Yurdumuzun cennet köşelerinden biri. Turizmin neredeyse başkenti. Doğal güzellikleriyle gözleri mutlandıran ve ALANYA Kalesiyle ün yapmış, deniz turizminin harikalarından bir yerleşke ALANYA. Ve burada 51 yıldır yayın yapan bir gazete YENİ ALANYA. Onun kucağına aldığı ve 1.ci yılını tamamlayan DİM TV. Anadolu’da bu yıla kadar yayın hayatını sürdürebilmiş aynı zamana çağa ayak uydurup modernleşmiş güzel bir yayın kuruluşu DİM MEDYA’nın kuruluş yıldönümü için gittik ALANYA’ya. 1968 yılında Yılmaz Arıkan DİM tarafından kurulan Yeni ALANYA Gazetesi, Mehmet Ali DİM ile bu günlere gelmiş. Çıktığı günden bu yana arşivlerini koruyabilmiş ve güzel bir gelişme kaydederek yanına bir de televizyon yayıncılığı katmış, iyi haber-doğru haber-hızlı haber yapabilme hedefine erişmiş bir gazete. Yeni ALANYA Gazetesi ve DİM TV sahibi M.Ali DİM’in kuruluşu kutlama adına bizlere yaptığı daveti, yoğun işlerimiz arasında kabul ederek gittik. Orada geçirdiğimiz iki gün içerisinde yıllar önce gördüğümüz ALANYA’dan farklı görüntülere şahit olduk. Tarih kokan bu kent 300 bin nüfusa ulaşmış ki turizmin en canlı dönemlerinde 1.5 milyonu bulan misafirine hizmet verebilen harika bir deniz kenti. Otobüsten iner inmez bizi bekleyen ev sahibi tarafından doğruca ALANYA kalesine yönleniyoruz. Teknolojinin eseri teleferikle ALANYA’ya ve denize çamların üstünden yaptığımız küçük bir seyahat ve seyir zevkini doruğa çıkararak akşamın o güzel yüzünün vurduğu ALANYA’yı seyrederek doruğa ulaşıyoruz. Biraz geç kalmamız nedeniyle bir çırpıda kafileye ulaşıyoruz. Bizler gibi yurdun dört bir tarafından bu davete icabet etmiş gazeteciler, medya mensupları ve eşleri ile kucaklaşıyoruz. Ve yürüyüşümüz parkeler üzerinde kolaylık sağlanmış şekliyle devam ediyoruz. Burada rehberimiz Hüseyin Bey yöresel lehçe ile tarihini anlatıyor kalenin. Bilindiği gibi kalenin denize bakan en ucunda bulunan bölümün acı bir hikayesi var. Burada bulunan ve üzeri demir parmaklıklı mazgallar aslanlar için yapılmış Orada barındırılan aslanlar ağızlarını açmış yiyecek bekliyorlar. Ve suç işleyen insanlara bir şans veriliyor. Cezalarının affolması için bu kaleden denize taş atmaları isteniyor. Eğer attıkları taşlar denize ulaşırsa mahkum affediliyor. Şayet denize ulaştıramazsa, o günlerce aç bırakılmış aslanların bulunduğu mazgalın demir parmaklıkları açılarak mahkum aşağıya bırakılıyor. Onlarca aç aslan hışımla bu mahkumu parçalayıp dakikalar içerisinde yok ediveriyor. Defalarca çıktığım bu kalede bizler de taş atma keyfini yaşamış ve hatta bir keresinde bulunduğumuz yerden bir torba taş toplayıp oraya götürerek turistlere satmış biri olarak anılarımızı tazeledik. Çevresini incelediğimiz zaman bu kalenin denize en az 250 metre uzaklıkta olduğunu fark ettim. Yukarıdan bakınca sanki denize sıfır gibi görünmesine karşın aslında oldukça uzak olduğunu gördük. Taşı yukarıdan atıp gittiği yeri izlemeye çalıştığımız da sanki denize düşecekmiş gibi görünmesine rağmen denize ulaşmasının zor olduğunu fark ettik. Bunu dürbünle de takip ettik. Ne yazık ki olmuyor. O günlerde yaşamış olsak ve başımıza böyle bir hal gelse maazallah aslanlara yem olacağız. Sonra yat ile deniz turu ve gece ışıl ışıl bir görünüme sahip bu kenti denizden izliyoruz. Ertesi gün kutlama zamanı. DİM Medya’nın 51.ci kuruluş yılını kutlamak için merkezdeyiz. Babadan oğula intikal etmiş bu yayın kuruluşu büyük bir olasılıkla yine oğula geçerek devam edecek gibi görünüyor. Zira yapılan yatırımlar bunu gösteriyor. Kuruluşun kapı önündeki ENTERTİP tarihin tozlu sayfalarını hatırlatıyor. Bizim zamanında elle dizdiğimiz gazeteleri o günün şartlarında kısa bir sürede daktilo makinesi gibi yazıp kurşun kalıplar halinde baskıya hazırlayan bu makineyi Uşak’ta bir iki defa görmüştüm. Biz ona ulaşamadık ama burada görünce gazetemizi elle dizdiğimiz günler film şeridi gibi gözümün önünden geçiverdi. Ve kutlama. ALANYA’ya en tepeden bakan anfi tiyatrodayız. Anadolu’nun dört bir tarafından gelen gazeteciler ve Alanya protokolü yerin almış. Ekranda gazetenin kuruluşundan bu yana gelişmelerini izliyoruz. Bu birleşimde Alanya’nın yetiştirdiği sayın dış işleri bakanı Mevlüt ÇAVUŞOĞLU da bulunmakta. Konuşmalar başlıyor. TGF Genel Başkanı Yılmaz KARACA gazetenin kuruluşunu kutlarken dil ucuyla gazetelerin yaşadığı dertleri anlatıveriyor. Sayın bakanımız bize yardımcı olur umuduyla. Sonra Mehmet Ali DİM babasından devraldığı bu güzide kuruluşun hikayesini sunuyor. Dış işleri bakanımız sayın ÇAVUŞOĞLU da, yaşanılan sorunlara nasıl yaklaştıklarını ve özellikle son günlerde yaşanan çalkantıdan kurtulmak için gece gündüz canla başla çalıştıklarını ve dış ülkeler ile olan temaslarından bahisle. Gazetecilerin de buna katkı sağladığını anlatarak yerel medyanın öneminden bahsedip, sorunlara çözüm için gayret edeceğini söylüyor. Bakana ve DİM’e hediye takdiminden sonra ŞAMAN dans gurubu izleyenlere muhteşem dakikalar yaşatıyor. Anadolu Ateşi’nden sonra izlediğim harika bir dans gurubu. Yaşanılan tarihi harika müzik eşliğinde görsele dönüştürmüş geçmişten günümüze tarihi bize danslarıyla hatırlatan bu ekibi de alkışlıyorum. Sonra NECO. Yılların sanatçısı. Biraz yaşlanmış olsa da o nefis yorumlarıyla ve hikayelerle süslediği şarkılarıyla 65'den günümüze kulaklarımızın pasını siliverdi, Kıskanmadım desem yalan olmaz. Harika bir organizasyon ve 51 yılın yaşanması. Biz de gazete olarak onunla aynı yaşlardayız. Medyada uzun bir süre. Kutluyorum. Uzun yıllar yaşaması dileğiyle.