A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

GEZDİKÇE

Yaz mevsimi gelir gelmez herkeste bir gezi planı tasarımları yapılmaktadır. Bizim de böyle planlamalarımız oldu. İlk olarak mayıs ayının ilk haftası mezun olduğumuz Gökçeada Atatürk Öğretmen okulunun bulunduğu adaya, GÖKÇEADA’ya gezi düzenlendi ve biz de katıldık. Üç gün süren bu ziyaret sırasında yaklaşık 400 adalı arkadaşlarla adayı baştan sona neredeyse tavaf ettik. Bize bu gezide büyük destek veren Gökçeada Belediye Başkanı Sayın Bülent Ecevit ATALAY’a ve personeline teşekkür ederek başlayayım. Katkılarıyla gezimizi taçlandırdılar. Bu gezi ve daha öncesinde öğretim gördüğümüz okulumuzun yıkılmış olması ve artık öğretmen yetiştiren bir kurum olarak katkı sunamamış olması tüm gezi ailesini baştan sona etkiledi. Herkes bu durumun ne kadar yanlış ve tehlikeli olduğu kanısına vardı. Her ne kadar okulun yerine yeni binalar kondurulmuş ise de Gökçeada ATATÜRK Öğretmen okulunun yerini tutmayacağı genel kanı olarak insanlar belleklerine yerleşti. Ada bizim öğretim gördüğümüz yıllara göre daha bir betonlaşmış, nüfus artmış ve yaşam oldukça zor koşullara bağlanmış durumdaydı. O bakir ada yerini turizm adına beton yığınlarına bırakmıştı. Oteller biz 400 kişinin konaklamasına yeterli olacak değildi. Keza gala yemeği için bile 4 restoran birleşerek bizlere hizmet sunabildiler. Bir de Çanakkale’ye ulaşımı sağlayan GESTAŞ’ta artık işi iyice ticarete dökmüş. Önceleri hem boğaz ve hem de adaya tek bilet alırken şimdi her ikisine ayrı ücret almaya başlayarak turizme bir anlamada ket vurmuş durumdaydı. Gerçekte bizim ulaşımımızı sayın belediye başkanının katkılarıyla ücret ödemeden gerçekleştirdik ama diğer ulaşımcılar için oldukça külfetli bir durum söz konusuydu. Gökçeada Mezunlar Derneği’nin 25. gezi düzenlemesi daha doğrusu “Büyük BULUŞMA” olarak isimlendirilen organizasyonlarından birini daha gerçekleştirmenin ve de yıllardır görmediğimiz, buluşamadığımız okul ve sınıf arkadaşlarıyla buluşmanın keyfini yaşadık. Onlara da tüm yöneticilere de teşekkürlerimi sunarım. Tabi bu kısa gezi bizi tatmin etmedi ve çocukluk arkadaşım sevgili Vedat Sümercan’ın Karareis’te olan yazlığına gitmekte nasip oldu. Buraya onun aldığı tarihten bu gün yılda 10 günlük bir dinlence tertip ediyoruz. Arlıksız 25 yıldır MERCANKOY sitesinde yaptığımız bu tatiller süresince artık biz de site sakini olarak bilinmekteyiz. Ama bu kez giderken yolda ve siteden gördüğüm manzara beni çok tedirgin etti. Yoldayken havada uçak ve helikopterlerin uçtuğunu görünce heyecanlandım. Siteye ulaştığımızda Gerence Körfezi’nin öte yakasından gökyüzüne ulaşan dumanlar bizleri ziyadesiyle üzmüştü. Üstüne üstlük elektrikler de kesilmişti. Sanki Kerbela’ya gelmiş gibiydik. Yanımızda getirdiğimiz yiyeceklerin korunması zorlaşmaktaydı. Telefonlardan çevredeki olayları öğrenmeye çalıştık. Yangın İldırı yöresindeydi. Sonra edrafa hızlıca yayıldığını hissettik. Gece oradan sızan ışıklar bizi daha da büyük üzüntüye ulaştırdı.. Ve ne yazık ki her yıl sanki rutine bağlanmış gibi olan bu yangınlar için yönetenlere bir yığın olumsuz cümleler söyledik içimizden. Bu kader olmamalıydı. Tedbirler önceden alınıp bu güzelim TURİZM beldeleri karamsarlığa itilmemeliydi. Bu yangınların geçen yıllarda Manavgat, Marmaris, Çeşme ve diğer turizm bölgelerinde çıktığı bilinmekte iken niye daha etkin önlemlerin alınmadığına dair içimizde bir çok sorular yaratmaktadır. Artık buna ve sonrasındakilere yeniden şahit olmamak için bir şeyler yapmalı yapılmalı. Ciğerlerimizin yanmasına müsaade etmemeli, tabiatı korumalı kollamalıyız. Tabiki bu sadece yukarıdan beklenecek bir durum değil. Bizlerin de üzerine düşen daha etkili yöntemler var. Ormana yakın yerlerde piknik yaparken ateş yakmamalıyız. Araçlarla seyahatlerimizde sigara izmaritlerini camdan dışarıya atmamalıyız. Cam şişeleri kırıp yol kenarlarına atmamalıyız. Bunlar benim ilk aklıma geliverenler. İnanıyorum ki sizler daha sağlıklı düşünerek daha güzel önlemelere imza atabilirsiniz. Yangın söndürme uçakları ve helikopter sayıları çoğaltılabilir, yangın söndürme ekipleri daha bilinçli ve daha donanımlı hale getirilebilir. Ormanlık alanların araları belli ölçülerde açılabilir Unutmayalım ki ormanlar sadece bizlerin değil tüm canlıların yuvası, vatanıdır. Sanmayın ki orada yanan sadece ağaçlar değil; orada yaşamını sürdüren binlerce yüzbinlerce canlı da zarar görmekte ve yaşamdan uzaklaşmaktadır. Gezdikçe neler görüyoruz neler. İşte bu son gezimizde de yanan ormanlarımızı seyrettik ama ona bir kova su döküp söndürmesine katılamadık. O yüzden çok üzgünüm. Artık ne yapmanız gerektiğini sizler daha iyi biliyorsunuz. Üzerinize düşen görevlerde geri durmayacağınızı umuyorum. Bu vatan bizim, bu vatanda yaşayacak olan bizlerin çocukları, torunları. Onlara daha yaşanabilir bir ülke bırakabilmeyi hedeflemek de hepimizin görevidir. Yapacağınız dinlence ve gezilerin daha verimli ve güzel olması dileğiyle YEŞİLİ SEV ORMANI KORU diyorum.
Ekleme Tarihi: 23 Temmuz 2025 -Çarşamba

GEZDİKÇE

Yaz mevsimi gelir gelmez herkeste bir gezi planı tasarımları yapılmaktadır. Bizim de böyle planlamalarımız oldu. İlk olarak mayıs ayının ilk haftası mezun olduğumuz Gökçeada Atatürk Öğretmen okulunun bulunduğu adaya, GÖKÇEADA’ya gezi düzenlendi ve biz de katıldık. Üç gün süren bu ziyaret sırasında yaklaşık 400 adalı arkadaşlarla adayı baştan sona neredeyse tavaf ettik. Bize bu gezide büyük destek veren Gökçeada Belediye Başkanı Sayın Bülent Ecevit ATALAY’a ve personeline teşekkür ederek başlayayım. Katkılarıyla gezimizi taçlandırdılar.
Bu gezi ve daha öncesinde öğretim gördüğümüz okulumuzun yıkılmış olması ve artık öğretmen yetiştiren bir kurum olarak katkı sunamamış olması tüm gezi ailesini baştan sona etkiledi. Herkes bu durumun ne kadar yanlış ve tehlikeli olduğu kanısına vardı. Her ne kadar okulun yerine yeni binalar kondurulmuş ise de Gökçeada ATATÜRK Öğretmen okulunun yerini tutmayacağı genel kanı olarak insanlar belleklerine yerleşti.
Ada bizim öğretim gördüğümüz yıllara göre daha bir betonlaşmış, nüfus artmış ve yaşam oldukça zor koşullara bağlanmış durumdaydı. O bakir ada yerini turizm adına beton yığınlarına bırakmıştı. Oteller biz 400 kişinin konaklamasına yeterli olacak değildi. Keza gala yemeği için bile 4 restoran birleşerek bizlere hizmet sunabildiler. Bir de Çanakkale’ye ulaşımı sağlayan GESTAŞ’ta artık işi iyice ticarete dökmüş. Önceleri hem boğaz ve hem de adaya tek bilet alırken şimdi her ikisine ayrı ücret almaya başlayarak turizme bir anlamada ket vurmuş durumdaydı. Gerçekte bizim ulaşımımızı sayın belediye başkanının katkılarıyla ücret ödemeden gerçekleştirdik ama diğer ulaşımcılar için oldukça külfetli bir durum söz konusuydu.
Gökçeada Mezunlar Derneği’nin 25. gezi düzenlemesi daha doğrusu “Büyük BULUŞMA” olarak isimlendirilen organizasyonlarından birini daha gerçekleştirmenin ve de yıllardır görmediğimiz, buluşamadığımız okul ve sınıf arkadaşlarıyla buluşmanın keyfini yaşadık. Onlara da tüm yöneticilere de teşekkürlerimi sunarım.
Tabi bu kısa gezi bizi tatmin etmedi ve çocukluk arkadaşım sevgili Vedat Sümercan’ın Karareis’te olan yazlığına gitmekte nasip oldu. Buraya onun aldığı tarihten bu gün yılda 10 günlük bir dinlence tertip ediyoruz. Arlıksız 25 yıldır MERCANKOY sitesinde yaptığımız bu tatiller süresince artık biz de site sakini olarak bilinmekteyiz.
Ama bu kez giderken yolda ve siteden gördüğüm manzara beni çok tedirgin etti. Yoldayken havada uçak ve helikopterlerin uçtuğunu görünce heyecanlandım. Siteye ulaştığımızda Gerence Körfezi’nin öte yakasından gökyüzüne ulaşan dumanlar bizleri ziyadesiyle üzmüştü. Üstüne üstlük elektrikler de kesilmişti. Sanki Kerbela’ya gelmiş gibiydik. Yanımızda getirdiğimiz yiyeceklerin korunması zorlaşmaktaydı. Telefonlardan çevredeki olayları öğrenmeye çalıştık. Yangın İldırı yöresindeydi. Sonra edrafa hızlıca yayıldığını hissettik. Gece oradan sızan ışıklar bizi daha da büyük üzüntüye ulaştırdı.. Ve ne yazık ki her yıl sanki rutine bağlanmış gibi olan bu yangınlar için yönetenlere bir yığın olumsuz cümleler söyledik içimizden. Bu kader olmamalıydı. Tedbirler önceden alınıp bu güzelim TURİZM beldeleri karamsarlığa itilmemeliydi.
Bu yangınların geçen yıllarda Manavgat, Marmaris, Çeşme ve diğer turizm bölgelerinde çıktığı bilinmekte iken niye daha etkin önlemlerin alınmadığına dair içimizde bir çok sorular yaratmaktadır. Artık buna ve sonrasındakilere yeniden şahit olmamak için bir şeyler yapmalı yapılmalı. Ciğerlerimizin yanmasına müsaade etmemeli, tabiatı korumalı kollamalıyız.
Tabiki bu sadece yukarıdan beklenecek bir durum değil. Bizlerin de üzerine düşen daha etkili yöntemler var. Ormana yakın yerlerde piknik yaparken ateş yakmamalıyız. Araçlarla seyahatlerimizde sigara izmaritlerini camdan dışarıya atmamalıyız. Cam şişeleri kırıp yol kenarlarına atmamalıyız. Bunlar benim ilk aklıma geliverenler. İnanıyorum ki sizler daha sağlıklı düşünerek daha güzel önlemelere imza atabilirsiniz. Yangın söndürme uçakları ve helikopter sayıları çoğaltılabilir, yangın söndürme ekipleri daha bilinçli ve daha donanımlı hale getirilebilir. Ormanlık alanların araları belli ölçülerde açılabilir
Unutmayalım ki ormanlar sadece bizlerin değil tüm canlıların yuvası, vatanıdır. Sanmayın ki orada yanan sadece ağaçlar değil; orada yaşamını sürdüren binlerce yüzbinlerce canlı da zarar görmekte ve yaşamdan uzaklaşmaktadır.
Gezdikçe neler görüyoruz neler. İşte bu son gezimizde de yanan ormanlarımızı seyrettik ama ona bir kova su döküp söndürmesine katılamadık. O yüzden çok üzgünüm.
Artık ne yapmanız gerektiğini sizler daha iyi biliyorsunuz. Üzerinize düşen görevlerde geri durmayacağınızı umuyorum. Bu vatan bizim, bu vatanda yaşayacak olan bizlerin çocukları, torunları. Onlara daha yaşanabilir bir ülke bırakabilmeyi hedeflemek de hepimizin görevidir.
Yapacağınız dinlence ve gezilerin daha verimli ve güzel olması dileğiyle YEŞİLİ SEV ORMANI KORU diyorum.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şaban KURULTAY.
(23.07.2025 19:37 - #721)
Sanki güzel giden ne varki. Umutsuz ve korkusuz yaşamıyan varmı ki. bizde düşüncesiz ve üzüntüsüz yaşayalım.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Savaş Doğrusöz....
(24.07.2025 07:06 - #722)
Katılıyorum....
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.