Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

EFSANE KASIM

Çok şükür bitirdik şu kasım ayını da. Artık aralık ayında nelere şahit olacağız bakalım. Neden diye soracak olursanız söyleyeyim. Firmalar buldukları bu “EFSANE” sözcüğü sayesinde yılın son demlerinde ellerindeki malları eritebilmek için buldukları bir yöntem Efsane Kasım!.. Zaten bizler tüketim toplumu olmaya alıştırılmış insanlarız. Yalan olduğunu bilsek bile hemen dalıyoruz, “ya tutarsa!” misali. Evet; “Efsane Kasım” günlerinde bir çok firma kasayı daha doğrusu keseyi doldurdu. Bizler ise yokluktan, parasızlıktan, geçinememekten dolayı yanıp yakılmış olsak da daldık bu efsane günlere. Hele bu motorize sistem yaratılmış olduğundan gece gündüz demeden sarılıyoruz telefonlara. Al babam al.. Sonuç ne çıkacak .. Geçenlerde çocuklarım, “Baba 24 Kasım’da bir şey yapamıyoruz, hiç olmaya bir yere gidip akşam yemeği yesek olmaz mı” dediler. Pek hevesli olmasam da onları kırmamak adına önce gerek yok desem de azıcıkta istek geliverdi bana. “Haydi madem ki gidelim” dedim. Gittik gitmesine ama yol ne kadar sürdü dersiniz. 20 dakikalık yolu 1,5 saatte alabildik. Aman Allahım yahu herkes mi buraya gidiyor. Ne bu kalabalık, ne bu trafik. Neyse vardık. Böyle büyük AVM’lere gitmekten pek hoşlanmıyorum. Bir iki saat dolaşmak insanı öylesine yoruyor ki sormayın. Eve geldiğinizde kül keşkek oluyorsunuz. Sanki binlerce km. yol yürümüş gibi. Bir de inanın girişten en sona kadar ne elektrik harcanmış ne elektrik. Bana sorarsanız Banaz’ın tüm sokak lambalarının bir ayda yaktıklarını sanırım bir günde yakıyorlar. Renk renk, ışıl ışıl... AVM’nin içi tabiri caizse “iğne atsan yere düşmeyecek” derecede kalabalık. Şaşırdık kaldım. İlk defa görmüyorum ama. “Yahu” dedim “nedir bu”.. Efsane Kasım günleri.. Vay bee.. Demek diğer ayların günleri efsane değil, bu kasım mucizesi galiba. Mağazalar çıtı pıtı kızları “buyurun, hoş geldiniz” sesleriyle sizleri efsaneye davet ediyor. Ama ne yalan söyleyeyim içim sızladı. Niye mi.. Yahu onlarca mağazanın içinde bir ya da ikisi haricinde diyelim ki hepsi yabancı kökenli. Hiç TÜRKÇE mağaza ismi kalmamış.. İsimlerini saymayayım artık sizler de biliyorsunuz hepsini.. Sanki kendimi bir Avrupa şehrinde geziyormuş gibi hissediyorum. Bunları görünce kulakları çınlasın geçmiş Uşak Belediye Başkanı Sayın Ali ERDOĞAN aklıma geliverdi. Muhterem Uşak esnafına bir duyuru yapmıştı. Mağaza ve iş yerlerinize TÜRKÇE isim koyarsanız belediye hizmetlerinden daha avantajlı yararlanabileceksiniz diye.. Çok hoşuma gitmişti. Ne var ki bir iki ay sonra Şelale’nin açılışı yapılacaktı.. Bir davetiye aldım. “Sayın basın mensubu ŞELALE CAFE RESTAURANT’ın açılış törenine katılımınız bizleri memnun edecektir” diye. Haydaaa!. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.. Gelelim yine bizim şu yemek işine. Çıktık en son kata. O da ne tüm şehir burada.. Tıklım tıklım. İnsanlar bir yandan masa bekliyor boşalsın diye diğer taraftan yemek şirketlerinin önünde sıraya dizilmişler.. Çocuklara dedim ki;  “Vallahi benim karnım tok. Haydi dönelim”. Onlar da “Olmaz” dediler. “Bu işin zevki böyle çıkar”. Ne zevk… Ne zevk.. “Sipariş için sıra bekle, istediğin yemek için sıra bekle, sonra boş masa bulmak için sıra bekle. Nedir bu” dedim… Bir de insanlar yemek yiyor biz de başında bekliyoruz. Sanki lokmaları sayacak gibiyiz adeta. Daha mağazaları dolaşmadan ayaklarıma kara sular indi. Ve başladık mağazaları dolaşmaya. Ucuz bir şey bulursak almak niyetindeyiz. Ne ucuzu, normale bile ulaşamıyorsunuz. Girişlerinde, “% 70"e varan İNDİRİM” yazıyor. Ama önce yeteri kadar bindirmişler sonra o kadar indirim. Be insafsız siz önceden bunu sattınız şimdi o kadar indirim yapıyorsunuz.. Peki önce alanların suçu ne. Asıl fiyatı ne. Bunların cevabı yok!.. Kapılarında büyük büyük harflerle 4 al 3 öde veya 2.ci ürüne % 50 indirim. Gibi albenisi yüksek reklamlar. Kardeşim biz birini almak için zorlanıyoruz. Üçünü, dördünü nasıl alacağız. Ama görüyorsunuz insanların ellerinde siz deyin 10, ben diyeyim en az 5 çanta ile geziyorlar. Aklıma asgari ücret ile en düşük emekli maaşı geliyor. Aklım karışıyor. Siz ne derseniz deyin insanlarımızın bir kısmında öyle paralar var ki akıl sır ermiyor. Ve o insanlar para harcamaktan, markalı giyinmekten asla vaz geçmiyorlar. Bizler ekmek niye on lira, simit niye on lira, yumurta 4 lira mı oldu sorularıyla gece gündüz boğuşmaya devam ediyoruz. Sizler gibi. Ve dünya birbirlerini yemeye devam ediyor. On binlerce bomba yağıyor insanların üzerine çoluk çocuk, kadın erkek demeden. Olayları bize anlatmaya çalışan gazeteciler bile ateş altında. Ne olur bu dünyanın hali. Tasavvur bile edemiyorum. Bir yanda doğal felaketler bir yanda gözünü hırs bürümüş insanlar. Yani bir taraf cennet bir taraf cehennem. Kader deyip geçelim mi?.. Şimdi efsane ARALIK gelecek, sonra Noel kutlamaları, ardından sevgililer günü sonrasında kadınlar günü ve nisanda yağmurlar derken anneler günü ve onu takip eden babalar günü. Temmuz, ağustos tatil, eylül de okullar açılıyor. İşimiz gücümüz TÜKETİM toplumu yaratabilmek. EFSANE bu demek ki! Güzel günler…
Ekleme Tarihi: 06 Aralık 2023 - Çarşamba

EFSANE KASIM

Çok şükür bitirdik şu kasım ayını da. Artık aralık ayında nelere şahit olacağız bakalım. Neden diye soracak olursanız söyleyeyim. Firmalar buldukları bu “EFSANE” sözcüğü sayesinde yılın son demlerinde ellerindeki malları eritebilmek için buldukları bir yöntem Efsane Kasım!..
Zaten bizler tüketim toplumu olmaya alıştırılmış insanlarız. Yalan olduğunu bilsek bile hemen dalıyoruz, “ya tutarsa!” misali. Evet; “Efsane Kasım” günlerinde bir çok firma kasayı daha doğrusu keseyi doldurdu. Bizler ise yokluktan, parasızlıktan, geçinememekten dolayı yanıp yakılmış olsak da daldık bu efsane günlere. Hele bu motorize sistem yaratılmış olduğundan gece gündüz demeden sarılıyoruz telefonlara. Al babam al.. Sonuç ne çıkacak ..
Geçenlerde çocuklarım, “Baba 24 Kasım’da bir şey yapamıyoruz, hiç olmaya bir yere gidip akşam yemeği yesek olmaz mı” dediler. Pek hevesli olmasam da onları kırmamak adına önce gerek yok desem de azıcıkta istek geliverdi bana. “Haydi madem ki gidelim” dedim. Gittik gitmesine ama yol ne kadar sürdü dersiniz. 20 dakikalık yolu 1,5 saatte alabildik.
Aman Allahım yahu herkes mi buraya gidiyor. Ne bu kalabalık, ne bu trafik. Neyse vardık. Böyle büyük AVM’lere gitmekten pek hoşlanmıyorum. Bir iki saat dolaşmak insanı öylesine yoruyor ki sormayın. Eve geldiğinizde kül keşkek oluyorsunuz. Sanki binlerce km. yol yürümüş gibi. Bir de inanın girişten en sona kadar ne elektrik harcanmış ne elektrik. Bana sorarsanız Banaz’ın tüm sokak lambalarının bir ayda yaktıklarını sanırım bir günde yakıyorlar. Renk renk, ışıl ışıl...
AVM’nin içi tabiri caizse “iğne atsan yere düşmeyecek” derecede kalabalık. Şaşırdık kaldım. İlk defa görmüyorum ama. “Yahu” dedim “nedir bu”.. Efsane Kasım günleri.. Vay bee.. Demek diğer ayların günleri efsane değil, bu kasım mucizesi galiba. Mağazalar çıtı pıtı kızları “buyurun, hoş geldiniz” sesleriyle sizleri efsaneye davet ediyor. Ama ne yalan söyleyeyim içim sızladı. Niye mi.. Yahu onlarca mağazanın içinde bir ya da ikisi haricinde diyelim ki hepsi yabancı kökenli. Hiç TÜRKÇE mağaza ismi kalmamış.. İsimlerini saymayayım artık sizler de biliyorsunuz hepsini.. Sanki kendimi bir Avrupa şehrinde geziyormuş gibi hissediyorum. Bunları görünce kulakları çınlasın geçmiş Uşak Belediye Başkanı Sayın Ali ERDOĞAN aklıma geliverdi. Muhterem Uşak esnafına bir duyuru yapmıştı. Mağaza ve iş yerlerinize TÜRKÇE isim koyarsanız belediye hizmetlerinden daha avantajlı yararlanabileceksiniz diye.. Çok hoşuma gitmişti. Ne var ki bir iki ay sonra Şelale’nin açılışı yapılacaktı.. Bir davetiye aldım. “Sayın basın mensubu ŞELALE CAFE RESTAURANT’ın açılış törenine katılımınız bizleri memnun edecektir” diye. Haydaaa!. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu..
Gelelim yine bizim şu yemek işine. Çıktık en son kata. O da ne tüm şehir burada.. Tıklım tıklım. İnsanlar bir yandan masa bekliyor boşalsın diye diğer taraftan yemek şirketlerinin önünde sıraya dizilmişler.. Çocuklara dedim ki;  “Vallahi benim karnım tok. Haydi dönelim”. Onlar da “Olmaz” dediler. “Bu işin zevki böyle çıkar”. Ne zevk… Ne zevk.. “Sipariş için sıra bekle, istediğin yemek için sıra bekle, sonra boş masa bulmak için sıra bekle. Nedir bu” dedim… Bir de insanlar yemek yiyor biz de başında bekliyoruz. Sanki lokmaları sayacak gibiyiz adeta. Daha mağazaları dolaşmadan ayaklarıma kara sular indi.
Ve başladık mağazaları dolaşmaya. Ucuz bir şey bulursak almak niyetindeyiz. Ne ucuzu, normale bile ulaşamıyorsunuz. Girişlerinde, “% 70"e varan İNDİRİM” yazıyor. Ama önce yeteri kadar bindirmişler sonra o kadar indirim. Be insafsız siz önceden bunu sattınız şimdi o kadar indirim yapıyorsunuz.. Peki önce alanların suçu ne. Asıl fiyatı ne. Bunların cevabı yok!..
Kapılarında büyük büyük harflerle 4 al 3 öde veya 2.ci ürüne % 50 indirim. Gibi albenisi yüksek reklamlar. Kardeşim biz birini almak için zorlanıyoruz. Üçünü, dördünü nasıl alacağız. Ama görüyorsunuz insanların ellerinde siz deyin 10, ben diyeyim en az 5 çanta ile geziyorlar. Aklıma asgari ücret ile en düşük emekli maaşı geliyor. Aklım karışıyor. Siz ne derseniz deyin insanlarımızın bir kısmında öyle paralar var ki akıl sır ermiyor. Ve o insanlar para harcamaktan, markalı giyinmekten asla vaz geçmiyorlar. Bizler ekmek niye on lira, simit niye on lira, yumurta 4 lira mı oldu sorularıyla gece gündüz boğuşmaya devam ediyoruz. Sizler gibi.
Ve dünya birbirlerini yemeye devam ediyor. On binlerce bomba yağıyor insanların üzerine çoluk çocuk, kadın erkek demeden. Olayları bize anlatmaya çalışan gazeteciler bile ateş altında. Ne olur bu dünyanın hali. Tasavvur bile edemiyorum. Bir yanda doğal felaketler bir yanda gözünü hırs bürümüş insanlar. Yani bir taraf cennet bir taraf cehennem. Kader deyip geçelim mi?..
Şimdi efsane ARALIK gelecek, sonra Noel kutlamaları, ardından sevgililer günü sonrasında kadınlar günü ve nisanda yağmurlar derken anneler günü ve onu takip eden babalar günü. Temmuz, ağustos tatil, eylül de okullar açılıyor. İşimiz gücümüz TÜKETİM toplumu yaratabilmek.
EFSANE bu demek ki! Güzel günler…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şaban KURULTAY.
(06.12.2023 17:45 - #392)
Eline ilmine sağlık.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.