Bu hafta Avrupa’nın gözü kulağı İstanbul’daydı. Zira Şampiyonlar Ligi finali İstanbul Olimpiyat Stadında oynandı. Ve maçı kazanan Manchester City oldu. İnter ile oynanan maçı 75 bin seyirci izledi. Maç yaklaşık 200 ülkede yayınlandı ve 380 milyon izleyiciye ulaştı. Maçı 550 gazeteci ve 200 foto muhabiri izledi. Ayrıca İstanbul’da alanlara kurulan dev ekranlarda da binlerce kişi bu maçı seyretti. İstanbul’da oynanıp oynanmayacağı tartışmalarının ayyuka çıktığı bir durumda nihayet oyun gerçekleşti. Ve 35 bin İngiliz, 35 bin İtalyan seyirci staddaydı. Ve tabii ki 5000'e yakın misafir ve güvenlik görevlisi de yerlerini aldılar. Strelin 30, euroda 25 lira değerinde olunda ülkemiz bir hayli dövize ulaştı. Ortalama 500 sterlin ya da 500 euro gibi rakamlar harcandığı varsayılıyor. Tv’lerden yapılan yayın ile ülkemiz adının duyulması ve reklamımızın yapılması da işin kaymaklı tarafı. Bir önemli olayda her iki takımda oynayan TÜRK sporcular oldu. İnter’de Hakan Çalhanoğlu. Mancester’de ise İlkay Gündoğan yüz akımız oldular. Ülkemizde de futbol ligleri sonlanmak üzere. Türkiye süper liginde GALATASARAY şampiyon oldu. Fenerbahçe 2. ci ve Beşiktaş’ta üçüncülüğü elde etti. Yaşanan deprem felaketi sonrası ligden çekilen HATAY ve GAZİANTEP kulüpleri yeni sezonda yerlerini alacaklar. Ancak Ümraniyespor ile Giresunspor süper lige veda ettiler. Ligden de Samsunspor ile Rizespor direkt, Pendikspor ise play-offlar sonrası süper lige yükseldiler. Ümraniyespor’un ligden düşmesi sonucu 7 olan İstanbul takım sayısı Pendikspor’un çıkması ile yeniden sekiz oldu. 1. Ligden ise Denizlispor ve Altınordu 2.lige düştüler. 2. ligden de Çorumspor ve Kocaelispor 1. lige yükselirken bu liglerden Tarsus, Bayburt, Sivas Belediye, Balıkesir ile Pazar alt düştüler. Yeni Mersin ve Iğdırspor ile 68 Aksaray 2.lige yükseldi. Eskişehirspor, Şile Yıldızspor, Bayrampaşa, Ofspor, Osmaniyespor, Arguvanspor ve Niğde Belediye amatör liglerine düştüler. Mardin 1969, Sebat Gençlik, Kahramanmaraş İstiklal, Tokat Belediye, Karabük İdman Yurdu, Talasgücü Kayseri, Adana 1954, Anadolu Üniversitesi Eskişehir, Bornova, Aliağa, Sinopspor, Sultanbeyli, Silivri, İnegöl Kafkas, Silifke futbol kulüpleri de 3. lige yükselen takımlar oldu. Türkiye Ziraat Kupasını da Bahçeşehir’i finalde yenerek kazanan FENERBAHÇE oldu. Şimdi gözler transfer sezonuna ve AVRUPA kupalarına çevrilecek. Elbette gelecek hafta oynanacak iki milli maçımız da çok önemli. 16 Haziran’da LETONYA’da 19 Haziran’da Samsun’da GALLER ile karşılaşacağız. UEFA Avrupa 2024 kupası maçlarında 2 maçta bir galibiyet ve bir mağlubiyetimiz var. Bu maçlar sonunda milli takımın teknik direktörü Stefan KUNTZ’un da durumu meydana çıkacak. Ben istikrardan yanayım ama hoca başarısız olur da giderse yerine bilinen insanlardan biri değil de ufku parlak başarıya aç bir hoca getirilmeli. Ayrıca yerli olmalı diyorum. Bu ay içerisinde Türkiye Futbol Federasyonu’nda da seçim var. 22 Haziran’da yapılması gereken kongrede bakalım kim başkan olacak ve yönetim nasıl olacak. Şu andaki başkan önemli, birkaç takım tarafından gözden çıkarılmış görünüyor. Kim aday olur, nasıl bir sonuç alınır bekleyip göreceğiz. Özerk olduğunu düşündüğümüz Futbol Federasyonu’nun içinden bir kişinin başkan olması arzumuzdur. Zira son yıllarda irtifa kaybeden futbolumuz için yeni bir ses yeni bir nefes gelerek canlandırılması ve Avrupa’da yükselişe geçmemiz gerekmektedir. Kayıplarımız sonrasında hem şampiyonlar liginde hem de milli takımlar düzeyinde oldukça gerilerde kaldık. Genel kurulun bütün bunları düşünerek akılcı bir seçim yapılması ve kaliteli yönetim oluşturulması dileğimizi buradan söyleyelim. Hakemler ve VAR bu yıl en çok tartışılan konular oldu. VAR öncesinde yapılan hatalar var ile sonlanacak derken daha da sorunlu bir ortam meydana geldi. İşi bilen ehil insanların göreve gelerek bu konuları tartışılır olmaktan çıkarmak ve ağız tadıyla bir lig izlemek istiyoruz. Maç sonlarında maç konuşmak istiyoruz. Hakemleri konuşmak istemiyoruz. Bunu sağlamakta hem TFF’ye hem de hakem camiasına düşer.. Futbol bacasız bir fabrika gibidir. Seyri hoş ve milyonları peşinden sürükleyen bir aktivitedir. Ama son yıllarda görmekteyiz ki; seyirci sayısında oldukça azalma var. Stadlara giden seyircide düşüş var. Bunda naklen yayınların önemli olduğu kadar bilet fiyatlarının da çok afaki olduğu gerçeği var. Geçenlerde oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçında bilet fiyatının 18.000 TL. olduğunu görünce afalladım. “Vay be!” dedim içimden.. “Ülkemizdeki asgari ücrete bak, maç bileti fiyatına bak. Hey yavrum hey” dedim.. Sonuçta futbol güzel. İzlemeye ve alabildiğimiz kadar zevk almaya bakacağız. Şampiyonlara sevinmek, düşenlere üzülmek elbette oluyor ama bu da futbolun içinde var olan bir durum. Düşe kalka yol alınacak. Her yıl hedefler yeniden belirlenecek. Bize düşen şampiyonları alkışlamaktır. Tebrik etmektir, kutlamaktır.