Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

ÇIKIŞ YOLU

Her yüzyılda bir dünyanın başına bir dert musallat olmaktaydı. Özelliklede sonu 20 ile biten yıllarda bu büyük can kayıplarına neden olan salgın hastalıklar yaşanmaktaydı. Kader mi diyelim, şans mı diyelim işte bize de bu yüzyılın çilesi COVİD-19 belası çıkıverdi. Nereden çıktı, nasıl çıktı konularında kesin bilgimiz olmamasına rağmen, nasıl yok edileceği konusunda da kesin bilgilere sahip olamadık. Bundan korunmanın en akılcı yolu da anlaşılmaktadır ki AŞI. İnsanlık yani bu konunun uzmanları aylardır bu konu üzerinde çalışmaktadırlar. Belli bir aşamaya da geldiler sanıyorum. Süresi kısa da olsa aşıyı bulup üretim aşamasına doğru yol almaktalar. Gün gelir aşı bulunur ve bu virüste tarihin tozlu anıları arasına sevkedilir. Nasıl ki tifo, tifüs, kolera, veba ve buna benzer salgınlar bir şekilde sonlandırıldıysa bu da elbette sonlandırılacaktır. Ama geçmişte yaşananları bizler sadece kitaplardan okuyup acıyı içimizde ya da yanıbaşımızda hmediğimizden belki hayali olarak canlandırdığımızdan tam anlamıyla kavrayamamış olabiliriz. Ama çağımızda yaşadığımız bu CORONA belasını içimizde, yanıbaşımızda görünce haliyle karamsarlığa düştük. En yakınlarımızı ve hatta en çok sevdiklerimizi günler içerisinde yitirdik. Birinin acısını tüketmeden ötekinin acısını çekmeye başladık. Kolay değil elbette. Ama bunların yaşanmasına yine bizler sebep olduk. Gerek şahıslar olarak ve gerekse toplumca belirlenen kurallara motu motuna uymadığımız için, kendimize çok fazla güvendiğimiz için. “Adam sende bana gelmez” dediğimiz için bu başımıza gelenleri yaşamak zorunda kaldık. Evet bizler doğru dürüst kurallara uyamadık ama kural koyucular da işi en başından fazlaca sıkı tutmadılar. Örneğin bazı ülkeler “ölen ölür kalan sağlar bizimdir”, dedi, kimileri toplumsal bağışıklıktan sözederek gelecek olan felaketi önceden farkedemedi ve dünya bu kayıpları yaşamak zorunda kaldı. Umutsuz değilim ama yine de karamsarlık arasıra belleğimde canlanıveriyor.. AŞI, elbette en can alıcı çözümlerden biri. Doğru ve düzgün bir şekilde uygulanırsa işin üstesinden gelinebilecek en doğru yol-yöntem. Bilinmektedir ki insanlık varlığından bu yana yaşanan salgınlarda çözüm olarak bulunan aşılar salgınların önlenmesinde başrol olmuşlar ve hastalıklar önlenebilmiş. Verem, tifo, kolera gibi salgınlar zaman içinde kontrol altına alınmış. Bu günümüz salgını da elbette kontrol altına alınacak.. Ama fazlaca kayıp yaşanmadan, bir an önce gerekli çalışmalar yapılıp önüne geçilirse daha güzel olacaktır. Son günlerde gerek dünya ülkeleri arasında ve gerekse ülkemizde AŞI olayına karşı değişik bakış açıları gündemde yer almaktadır. Falan ülkede üretilen aşıyı biz yaptırmayız. Filanca ülke olsun gibi ikilemler yaşanmaktadır. Bizler bu işin uzmanı olmadığımızdan neyin doğru, hangisinin yararlı olduğunu bilemeyiz. Bunu bilecekler SAĞLIK konusunda uzman olanlardır. Biz onlara inanmak ve güvenmek zorundayız. Bir aşının ne kadar sürede üretildiği ve hangi aşamalardan geçtiği konusu onların insifiyatindedir. Ama görmekteyiz ki bazıları arasında fikir birliği yaşanamadığından farklı düşünüşler basına yansımakta ve bizler de bu durumda iki cami arasında kalmış beynamazlar gibi karamsarlığa düşmekteyiz. “Aşı olalım mı???? olmayalım mı???.. Önce yetkililer olsun bir görelim, sonra biz oluruz” gibi gereksiz söylemler dillendirilmektedir. Be hey kardeşim... Can senin canın, hayat senin hayatın. Devlet bu konuda yapabileceklerini yapıyor. Artı tercih senin.. İster ol ister olma. Ben sadece şuna inanmanızı isterim. Bu illetin yok olması çoğunluğun aşılanmasına bağlıdır. 10 milyon aşı olur 70'i kalırsa bu işin ne sonu gelir ne de kökü kazınır. Kökten çözüm aşıysa (genel kanı) toptan aşılanmalıyız. Ben kendi yaşamımda şöyle bir örnek yaşadım. 20 yıl öncesinde GRİP olduğumda en az bir hafta yorgan döşek yatar, ter ter sırılsıklam olurdum. İğne ilaç, şurup derken atlatırdım. Sonra GRİP aşısı olmaya başladım. İlk yıllar bu bir haftalık yorgan-döşek yatmalar 6 güne 5 güne düştü. İlerleyen yıllarda 4-3 ve 2'ye düştü.. Şimdilerde ise bir gün yatmadan veya sadece istirahat ederek bu GRİBİ atlatıyorum. Tabi 20 yıldır düzenli aşı da olmaktayım. Ben aşının yararına sonuna kadar inananlardanım. Ve son yaşadığımız süreçte bana aşı olanağı sunulursa aşının nereden geldiğine bakmaksızın aşımı yaptıracağım. Zira geçmiş yıllarda da aşının geldiği ülke polemik konusu yapılmıştı. Ben aşı aşıdır diyerek kararımı uygulayacağım. Bu arada elbette “ben aşı oldum artık bana virüs tesir etmez” demeyip yine kurallara ve uygulamalara devam edeceğim. Benim tek istediğim sağlık konusunda UZMAN olarak bilinenlerin, halkımıza uygulanacaklar konusunda FİKİR BİRLİĞİNE varmalarıdır. Birisi şöyle birisi böyle derse bizim aklımız karışıyor. En doğru ve en gerçekçi çözümler bizlere sunulmalıdır. Bana göre günümüzde en akılcı ÇIKIŞ YOLU AŞIDIR.. Meske-mesafe ve hijyen kurallarına da uymayı ihmal etmeden.. Sağlıklı günler.
Ekleme Tarihi: 29 Aralık 2020 - Salı

ÇIKIŞ YOLU

Her yüzyılda bir dünyanın başına bir dert musallat olmaktaydı. Özelliklede sonu 20 ile biten yıllarda bu büyük can kayıplarına neden olan salgın hastalıklar yaşanmaktaydı. Kader mi diyelim, şans mı diyelim işte bize de bu yüzyılın çilesi COVİD-19 belası çıkıverdi. Nereden çıktı, nasıl çıktı konularında kesin bilgimiz olmamasına rağmen, nasıl yok edileceği konusunda da kesin bilgilere sahip olamadık. Bundan korunmanın en akılcı yolu da anlaşılmaktadır ki AŞI. İnsanlık yani bu konunun uzmanları aylardır bu konu üzerinde çalışmaktadırlar. Belli bir aşamaya da geldiler sanıyorum. Süresi kısa da olsa aşıyı bulup üretim aşamasına doğru yol almaktalar.
Gün gelir aşı bulunur ve bu virüste tarihin tozlu anıları arasına sevkedilir. Nasıl ki tifo, tifüs, kolera, veba ve buna benzer salgınlar bir şekilde sonlandırıldıysa bu da elbette sonlandırılacaktır.
Ama geçmişte yaşananları bizler sadece kitaplardan okuyup acıyı içimizde ya da yanıbaşımızda hmediğimizden belki hayali olarak canlandırdığımızdan tam anlamıyla kavrayamamış olabiliriz. Ama çağımızda yaşadığımız bu CORONA belasını içimizde, yanıbaşımızda görünce haliyle karamsarlığa düştük. En yakınlarımızı ve hatta en çok sevdiklerimizi günler içerisinde yitirdik. Birinin acısını tüketmeden ötekinin acısını çekmeye başladık. Kolay değil elbette. Ama bunların yaşanmasına yine bizler sebep olduk. Gerek şahıslar olarak ve gerekse toplumca belirlenen kurallara motu motuna uymadığımız için, kendimize çok fazla güvendiğimiz için. “Adam sende bana gelmez” dediğimiz için bu başımıza gelenleri yaşamak zorunda kaldık.
Evet bizler doğru dürüst kurallara uyamadık ama kural koyucular da işi en başından fazlaca sıkı tutmadılar. Örneğin bazı ülkeler “ölen ölür kalan sağlar bizimdir”, dedi, kimileri toplumsal bağışıklıktan sözederek gelecek olan felaketi önceden farkedemedi ve dünya bu kayıpları yaşamak zorunda kaldı. Umutsuz değilim ama yine de karamsarlık arasıra belleğimde canlanıveriyor..
AŞI, elbette en can alıcı çözümlerden biri. Doğru ve düzgün bir şekilde uygulanırsa işin üstesinden gelinebilecek en doğru yol-yöntem. Bilinmektedir ki insanlık varlığından bu yana yaşanan salgınlarda çözüm olarak bulunan aşılar salgınların önlenmesinde başrol olmuşlar ve hastalıklar önlenebilmiş. Verem, tifo, kolera gibi salgınlar zaman içinde kontrol altına alınmış. Bu günümüz salgını da elbette kontrol altına alınacak.. Ama fazlaca kayıp yaşanmadan, bir an önce gerekli çalışmalar yapılıp önüne geçilirse daha güzel olacaktır.
Son günlerde gerek dünya ülkeleri arasında ve gerekse ülkemizde AŞI olayına karşı değişik bakış açıları gündemde yer almaktadır. Falan ülkede üretilen aşıyı biz yaptırmayız. Filanca ülke olsun gibi ikilemler yaşanmaktadır. Bizler bu işin uzmanı olmadığımızdan neyin doğru, hangisinin yararlı olduğunu bilemeyiz. Bunu bilecekler SAĞLIK konusunda uzman olanlardır. Biz onlara inanmak ve güvenmek zorundayız. Bir aşının ne kadar sürede üretildiği ve hangi aşamalardan geçtiği konusu onların insifiyatindedir. Ama görmekteyiz ki bazıları arasında fikir birliği yaşanamadığından farklı düşünüşler basına yansımakta ve bizler de bu durumda iki cami arasında kalmış beynamazlar gibi karamsarlığa düşmekteyiz. “Aşı olalım mı???? olmayalım mı???.. Önce yetkililer olsun bir görelim, sonra biz oluruz” gibi gereksiz söylemler dillendirilmektedir. Be hey kardeşim... Can senin canın, hayat senin hayatın. Devlet bu konuda yapabileceklerini yapıyor. Artı tercih senin.. İster ol ister olma. Ben sadece şuna inanmanızı isterim. Bu illetin yok olması çoğunluğun aşılanmasına bağlıdır. 10 milyon aşı olur 70'i kalırsa bu işin ne sonu gelir ne de kökü kazınır. Kökten çözüm aşıysa (genel kanı) toptan aşılanmalıyız.
Ben kendi yaşamımda şöyle bir örnek yaşadım. 20 yıl öncesinde GRİP olduğumda en az bir hafta yorgan döşek yatar, ter ter sırılsıklam olurdum. İğne ilaç, şurup derken atlatırdım. Sonra GRİP aşısı olmaya başladım. İlk yıllar bu bir haftalık yorgan-döşek yatmalar 6 güne 5 güne düştü. İlerleyen yıllarda 4-3 ve 2'ye düştü.. Şimdilerde ise bir gün yatmadan veya sadece istirahat ederek bu GRİBİ atlatıyorum. Tabi 20 yıldır düzenli aşı da olmaktayım. Ben aşının yararına sonuna kadar inananlardanım.
Ve son yaşadığımız süreçte bana aşı olanağı sunulursa aşının nereden geldiğine bakmaksızın aşımı yaptıracağım. Zira geçmiş yıllarda da aşının geldiği ülke polemik konusu yapılmıştı. Ben aşı aşıdır diyerek kararımı uygulayacağım. Bu arada elbette “ben aşı oldum artık bana virüs tesir etmez” demeyip yine kurallara ve uygulamalara devam edeceğim.
Benim tek istediğim sağlık konusunda UZMAN olarak bilinenlerin, halkımıza uygulanacaklar konusunda FİKİR BİRLİĞİNE varmalarıdır. Birisi şöyle birisi böyle derse bizim aklımız karışıyor. En doğru ve en gerçekçi çözümler bizlere sunulmalıdır.
Bana göre günümüzde en akılcı ÇIKIŞ YOLU AŞIDIR..
Meske-mesafe ve hijyen kurallarına da uymayı ihmal etmeden..
Sağlıklı günler.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.