Terör belası bitecekse her şeye varım. Öyle başkaları gibi, savaşa hayır, yok insanlık ayıbı falan filan dinlemiyorum artık. Bu sayfalarda onlarca kere terörü lanetleyen yazılar yazdım. Hem vallahi hem billahi bu terörün bitmesi için kim ne yaparsa yanındayım destekliyorum. Çünkü 40 yıldır yanan yürekler sönen ocaklar içimize sığmıyor artık taştık. Gına geldi. Şimdi AFRİN başladı. Dünya seyirci. Her kafadan bir ses. Çözüm için arayan soran yok. Hele dünyada en çok konuşması gerekenler bile sus pus. Bitecekse, kimseyi dinlemeyelim. Aylarca hatta yıllarca mücadelemizi verip kökünden kazıyalım bu belayı. Yetti artık. Bunu gerçekleştirenin adı soyadı önemli değil. Yurdumuza göz dikenlerin bir daha ters bakamayacağı BARIŞ ortamını yaratalım artık. Yok o şunu dedi, bu şöyle izah etti... Yetmiyor... Yetmiyor. Kesin sonuç almalı ve artık bir daha teröre can vermemeliyiz. Elbette bunun için kayıplar da vereceğiz. Daha az vermek ya da vermemek için mücadelemiz sürmeli, dikkatimiz hep orada olmalı. Ama kayıplarımız olacak diye sonuç almaktan elimizi taşın altına koymaktan geri durmamalıyız. Bu cumartesi sayın Cumhurbaşkanımız ERDOĞAN Uşak’taydı. Partinin il kongresi için gelmişti. Geçen hafta yazmıştım. Erken seçim ihtimali ufukta görünüyor diye. Bu miting ve diğer mitinglerde seçimi öne çekecek gibi bir hava estirdi Uşak semalarında. Aynı gün hem Kütahya, hem de Denizli’de kongreler nedeniyle parti genel başkanı olarak katıldı sayın ERDOĞAN. Diğer illeri bilmesem de Uşak’ta neredeyse tek adaylı bir kongre için bu kadar şaşalı bir toplantı bana fazla gibi geldi sadece kongre içinse. O nedenle diyorum ki.. Artık sözünü ettiğim vaktinden öncelik ihtimaller ararsındadır. Sayın cumhurbaşkanımızı neredeyse 3 saat bekledi vatandaşlar. Saat 12.00'den itibaren miting alanına girişler başladı. beş mi desem yedi mi desem kontrol noktasından geçip alana ulaştık. Bizler de onlardan bir fazla kontrol edildik. Olsun. Güvenlik önemliydi. Aynı soru geçenlerde izlediğim Cumhuriyet Halk Partisi il kongresinde aklıma geldi. Giriş çıkışlarda ne kontrol ne kimlik sorma ne de olağanüstü bir duruma rastlayamamıştım. Hangisi doğru siz karar verin artık. Asıl olan bu toplantılarda bir kötülüğe rastlamamak. İnsanca gelip insanca gitmek önemlidir değil mi. Bu toplantıları hınç alanı haline getirmek masum insanlara şiddet uygulamak hiçbir kitapta yazmaz diye düşünüyorum. Hepimizin amacı güzel huzurlu bir yaşam ise biz de çevremize yaşadığımız alanlara daha dikkatli bakıp şer odaklarına meydan vermemeliyiz. Cumhurbaşkanımızın toplantısını izlemek için dediğim gibi alana zor da olsa dahil olabildik. Ne varki hem mitingi izlemek ve hem de kongreyi takip etmek mümkün olmadı. Alana girince salona girme şansımızı kaybettik. Olağanüstü önlemler buna cevaz vermedi. Zaten tüm katılımcılar gibi bizlerde neredeyse donacak hale gelmiş ayaklarımız soğuktan ve saatlerce ayakta kalmaktan uyuş bir durumda evin yolunun tutup kongreyi televizyondan izleme durumunda kaldık. Miting konuşması bana BALKON konuşmalarını hatırlattı. Cumhurbaşkanımız hem yüz ölçümümüzü ve hem de nüfusumuzu anımsatarak herkesin BİRLİK olmasın istedi. Biri hariç. Bir de çok hoşuma giden birkaç cümlesi oldu. Dedi ki “Bu UŞAK’ta birileri aşırı gayret göstermekteydi. Bunları biliyoruz. Her yeri parsellemişlerdi. Bunu kimi zaman SESLİ kimi zaman SESSİZ yapıyorlardı... Anladınız siz onu. Artık onları adalete teslim ettik” dedi. Bir ara taşeronlarla ilgili yükselen bir sese cevap verdi hemen sayın cumhurbaşkanımız. “Artık TAŞERON devri bitmiştir.” Ve dışarıdaki soğuk hava herkesi etkilemişti. Solondan müjdeler geldi. “UŞAK için güzel şeyler yapılacak. Bakın KENTSEL dönüşümün bir kısmı bitmiş hepsini bitirmek istiyoruz. Seçim yatırımı değil, hizmet olarak bitirmeye çalışıyoruz” dedi. Havaalanımız açılıyor. Umarım sefer sayısı ve saatler UŞAK’a göre ayarlanır ve peşinden sorunlar getirmeden sanayicimize ve halkımıza yararlar getirir. Nasipse hızlı tren de 2020'de Uşak garından dünyaya açılacak. Bütün bunları yazarken aklıma geliverdi. Sahi asgari ücret sizleri tatmin etti mi? Çevremdeki bir çok insanı pek sevindirdiğini sanmıyorum. Daha doğrusu emeklilere yapılanlar da arzulanan düzeyde değildi. Yüz güldürmedi. Zira bir emeklinin alacağı ortalama 100 TL civarı artış daha ilk günlerde eridi bitti. Elektriğe suya şuna buna gelen zamlar anında uçurdu daha ele geçmeyen maaş farklarını, buna radikal bir çözüm üretmek gerek. Artışlar yüzdelik değil de SEYANEN yapılmalı. Baştan sona herkese her kesime belli bir rakam verilmeli. Yani tüm emeklilere 250 TL’lik bir artı olmalı. En alttaki emekliden en üstteki emekliye kadar aynı olmalı. Zira ekmek herkes için aynı fiyat. Emeklinin maaşı diyelim 2000 TL yüzde 5'lik artışla 100 TL alıyor, milletvekili emeklisinin maaşı 8000 TL... 5'lik artışla 400 TL alıyor. Oldu mu ? Bence olmadı.. Haberler bakarken futbolcuların aldıkları paralara gözüm ilişti. Aman Allahım mutlaka doğrudur. İlk duymuyorum ama akıl almaz paralar kazanıyorlar. Ya popçu olacaksın ya da topçu dedikleri bu olsa gerek. Son olarak SORUNLAR elbette çok. Ve hepsi çözüm bekliyor. Maddiyat bir yana da şu maneviyatımızı bari bozmayalım. TERÖR bitsin. TÜRKİYEM huzur bulsun. Gerisi öyle ya da böyle olur gider...