Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

GEREKSİZ

Ben hariçten gazel okumaya devam edeceğim. Nasıl ki başkaları bu konularla ilgili fikirlerini söylüyor, ben de aklıma geliveren birkaç cümleyi söylemeden duramayacağım. Babam demokrat bir fikre sahip bir insandı. Ama doğrulardan yana olmayı son dakikalarına kadar sürdürdü (hepsini rahmetle anıyorum). Ben de ondan aldığım terbiye, örf adet ve yaşam tarzı bilgilerimle iyi kötü bu yolda yürümeye devam ettim. Ama son yaşananlar bardağı taşırmaya devam ediyor. Yukarıdakilerin yaptıkları aklımıza zarar veriyor. Hani derler ya “filler tepişir çimenler ezilir” diye. İşte tam bize uyan söz bu işte. Siyaset bulaşıcıdır. Bir kere koltuk kıçınıza değdiyse ila nihaye vazgeçemezsiniz. Ben siyasetçiler arasında nadir gördüm, kenara çekileni. Onu da rahmetle anayım. Erdal İNÖNÜ, baktı gördü “siyaset bana göre değil” diyerek ayrılıverdi. Burada siyasetçileri töhmet altında bırakmak istemem. Ama doğru siyaset yapılması gerek. Ve bu ülkenin okumuş, kültürlü, bilgili ileri düşünceli insanlara ve onların siyaset yapmasına büyük ihtiyacı var. Geçmişte siyasetle uğraşanlar genellikle şehrin esnafı, tüccarı idi. Devlet memurları, öğrenciler, askerler, akademisyenler ve üst düzey bürokratlar siyaset yapamazlardı. Yasaktı. O nedenle seviyede zaman zaman düşüklükler olmaktaydı. İlkokul mezunu bir çok siyasetçi tanımaktayım. Onları hor-hakir görmüyorum ama kültürlü insanların ufkunun daha geniş olacağı kanısındayım. Neyse gelelim CeHaPe’ye. ATATÜRK’ün kurduğu bu parti şu günlerde büyük sancı yaşıyor. Ve yaşanan bu sürecin müsebbibleri hepsi okumuş kültürlü insanlar. Bizim mahalledeki, hani o ilkokul mezunu dediğimiz insanlar kadar bile düşünmüyorlar. Yahu sonda söyleyeceğimi şimdi söylüyorum. Hepiniz şu an partiye büyük zarar vermektesiniz. Başka partilerin vereceği zarardan daha fazlasını vermektesiniz. Bir susun, bir durun, düşünün. Sağduyuyla hareket edin ey solcular. Hemzemin geçitlerde uyarı levhası şöyle yazar. Dur, bak-dinle, geç.. Siz hiç birini yapmıyorsunuz. O halde hepiniz kenara gelin. Taze, düzgün ve genç beyinler gelsinler o mevkilere. 9 kere seçim kaybedenler ile yeni kaybetmeye başlayanlar biraz geri dursunlar. Bu partinin iç işlerine GÖKÇEK bile karışıyorsa artık o işten hayır gelmez. “Kendi başını deremeyen gelin başı deriyor” derler ya tam o misal o şahısta yaşamını bu partinin iç işlerine adamış gibi ağzını açmadan duramıyor. Sayın İNCE’ye parti kur diye akıl veriyor. Ey Müslüman asıl sen bir parti kursan daha iyi edersin. Liderliğe yakışıyorsun. Çevren var, eh az-çok da paran var. Şu an tam senin harcın. Kur partiyi vallahi 10'u sen de geçersin. 25 yıl başkanlık yapmış kişiye lider olmakta yakışır. Bir de yeni bir laf çıkardı. Yerel seçimlerde KK.yi düşürmek için seçmenler oy kullanmayacaklarmış. Hani olmaz değil ama seçmenler siz kadar düşünceli değillerdir sanırım. Yine de siz benim dediğimi bir düşünün. Şimdi; akıl vermek değil ama düşüncelerimi ifade etmeye çalışayım. Bana göre hem KILIÇDAROĞLU ve hem de İNCE büyük yanlış içindeler. İlk eleştirim. İki kişi yan yana gelemiyorlarmış gibi bütün yaptıklarını-yapacaklarını medya üzerinden tartışıyorlar. Be insanlar oturun adam gibi konuşun, tartışın, doğruları bulmaya yönelin. Yapmıyorsunuz. yapamıyorsunuz. O nedenle bu partiye en çok zarar veren iki kişisiniz. Bunu bilin ve artık bir yerde dur deyin. Bu parti şu an sancılar içinde kıvranıyor. Olağanüstü genel kurul isteniyor. Kuralları herkes biliyor. Günlerdir bu konu sakız gibi dillerde. Düşmanlar gülüyor. Tırnak ovuşturuyorlar. Biz görüyoruz da siz niye görmüyorsunuz. Artık yaptığınız hatalardan dönün. Doğrular üzerinde çalışın. Halk bu yapılanlardan son derce tedirgin. 24 Haziran’dan bu güne gelecek için atılmış pozitif bir adım yok. Diğer partiler yerel seçimler için harıl harıl çalışıyor ama bu parti hala sayılarla uğraşıyor. 24 Haziran tam anlamıyla irdelendi mi?.. Hatalar konuşulup nasıl giderileceği yönünde çözümler üretildi mi?.. Adaylar üzerinde çalışmalar yapıldı mı?.. Herkes kendini düşünüyor. Kimi ben İstanbul’a adayım, kimi şuraya adayım diye beyanatlar veriyor. Ama asıl sancının giderilmesi için adımlar eksik kalıyor. Böyle giderse önceden kazanılmış belediyelerde bile hüsran yaşanabilir. Kolay değil. “Şuraya kimi aday yaparsak yapalım banko kazanırız” demek. Çalışan kazanıyor. Oturanlar ya da oturdukların yerlerden ahkam kesenler değil. Artık eğri oturup doğru düşünmek gerek. Bu saatten sonra ne KILIÇDAROĞLU ne de İNCE bu partiye liderlik yapamazlar. Yeni yüzlerin ortaya çıkması ve “sen sus, sen dur” deyip dümeni ele alması önemlidir. Yıllardır yakından izlediğim bu parti içinde kurultay yapılsa bile kaybedenler rota değiştirebilirler. Tecrübelerim böyle diyor. Zaten doğurgan olan bu parti yeni doğumlar yaşayabilir. Sonuç itibariyle bizim söylemlerimiz sadece bizi bağlar. Nacizane birkaç cümle ile hem içimdekileri ve hem de kamuoyunda dillenmeleri dile getirmeye çalıştım. Söz-yetki-karar partinin ve onun üyelerinindir. Ne derlerse desinler kabuldür diyelim. Ama biraz da bizleri ya da geleceğimizi çocuklarımızı-torunlarımızı düşünsünler. Elbette bu sorunlar çözülmezse yaşamın sonu değil. Ama çözülürse daha güzel yaşam ortamları geleceği aşikardır.
Ekleme Tarihi: 07 Ağustos 2018 - Salı

GEREKSİZ

Ben hariçten gazel okumaya devam edeceğim. Nasıl ki başkaları bu konularla ilgili fikirlerini söylüyor, ben de aklıma geliveren birkaç cümleyi söylemeden duramayacağım. Babam demokrat bir fikre sahip bir insandı. Ama doğrulardan yana olmayı son dakikalarına kadar sürdürdü (hepsini rahmetle anıyorum). Ben de ondan aldığım terbiye, örf adet ve yaşam tarzı bilgilerimle iyi kötü bu yolda yürümeye devam ettim. Ama son yaşananlar bardağı taşırmaya devam ediyor. Yukarıdakilerin yaptıkları aklımıza zarar veriyor. Hani derler ya “filler tepişir çimenler ezilir” diye. İşte tam bize uyan söz bu işte.
Siyaset bulaşıcıdır. Bir kere koltuk kıçınıza değdiyse ila nihaye vazgeçemezsiniz. Ben siyasetçiler arasında nadir gördüm, kenara çekileni. Onu da rahmetle anayım. Erdal İNÖNÜ, baktı gördü “siyaset bana göre değil” diyerek ayrılıverdi. Burada siyasetçileri töhmet altında bırakmak istemem.
Ama doğru siyaset yapılması gerek. Ve bu ülkenin okumuş, kültürlü, bilgili ileri düşünceli insanlara ve onların siyaset yapmasına büyük ihtiyacı var. Geçmişte siyasetle uğraşanlar genellikle şehrin esnafı, tüccarı idi. Devlet memurları, öğrenciler, askerler, akademisyenler ve üst düzey bürokratlar siyaset yapamazlardı. Yasaktı. O nedenle seviyede zaman zaman düşüklükler olmaktaydı. İlkokul mezunu bir çok siyasetçi tanımaktayım. Onları hor-hakir görmüyorum ama kültürlü insanların ufkunun daha geniş olacağı kanısındayım.
Neyse gelelim CeHaPe’ye. ATATÜRK’ün kurduğu bu parti şu günlerde büyük sancı yaşıyor. Ve yaşanan bu sürecin müsebbibleri hepsi okumuş kültürlü insanlar. Bizim mahalledeki, hani o ilkokul mezunu dediğimiz insanlar kadar bile düşünmüyorlar. Yahu sonda söyleyeceğimi şimdi söylüyorum. Hepiniz şu an partiye büyük zarar vermektesiniz. Başka partilerin vereceği zarardan daha fazlasını vermektesiniz. Bir susun, bir durun, düşünün. Sağduyuyla hareket edin ey solcular. Hemzemin geçitlerde uyarı levhası şöyle yazar. Dur, bak-dinle, geç.. Siz hiç birini yapmıyorsunuz. O halde hepiniz kenara gelin. Taze, düzgün ve genç beyinler gelsinler o mevkilere.
9 kere seçim kaybedenler ile yeni kaybetmeye başlayanlar biraz geri dursunlar. Bu partinin iç işlerine GÖKÇEK bile karışıyorsa artık o işten hayır gelmez. “Kendi başını deremeyen gelin başı deriyor” derler ya tam o misal o şahısta yaşamını bu partinin iç işlerine adamış gibi ağzını açmadan duramıyor. Sayın İNCE’ye parti kur diye akıl veriyor. Ey Müslüman asıl sen bir parti kursan daha iyi edersin. Liderliğe yakışıyorsun. Çevren var, eh az-çok da paran var. Şu an tam senin harcın. Kur partiyi vallahi 10'u sen de geçersin. 25 yıl başkanlık yapmış kişiye lider olmakta yakışır. Bir de yeni bir laf çıkardı. Yerel seçimlerde KK.yi düşürmek için seçmenler oy kullanmayacaklarmış. Hani olmaz değil ama seçmenler siz kadar düşünceli değillerdir sanırım. Yine de siz benim dediğimi bir düşünün.
Şimdi; akıl vermek değil ama düşüncelerimi ifade etmeye çalışayım. Bana göre hem KILIÇDAROĞLU ve hem de İNCE büyük yanlış içindeler. İlk eleştirim. İki kişi yan yana gelemiyorlarmış gibi bütün yaptıklarını-yapacaklarını medya üzerinden tartışıyorlar. Be insanlar oturun adam gibi konuşun, tartışın, doğruları bulmaya yönelin. Yapmıyorsunuz. yapamıyorsunuz. O nedenle bu partiye en çok zarar veren iki kişisiniz. Bunu bilin ve artık bir yerde dur deyin. Bu parti şu an sancılar içinde kıvranıyor.
Olağanüstü genel kurul isteniyor. Kuralları herkes biliyor. Günlerdir bu konu sakız gibi dillerde. Düşmanlar gülüyor. Tırnak ovuşturuyorlar. Biz görüyoruz da siz niye görmüyorsunuz. Artık yaptığınız hatalardan dönün. Doğrular üzerinde çalışın. Halk bu yapılanlardan son derce tedirgin.
24 Haziran’dan bu güne gelecek için atılmış pozitif bir adım yok. Diğer partiler yerel seçimler için harıl harıl çalışıyor ama bu parti hala sayılarla uğraşıyor. 24 Haziran tam anlamıyla irdelendi mi?.. Hatalar konuşulup nasıl giderileceği yönünde çözümler üretildi mi?.. Adaylar üzerinde çalışmalar yapıldı mı?.. Herkes kendini düşünüyor. Kimi ben İstanbul’a adayım, kimi şuraya adayım diye beyanatlar veriyor. Ama asıl sancının giderilmesi için adımlar eksik kalıyor.
Böyle giderse önceden kazanılmış belediyelerde bile hüsran yaşanabilir. Kolay değil. “Şuraya kimi aday yaparsak yapalım banko kazanırız” demek. Çalışan kazanıyor. Oturanlar ya da oturdukların yerlerden ahkam kesenler değil.
Artık eğri oturup doğru düşünmek gerek. Bu saatten sonra ne KILIÇDAROĞLU ne de İNCE bu partiye liderlik yapamazlar. Yeni yüzlerin ortaya çıkması ve “sen sus, sen dur” deyip dümeni ele alması önemlidir. Yıllardır yakından izlediğim bu parti içinde kurultay yapılsa bile kaybedenler rota değiştirebilirler. Tecrübelerim böyle diyor. Zaten doğurgan olan bu parti yeni doğumlar yaşayabilir.
Sonuç itibariyle bizim söylemlerimiz sadece bizi bağlar. Nacizane birkaç cümle ile hem içimdekileri ve hem de kamuoyunda dillenmeleri dile getirmeye çalıştım. Söz-yetki-karar partinin ve onun üyelerinindir. Ne derlerse desinler kabuldür diyelim. Ama biraz da bizleri ya da geleceğimizi çocuklarımızı-torunlarımızı düşünsünler.
Elbette bu sorunlar çözülmezse yaşamın sonu değil. Ama çözülürse daha güzel yaşam ortamları geleceği aşikardır.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.