardı. Bugün ise partiler ittifak yapmak zorunda hissediyorlar kendilerini. Bu durum kendilerine tam anlamıyla “güvenemedikleri” anlamını taşıyor bana göre.
Bu dönem seçimlerinde en dikkat çeken olay ise LİDERLERİN tam yetkili olarak adaylar üzerinde etkin olmasıdır. Tüm ülkedeki adaylar üzerinde etkin olmaları bir çok yerde bazı olumsuzlukların yaşanmasına neden oldu. Canını sevdiğim insanlar milletvekilliği onların mecburiyetiymiş gibi “ya ben, ya ben” düşüncesinde olduklarıdır. 2-3 dönem bu görevi yapmış olanlar yine “ben” deyince kıyametler kopmaktadır. Onlar tercih edilmeyince de başka partiye yönelmektedirler. Ne gariptir ki o başka partiler de rakip partiden gelen bu adayı bir anda sinesine almakta ve kucaklamakta gecikmemektedirler. Ey insanoğlu bu kişi size sadece şahsi menfaatler adına gelmiştir. Neden hemen kucak açıyorsunuz diye sormak isterim. Bu konuyu kabullenen o parti lideri diyor ki “kişi partisinden istifa etmiş, bizim için mahsuru yok”.. Vallahi kabullenilir gibi bir durum değil ama günümüzde bu olaylar sıkça yaşandığı için artık yadırganacak bir durum kalmamıştır… Size pişmişse bize de taşmıştır.
İşte arzettiğim ve de daha yazamadığım birçok nedenden dolayı siyasetten soğudum desem yeridir..
Yine de siyasi partilerden vazgeçemeyiz. Siyaset her zaman olmalıdır. Ama ne olur biraz daha doğru ve düzgün yapalım derim.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.