Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

GEL BAKALIM

Birini bitirdiğimizde yenisini beklerken her zaman umutlanırız. Eşe, dosta, akrabaya iyi dileklerde bulunuruz. Geçen yılı anımsamak istemediğimizi anlatırız. Dillerde “gelen gideni aratmasın” dileğinde bulunuruz. Ama kimsenin umutlarını kırmak istemiyorum da kendi adıma pek ümitlenecek durum göremiyorum. Yıllarımızın tecrübesiyle diyorum ki biz yaşam tarzımızı değiştirmediğimiz sürece umutların tavan yapma ihtimali ne yazık ki pek olası değil. Şöyle kafamızı iki elimizin arasına alıp enine boyuna eni konu düşünüp taşınarak yeni bir yaşam tarzı yaratmalıyız. Öncelikle yediden yetmişe iktisatlı yaşamaya alışmak ve kendimizi bu duruma adapte etmeye çalışmalıyız. Belli bir süre yani bu sıkıntılardan kurtuluncaya kadar ekonomik yaşamaya fazlaca özen göstermeliyiz. İşten artmaz dişten artar derlerdi atalarımız. Aynen öyle dişimizden biraz sıkıp geleceği güvence altına alabilmenin ilk şartı budur sanırım. Aç gözlü insanlarız biz. Yiyoruz-yiyoruz ve de yedikçe doymuyoruz. Çok şükür her şey bol bolamat deyip artıklarımızı acımazsızca çöpe atıyoruz. Yurdumuzdan Almanya’ya giden ilk dönem işçilerimiz anlatırlardı. “Yahu şu almanlar var ya.. lokantada bir tıkım ekmekleri kalsa hemen cebe atarlar görgüsüzler” derlerdi. Oysa biz artanları elimizin tersiyle kenara itip çöpe gitmesine göz yumuyoruz. Tepeden tırnağa hepimiz aynıyız. Diyeceğim o ki; gelen bu 2022 büyük sıkıntılar yaşatacak bizlere. Gel bakalım dedik ve 2021'de yaşadıklarımızı bir daha yaşamamayı umut ettik. Pek öyle olmayacak gibi görünüyor. Tabiidir ki bunu olumlu yönlere kanalize etmek bizlerin elindedir. Ve bu durumlar kişilerin tek başına alacağı önlemler ile başarılamaz. Hep birlikte işin üstesinden gelmeli birlikte başarmalıyız. Son günlerde her şeyde artan fiyatlarla baş etmekte zorlanıyoruz. Sanki bir daha bulamayacakmış gibi can havliyle sarılıyoruz gıda maddelerine. Aç gözlülüğümüz had safhada. Artan fiyatların aşağıya inmesini beklemek doğrusu pek mümkün olmadığı kanısındayım.. Sadece tüketiciler olarak bizler açgözlülüğümüzü bir kenara bırakıp daha sağlıklı düşünmek mecburiyetindeyiz. Gıda ürünlerini kendimize yetecek kadar almak stokçuluğa fırsat tanımamak ve mümkünse fahiş fiyatlı ürünleri asla satın almamak gibi tedbirlere yönelmeliyiz. Dünyayı tehdit eden iklim değişiklikleri de dikkate alınacak olursa gelecek yılların arzu edilmeyen sonuçlara gebe olduğu bilinen gerçekler dahilindedir. Kuraklık, susuzluk ve tarım alanlarında yaşanacak olumsuzluklar geleceğimizin pek parlak görünmediğini açık seçik gözler önüne sermektedir. Hazır başımızı ellerimiz arasına almışken baştan so na hepsini sil baştan düşünmeli ve alacağımız kararlar ile geleceğimiz için belki bir nebze umut suları serpmiş oluruz. Gel bakalım dedik; geldi. Geldi de eteğinde taşlar dökülünce inanın belimizi başımızı büktü. Gerek asgari ücret ve gerekse ücretlere yapılan artışlar ocak ayı içinde uçup gitti. Alınacak farklar daha cebe girmeden buharlaşıverdi. Küçük de olsa sevincimiz kursağımızda kaldı. Elektriğe doğalgaza ve akaryakıta yapılan zamlar, bir anda şoke etti insanları. İçki ve tütün ürünlerine yapılan zamlar ile devletin daha çok kazanacağı hesabı yapılırken satışların azalmasıyla kasaya daha az para girdiğinin farkına varamadılar. İğneden ipliğe gelen zamlarla tüketim zorunlu olarak azalacağından bunlardan gelecek kazançlarda haliyle düştü. Daha da önemlisi içki zamları kaçak üretime yöneltti insanları. Sigara zamlarından sonra kaçak tütün içenler çoğaldı. Çevremizde tütün mamulü dükkanlar mantar gibi çoğalıverdi. Tütünle ilgili bir toplantıda sigara içme yasakları başladığından beri içenlerin azaldığı raporları vardı. Oysa satışlar azalmıştı ama kaçak tütün içenlerin çoğaldığı da bilinen gerçekler arasındadır. Hatta bizim fabrikalarda bir komşu adına üretilen sigaraların daha ucuza satıldığı da söylenmekteydi. Bütün bunların ışığında zam yapmak çözüm değil, zam ile sorunları çözmek ise hiç mümkün değil sanıyorum. Gel bakalım 2022. Gel. Yalnız insanlarımız iki yıla yakındır bu COVİD 19 belasından oldukça yıprandı. Yaşanan olumsuzluklar sonrasında per perişan oldu. Biz bu durumun bu yıl bertaraf edileceğini umarken OMİCRON adıyla yeniden saldırıya geçtiği haberleriyle sarsılıyoruz. Yeniden sert tedbirlerin gelmemesi için bizlerin kurallara daha sıkı uymamız gerekmektedir. İyi-kötü açık olan okullarımızın kapanmasına fırsat tanımayalım. İş yerlerimizin kapanmaması için gereken önlemleri alalım. En başta sağlık bakanlığımızın önerdiği önlemleri almaya devam edelim.. Maske-mesafe ve hijyeni belli bir süre daha uygulamayı bırakmayalım. Ve bunlara destek olarak AŞI olmayı asla ihmal etmeyelim. Bazı insanların aşıya karşı çıkmalarına hala bir anlam veremiyorum. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Bilim adamlarımızın gece gündüz emek verdiği AŞI olmaktan neden geri duruyoruz inanın çözemiyorum. Gel bakalım 2022. Gel. Sen ötekilere uyma. Güzelliklerle sağlıkla umutla gel ülkeme, dünyaya. Biz de seni iyiliklerinle anımsayalım gelecek yıllarda.   10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde; “gazeteciyim diye geçinenlerin değil, gazetecilik ile geçinen, doğru özgür haber yapan emektar gazetecilerin günü kutlu olsun...
Ekleme Tarihi: 11 Ocak 2022 - Salı

GEL BAKALIM

Birini bitirdiğimizde yenisini beklerken her zaman umutlanırız. Eşe, dosta, akrabaya iyi dileklerde bulunuruz. Geçen yılı anımsamak istemediğimizi anlatırız. Dillerde “gelen gideni aratmasın” dileğinde bulunuruz. Ama kimsenin umutlarını kırmak istemiyorum da kendi adıma pek ümitlenecek durum göremiyorum. Yıllarımızın tecrübesiyle diyorum ki biz yaşam tarzımızı değiştirmediğimiz sürece umutların tavan yapma ihtimali ne yazık ki pek olası değil. Şöyle kafamızı iki elimizin arasına alıp enine boyuna eni konu düşünüp taşınarak yeni bir yaşam tarzı yaratmalıyız.
Öncelikle yediden yetmişe iktisatlı yaşamaya alışmak ve kendimizi bu duruma adapte etmeye çalışmalıyız. Belli bir süre yani bu sıkıntılardan kurtuluncaya kadar ekonomik yaşamaya fazlaca özen göstermeliyiz. İşten artmaz dişten artar derlerdi atalarımız.
Aynen öyle dişimizden biraz sıkıp geleceği güvence altına alabilmenin ilk şartı budur sanırım. Aç gözlü insanlarız biz. Yiyoruz-yiyoruz ve de yedikçe doymuyoruz. Çok şükür her şey bol bolamat deyip artıklarımızı acımazsızca çöpe atıyoruz. Yurdumuzdan Almanya’ya giden ilk dönem işçilerimiz anlatırlardı. “Yahu şu almanlar var ya.. lokantada bir tıkım ekmekleri kalsa hemen cebe atarlar görgüsüzler” derlerdi. Oysa biz artanları elimizin tersiyle kenara itip çöpe gitmesine göz yumuyoruz. Tepeden tırnağa hepimiz aynıyız.
Diyeceğim o ki; gelen bu 2022 büyük sıkıntılar yaşatacak bizlere. Gel bakalım dedik ve 2021'de yaşadıklarımızı bir daha yaşamamayı umut ettik. Pek öyle olmayacak gibi görünüyor. Tabiidir ki bunu olumlu yönlere kanalize etmek bizlerin elindedir. Ve bu durumlar kişilerin tek başına alacağı önlemler ile başarılamaz. Hep birlikte işin üstesinden gelmeli birlikte başarmalıyız.
Son günlerde her şeyde artan fiyatlarla baş etmekte zorlanıyoruz. Sanki bir daha bulamayacakmış gibi can havliyle sarılıyoruz gıda maddelerine. Aç gözlülüğümüz had safhada. Artan fiyatların aşağıya inmesini beklemek doğrusu pek mümkün olmadığı kanısındayım.. Sadece tüketiciler olarak bizler açgözlülüğümüzü bir kenara bırakıp daha sağlıklı düşünmek mecburiyetindeyiz. Gıda ürünlerini kendimize yetecek kadar almak stokçuluğa fırsat tanımamak ve mümkünse fahiş fiyatlı ürünleri asla satın almamak gibi tedbirlere yönelmeliyiz.
Dünyayı tehdit eden iklim değişiklikleri de dikkate alınacak olursa gelecek yılların arzu edilmeyen sonuçlara gebe olduğu bilinen gerçekler dahilindedir. Kuraklık, susuzluk ve tarım alanlarında yaşanacak olumsuzluklar geleceğimizin pek parlak görünmediğini açık seçik gözler önüne sermektedir. Hazır başımızı ellerimiz arasına almışken baştan so
na hepsini sil baştan düşünmeli ve alacağımız kararlar ile geleceğimiz için belki bir nebze umut suları serpmiş oluruz.
Gel bakalım dedik; geldi. Geldi de eteğinde taşlar dökülünce inanın belimizi başımızı büktü. Gerek asgari ücret ve gerekse ücretlere yapılan artışlar ocak ayı içinde uçup gitti. Alınacak farklar daha cebe girmeden buharlaşıverdi. Küçük de olsa sevincimiz kursağımızda kaldı. Elektriğe doğalgaza ve akaryakıta yapılan zamlar, bir anda şoke etti insanları. İçki ve tütün ürünlerine yapılan zamlar ile devletin daha çok kazanacağı hesabı yapılırken satışların azalmasıyla kasaya daha az para girdiğinin farkına varamadılar. İğneden ipliğe gelen zamlarla tüketim zorunlu olarak azalacağından bunlardan gelecek kazançlarda haliyle düştü. Daha da önemlisi içki zamları kaçak üretime yöneltti insanları. Sigara zamlarından sonra kaçak tütün içenler çoğaldı. Çevremizde tütün mamulü dükkanlar mantar gibi çoğalıverdi. Tütünle ilgili bir toplantıda sigara içme yasakları başladığından beri içenlerin azaldığı raporları vardı. Oysa satışlar azalmıştı ama kaçak tütün içenlerin çoğaldığı da bilinen gerçekler arasındadır. Hatta bizim fabrikalarda bir komşu adına üretilen sigaraların daha ucuza satıldığı da söylenmekteydi. Bütün bunların ışığında zam yapmak çözüm değil, zam ile sorunları çözmek ise hiç mümkün değil sanıyorum.
Gel bakalım 2022. Gel. Yalnız insanlarımız iki yıla yakındır bu COVİD 19 belasından oldukça yıprandı. Yaşanan olumsuzluklar sonrasında per perişan oldu. Biz bu durumun bu yıl bertaraf edileceğini umarken OMİCRON adıyla yeniden saldırıya geçtiği haberleriyle sarsılıyoruz. Yeniden sert tedbirlerin gelmemesi için bizlerin kurallara daha sıkı uymamız gerekmektedir. İyi-kötü açık olan okullarımızın kapanmasına fırsat tanımayalım. İş yerlerimizin kapanmaması için gereken önlemleri alalım.
En başta sağlık bakanlığımızın önerdiği önlemleri almaya devam edelim.. Maske-mesafe ve hijyeni belli bir süre daha uygulamayı bırakmayalım. Ve bunlara destek olarak AŞI olmayı asla ihmal etmeyelim. Bazı insanların aşıya karşı çıkmalarına hala bir anlam veremiyorum. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Bilim adamlarımızın gece gündüz emek verdiği AŞI olmaktan neden geri duruyoruz inanın çözemiyorum.
Gel bakalım 2022. Gel. Sen ötekilere uyma. Güzelliklerle sağlıkla umutla gel ülkeme, dünyaya. Biz de seni iyiliklerinle anımsayalım gelecek yıllarda.
 
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde; “gazeteciyim diye geçinenlerin değil, gazetecilik ile geçinen, doğru özgür haber yapan emektar gazetecilerin günü kutlu olsun...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.