Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

BİR İSTANBUL MASALI

TÜRKİYE’nin seçimi sona erdi. Ama İstanbul’u bir türlü netliğe kavuşturamadık. Tekrar seçim yapılacak yerler haricinde MAZBATALAR neredeyse alındı bitti. Haa. 17.ci günde İSTANBUL’a da mazbatası verildi ama, buraya ait yapılan itirazlar sonuçlanmadığından kesin olarak bitti diyemiyoruz. Ve aklımızda acabalar var hala. Umarım bu saatlerde o da sonuçlanır ve TÜRKİYE’miz artık seçim ortamından kurtulur ve normal hayata dönerek önündeki sorunları çözme gayreti içinde olur. Seçim gecesinden başlayıp günümüze kadar süren bu İSTANBUL seçimleri herkesin içine dert oldu. Ne twitler atıldı ne haberler yapıldı doğru-yanlış yazılan her satır insanların kafasında büyük soru işaretleri uyandırdı. 1946'dan beri seçim yapan bu ülke geldi geldi 31 Mart’a kilitlendi. Ne olmuştu da seçimlerin sonuçları alınamıyordu. Geçen hafta uzun uzadıya yazmış olsam da yine kısacık yinelemeliyim. Ülkemiz artık teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanabilecek bir duruma geldi. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre her vatandaş nüfus müdürlüklerine giderek adres kaydını yaptırabiliyor. Bu işe tam uyan küçük bir hikayemi nakledeyim sizlere. Bir eve yeni taşındım. Badana, boya, temizlik derken işler bitti eşyaları da getirip yerleştirdik. İlk iş olarak nüfus dairesine gittim. Görevliye meramımı anlattım. Bilgisayara girdi ve bana dönerek; kaydınızı yapamıyorum dedi. Niye dedim.. Sizin hanenizde kayıtlı insanlar var. Önce onlar gidecek sonra sizi yazacağız. Kalakaldım. Peki ben onlar gitmezse yazılamayacak mıyım?.. İşi uzattık ve müdür hanıma çıktım. Baştan sona olanı biteni anlattım. O da bana sakin bir şekilde, “Adrese dayalı kayıt sistemine göre önce o kişinin haneden ayrılması gerekir. Biz sizi beyanınıza göre illaki yazacağız. Ancak vatandaşı da düşünmek lazım. Siz ısrar ederseniz, sizi yazdığımızda orada önceden oturan kişi cezalı durumu düşecek ve 640 TL. ödemek zorunda kalacak. Durum bu. Siz şimdi o vatandaşa ulaşarak durumu anlatın. Önce o gitsin yeni adresine sonra sizin kaydınızı hemen yapalım” dedi.. Düşündüm. Gayet haklı. O vatandaşa ulaşıp söyledim. O da işi kaydı bırakıp geldi işlemini yaptırdı ve akabinde ben de kayıt işlemlerimi bitirdim.. Yani herkes kendi kaydını kendisi yaptırabiliyor. Elbette kötü niyetliler de olabilir. Yanlış beyan edenler olabilir…. Şimdi gelelim İSTANBUL’a. 16 milyon insan yaşamakta ve her bir kişinin kaydı bulunmakta. Hatalar olabilir. Bunların düzeltilmesi de zaman alabilir. Elbette kolay değil. Önceki yıllarda da bu itirazlar olmuş seçimlere “ŞAİBE” karıştı diye itirazlar yapılmıştır. Ancak her işi bırakıp bütün millet buna odaklanınca biz de yönümüzü ister istemez bu tarafa çevirmekteyiz. Yatıyoruz YSK, kalkıyoruz sayım, derken kafamız allak bullak oldu. Yetti gari. Bir hayli hengameden sonra sayın İMAMOĞLU’da mazbatasını aldı.. Rakip parti de itirazını YSK’ya yaptı. İzlenen görüntülerde 3 valiz doküman hazırlandığı görülmekte idi. Bir anda şaşırdık. YSK bu kadar belgeyi ha deyince inceleyebilecek mi? Zira her belgenin tüm üyeler tarafından görülüp incelenip mütalaa etmesi gerekir. Yani zamanı hesap edersek, daha bir hayli biz bu işle meşgul olacağız. Mazbatanın geleceği için bir süre daha endişelerimiz sürecek. Her insan ucundan kıyısında bu olaya dahil olup fikirlerini söylüyor. Taraflı olanlar, kendi tarafına yontarak , tarafsızlar ortadan yorumlar yapıyorlar. Kimi seçimler iptal edilip yenilenmeli derken, diğer taraf asla olmaz, seçim bitti, diyorlar. Biri tekrar seçim olsa fark çoğalır diyor, diğeri biz kazanırız. Bunlar sürüp giderken sayın İMAMOĞLU göreve başladı. Artık YSK ne yönde karar verirse duruma ona göre yön verilecek. Daha önceki yıllarda sonuçlara itirazları AVRUPA’ya taşımak isteyenler bile olmuştu. Biz kendi işimizi kendimiz halletmeliyiz ve göreve getirdiğimiz sayın YSK’nın vereceği kararlara da saygılı olmalıyız. Şu an görev yapan sayın YSK üyelerinin de görev süreleri uzatılmış ve tartışma konusu olmuştu. Artık onlar da bir kenara bırakılıp doğrular ortaya konmalı. Bir İstanbul masalı anlatırken en hoşuma giden olay da yemek meselesi oldu. Sayın başkan öğle yemeği için mutfağa gidip istişare yaparken “ne yemeği var” dediğinde aşçılar musakka diyor. Size de antrigot yapacağız diyor. Başkan ilk talimatı veriyor. Bundan sona herkese aynı yemek çıkacak. Ayrımcılık yok diye onları uyarıyor. Ne kadar hoş.. Uygulanırsa harika diyorum.. Valla 30 yıl öğretmenlik yaptım. Bize kuru fasulye pilav da olsa bir öğün yemek vermediler.. Ne yapalım. Sonra ağızlarda pelesenk olmuş “BANKAMATİK” memurları konuşuluyor. Yine İMAMOĞLU kendinden beklenen konuşmayı yapıyor. Biz hiç kimsenin işiyle, aşıyla meşgul değiliz, herkes aldığı parayı hak edecek, görevini tam anlamıyla yapacak, Benim “GİT” demeden gitmek isteyen varsa hemen alsın başını çıksın gitsin diyor tabi cümlenin sonu belli sonradan inceleyip bulur isek gereği yapılacak ve kişi daha çok mağdur olacak demesine getiriyor. Her yerde yaşanabilecek bir durum.. Kim karşılığını vermediği paralar alıyorsa haram olsun. Ama hakkıyla çalışanlara da asla sözümüz yok. Haydi TÜRKİYEM biz artık, seçim işini bırakıp GEÇİM işine dönelim..
Ekleme Tarihi: 23 Nisan 2019 - Salı

BİR İSTANBUL MASALI

TÜRKİYE’nin seçimi sona erdi. Ama İstanbul’u bir türlü netliğe kavuşturamadık. Tekrar seçim yapılacak yerler haricinde MAZBATALAR neredeyse alındı bitti. Haa. 17.ci günde İSTANBUL’a da mazbatası verildi ama, buraya ait yapılan itirazlar sonuçlanmadığından kesin olarak bitti diyemiyoruz. Ve aklımızda acabalar var hala. Umarım bu saatlerde o da sonuçlanır ve TÜRKİYE’miz artık seçim ortamından kurtulur ve normal hayata dönerek önündeki sorunları çözme gayreti içinde olur.
Seçim gecesinden başlayıp günümüze kadar süren bu İSTANBUL seçimleri herkesin içine dert oldu. Ne twitler atıldı ne haberler yapıldı doğru-yanlış yazılan her satır insanların kafasında büyük soru işaretleri uyandırdı. 1946'dan beri seçim yapan bu ülke geldi geldi 31 Mart’a kilitlendi. Ne olmuştu da seçimlerin sonuçları alınamıyordu. Geçen hafta uzun uzadıya yazmış olsam da yine kısacık yinelemeliyim. Ülkemiz artık teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanabilecek bir duruma geldi.
Adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre her vatandaş nüfus müdürlüklerine giderek adres kaydını yaptırabiliyor.
Bu işe tam uyan küçük bir hikayemi nakledeyim sizlere. Bir eve yeni taşındım. Badana, boya, temizlik derken işler bitti eşyaları da getirip yerleştirdik. İlk iş olarak nüfus dairesine gittim. Görevliye meramımı anlattım. Bilgisayara girdi ve bana dönerek; kaydınızı yapamıyorum dedi. Niye dedim.. Sizin hanenizde kayıtlı insanlar var. Önce onlar gidecek sonra sizi yazacağız. Kalakaldım. Peki ben onlar gitmezse yazılamayacak mıyım?.. İşi uzattık ve müdür hanıma çıktım. Baştan sona olanı biteni anlattım. O da bana sakin bir şekilde, “Adrese dayalı kayıt sistemine göre önce o kişinin haneden ayrılması gerekir. Biz sizi beyanınıza göre illaki yazacağız. Ancak vatandaşı da düşünmek lazım. Siz ısrar ederseniz, sizi yazdığımızda orada önceden oturan kişi cezalı durumu düşecek ve 640 TL. ödemek zorunda kalacak. Durum bu. Siz şimdi o vatandaşa ulaşarak durumu anlatın. Önce o gitsin yeni adresine sonra sizin kaydınızı hemen yapalım” dedi.. Düşündüm. Gayet haklı. O vatandaşa ulaşıp söyledim. O da işi kaydı bırakıp geldi işlemini yaptırdı ve akabinde ben de kayıt işlemlerimi bitirdim.. Yani herkes kendi kaydını kendisi yaptırabiliyor. Elbette kötü niyetliler de olabilir. Yanlış beyan edenler olabilir….
Şimdi gelelim İSTANBUL’a. 16 milyon insan yaşamakta ve her bir kişinin kaydı bulunmakta. Hatalar olabilir. Bunların düzeltilmesi de zaman alabilir. Elbette kolay değil. Önceki yıllarda da bu itirazlar olmuş seçimlere “ŞAİBE” karıştı diye itirazlar yapılmıştır. Ancak her işi bırakıp bütün millet buna odaklanınca biz de yönümüzü ister istemez bu tarafa çevirmekteyiz. Yatıyoruz YSK, kalkıyoruz sayım, derken kafamız allak bullak oldu. Yetti gari.
Bir hayli hengameden sonra sayın İMAMOĞLU’da mazbatasını aldı.. Rakip parti de itirazını YSK’ya yaptı. İzlenen görüntülerde 3 valiz doküman hazırlandığı görülmekte idi. Bir anda şaşırdık. YSK bu kadar belgeyi ha deyince inceleyebilecek mi? Zira her belgenin tüm üyeler tarafından görülüp incelenip mütalaa etmesi gerekir. Yani zamanı hesap edersek, daha bir hayli biz bu işle meşgul olacağız. Mazbatanın geleceği için bir süre daha endişelerimiz sürecek.
Her insan ucundan kıyısında bu olaya dahil olup fikirlerini söylüyor. Taraflı olanlar, kendi tarafına yontarak , tarafsızlar ortadan yorumlar yapıyorlar. Kimi seçimler iptal edilip yenilenmeli derken, diğer taraf asla olmaz, seçim bitti, diyorlar. Biri tekrar seçim olsa fark çoğalır diyor, diğeri biz kazanırız. Bunlar sürüp giderken sayın İMAMOĞLU göreve başladı. Artık YSK ne yönde karar verirse duruma ona göre yön verilecek. Daha önceki yıllarda sonuçlara itirazları AVRUPA’ya taşımak isteyenler bile olmuştu. Biz kendi işimizi kendimiz halletmeliyiz ve göreve getirdiğimiz sayın YSK’nın vereceği kararlara da saygılı olmalıyız. Şu an görev yapan sayın YSK üyelerinin de görev süreleri uzatılmış ve tartışma konusu olmuştu. Artık onlar da bir kenara bırakılıp doğrular ortaya konmalı.
Bir İstanbul masalı anlatırken en hoşuma giden olay da yemek meselesi oldu. Sayın başkan öğle yemeği için mutfağa gidip istişare yaparken “ne yemeği var” dediğinde aşçılar musakka diyor. Size de antrigot yapacağız diyor. Başkan ilk talimatı veriyor. Bundan sona herkese aynı yemek çıkacak. Ayrımcılık yok diye onları uyarıyor. Ne kadar hoş.. Uygulanırsa harika diyorum.. Valla 30 yıl öğretmenlik yaptım. Bize kuru fasulye pilav da olsa bir öğün yemek vermediler.. Ne yapalım.
Sonra ağızlarda pelesenk olmuş “BANKAMATİK” memurları konuşuluyor. Yine İMAMOĞLU kendinden beklenen konuşmayı yapıyor. Biz hiç kimsenin işiyle, aşıyla meşgul değiliz, herkes aldığı parayı hak edecek, görevini tam anlamıyla yapacak, Benim “GİT” demeden gitmek isteyen varsa hemen alsın başını çıksın gitsin diyor tabi cümlenin sonu belli sonradan inceleyip bulur isek gereği yapılacak ve kişi daha çok mağdur olacak demesine getiriyor.
Her yerde yaşanabilecek bir durum.. Kim karşılığını vermediği paralar alıyorsa haram olsun. Ama hakkıyla çalışanlara da asla sözümüz yok. Haydi TÜRKİYEM biz artık, seçim işini bırakıp GEÇİM işine dönelim..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.