Hafta sonu UŞAK ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ tarafından Cumhuriyet Balosu düzenlendi. Davetiyelerin kısa sürede tükendiği geceye dostların davetiyle katıldık. Her ne kadar BASIN için rezervasyon yapılmış olsa da biz arkadaşlarla katılmayı uygun görmüştük. Salon harika hazırlanmıştı. Başkan Arif GÜVENİR davetlilerini kapıda bizzat karşılıyordu. Yanında da genç ATATÜRKÇÜLER. Ve güzel genç bir bayan.. Atatürk ve Türk Bayrağı ile bezenmiş harika elbisesi ile. Masalar isimlere rezerve edilmiş. Karmaşaya mahal yok. Gecenin onur konuğu Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin FEYZİOĞLU. En dikkat çeken ise katılımcıların hepsi şık giyimli, özellikle de bayanlar ATATÜRK’ün çağdaş düşünüşlerine uyumlu oluşlarıydı. Türbanlı bayanlar bile vardı. “Biz ATATÜRKÇÜYÜZ” der gibi bakıyorlardı, objektiflere. Her ne kadar sayın başkan “sağdan bak aynı soldan bak aynı” dese de, bu müstesna gece de yeni yüzler vardı. Biletlerin günler öncesinden tükenmiş olması da gecenin ne kadar arzulanmış olduğunun bir ölçütüydü bence. GÜVENİR açış konuşmasında yaptıkların anlattı. Ve en hoşuma gideni de “ÖDEV EVLERİ” idi. Türkiye’de ilk olan bu uygulama umarım daha geniş kitlelere can simidi olur ve başarıya ulaşır. Ülkemizin son günlerde yaşadığı olağanüstü siyasal gelişmelerden sonra ADD’nin çalışmalarını geniş kitlelere yayması çok olumlu bir çalışma olarak değerlendirilmelidir. Bu çalışmalara güç katanlara teşekkürü ben de edeyim. Yüreklerine sağlık diyelim. Gecenin onur konuğu TBB Başkanı Sayın Metin FEYZİOĞLU idi. Kapıdan girişinden itibaren geniş bir kitle ile tokalaştı. Konuşmasını yaparken de fevkalade bir tablo oluşturdu. Uşak’ın çiçeği burnunda Baro Başkanı Sayın Gürcan SAĞCAN ve Uşak’ın değerli avukatları sahneye davet edildi. Ve FEYZİOĞLU “hukuk herkese her zaman gerek” diyerek hukukçuları halkın huzuruna çıkardı. Geceye damgasını vuran en güzel iki tablo vardı. İkisi de ATATÜRK.. Biri İsmet AKIN tarafından getirilen, fayans üzerine yapılmış portresi ile ressam Yaşar ÇALLI’nın kendi el emeği yağlı boya tablosu.. İçim gitti her iki tabloya.. “Benim olsa” diye iç geçirdim.. Ama onlar da, güzel insanlara gitti. İnanıyorum gittikleri yeri aydınlatırlar ATAMIZIN o güzel bakışı ile. Yukarıda da söz ettiğim gibi, ülkemizin içinde bulunduğu olağanüstü durum nedeniyle yüreklerimize düşen karanlık bulutları kovalarcasına bir gece yaşadık tüm davetliler ile. Minik kızımızın okuduğu şiirden tutunda efelerimizin sergilediği milli oyunlar yüreklerimize su serpti. İnandım ki, yıkılmayacağız. Tıpkı kurtuluş savaşındaki gibi “YEDİ DÜVEL” yedi yerden saldırsa bile hala DİMDİK ayakta olacağız. Seksen milyon TEK YÜREK olarak hepsine karşı koyacağız. AYAKTAYIZ… Konuyu yeniden ödev evlerine getirmek istiyorum. Bir dönem severek katıldığım bu güzel organizasyon ilk günlerde bazı aileler tarafından yadırgandı. Çocuklarımızı bazılarının yaptığı gibi başka yönlere mi çekecekler endişeleri vardı. Üçüncü yılında görüldü ki bu ödev evleri gerçekten öğrencilerimiz için, aslında dar gelirli öğrenciler için bir nimet. Kimi emekli olmuş kimi hala çalışan özverili öğretmenlerin katkısıyla çocuklarımızın eksikleri gideriliyor, ödevlerine yardımcı olunuyor, derslerdeki eksik bilgileri tamamlanıyor. Hani binlerce lira ödenerek gidilen dershaneler vardı ya işte onların yaptıklarından daha iyisini bizim öğretmenlerimiz, tek kuruş almadan yapmaktalar ve de yapmaya devam ediyorlar. Derneğin katkılarıyla zaman zaman defter, kitap kırtasiye takviyesi de yapılıyor. Başarılı öğrencilere bisiklet, bilgisayar ve diğer eğitim araçları sağlanıyor. Ne kadar güzel değil mi?.. İşte ADD böyle bir yapı ve katkı sağlayanlar güzel öğretmenler bunlar… Böyle güzelliklerin ilçelerimizde de hayata geçirilmesi en büyük arzumdur. Dershanelerin kapatılması ne kadar isabetli ise böyle kuruluşların çoğalması da o kadar isabetli olacaktır. Ülkemizin kalkınması ve çağdaş ülkeler seviyesinde hak ettiği yeri alması sadece EĞİTİM sayesinde başarılacaktır. Önemli olan bir başka konu da, bayramlarımızın çeşitli bahanelerle kutlanmaktan geri durulması.. BU ülkede dini ve milli bayramlarımız her halûkarda kutlanmalıdır. Bayramların bizim için manası ve anlamı fevkalade büyüktür. ATALARIMIZIN bize emanet ettiği bu güzel ülkemizde seksen milyon birlikte ağlamayı, birlikte gülmeyi amaç edinmişiz. Ülkemiz ve demokrasimiz için yeri geldiğinden canımızı feda etmek için asla tereddütümüz olmaz.. Herşeyimizi feda ederiz.. Gerek içerde ve gerekse dışarıda süregelen TERÖR belasından bir an önce kurtulmak, barışı her alanda etkin kılmak için daha özverili çalışmaya mecburuz.. Bu kadar hengame içerisinde gereksiz siyasi polemiklere girilmesinin, geleceğimiz açısından zararlı olacağını düşünmekteyim.. Ve de oluşan YENİKAPI ruhunun devam etmesi daha yararlı olacaktır. İki dilli olmak yerine tek sözlü doğru sözlü olmak daha doğru davranış olacaktır. Tüm insanlarımızın CUMHURİYET BAYRAMINI şimdiden kutluyorum. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.