Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

BİR MAYIS SABAHI

Her günün, her haftanın, her ayın hülasa her yılın kendine göre bir anısı var. Belleklerimizde yer eder ve asla unutulmaz. Ben sevdiklerimin bazılarını mayısta yitirdim. Ay bahar bayramı olsa da benim için hüzünlerin buluştuğu zaman dilimidir. Ama güzellikleri de yok değil. Güzeller güzeli GÜLEM yeğenimde mayıs ayının bize yaşattığı güzelliklerde dünyaya gelmişti. Diyeceğim o ki yaşam böyle.. Gelenler, gidenler.. Elbette biz de buna uyacağız. Bize, yıllar yılı 1 Mayıs’ı Bahar Bayramı olarak söylediler. Oysa asıl bahar martta başlıyordu. Sonra İŞÇİ BAYRAMI olsun deyiverdiler. Ve 1 Mayıs 1977 de işçi bayramında onlarca can bayrama kurban oldu, Taksim Meydanında. Ve Taksim Meydanı sonraki yıllarda yasaklandı. İşçiler direndi, hükümet direndi. Ne olurdu orada törenler yapılsa, ne olurdu 77'de gidenler orada anılsa. Hayır izin vermediler, vermemek için elden ne geliyorsa yaptılar. Sanki namus meselesi oldu Taksim Meydanı.. Ve Haziran olayları yaşandı bu meydanda, ülkenin dört bir yanında gösteriler oldu. Uzun da sürdü hani. İnsanlar yapılanları hazmedemiyorlardı. Başka ülkelerdeki kutlamaları gördükçe kahroluyordum. İnsanlar çoluk-çocuk davullu zurnalı kutlamalar yaparken, biz gazlı-sopalı görüntüleri yaşıyorduk. İnanamıyorum. Neden onlar gibi olmuyoruz, olamıyoruz. Bahar bayramını kutlayamazken bu kez de yitirdiğimiz ÜÇ FİDAN akıllardaydı. Darağacına bıraktığımız üç fidanın haklılıkları yıllar sonra akıllara geldi. Ülkelerinin kalkınması için yaptıkları mücadele unutulmayacaktı. Ne çare ki onları da yitikler arasına katmak zorunda kalmıştık. Zaten insanların değerleri yaşarken değil kaybettiğimizde farkına varabiliyoruz. Bu Mayıs’ta en sevdiklerimden babamı da kaybetmiştim. Onsekiz yıl önce 7 Mayıs onu da aramızdan aldı götürdü. Sadece biz değil toplumda seviyordu onu. Zira yaşamının önemli bölümünü topluma hizmet için geçirmişti. Şirin BANAZ’ımızın kalkınması için güç verdi yetkililere her zaman. Bize veremediği özveriyi BANAZ’a vermekten geri durmamıştı.. Ben de şimdilerde daha da hak veriyorum babama. Evet BANAZ bu hizmeti hak ediyor.. Yaşam böyle demiştim. Aynı güne rastlayan iki olay yaşamıştık. 7 Mayıs babamı kaybettik, bir başka 7 Mayıs’ta adını babamın verdiği yeğenim MELEK GÜLEM doğmuştu. İnsanoğlu böyle durumlara alışık, alışık olmasa bile alışıyorsunuz. Ne çare.. Ve MAYIS’ta önemli günlerden biri de ANNELER GÜNÜ.. Klasik olacak ama böyle gün kutlamalarını bir güne sığdırmak mümkün değil. Ama ne diyelim adet olmuş ve bizde annelerimizin ellerini gıyabında öptük. Onlara hediye alamamış olsakta gönderdiğimiz dualar ile yattıkları yerlere IŞIK gönderdik. Yaptıklarından övgü ile söz ettik, fedakarlıklarını yeniden anımsadık. Bir gün bile olsa onu, sıcaklığını yanımızda hissettik, güzel annelerimizin. Annem okuyamamış, ee biz de öğretmeniz onu okutmak gerekti. Harfleri ve rakamları öğretebildim. “Ben bundan sonra Kükürt’e muallim mi olacağım, bu bana yeter” dedi.. Telefonu çevirebiliyor, gazetelerin başlıklarını okuyabiliyordu. İnanın başlığı okuyunca haberin devamını senaryo gibi sıralıyordu.. Bilemiyordum nasıl hissediyordu. Radyodan haberleri dinledikçe mi örtüştürüyordu. Güzel insanlardı. Özlüyorum.. Mayıs çok şeyler yaşattı bize.. 4 Mayıs günü sayın başbakanımız DAVUTOĞLU’ndan sert bir çıkış geldi. “Görevi bırakıyorum” dedi ve AKP’nin 22 Mayıs’a kongreye gideceğini duyurdu. Ve daha önemlisi “ADAY OLMAYACAĞIM” deyiverdi. Siyasi çevreler böyle bir davranışı sanıyorum beklemiyorlardı. Toplumda. Herkes ŞOKE oldu. Hatta dolar bile yerinde duramadı fırlayıp kalktı.. Anında “Başbakan kim olacak?” soruları ağızdan ağıza dolanmaya başladı. Tahminler, toto oynamalar başladı. Bana göre başbakanın kim olacağı hiç önemli değildi. CUMHURBAŞKANIMIZ sürekli gündemde tuttuğu BAŞKANLIK sistemine bir adım daha atmış oldu böylelikle. Güçlü CUMHURBAŞKANI, güçsüz BAŞBAKAN söylemleri AKP’li vekillerce de dillendirildi. Bakalım ne olacak. Çevremizde yanan bunca yangın arasında bir de böyle bir durumun yaşanmış olması ülkemiz adına zor bir durum, açılacak yaralar kolay kapanamayabilir. Çok dikkatli olmak ve sağduyulu duruşumuzu bozmamak gerekir. Şehitlerimizden söz etmeye vakit kalmıyor, diğer konuları aktarmaktan. Sessiz sedasız gelen şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, “artık dursun” diyoruz. Gece vakti caddeden gelen davul zurna seslerine kulak veriyorum. O güzelim gençler konvoylar halinde halaylar eşliğinde askere gönderiliyorlar. Boyunlarda BAYRAK, yüreklerinde VATAN sevgisi. Gözleri çakmak çakmak.. İşte bu gençleri yine böyle karşılamak istiyoruz. Huzur ve barış içinde. Artık buna yoğunlaşalım. Başbakan kim olursa olsun. Ülkede yaşam güzelleşsin, şehitler olmasın, gece vakti çatılarımıza bombalar yağmasın istiyoruz. Bunu kim sağlayacaksa o olsun başbakan. Bu ay dokunulmazlıklar da gündemde. Komisyonda kabul edilen tasarı bakalım mecliste hangi durumları yaşatacak. Kimlere dokunulacak, kimlere dokunulamayacak. MHP’de bir kongre sürecinde. Çözüm bekleyen bir çok soruya cevap bulacaklar. Umarım sonuçta olumlu şeyler yaşanır. Çünkü her siyasi partinin ülke yönetimi için fazlaca önemi vardır. Olaylar hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Yaşam devam ediyor. Ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı geliyor, kutlanacaklar arasında. HER şey güzel olsun.. Gönlünüzce olsun.. Ülkemiz güzel günler yaşasın..
Ekleme Tarihi: 10 Mayıs 2016 - Salı

BİR MAYIS SABAHI

Her günün, her haftanın, her ayın hülasa her yılın kendine göre bir anısı var. Belleklerimizde yer eder ve asla unutulmaz. Ben sevdiklerimin bazılarını mayısta yitirdim. Ay bahar bayramı olsa da benim için hüzünlerin buluştuğu zaman dilimidir. Ama güzellikleri de yok değil. Güzeller güzeli GÜLEM yeğenimde mayıs ayının bize yaşattığı güzelliklerde dünyaya gelmişti. Diyeceğim o ki yaşam böyle.. Gelenler, gidenler.. Elbette biz de buna uyacağız.
Bize, yıllar yılı 1 Mayıs’ı Bahar Bayramı olarak söylediler. Oysa asıl bahar martta başlıyordu. Sonra İŞÇİ BAYRAMI olsun deyiverdiler. Ve 1 Mayıs 1977 de işçi bayramında onlarca can bayrama kurban oldu, Taksim Meydanında. Ve Taksim Meydanı sonraki yıllarda yasaklandı. İşçiler direndi, hükümet direndi. Ne olurdu orada törenler yapılsa, ne olurdu 77'de gidenler orada anılsa. Hayır izin vermediler, vermemek için elden ne geliyorsa yaptılar. Sanki namus meselesi oldu Taksim Meydanı.. Ve Haziran olayları yaşandı bu meydanda, ülkenin dört bir yanında gösteriler oldu. Uzun da sürdü hani. İnsanlar yapılanları hazmedemiyorlardı. Başka ülkelerdeki kutlamaları gördükçe kahroluyordum. İnsanlar çoluk-çocuk davullu zurnalı kutlamalar yaparken, biz gazlı-sopalı görüntüleri yaşıyorduk. İnanamıyorum. Neden onlar gibi olmuyoruz, olamıyoruz.

Bahar bayramını kutlayamazken bu kez de yitirdiğimiz ÜÇ FİDAN akıllardaydı. Darağacına bıraktığımız üç fidanın haklılıkları yıllar sonra akıllara geldi. Ülkelerinin kalkınması için yaptıkları mücadele unutulmayacaktı. Ne çare ki onları da yitikler arasına katmak zorunda kalmıştık. Zaten insanların değerleri yaşarken değil kaybettiğimizde farkına varabiliyoruz.
Bu Mayıs’ta en sevdiklerimden babamı da kaybetmiştim. Onsekiz yıl önce 7 Mayıs onu da aramızdan aldı götürdü. Sadece biz değil toplumda seviyordu onu. Zira yaşamının önemli bölümünü topluma hizmet için geçirmişti. Şirin BANAZ’ımızın kalkınması için güç verdi yetkililere her zaman. Bize veremediği özveriyi BANAZ’a vermekten geri durmamıştı.. Ben de şimdilerde daha da hak veriyorum babama. Evet BANAZ bu hizmeti hak ediyor.. Yaşam böyle demiştim. Aynı güne rastlayan iki olay yaşamıştık. 7 Mayıs babamı kaybettik, bir başka 7 Mayıs’ta adını babamın verdiği yeğenim MELEK GÜLEM doğmuştu. İnsanoğlu böyle durumlara alışık, alışık olmasa bile alışıyorsunuz. Ne çare..
Ve MAYIS’ta önemli günlerden biri de ANNELER GÜNÜ.. Klasik olacak ama böyle gün kutlamalarını bir güne sığdırmak mümkün değil. Ama ne diyelim adet olmuş ve bizde annelerimizin ellerini gıyabında öptük. Onlara hediye alamamış olsakta gönderdiğimiz dualar ile yattıkları yerlere IŞIK gönderdik. Yaptıklarından övgü ile söz ettik, fedakarlıklarını yeniden anımsadık. Bir gün bile olsa onu, sıcaklığını yanımızda hissettik, güzel annelerimizin.
Annem okuyamamış, ee biz de öğretmeniz onu okutmak gerekti. Harfleri ve rakamları öğretebildim. “Ben bundan sonra Kükürt’e muallim mi olacağım, bu bana yeter” dedi.. Telefonu çevirebiliyor, gazetelerin başlıklarını okuyabiliyordu. İnanın başlığı okuyunca haberin devamını senaryo gibi sıralıyordu.. Bilemiyordum nasıl hissediyordu. Radyodan haberleri dinledikçe mi örtüştürüyordu. Güzel insanlardı. Özlüyorum..
Mayıs çok şeyler yaşattı bize.. 4 Mayıs günü sayın başbakanımız DAVUTOĞLU’ndan sert bir çıkış geldi. “Görevi bırakıyorum” dedi ve AKP’nin 22 Mayıs’a kongreye gideceğini duyurdu. Ve daha önemlisi “ADAY OLMAYACAĞIM” deyiverdi. Siyasi çevreler böyle bir davranışı sanıyorum beklemiyorlardı. Toplumda. Herkes ŞOKE oldu. Hatta dolar bile yerinde duramadı fırlayıp kalktı..
Anında “Başbakan kim olacak?” soruları ağızdan ağıza dolanmaya başladı. Tahminler, toto oynamalar başladı. Bana göre başbakanın kim olacağı hiç önemli değildi. CUMHURBAŞKANIMIZ sürekli gündemde tuttuğu BAŞKANLIK sistemine bir adım daha atmış oldu böylelikle. Güçlü CUMHURBAŞKANI, güçsüz BAŞBAKAN söylemleri AKP’li vekillerce de dillendirildi. Bakalım ne olacak. Çevremizde yanan bunca yangın arasında bir de böyle bir durumun yaşanmış olması ülkemiz adına zor bir durum, açılacak yaralar kolay kapanamayabilir. Çok dikkatli olmak ve sağduyulu duruşumuzu bozmamak gerekir.
Şehitlerimizden söz etmeye vakit kalmıyor, diğer konuları aktarmaktan. Sessiz sedasız gelen şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, “artık dursun” diyoruz. Gece vakti caddeden gelen davul zurna seslerine kulak veriyorum. O güzelim gençler konvoylar halinde halaylar eşliğinde askere gönderiliyorlar. Boyunlarda BAYRAK, yüreklerinde VATAN sevgisi. Gözleri çakmak çakmak.. İşte bu gençleri yine böyle karşılamak istiyoruz. Huzur ve barış içinde. Artık buna yoğunlaşalım.
Başbakan kim olursa olsun. Ülkede yaşam güzelleşsin, şehitler olmasın, gece vakti çatılarımıza bombalar yağmasın istiyoruz. Bunu kim sağlayacaksa o olsun başbakan.
Bu ay dokunulmazlıklar da gündemde. Komisyonda kabul edilen tasarı bakalım mecliste hangi durumları yaşatacak. Kimlere dokunulacak, kimlere dokunulamayacak.
MHP’de bir kongre sürecinde. Çözüm bekleyen bir çok soruya cevap bulacaklar. Umarım sonuçta olumlu şeyler yaşanır. Çünkü her siyasi partinin ülke yönetimi için fazlaca önemi vardır.
Olaylar hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Yaşam devam ediyor. Ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı geliyor, kutlanacaklar arasında.
HER şey güzel olsun.. Gönlünüzce olsun.. Ülkemiz güzel günler yaşasın..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.