Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

DÖN DOLAŞ

Şöyle ağız tadıyla bir dönem yaşayamayacak mıyız. Kuş gribi dediler yandık, domuz gribi dediler yandık, kolera dediler yandık AIDS dediler yandık. Yandık da yandık. Son yıllarda da COVID belasıyla yüz yüze geldik. Yandık mı, evet yandık. Bir çok canımızı bu hastalığa kurban verdik. Biliyoruz ki teröre, trafiğe, depreme, sel felaketlerine, yangına sayısız canlarımızı feda ederken hastalıklara da oldukça fazla kayıplar vermekteyiz. Ko-lay değil geçmişte insan ömrü 50-60 arası yaşanmakta iken şimdilerde bu seviye oldukça ilerledi. Herşeye rağmen insanoğlu bunlara karşı mücadelesinde durmak-sızın bir şeyler yapmaya çalışıyor. Başardıkları var, başaramadıkları var. Ama genel sonuç dünya nüfusu artıyor, payımıza düşenler azalıyor. Uzun zamandır mücadelesini verdiğimiz bu covid belasını kayıplarımıza rağmen azaltmayı, gerek ilaç ve gerekse aşılar sayesinde ve bir çok insanımızın kurallara uyması sonrasında azalttık. Şöyle ağız tadıyla bir dönem yaşayamayacak mıyız. Kuş gribi dediler yandık, domuz gribi dediler yandık, kolera dediler yandık AIDS dediler yandık. Yandık da yandık. Son yıllarda da COVID belasıyla yüz yüze geldik. Yandık mı, evet yandık. Bir çok canımızı bu hastalığa kurban verdik. Biliyoruz ki teröre, trafiğe, depreme, sel felaketlerine, yangına sayısız canlarımızı feda ederken hastalıklara da oldukça fazla kayıplar vermekteyiz.  Kolay değil geçmişte insan ömrü 50-60 arası yaşanmakta iken şimdilerde bu seviye oldukça ilerledi. Herşeye rağmen insanoğlu bunlara karşı mücadelesinde durmaksızın bir şeyler yapmaya çalışıyor. Başardıkları var, başaramadıkları var. Ama genel sonuç dünya nüfusu artıyor, payımıza düşenler azalıyor. Uzun zamandır mücadelesini verdiğimiz bu covid belasını kayıplarımıza rağmen azaltmayı, gerek ilaç ve gerekse aşılar sayesinde ve bir çok insanımızın kurallara uyması sonrasında azalttık. Ama bitiremedik. Niye? Çünkü bitti zannettik, kökü kurudu zannettik. Kahrolası bu hastalığı rafa atıverdik sandık. Oysa daha bitmedi, kırıntıları bile bizi endişelendirmeye yetiyor. Yaz başında dördüncü beşinci aşılar vurulduğunda ülke olarak rahatlama hissetmiştik. Yasaklar kalktı, maskeler indi. Ve bizler aşı işini bir anda bırakıverdik. Etrafa sorup soruşturuyoruz “kaçıncı aşı” diye, cevaplar hemen hemen aynı. “Ben dördü oldum, beşinciyi olmayacağım” ya da “ben beşi buldum, yeter artık” diyenleri dinledik. Ve hatta üçte kalanlara şahit olduk. Bazılarının AŞI karşıtlığı da hala devam etmekte. Altıncıyı olanlar için ağır atlatıldığı söylendi. Sonuçta bir mevsimi daha geride bırakıp sonbaharı yaşarken, önümüze gelecek kış mevsimi belki bizi biraz daha zorlayacak. Aşılamalar duraksama dönemine girmişken bir tanıdığım dostun aile hekimine gittiğinde “Pnömökok aşısı oldun mu?” diye sormuşlar ve hemen aşı yapılmış. Ben de iki yıl önce olmuştum. Dedim gidip bir danışayım. Hem de GRİP aşımı da olayım deyip hemen aile hekimime ulaştım. Bana ne zaman aşı olduğumu sordu. İki yıl kadar oldu dedim. Size şimdilik gerek yok, bu aşı en az üç yıl geçerli dedi. Peki o zaman grip aşımı olayım dedim. İnternete sordu; “size çıkmıyor” dedi. Ama “daha gelmedi aşılar” diye ekledi. Sonrasında eczacıma giderek grip aşısı sordum. Onlarda daha gelmediğini gelse bile sınırlı sayıda geleceğini anlattılar. Ben neredeyse 22 yıldır grip aşımı olmaktayım ve gerçekten bana oldukça yararlı olduğunu yaşadım gördüm. Bu yıl yine aksatmadan olmam gerektiğinin bilincindeyim. Kısmetse geldiğinde hemen olacağım. Bazılarının dediği gibi ben AŞI’nın yararına inanmaktayım. Dünyada bir çok salgınlar bulunan AŞI’lar sayesinde en aza indirgenebilmiş grip, kolera, veba, tifo, tifüs, sıtma ve kuduz gibi rahatsızlıklar aşı sayesinde kurutulabilmiş. Bunları bulanları, üretenleri minnetle şükranla yadediyorum. Her şeye rağmen bu dünyada neredeyse her yıl ufak tefek salgınlar ve neredeyse on yılda bir genel salgınlar ve 100 yılda bir de tüm dünyayı sarsan salgınlar olmuş. İnsanoğlu da bunlara karşı bazen hazırlıksız yakalansa da üstesinden gelmeyi ufak tefek kayıplara rağmen becerebilmiş. Haydi bu durumlar daha da artmadan aşılarımızı olalım. Tedbirlerimizi alalım ve kışa daha hazırlıklı ve zinde girelim. Elbette sadece aşı veya hijyen yeterli değil biraz da duyarlı olalım. Önümüz kış. Sosyal medyada bir iki aydır kış hazırlıkları fotoları paylaşılıyor. Kimi ekmek bulamazken kimi kilerlerini envai çeşit kış hazırlıkları yaparak doldurmaya çalışıyor. Kilerlerin dolu olması gelecek için çok önem arzetmektedir. Dünyada yaşanması muhtemel KITLIK ansızın gelebilir. Tabii ki kilerdekiler bizi kaç gün geçindirir mi bilinmez ama hiç olmaya bahar gelinceye kadar idare etmemize belki yardımcı olur diye düşünülmektedir. Bilebildiğim kadarıyla her aile yaz sonu kış hazırlıkları yapar. Tarhanasını, bulgurunu, salçasını, turşusunu, biber kurutmasını bir şekilde yaparlar. Ama nereden adet oldu bilmem sosyal medyadan bol bol fotoğraf yayınlamak nedir anlayamıyorum. Belki de “eğer kıtlık olursa bizim kilerde bir şeyler var buyurun” anlamınadır demeye mi getiriliyor. Dünya bir çok olayla gündemde. Savaşlar felaketler. Yukarımızda savaş hala devam ediyor. “Ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır” derler. Sanırım bu savaşların da nerede olursa olsun bize uğramadan geçtikleri pek görülmüyor. Kimi savaşla bölünüyor kimi bağımsızlığını ilan ediyor. Azerbaycan’da küçükte olsa yeni bir TÜRK Cumhuriyeti kuruldu. Batı Azerbaycan da GÖYÇE-ZENGEZUR Türk Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. Hayırlısı diyelim. Halimiz böyle sevgili dostlar. Kimi doğuyor kimi ölüyor ve dünya dönmeye devam ediyor. Kim dönerse dönsün ben dönmezem yolumdan, sağlıkla kalın, güzelliklerle yaşayın.
Ekleme Tarihi: 27 Eylül 2022 - Salı

DÖN DOLAŞ

Şöyle ağız tadıyla bir dönem yaşayamayacak mıyız. Kuş gribi dediler yandık, domuz gribi dediler yandık, kolera dediler yandık AIDS dediler yandık. Yandık da yandık.
Son yıllarda da COVID belasıyla yüz yüze geldik. Yandık mı, evet yandık. Bir çok canımızı bu hastalığa kurban verdik. Biliyoruz ki teröre, trafiğe, depreme, sel felaketlerine, yangına sayısız canlarımızı feda ederken hastalıklara da oldukça fazla kayıplar vermekteyiz. Ko-lay değil geçmişte insan ömrü 50-60 arası yaşanmakta iken şimdilerde bu seviye oldukça ilerledi. Herşeye rağmen insanoğlu bunlara karşı mücadelesinde durmak-sızın bir şeyler yapmaya çalışıyor. Başardıkları var, başaramadıkları var. Ama genel sonuç dünya nüfusu artıyor, payımıza düşenler azalıyor.
Uzun zamandır mücadelesini verdiğimiz bu covid belasını kayıplarımıza rağmen azaltmayı, gerek ilaç ve gerekse aşılar sayesinde ve bir çok insanımızın kurallara uyması sonrasında azalttık.
Şöyle ağız tadıyla bir dönem yaşayamayacak mıyız. Kuş gribi dediler yandık, domuz gribi dediler yandık, kolera dediler yandık AIDS dediler yandık. Yandık da yandık.
Son yıllarda da COVID belasıyla yüz yüze geldik. Yandık mı, evet yandık. Bir çok canımızı bu hastalığa kurban verdik. Biliyoruz ki teröre, trafiğe, depreme, sel felaketlerine, yangına sayısız canlarımızı feda ederken hastalıklara da oldukça fazla kayıplar vermekteyiz.
 Kolay değil geçmişte insan ömrü 50-60 arası yaşanmakta iken şimdilerde bu seviye oldukça ilerledi. Herşeye rağmen insanoğlu bunlara karşı mücadelesinde durmaksızın bir şeyler yapmaya çalışıyor. Başardıkları var, başaramadıkları var. Ama genel sonuç dünya nüfusu artıyor, payımıza düşenler azalıyor.
Uzun zamandır mücadelesini verdiğimiz bu covid belasını kayıplarımıza rağmen azaltmayı, gerek ilaç ve gerekse aşılar sayesinde ve bir çok insanımızın kurallara uyması sonrasında azalttık. Ama bitiremedik. Niye? Çünkü bitti zannettik, kökü kurudu zannettik. Kahrolası bu hastalığı rafa atıverdik sandık. Oysa daha bitmedi, kırıntıları bile bizi endişelendirmeye yetiyor. Yaz başında dördüncü beşinci aşılar vurulduğunda ülke olarak rahatlama hissetmiştik. Yasaklar kalktı, maskeler indi. Ve bizler aşı işini bir anda bırakıverdik. Etrafa sorup soruşturuyoruz “kaçıncı aşı” diye, cevaplar hemen hemen aynı. “Ben dördü oldum, beşinciyi olmayacağım” ya da “ben beşi buldum, yeter artık” diyenleri dinledik. Ve hatta üçte kalanlara şahit olduk. Bazılarının AŞI karşıtlığı da hala devam etmekte. Altıncıyı olanlar için ağır atlatıldığı söylendi. Sonuçta bir mevsimi daha geride bırakıp sonbaharı yaşarken, önümüze gelecek kış mevsimi belki bizi biraz daha zorlayacak.
Aşılamalar duraksama dönemine girmişken bir tanıdığım dostun aile hekimine gittiğinde “Pnömökok aşısı oldun mu?” diye sormuşlar ve hemen aşı yapılmış. Ben de iki yıl önce olmuştum. Dedim gidip bir danışayım. Hem de GRİP aşımı da olayım deyip hemen aile hekimime ulaştım. Bana ne zaman aşı olduğumu sordu. İki yıl kadar oldu dedim. Size şimdilik gerek yok, bu aşı en az üç yıl geçerli dedi. Peki o zaman grip aşımı olayım dedim. İnternete sordu; “size çıkmıyor” dedi. Ama “daha gelmedi aşılar” diye ekledi. Sonrasında eczacıma giderek grip aşısı sordum. Onlarda daha gelmediğini gelse bile sınırlı sayıda geleceğini anlattılar. Ben neredeyse 22 yıldır grip aşımı olmaktayım ve gerçekten bana oldukça yararlı olduğunu yaşadım gördüm. Bu yıl yine aksatmadan olmam gerektiğinin bilincindeyim. Kısmetse geldiğinde hemen olacağım. Bazılarının dediği gibi ben AŞI’nın yararına inanmaktayım. Dünyada bir çok salgınlar bulunan AŞI’lar sayesinde en aza indirgenebilmiş grip, kolera, veba, tifo, tifüs, sıtma ve kuduz gibi rahatsızlıklar aşı sayesinde kurutulabilmiş. Bunları bulanları, üretenleri minnetle şükranla yadediyorum.
Her şeye rağmen bu dünyada neredeyse her yıl ufak tefek salgınlar ve neredeyse on yılda bir genel salgınlar ve 100 yılda bir de tüm dünyayı sarsan salgınlar olmuş. İnsanoğlu da bunlara karşı bazen hazırlıksız yakalansa da üstesinden gelmeyi ufak tefek kayıplara rağmen becerebilmiş.
Haydi bu durumlar daha da artmadan aşılarımızı olalım. Tedbirlerimizi alalım ve kışa daha hazırlıklı ve zinde girelim. Elbette sadece aşı veya hijyen yeterli değil biraz da duyarlı olalım.
Önümüz kış. Sosyal medyada bir iki aydır kış hazırlıkları fotoları paylaşılıyor. Kimi ekmek bulamazken kimi kilerlerini envai çeşit kış hazırlıkları yaparak doldurmaya çalışıyor. Kilerlerin dolu olması gelecek için çok önem arzetmektedir. Dünyada yaşanması muhtemel KITLIK ansızın gelebilir. Tabii ki kilerdekiler bizi kaç gün geçindirir mi bilinmez ama hiç olmaya bahar gelinceye kadar idare etmemize belki yardımcı olur diye düşünülmektedir.
Bilebildiğim kadarıyla her aile yaz sonu kış hazırlıkları yapar. Tarhanasını, bulgurunu, salçasını, turşusunu, biber kurutmasını bir şekilde yaparlar. Ama nereden adet oldu bilmem sosyal medyadan bol bol fotoğraf yayınlamak nedir anlayamıyorum. Belki de “eğer kıtlık olursa bizim kilerde bir şeyler var buyurun” anlamınadır demeye mi getiriliyor.
Dünya bir çok olayla gündemde. Savaşlar felaketler. Yukarımızda savaş hala devam ediyor. “Ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır” derler. Sanırım bu savaşların da nerede olursa olsun bize uğramadan geçtikleri pek görülmüyor. Kimi savaşla bölünüyor kimi bağımsızlığını ilan ediyor. Azerbaycan’da küçükte olsa yeni bir TÜRK Cumhuriyeti kuruldu. Batı Azerbaycan da GÖYÇE-ZENGEZUR Türk Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. Hayırlısı diyelim.
Halimiz böyle sevgili dostlar. Kimi doğuyor kimi ölüyor ve dünya dönmeye devam ediyor. Kim dönerse dönsün ben dönmezem yolumdan, sağlıkla kalın, güzelliklerle yaşayın.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.