Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

CUMHURİYET YAŞAYACAK

97.ci yılını kutladığımız CUMHURİYET Bayramı ile ulusça gururlandık. Yurdun her yerinde yaşanan coşku beni mutlandırdı. Her ne kadar yaşanan salgın nedeniyle arada mesafeler olsa da gönüllerin yakınlığı, yüreklerin birbirine değmesi kadar daha güzel ne olabilirdi ki. Bazı yerlerde gereği kadar birikilemese de tek yürek olduğumuz her zaman aşikardır. Çevremizde yanan bunca ateş çemberine rağmen BARIŞ için her şey başlattıklarında neye uğrayacaklarının basit hesabını yapamamışlardır. Öncelikle Suudi Arabistan, Türk mallarına yaptığı boykot çağrısı ile kendi ipini çekmiştir. Her ne kadar petrol zengini olsalar da dünyanın dört bir yanından HAC ziyareti yapan ülkelerden kazandıkları onlar için vazgeçilmez bir gelir kaynağıdır. Ülkemizden de gerek hac ve gerekse yapılmaktadır. İnanıyorum ki her şeye rağmen BARIŞ galip gelecek ve insanlarımız huzur ve mutluluk içinde bu ay-yıldızlı bayrak altında yaşamımızı sürdüreceğiz.  Kimilerinde münferit bıkkınlıklar yaşansa da biz ne ATAMIZDAN ne CUMHURİYET’ten ve ne de bu Ayyıldızlı BAYRAK altında yaşamaktan asla vazgeçmeyeceğimizi 97 yıl önce yedi düvele ilan etmiştik. Bu güzel bayramı neşe ve mutlulukla kutlarken yurt dışından gelen olumsuz haberler neşemizi kaçırdı. Ne yaptığını anlamadığımız bazı ülke liderleri ülkemize karşı AMBARGO uygulayıp TÜRK mallarını boykot etmeye çalışmaktadırlar. Oysa 83 milyon insanımızın onlara karşı boykot işlemi başlattıklarında nasıl bir zarara uğrayacaklarının bilincine varamamışlar. Özellikle Suudi Arabistan her yıl tüm dünyadan ülkelerine gelen HAC ziyaretçilerinin geri duruşlarında yaşayacağı travmayı tasavvur edememişler gibi görünüyor.. Her ne kadar gelirleri petrolden olsa da gerek hac ve gerekse umre ziyaretlerinden kazandıkları bir anda düşüş gösterecektir.. Biz de TÜRK insanı olarak bizim ürünlerimize BOYKOT uygulayan bu ARAPLARA gereken dersi vermek için bir süre HAC ve UMRE öyle darbelerde bulunanları gördükçe FRANSA’nın yaptığı davete ziyaretlerimizi askıya alalım. Ve daha da ileri gidip diğer müslüman ülkeleri de bu ziyaretlerinden bir süreliğine vazgeçirmeye çalışalım. Başarabilirsek gereken dersi vermiş oluruz. Her yaşanan olayda tüm müslüman ülkelerin her zaman yanında olduğumuz halde, bizim yaşadığımız olumsuzluklarda onların bizim yanımızda olmadıklarını gördükçe daha derin düşüncelere dalmaktayım. Bizi yönetenlerin bu gerçekleri daha akılcı bir şekilde değerlendirmeleri bizleri mutlandıracaktır. Bize böyle davrananları gördükçe FRANSA’nın devede kulak diyebileceğim boykot kararı da oldukça yanlıştır. Uzun zamandır gereksiz ve lüzumsuz davranışları-konuşmaları antipati yaratan Fransa lideri de devlet adamlığı anlayışından oldukça uzak, sokak çocukları kavgacısı gibi davranmaktadır. A’dan Z'ye Fransız mallarına yapacağımız boykot onun kolunu bağlayacak etki yapabilecektir. Ülkemizin liderleri ve bizi yönetenler bu durumları enine boyuna değerlendirip halkımızı DOĞRU bir aktiviteye yönlendirmelidirler. Halkımız bu çağrılara her zaman olumlun yanıt vermiştir. Ben kendi adıma adı geçen ve de daha sonra geçecek ülke mallarını almamaya şimdiden başladım bile. Sizler de uygun görürseniz katılırsınız. Ve aylardır dilimizden düşmeyen ve de uzun bir süre daha gündemde kalacak olan COVİD-19 illetinin azalacağı beklenirken yeniden tırmanışa geçti. Ülkemizin en büyük kenti azımsanmayacak bir yükselişe geçti. İnsanlarımız hala gözle görülmeyen-elle tutulmayan bu korona belasının varlığına bir türlü inanamadı. Şaka gibi geliyor. Özellikle toplu yaşanılan alanlarda kimse kurallara uymuyor. Yetkililerimizin ısrarlı uyarılarına rağmen tersine davranan vatandaşlarımız ne yazık ki bu tırmanışın en büyük destekçileri oldular. Corona için şimdilik AŞI bulunamamışken. belki bulaşmasını en aza indirebilecek PNOMANİ ve GRİP aşılarında ufak tefek aksaklıklar yaşanabilmektedir. Önem sırasına göre her ihtiyaç duyana ulaştırılacak bu aşılar elbette önemli ama en önemlisi bizlerin de kurallara harfiyen uyup gereken önlemleri hasta olmadan almamız daha doğrusu olacaktır. Biz yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen uyarılarımızı bir daha yapalım. Ey güzel insanlar ne olursunuz Mesafe-Maske ve Hijyen kurallarına uyalım uymayanları uyaralım.. Bu cümleyi kerelerce yazdım ve daha da yazmaya devam edeceğim.. Çevremiz ateş çemberinde demiştim. Kadim dostumuz AZERBAYCAN’ın yaşadığı saldırıların bir an önce bitmesi ve oradaki soydaşlarımızın da özgürlüklerine kavuşması tek arzumuzdur. Ülkemizin bu uğurda verdiği mücadele doğru ve yerindedir. Şunu da takdirle karşılamak gerekir ki; ülkelerindeki savaşı duyan AZERBAYCAN insanı hızla ülkelerine dönmüş ve devletlerine destek vermeyi hedeflemişlerdir.. Oysa Suriyeliler selameti kaçmakta bulmuşlar ve 6 milyonu da ülkemize sığınmacı olarak gelmişlerdir. Orda savaşın etkisin azalttığı yönünde haberler alınmaktadır.. Hadi buyrun dönün ülkenize.. Bizi de rahat bırakın artık.. Bu hafta dünyanın dikkatle izlediği ABD’de seçimler var. Kim seçilirse seçilsin bizim durumumuz aynı kalacaktır. Zira bu ülkenin politikaları yılları öncesinden planlanmış ve başta kim olursa olsun kayıtsız şartsız uygulamaktadır. İsmin önemi yoktur diye düşünmekteyim. Sözümüzü CUMHURİYET ile bitirelim. “Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak TÜRKİYE CUMHURİYETİ ilelebet payidar kalacaktır. Ne mutlu TÜRKÜM diyene!...
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2020 - Salı

CUMHURİYET YAŞAYACAK

97.ci yılını kutladığımız CUMHURİYET Bayramı ile ulusça gururlandık. Yurdun her yerinde yaşanan coşku beni mutlandırdı. Her ne kadar yaşanan salgın nedeniyle arada mesafeler olsa da gönüllerin yakınlığı, yüreklerin birbirine değmesi kadar daha güzel ne olabilirdi ki. Bazı yerlerde gereği kadar birikilemese de tek yürek olduğumuz her zaman aşikardır. Çevremizde yanan bunca ateş çemberine rağmen BARIŞ için her şey başlattıklarında neye uğrayacaklarının basit hesabını yapamamışlardır. Öncelikle Suudi Arabistan, Türk mallarına yaptığı boykot çağrısı ile kendi ipini çekmiştir. Her ne kadar petrol zengini olsalar da dünyanın dört bir yanından HAC ziyareti yapan ülkelerden kazandıkları onlar için vazgeçilmez bir gelir kaynağıdır. Ülkemizden de gerek hac ve gerekse yapılmaktadır. İnanıyorum ki her şeye rağmen BARIŞ galip gelecek ve insanlarımız huzur ve mutluluk içinde bu ay-yıldızlı bayrak altında yaşamımızı sürdüreceğiz. 

Kimilerinde münferit bıkkınlıklar yaşansa da biz ne ATAMIZDAN ne CUMHURİYET’ten ve ne de bu Ayyıldızlı BAYRAK altında yaşamaktan asla vazgeçmeyeceğimizi 97 yıl önce yedi düvele ilan etmiştik.
Bu güzel bayramı neşe ve mutlulukla kutlarken yurt dışından gelen olumsuz haberler neşemizi kaçırdı. Ne yaptığını anlamadığımız bazı ülke liderleri ülkemize karşı AMBARGO uygulayıp TÜRK mallarını boykot etmeye çalışmaktadırlar. Oysa 83 milyon insanımızın onlara karşı boykot işlemi başlattıklarında nasıl bir zarara uğrayacaklarının bilincine varamamışlar. Özellikle Suudi Arabistan her yıl tüm dünyadan ülkelerine gelen HAC ziyaretçilerinin geri duruşlarında yaşayacağı travmayı tasavvur edememişler gibi görünüyor.. Her ne kadar gelirleri petrolden olsa da gerek hac ve gerekse umre ziyaretlerinden kazandıkları bir anda düşüş gösterecektir.. Biz de TÜRK insanı olarak bizim ürünlerimize BOYKOT uygulayan bu ARAPLARA gereken dersi vermek için bir süre HAC ve UMRE öyle darbelerde bulunanları gördükçe FRANSA’nın yaptığı davete ziyaretlerimizi askıya alalım. Ve daha da ileri gidip diğer müslüman ülkeleri de bu ziyaretlerinden bir süreliğine vazgeçirmeye çalışalım. Başarabilirsek gereken dersi vermiş oluruz. Her yaşanan olayda tüm müslüman ülkelerin her zaman yanında olduğumuz halde, bizim yaşadığımız olumsuzluklarda onların bizim yanımızda olmadıklarını gördükçe daha derin düşüncelere dalmaktayım. Bizi yönetenlerin bu gerçekleri daha akılcı bir şekilde değerlendirmeleri bizleri mutlandıracaktır.
Bize böyle davrananları gördükçe FRANSA’nın devede kulak diyebileceğim boykot kararı da oldukça yanlıştır. Uzun zamandır gereksiz ve lüzumsuz davranışları-konuşmaları antipati yaratan Fransa lideri de devlet adamlığı anlayışından oldukça uzak, sokak çocukları kavgacısı gibi davranmaktadır. A’dan Z'ye Fransız mallarına yapacağımız boykot onun kolunu bağlayacak etki yapabilecektir. Ülkemizin liderleri ve bizi yönetenler bu durumları enine boyuna değerlendirip halkımızı DOĞRU bir aktiviteye yönlendirmelidirler. Halkımız bu çağrılara her zaman olumlun yanıt vermiştir. Ben kendi adıma adı geçen ve de daha sonra geçecek ülke mallarını almamaya şimdiden başladım bile. Sizler de uygun görürseniz katılırsınız.
Ve aylardır dilimizden düşmeyen ve de uzun bir süre daha gündemde kalacak olan COVİD-19 illetinin azalacağı beklenirken yeniden tırmanışa geçti. Ülkemizin en büyük kenti azımsanmayacak bir yükselişe geçti. İnsanlarımız hala gözle görülmeyen-elle tutulmayan bu korona belasının varlığına bir türlü inanamadı. Şaka gibi geliyor. Özellikle toplu yaşanılan alanlarda kimse kurallara uymuyor. Yetkililerimizin ısrarlı uyarılarına rağmen tersine davranan vatandaşlarımız ne yazık ki bu tırmanışın en büyük destekçileri oldular. Corona için şimdilik AŞI bulunamamışken. belki bulaşmasını en aza indirebilecek PNOMANİ ve GRİP aşılarında ufak tefek aksaklıklar yaşanabilmektedir. Önem sırasına göre her ihtiyaç duyana ulaştırılacak bu aşılar elbette önemli ama en önemlisi bizlerin de kurallara harfiyen uyup gereken önlemleri hasta olmadan almamız daha doğrusu olacaktır.
Biz yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen uyarılarımızı bir daha yapalım. Ey güzel insanlar ne olursunuz Mesafe-Maske ve Hijyen kurallarına uyalım uymayanları uyaralım.. Bu cümleyi kerelerce yazdım ve daha da yazmaya devam edeceğim..
Çevremiz ateş çemberinde demiştim. Kadim dostumuz AZERBAYCAN’ın yaşadığı saldırıların bir an önce bitmesi ve oradaki soydaşlarımızın da özgürlüklerine kavuşması tek arzumuzdur. Ülkemizin bu uğurda verdiği mücadele doğru ve yerindedir. Şunu da takdirle karşılamak gerekir ki; ülkelerindeki savaşı duyan AZERBAYCAN insanı hızla ülkelerine dönmüş ve devletlerine destek vermeyi hedeflemişlerdir.. Oysa Suriyeliler selameti kaçmakta bulmuşlar ve 6 milyonu da ülkemize sığınmacı olarak gelmişlerdir. Orda savaşın etkisin azalttığı yönünde haberler alınmaktadır.. Hadi buyrun dönün ülkenize.. Bizi de rahat bırakın artık..
Bu hafta dünyanın dikkatle izlediği ABD’de seçimler var. Kim seçilirse seçilsin bizim durumumuz aynı kalacaktır. Zira bu ülkenin politikaları yılları öncesinden planlanmış ve başta kim olursa olsun kayıtsız şartsız uygulamaktadır. İsmin önemi yoktur diye düşünmekteyim.
Sözümüzü CUMHURİYET ile bitirelim.
“Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak TÜRKİYE CUMHURİYETİ ilelebet payidar kalacaktır. Ne mutlu TÜRKÜM diyene!...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.