Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

ANKETLER

Referanduma kısa bir süre kaldı. Artık bu pazar TÜRKİYE sandığa gidecek ve kullanacağı oy ile ülkenin hangi yöne gideceğine karar verecek. Bizim bu oy kullanımı için tek dileğimiz var. Ülkemiz için en doğru karar çıksın. Ama daha önceleri söylediğim gibi çıkacak sonuç ne İsa’yı, ne Musa’yı tam anlamıyla memnun edecek mi onu kestiremiyorum. Zira bıçak sırtı bir durum var. Ülkemizde yaşamını anketlere bağlamış yüzlerce kurum, kimin yaptırdığı ile ilgili bilgi vermeden habire anket sonuçları yayınlamaktalar. Doğrusu-eğrisi şapka düşüp kel görününce belli olacak. Ben yapılan anketlere doğrusu pek fazla inanmıyorum. İnansam ne değişir.. Anket firmaları durdukları yerde anket yapmazlar. Neticede onlar da bir kuruluş ve yaptıkları iş karşılığında para alacaklar, çalışanlarının karnını doyuracaklar. Ancak güvenilirlik açısından işini doğru yapmaları ve verdikleri sonuçların daha sonra gerçeklere yakın olması önemlidir. Şimdi çarşıda dolaşın onlara yakın bir sonuca sizlerde ulaşabilirsiniz. Burada önemli olan anketin kim tarafından istenmiş olmasıdır. Yani hangi kurum istemişse siz de onun arzuları doğrusunda bir sonuca ulaşmak için uygun veriler verirsiniz. Anket sonuçlarına bakıyorsunuz. Şu tarihler arası, şuralarda yapılmış olan ve şu kadar insanla yapılan soruşturmalar neticesi diyorsunuz. İzmir’de on bin kişiyle yapılan anket ile Diyarbakır’da on bin kişiyle yapılan anketin elbette çok farklı sonuçları çıkacaktır. Siz hangisine rağbet edeceksiniz. Ya da anketteki sonuç referandum sonrası tutmazsa ne yapacaksınız. Ya da daha ötesine gidelim; herhangi bir gazetede veya internet sitesinde yayınlanmış anket sonucu sizin görüşünüzü ne kadar etkiler. “Vay be!!! Bak anketlerde böyle çıkıyor öyleyse ben de oyumu değiştireyim” der misiniz? Kararsız olsanız bile bu anketlerden ne kadar etkilenirsiniz. Ben etkilenmem ama sanıyorum bundan etkilenecekler mutlaka vardır ki, anketlere önem veriliyor veya bazıları tarafından SIR gibi saklanıyor.. Nedendir acaba?.. Herkes konuştu. Kimi meydanlarda, kimi salonlarda avazları çıkıncaya kadar bağırdılar. Nutuklar attılar. Gerçek şu ki ne ERDOĞAN, ne KILIÇDAROĞLU, ne YILDIRIM ne de Devlet BAHÇELİ’nin sorunu değil bu.. Sorun HALK’ın sorunu. Onların en avazı çıktığı kadar bağırması, onların haykırması gerekmez mi? Çünkü çıkacak sonuç onları etkileyecek. Bu dört beş kişi sadece önderlik ediyor.. Gerçek olan 80 milyon nüfusun ve 58 milyon seçmenin sorunu değil mi? Gel gelelim onlardan ses çıkmıyor... Bu hafta siyasilerin toplantıları devam etti. Toplantılarda dikkatimi çeken konu; her kim olursa olsun belirlenen saatte miting alanında olmayışlarıydı. Önceden planlanmış olmasına rağmen uzun bekleyişler sonrası vatandaş siyasilerle buluşabildi. Her kim olursa olsun, her ne mazeret olursa olsun planlama düzgün olmalı, zamanlama kusursuz olmalı. Birbirimize saygı çok ama çok önemlidir bence.. Gazeteci olarak biz de fırsat buldukça bu toplantıları izlemeye gayret ediyoruz. Ama anlıyorum ki bizden geçmiş artık. Gözünü sevdiğim o güzel insanlar hepsi birer gazeteci olmuş ve bize olanak tanımıyorlar. Herkesin elinde CEP TELEFONU bir yandan fotoğraf çekiyor, bir yandan canlı yayın yapıyor, fırsat buldukça da SELFİ (özçekim) yapıyorlar. Bizlerde kimimiz kamerasıyla, kimimiz fotoğraf makinelerimizle çektiğimiz fotolardan en güzellerini seçip gazetemize servis etmeye çalışıyoruz. Elbette ki onların süratine yetişemiyoruz. Oralarda saatlerce bekleyip birkaç kare foto çekerek haber yapmaya çalışan bizler, birilerin telefonlarındaki paylaşımları facede görünce içimiz sızlıyor adeta. Burada onların amacıyla bizim amacımız aynı olmadığından kendimizi avutmaya devam ediyoruz.. Şimdiye kadar kim ne söylediyse, kim ne duyduysa duydu. Birkaç gün daha bu propagandalar sürecek. Önceden de söz ettiğim gibi. Benim arzu ettiğim gibi olmadı bu dönemde.. Ben isterdim ki seçmen bunu kendine iş edinsin. Doğruyu, gerçeği öğrenmeye vatandaş gayret etsin. Araştırsın isterdim. Siyasiler de alanlarda dolaşacağına çıkıp televizyon kanallarına bizlere olacakları anlatsınlar. Hatta hepsi birlikte televizyonlarda karşı karşıya gelip tartışsınlar.. Olmadı, olmuyor.. Televizyon kanallarında kadrolu yorumcular aylardır aynı teraneleri söyleyip duruyorlar. Onları anlıyorum. Çünkü daha önceki seçimlerde bu kadrolu konuşmacı ağabeylerinden birçoğu milletvekili olup meclise girdiler. Eh bunlar için de böyle bir fırsat doğmuş.. Değerlendirmek istemişler ne yapalım.. Sorun onlarda mı yoksa onlara bu olanağı sağlayan kanallarda mı bilemiyorum. Artık demir almak zamanı gelmişse limandan… diye başlayan şiir aklıma geldi. Yani bu pazar sandıklara gidip OY kullanacağız. 58 milyon seçmen. Umarım sağlıklı ve uygarca bir seçim atmosferi yaşarız. Kimsenin kimseyi incitmediği bir havada gerçekleşir bu referandum. Ve sonuçları itibariyle ülkemize yararlar sağlar. Demokrasiye inancımız gereği her sonuca şapka çıkarırız. Umuyorum ki oy kullanma oranı yüksek olur. Umuyorum ki çıkacak sonuç oranı yüksek olur. Umuyorum ki hile-hurda olmadan, vatandaşın aklında sorular kalmadan bu referandumdan alnımızın akıyla çıkarız. Siz anketlere takılı kalmayın. Başkalarının söyledikleriyle yön bulmayın. Sağlıklı bir düşünüşle geleceğinize oy verin. Geleceğinizi şekillendirin. Haydi vatandaş oy kullanmaya...
Ekleme Tarihi: 12 Nisan 2017 - Çarşamba

ANKETLER

Referanduma kısa bir süre kaldı. Artık bu pazar TÜRKİYE sandığa gidecek ve kullanacağı oy ile ülkenin hangi yöne gideceğine karar verecek. Bizim bu oy kullanımı için tek dileğimiz var. Ülkemiz için en doğru karar çıksın. Ama daha önceleri söylediğim gibi çıkacak sonuç ne İsa’yı, ne Musa’yı tam anlamıyla memnun edecek mi onu kestiremiyorum. Zira bıçak sırtı bir durum var. Ülkemizde yaşamını anketlere bağlamış yüzlerce kurum, kimin yaptırdığı ile ilgili bilgi vermeden habire anket sonuçları yayınlamaktalar. Doğrusu-eğrisi şapka düşüp kel görününce belli olacak.
Ben yapılan anketlere doğrusu pek fazla inanmıyorum. İnansam ne değişir.. Anket firmaları durdukları yerde anket yapmazlar. Neticede onlar da bir kuruluş ve yaptıkları iş karşılığında para alacaklar, çalışanlarının karnını doyuracaklar. Ancak güvenilirlik açısından işini doğru yapmaları ve verdikleri sonuçların daha sonra gerçeklere yakın olması önemlidir. Şimdi çarşıda dolaşın onlara yakın bir sonuca sizlerde ulaşabilirsiniz.

Burada önemli olan anketin kim tarafından istenmiş olmasıdır. Yani hangi kurum istemişse siz de onun arzuları doğrusunda bir sonuca ulaşmak için uygun veriler verirsiniz.
Anket sonuçlarına bakıyorsunuz. Şu tarihler arası, şuralarda yapılmış olan ve şu kadar insanla yapılan soruşturmalar neticesi diyorsunuz. İzmir’de on bin kişiyle yapılan anket ile Diyarbakır’da on bin kişiyle yapılan anketin elbette çok farklı sonuçları çıkacaktır. Siz hangisine rağbet edeceksiniz. Ya da anketteki sonuç referandum sonrası tutmazsa ne yapacaksınız. Ya da daha ötesine gidelim; herhangi bir gazetede veya internet sitesinde yayınlanmış anket sonucu sizin görüşünüzü ne kadar etkiler. “Vay be!!! Bak anketlerde böyle çıkıyor öyleyse ben de oyumu değiştireyim” der misiniz? Kararsız olsanız bile bu anketlerden ne kadar etkilenirsiniz. Ben etkilenmem ama sanıyorum bundan etkilenecekler mutlaka vardır ki, anketlere önem veriliyor veya bazıları tarafından SIR gibi saklanıyor.. Nedendir acaba?..
Herkes konuştu. Kimi meydanlarda, kimi salonlarda avazları çıkıncaya kadar bağırdılar. Nutuklar attılar. Gerçek şu ki ne ERDOĞAN, ne KILIÇDAROĞLU, ne YILDIRIM ne de Devlet BAHÇELİ’nin sorunu değil bu.. Sorun HALK’ın sorunu. Onların en avazı çıktığı kadar bağırması, onların haykırması gerekmez mi? Çünkü çıkacak sonuç onları etkileyecek. Bu dört beş kişi sadece önderlik ediyor.. Gerçek olan 80 milyon nüfusun ve 58 milyon seçmenin sorunu değil mi? Gel gelelim onlardan ses çıkmıyor...
Bu hafta siyasilerin toplantıları devam etti. Toplantılarda dikkatimi çeken konu; her kim olursa olsun belirlenen saatte miting alanında olmayışlarıydı. Önceden planlanmış olmasına rağmen uzun bekleyişler sonrası vatandaş siyasilerle buluşabildi. Her kim olursa olsun, her ne mazeret olursa olsun planlama düzgün olmalı, zamanlama kusursuz olmalı. Birbirimize saygı çok ama çok önemlidir bence..
Gazeteci olarak biz de fırsat buldukça bu toplantıları izlemeye gayret ediyoruz. Ama anlıyorum ki bizden geçmiş artık. Gözünü sevdiğim o güzel insanlar hepsi birer gazeteci olmuş ve bize olanak tanımıyorlar. Herkesin elinde CEP TELEFONU bir yandan fotoğraf çekiyor, bir yandan canlı yayın yapıyor, fırsat buldukça da SELFİ (özçekim) yapıyorlar. Bizlerde kimimiz kamerasıyla, kimimiz fotoğraf makinelerimizle çektiğimiz fotolardan en güzellerini seçip gazetemize servis etmeye çalışıyoruz. Elbette ki onların süratine yetişemiyoruz. Oralarda saatlerce bekleyip birkaç kare foto çekerek haber yapmaya çalışan bizler, birilerin telefonlarındaki paylaşımları facede görünce içimiz sızlıyor adeta. Burada onların amacıyla bizim amacımız aynı olmadığından kendimizi avutmaya devam ediyoruz..
Şimdiye kadar kim ne söylediyse, kim ne duyduysa duydu. Birkaç gün daha bu propagandalar sürecek. Önceden de söz ettiğim gibi. Benim arzu ettiğim gibi olmadı bu dönemde.. Ben isterdim ki seçmen bunu kendine iş edinsin. Doğruyu, gerçeği öğrenmeye vatandaş gayret etsin. Araştırsın isterdim. Siyasiler de alanlarda dolaşacağına çıkıp televizyon kanallarına bizlere olacakları anlatsınlar. Hatta hepsi birlikte televizyonlarda karşı karşıya gelip tartışsınlar.. Olmadı, olmuyor.. Televizyon kanallarında kadrolu yorumcular aylardır aynı teraneleri söyleyip duruyorlar. Onları anlıyorum. Çünkü daha önceki seçimlerde bu kadrolu konuşmacı ağabeylerinden birçoğu milletvekili olup meclise girdiler. Eh bunlar için de böyle bir fırsat doğmuş.. Değerlendirmek istemişler ne yapalım.. Sorun onlarda mı yoksa onlara bu olanağı sağlayan kanallarda mı bilemiyorum.
Artık demir almak zamanı gelmişse limandan… diye başlayan şiir aklıma geldi.
Yani bu pazar sandıklara gidip OY kullanacağız. 58 milyon seçmen. Umarım sağlıklı ve uygarca bir seçim atmosferi yaşarız. Kimsenin kimseyi incitmediği bir havada gerçekleşir bu referandum. Ve sonuçları itibariyle ülkemize yararlar sağlar. Demokrasiye inancımız gereği her sonuca şapka çıkarırız.
Umuyorum ki oy kullanma oranı yüksek olur. Umuyorum ki çıkacak sonuç oranı yüksek olur. Umuyorum ki hile-hurda olmadan, vatandaşın aklında sorular kalmadan bu referandumdan alnımızın akıyla çıkarız. Siz anketlere takılı kalmayın. Başkalarının söyledikleriyle yön bulmayın. Sağlıklı bir düşünüşle geleceğinize oy verin. Geleceğinizi şekillendirin.
Haydi vatandaş oy kullanmaya...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.