Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

Devre MÜLK

Uzanmış televizyon izlerken çalan telefon sesiyle ayaklandım. Arkadaşım hal hatır sorduktan sonra “yarın seni gezmeye götüreyim” dedi. “Hayırdır!” dedim.. “Yarın Sındırgı’da bir otel tanıtım toplantısı varmış haydi birlikte gidelim, gezmiş gelmiş oluruz” dedi. Önce olumlu bakmadım ancak ısrar edince de “peki gidelim” dedim. Ertesi gün saat 10.00'da özel araç bizi aldı. Araçta tam 15 kişi olmuştuk. Hemen hemen hiç birini tanımadığım bu insanlarla yola revan olduk. Simav sonrası yollar çok dar ve virajlı idi. Ama etraftaki manzara görülmeye değerdi. Çam ve kestane ağaçlarıyla dolu yemyeşil bir doğa vardı. 3 saatlik bir yolculuk sonrası adı anılan otele ulaştık. İlk görünüşte manzara güzeldi. Önü havuz, karşısı gölet ve henüz tamamlanmamış bu tesise girdik. Güzel bir karşılama. Ama teras sıcaktan boğuluyor. Yoldaki çekilen sıkıntı üstüne alnımızı yalayan sıcaklık ilk anda moralimizi bozdu. Görevliler az sonra salona ineceğiz diye bizi yumuşattılar. Sonra salona indik ve yemek faslı. Yemekler yendikten sonra, “buyurun tesisimizi gezelim” diye her birimize ayrı rehberler vererek dağıldık. Bana düşen genç kendini tanıtarak yapacaklarımızı kısaca özetledi. Tesisin bölümlerini dolaşmaya başladık. Gayet güzel ve de alımlı bir tesisti. Önce oluşacak tesisin tam halini panoda anlattılar. Henüz dörtte biri meydana çıkmış bu tesis tamamlandığında devasa bir tatil köyü olacak. Karşısında bulunan gölet ise tesise ayrı bir aktivite kazandıracak. Bunları gördükçe “umarım bitirebilirler” diye içimden geçirdim. Zira bunun tamamlanması için kağnılar dolusu para gerekir gibi geldi aklıma. Ama karamsar olmamak gerek dedim. Buraya kadar gelmişler elbette sonunu getirmeleri gerekir yoksa önceki yapılanlara yazık olur gibi düşünceler geçti aklımdan. Otelde bayağı misafir vardı bir hayli araç saydım ve havuzlarda yüzenler bile vardı. Derken bir misafire rastladım. “Afedersiniz bir şeyler sorabilir miyim” dedim. “Buyurun” dedi.. Denizli’den gelmiş. Buradan satın aldığı devre mülkte ailesi ile dinlenmekte. Sorularıma gayet samimi yanıtlar verdi. Bu işlemler sonrasında buraya davet edilen kişiler bir salonda hazırlanmış masalara birebir oturarak asıl işleme başlandı. Baştan beri sıcak davranışları ve sevecen tavırlarıyla dikkatimizi çeken bu pazarlamacı gençler, güzel Türkçeleriyle dil dökmeye başladılar. Hatta aralarında bulunan faslı bir genç bile Türkçeyi gayet güzel kullanarak karşısındaki insanları ikna etmek için dil dökmekteydiler. Öncelikle tesislerin nasıl kullanılacağı, hangi dönemlerin güzel olduğu, burayı edindikten sonra nelerle karşılaşılacağı ve hatta üyesi oldukları bir sistem sayesinde Türkiye’den 56, dünyadan bir çok otel ve spalardan nasıl yararlanılacağını anlattılar. Öyle güzel bir ikna sistemi uygulamaktalar ki anlatımlarını gayet iyi anlamış olmama rağmen arada bir ellerini havaya kaldırarak üst yönetici diye belirtilen bir kişi geliyor, tereddütlerinize bir de o cevap veriyor.. Sonra yine devam ediyorsunuz. Sıkıldığınızı anladıklarında bir teneffüs yapalım diyerek buyurun çay-kahve molasına.. Arada bir gözüm diğer arkadaşlara takılıyor, bakışıyoruz.. Eh işte! diyorlar. Finale doğru yaklaştıkça işin boyutu değişiyor. Geldik satın alınacak devre mülkün parasal boyutlarına. Önce benden tahmin istiyorlar. Sonra rakamlar ortaya dökülüyor.. Başlangıç fiyatı oldukça yüksek. Ben hemen müdahale ediyorum.. “Kardeşim biz buraya gelirken satın alma amacıyla gelmedik”. Üstelik arkadaşımı arayan görevliniz ısrarla satış amacımız yok sadece tanıtım demişti”. Diyorum lafı değiştirip cezb edici sözlerine devam ediyor. Yaşımızdan söz ediyor, yaşantımızdan söz ediyor ve spaların ne kadar gerekli olduğundan bahisle bu mülkü alırsak neler kazanacağımızdan dem vuruyor. Ama nafile beni ikna edemiyor. “Bak delikanlı” diyorum “belli ki iyi bir eğitim almışsın ama ben alıcı değilim. Kendini fazlaca yorma, dereden tepeden konuşalım sen işini yapmış ol zamanı tüketelim”. Hayır, genç illaki beni ikna edip bir dönem satacak. Tam bu sırada bir zil sesi duyuluyor.. Tabi ki herkes bir an duraklıyor, masaların birinden “Afedersiniz, çok özür diliyorum.. Güzel bir haber için sizi rahatsız ettim. Sayın.. falanca bey bizden bir devre mülk edindi ve şu kadar yıllık eşine armağan ediyor.. lütfen alkışlar mıyız”.. Haydaaa bir alkış tufanı.. Sonra ikna turlarına devam. Olmadıkça bir üst yönetici geliyor. Her üst yönetici geldiğinde rakamlar aşağıya iniyor.. Ama bizde yine olumlu bir adım yok.. Arkadaşlar niye almadığımı ısrarla soruyorlar. Diyorum ki; birincisi o niyetle gelmedim. İkincisi daha önce bu tür çalışmalarda çoğunlukla suistimalle karşılaşanların hikayelerini biliyorum. Ben buraya bu tesisten topluca yararlanıp arkadaşlarımla birkaç günlük tatil yapabilir miyim düşüncesiyle geldim. Ama öyle bir uygulamanız olmadığından sadece tanımış olmak istiyorum. Son yönetici geliyor.. Size şu fiyat peşinatı da en minik hale getiriyorum, diyor ki aslında rakam da çok güzel. Geleceğinden pek fazla emin olamadığım için hayır diyorum.. Üçü de üzülerek ayrılıyor yanımdan. Doğrusunu söylemek gerekirse bu tesis hakikaten çok para harcanmış ve biterse eğer harika olacak. Ama pazarlama şirketleri geçmişte insanlara verdikleri sözleri tutamadığından referansları çok kötü. Hele hele son günlerdeki otel rezervasyonlarındaki yansımalar insanları karamsarlığa itiyor. Yapılan yanlışlar yeni oluşacak fikirlere engel oluyor. Trilyonluk bu tesisin heba olup gitmesini asla istemem. Harcanan paraların ülke ekonomisine katkı sağlaması adına işletmelerin de titizlikle yapılmasını arzulamaktayım. İmkanı olan bu hizmetlerden yararlanmalı. Ama ucu açık sözleşmeler yerine önü görülür vaadler verilerek yerine getirilmeli. Önce ciddiyet sonra verim. Böyle girişimlere katılacaklara iyi düşünün derim..
Ekleme Tarihi: 26 Eylül 2017 - Salı

Devre MÜLK

Uzanmış televizyon izlerken çalan telefon sesiyle ayaklandım. Arkadaşım hal hatır sorduktan sonra “yarın seni gezmeye götüreyim” dedi. “Hayırdır!” dedim.. “Yarın Sındırgı’da bir otel tanıtım toplantısı varmış haydi birlikte gidelim, gezmiş gelmiş oluruz” dedi. Önce olumlu bakmadım ancak ısrar edince de “peki gidelim” dedim. Ertesi gün saat 10.00'da özel araç bizi aldı. Araçta tam 15 kişi olmuştuk. Hemen hemen hiç birini tanımadığım bu insanlarla yola revan olduk. Simav sonrası yollar çok dar ve virajlı idi. Ama etraftaki manzara görülmeye değerdi. Çam ve kestane ağaçlarıyla dolu yemyeşil bir doğa vardı.
3 saatlik bir yolculuk sonrası adı anılan otele ulaştık. İlk görünüşte manzara güzeldi. Önü havuz, karşısı gölet ve henüz tamamlanmamış bu tesise girdik. Güzel bir karşılama. Ama teras sıcaktan boğuluyor. Yoldaki çekilen sıkıntı üstüne alnımızı yalayan sıcaklık ilk anda moralimizi bozdu. Görevliler az sonra salona ineceğiz diye bizi yumuşattılar.

Sonra salona indik ve yemek faslı. Yemekler yendikten sonra, “buyurun tesisimizi gezelim” diye her birimize ayrı rehberler vererek dağıldık. Bana düşen genç kendini tanıtarak yapacaklarımızı kısaca özetledi. Tesisin bölümlerini dolaşmaya başladık. Gayet güzel ve de alımlı bir tesisti. Önce oluşacak tesisin tam halini panoda anlattılar. Henüz dörtte biri meydana çıkmış bu tesis tamamlandığında devasa bir tatil köyü olacak. Karşısında bulunan gölet ise tesise ayrı bir aktivite kazandıracak. Bunları gördükçe “umarım bitirebilirler” diye içimden geçirdim. Zira bunun tamamlanması için kağnılar dolusu para gerekir gibi geldi aklıma. Ama karamsar olmamak gerek dedim. Buraya kadar gelmişler elbette sonunu getirmeleri gerekir yoksa önceki yapılanlara yazık olur gibi düşünceler geçti aklımdan.
Otelde bayağı misafir vardı bir hayli araç saydım ve havuzlarda yüzenler bile vardı. Derken bir misafire rastladım. “Afedersiniz bir şeyler sorabilir miyim” dedim. “Buyurun” dedi.. Denizli’den gelmiş. Buradan satın aldığı devre mülkte ailesi ile dinlenmekte. Sorularıma gayet samimi yanıtlar verdi. Bu işlemler sonrasında buraya davet edilen kişiler bir salonda hazırlanmış masalara birebir oturarak asıl işleme başlandı.
Baştan beri sıcak davranışları ve sevecen tavırlarıyla dikkatimizi çeken bu pazarlamacı gençler, güzel Türkçeleriyle dil dökmeye başladılar. Hatta aralarında bulunan faslı bir genç bile Türkçeyi gayet güzel kullanarak karşısındaki insanları ikna etmek için dil dökmekteydiler.
Öncelikle tesislerin nasıl kullanılacağı, hangi dönemlerin güzel olduğu, burayı edindikten sonra nelerle karşılaşılacağı ve hatta üyesi oldukları bir sistem sayesinde Türkiye’den 56, dünyadan bir çok otel ve spalardan nasıl yararlanılacağını anlattılar. Öyle güzel bir ikna sistemi uygulamaktalar ki anlatımlarını gayet iyi anlamış olmama rağmen arada bir ellerini havaya kaldırarak üst yönetici diye belirtilen bir kişi geliyor, tereddütlerinize bir de o cevap veriyor.. Sonra yine devam ediyorsunuz. Sıkıldığınızı anladıklarında bir teneffüs yapalım diyerek buyurun çay-kahve molasına.. Arada bir gözüm diğer arkadaşlara takılıyor, bakışıyoruz.. Eh işte! diyorlar.
Finale doğru yaklaştıkça işin boyutu değişiyor. Geldik satın alınacak devre mülkün parasal boyutlarına. Önce benden tahmin istiyorlar. Sonra rakamlar ortaya dökülüyor.. Başlangıç fiyatı oldukça yüksek. Ben hemen müdahale ediyorum.. “Kardeşim biz buraya gelirken satın alma amacıyla gelmedik”. Üstelik arkadaşımı arayan görevliniz ısrarla satış amacımız yok sadece tanıtım demişti”. Diyorum lafı değiştirip cezb edici sözlerine devam ediyor. Yaşımızdan söz ediyor, yaşantımızdan söz ediyor ve spaların ne kadar gerekli olduğundan bahisle bu mülkü alırsak neler kazanacağımızdan dem vuruyor. Ama nafile beni ikna edemiyor.
“Bak delikanlı” diyorum “belli ki iyi bir eğitim almışsın ama ben alıcı değilim. Kendini fazlaca yorma, dereden tepeden konuşalım sen işini yapmış ol zamanı tüketelim”. Hayır, genç illaki beni ikna edip bir dönem satacak. Tam bu sırada bir zil sesi duyuluyor.. Tabi ki herkes bir an duraklıyor, masaların birinden “Afedersiniz, çok özür diliyorum.. Güzel bir haber için sizi rahatsız ettim. Sayın.. falanca bey bizden bir devre mülk edindi ve şu kadar yıllık eşine armağan ediyor.. lütfen alkışlar mıyız”.. Haydaaa bir alkış tufanı.. Sonra ikna turlarına devam. Olmadıkça bir üst yönetici geliyor. Her üst yönetici geldiğinde rakamlar aşağıya iniyor.. Ama bizde yine olumlu bir adım yok.. Arkadaşlar niye almadığımı ısrarla soruyorlar. Diyorum ki; birincisi o niyetle gelmedim. İkincisi daha önce bu tür çalışmalarda çoğunlukla suistimalle karşılaşanların hikayelerini biliyorum. Ben buraya bu tesisten topluca yararlanıp arkadaşlarımla birkaç günlük tatil yapabilir miyim düşüncesiyle geldim. Ama öyle bir uygulamanız olmadığından sadece tanımış olmak istiyorum.
Son yönetici geliyor.. Size şu fiyat peşinatı da en minik hale getiriyorum, diyor ki aslında rakam da çok güzel. Geleceğinden pek fazla emin olamadığım için hayır diyorum.. Üçü de üzülerek ayrılıyor yanımdan.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu tesis hakikaten çok para harcanmış ve biterse eğer harika olacak. Ama pazarlama şirketleri geçmişte insanlara verdikleri sözleri tutamadığından referansları çok kötü.
Hele hele son günlerdeki otel rezervasyonlarındaki yansımalar insanları karamsarlığa itiyor. Yapılan yanlışlar yeni oluşacak fikirlere engel oluyor.
Trilyonluk bu tesisin heba olup gitmesini asla istemem. Harcanan paraların ülke ekonomisine katkı sağlaması adına işletmelerin de titizlikle yapılmasını arzulamaktayım. İmkanı olan bu hizmetlerden yararlanmalı. Ama ucu açık sözleşmeler yerine önü görülür vaadler verilerek yerine getirilmeli. Önce ciddiyet sonra verim. Böyle girişimlere katılacaklara iyi düşünün derim..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.