Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

BABALARA SELAM OLSUN

Bu hafta “BABALAR GÜNÜ” idi. Tüm babalara ve baba adaylarına gün kutlu olsun diye başlamak isterim. Takvimlere baktığımızda yılın her ayı, her ayın her gününe bir gün kutlaması sıkıştırılmış, sürüp gidiyor. Hediye alma güzel bir şey. Ama gel gör ki hediyenin de maliyeti artık eskisi gibi değil. Artıkça artıyor mübarek. Hediye alsan bir dert almasan başka bir dert. Ama ne yapalım oradan buradan kırıp yarıp babalara karınca kararınca bir hediye almaya çalışıyoruz. Ama en güzel hediye ise yürekten kopup gelen güzel bir öpücüktür diye düşünüyorum. Doğrusunu isterseniz yılın her bir gününe yayılmış yüzlerce gün var kutlanıyor. Kimilerinin adını bile bilemiyorsunuz. Ama sistem bizi öyle bir bağımlı hale getirmiş ki sormayın. Tam manasıyla tüketim toplumu yapılmışız. “Amannn ne gereği var falanca günü kutlamaya” diyemiyorsunuz. Çark bizleri öyle bir bağımlı hale getirmiş ki o gün, yani adı her ne ise mutlaka kutlanacak. Ama bir çiçek, ama bir mesaj veya gerekirse ufak tefek bir hediye alınarak gereği yapılacak. Babalık, baba olmak baba gibi davranmak güzel bir duygu. Her ne kadar evi anneler çekip çevirse de babaların katkısı asla yadsınamaz. Ben evde eşimi iç işleri bakanı, kendimi de dış işleri bakanı ilan ediyorum. Evdeki diğerlerini de kabine olarak varsayıyorum. Yanlış anlaşılmasın tabi ben de biraz da başbakanlık tutkusu var. Yine de kararları hep birlikte almaya özen gösteriyoruz. Ben her şeyi kesip atmıyorum. Birilerinin dediği gibi son sözü her zaman ben söylüyorum. Tamam canım.. Ulus olarak benim çok takdir ettiğim bir sistem var; AİLE. Baba, anne, çocuklar yerine göre diğer büyüklerin oluşturduğu harika bir yapı. Küçük bir nişanla başlayan birliktelik sonrasında devasa büyüklüğe ulaşarak çoluk çocuğa karışmış büyük bir topluluk oluveriyor. Beraber gülünüyor, beraber ağlanıyor. Düğünlerde, bayramlarda, özel günlerde bir araya gelinerek yapılan kutlamalar, sanırım başka ülkelerde örneğine pek sık rastlanmayacak durumlardır. AİLE içinde oluşan saygı, sevgi ve birlikte yaşam duygusu sanırım başka ülkelerde zor yaşanacak bir durumdur. Elbette her toplumda buna yakın düzenlemeler oluşmuştur. Biz de akşam ailenin tüm fertleri toplanmadan akşam yemeği yenmez. Sofrada yemeğe aile büyüğü başlar. Tabi bunlar bazılarına göre eskide kalmış şimdilerde uygulanmasına pek olanak olmayan konular olsa da bizler bunları asla unutmuş değiliz. Üzerinde tartışsak bile yine de vazgeçebileceğimizi sanmıyorum. Büyüklere saygı, küçüklere sevgi bizim kanımızda her zaman var olan duygulardır. Şimdi bu yazımı okuyan siz değerli dostlarımın büyük bir bölümünün babaları rahmetli olmuştur. Ama onların bizlere bıraktığı güzel miraslar daha dün gibi belleklerimizde canlılığını korumaktadır. Hepsine Allah’tan rahmetler dilerim. Bizlere hanlar hamamlar bırakmasalar da onurlu bir geçmiş ve umutlu bir gelecek bıraktıkları kanısındayım. Babalar günü ertesinde de kurban bayramını idrak edeceğiz. Hâli vakti yerinde olanlar kesecekleri kurbanları eşe dosta, ihtiyacı olanlarla paylaşıp dağıtacaklar. Elbette bu yıl kurbanlıklar ateş pahası. Nasıl alınıp nasıl dağıtılacak büyük bir sorun. Dini inanışlarımız gereği kesme durumunda olanların bunları gerçek ihtiyaç sahipleri ile paylaşmaları çok önemlidir. Geçmişte gördüğümüz bazı olumsuzlukların yaşanmaması asıl olandır. “Hak için kurban, küp için kavurma” hayali kuranları şimdiden kınıyorum. Hep duyuyorum “danaya girdik falanca kilo et düştü dolap almıyor, dağıtacak fakir bulamıyorum” gibi bahaneler bence geçersizdir. Bunları bir kenara koyup çocuk yuvalarına, huzur evlerine, toplum için yararlı derneklere, vakıflara, askeriyeye, Darülaceze’ye hasılı bu konularda yararlı çalışma yapan her hangi bir kuruluşa bağışta bulunun. KIZILAY’ı da saymak isterim ama görmekteyim ki; küçük yanlışlar yapan bu kuruluş zaman içinde toplumumuzdaki sevgisini bir parça sakatlığa uğratmış görünüyor. Umarım doğru yönetilerek eski saygınlığını tekrar kazanır ve her zaman fakir fukaranın yoksulun mağdurun ve ihtiyaç sahiplerinin yanında olurlar. Bizler de geçmişi unutup onu bağrımıza basmaya, yardım yapmaya, kan bağışında bulunmaya devam ederiz. Söylediklerimi, yazdıklarımı kabullenseniz de kabullenmeseniz de siz gene siz olun babalarınıza küçük bir hediye alın, elini öpün hayır duasın alın. Olmaz mı?.. Analar babalar bizim en değerli varlıklarımızdır. Onların sağlığında ne yapabilirsek, elimizden ne geliyorsa yapalım yokluğunda duadan başka bir şey yapmak imkansız oluyor. Tüm babaların günü kutlu, yaşamları mutlu olsun. Göçenlerin de Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun.
Ekleme Tarihi: 20 Haziran 2023 - Salı

BABALARA SELAM OLSUN

Bu hafta “BABALAR GÜNÜ” idi. Tüm babalara ve baba adaylarına gün kutlu olsun diye başlamak isterim. Takvimlere baktığımızda yılın her ayı, her ayın her gününe bir gün kutlaması sıkıştırılmış, sürüp gidiyor. Hediye alma güzel bir şey. Ama gel gör ki hediyenin de maliyeti artık eskisi gibi değil. Artıkça artıyor mübarek. Hediye alsan bir dert almasan başka bir dert. Ama ne yapalım oradan buradan kırıp yarıp babalara karınca kararınca bir hediye almaya çalışıyoruz. Ama en güzel hediye ise yürekten kopup gelen güzel bir öpücüktür diye düşünüyorum.
Doğrusunu isterseniz yılın her bir gününe yayılmış yüzlerce gün var kutlanıyor. Kimilerinin adını bile bilemiyorsunuz. Ama sistem bizi öyle bir bağımlı hale getirmiş ki sormayın. Tam manasıyla tüketim toplumu yapılmışız. “Amannn ne gereği var falanca günü kutlamaya” diyemiyorsunuz. Çark bizleri öyle bir bağımlı hale getirmiş ki o gün, yani adı her ne ise mutlaka kutlanacak.
Ama bir çiçek, ama bir mesaj veya gerekirse ufak tefek bir hediye alınarak gereği yapılacak.
Babalık, baba olmak baba gibi davranmak güzel bir duygu. Her ne kadar evi anneler çekip çevirse de babaların katkısı asla yadsınamaz. Ben evde eşimi iç işleri bakanı, kendimi de dış işleri bakanı ilan ediyorum. Evdeki diğerlerini de kabine olarak varsayıyorum. Yanlış anlaşılmasın tabi ben de biraz da başbakanlık tutkusu var. Yine de kararları hep birlikte almaya özen gösteriyoruz. Ben her şeyi kesip atmıyorum. Birilerinin dediği gibi son sözü her zaman ben söylüyorum. Tamam canım..
Ulus olarak benim çok takdir ettiğim bir sistem var; AİLE. Baba, anne, çocuklar yerine göre diğer büyüklerin oluşturduğu harika bir yapı. Küçük bir nişanla başlayan birliktelik sonrasında devasa büyüklüğe ulaşarak çoluk çocuğa karışmış büyük bir topluluk oluveriyor. Beraber gülünüyor, beraber ağlanıyor. Düğünlerde, bayramlarda, özel günlerde bir araya gelinerek yapılan kutlamalar, sanırım başka ülkelerde örneğine pek sık rastlanmayacak durumlardır. AİLE içinde oluşan saygı, sevgi ve birlikte yaşam duygusu sanırım başka ülkelerde zor yaşanacak bir durumdur. Elbette her toplumda buna yakın düzenlemeler oluşmuştur. Biz de akşam ailenin tüm fertleri toplanmadan akşam yemeği yenmez. Sofrada yemeğe aile büyüğü başlar. Tabi bunlar bazılarına göre eskide kalmış şimdilerde uygulanmasına pek olanak olmayan konular olsa da bizler bunları asla unutmuş değiliz. Üzerinde tartışsak bile yine de vazgeçebileceğimizi sanmıyorum. Büyüklere saygı, küçüklere sevgi bizim kanımızda her zaman var olan duygulardır.
Şimdi bu yazımı okuyan siz değerli dostlarımın büyük bir bölümünün babaları rahmetli olmuştur. Ama onların bizlere bıraktığı güzel miraslar daha dün gibi belleklerimizde canlılığını korumaktadır. Hepsine Allah’tan rahmetler dilerim. Bizlere hanlar hamamlar bırakmasalar da onurlu bir geçmiş ve umutlu bir gelecek bıraktıkları kanısındayım.
Babalar günü ertesinde de kurban bayramını idrak edeceğiz. Hâli vakti yerinde olanlar kesecekleri kurbanları eşe dosta, ihtiyacı olanlarla paylaşıp dağıtacaklar. Elbette bu yıl kurbanlıklar ateş pahası. Nasıl alınıp nasıl dağıtılacak büyük bir sorun. Dini inanışlarımız gereği kesme durumunda olanların bunları gerçek ihtiyaç sahipleri ile paylaşmaları çok önemlidir. Geçmişte gördüğümüz bazı olumsuzlukların yaşanmaması asıl olandır. “Hak için kurban, küp için kavurma” hayali kuranları şimdiden kınıyorum. Hep duyuyorum “danaya girdik falanca kilo et düştü dolap almıyor, dağıtacak fakir bulamıyorum” gibi bahaneler bence geçersizdir. Bunları bir kenara koyup çocuk yuvalarına, huzur evlerine, toplum için yararlı derneklere, vakıflara, askeriyeye, Darülaceze’ye hasılı bu konularda yararlı çalışma yapan her hangi bir kuruluşa bağışta bulunun. KIZILAY’ı da saymak isterim ama görmekteyim ki; küçük yanlışlar yapan bu kuruluş zaman içinde toplumumuzdaki sevgisini bir parça sakatlığa uğratmış görünüyor. Umarım doğru yönetilerek eski saygınlığını tekrar kazanır ve her zaman fakir fukaranın yoksulun mağdurun ve ihtiyaç sahiplerinin yanında olurlar. Bizler de geçmişi unutup onu bağrımıza basmaya, yardım yapmaya, kan bağışında bulunmaya devam ederiz.
Söylediklerimi, yazdıklarımı kabullenseniz de kabullenmeseniz de siz gene siz olun babalarınıza küçük bir hediye alın, elini öpün hayır duasın alın. Olmaz mı?.. Analar babalar bizim en değerli varlıklarımızdır. Onların sağlığında ne yapabilirsek, elimizden ne geliyorsa yapalım yokluğunda duadan başka bir şey yapmak imkansız oluyor.
Tüm babaların günü kutlu, yaşamları mutlu olsun. Göçenlerin de Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.