Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

HAYDİ SEÇMENLER SANDIĞA

Neticesini 14 Mayıs’ta alamadığımız CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi için ikinci kez sandığa gidiyoruz. 28 Mayıs’ta bu ülkenin vatandaşı işini gücünü bir kenara bırakıp sandıklara giderek oyunu kullanmalı. Hiç kimse “adam sende” dememeli ya da vurdumduymazlık yapmamalı. Bu ülkede yaşıyorsan mutlaka oyunu kullanmalısın. Bakınız yurt dışında yaşayan milyonlarca yurttaşımız bile oylarını kullanmak için sandık başına koşmaktalar. Bazı durumlarda da kilometrelerce yol giderek oy kullanmaktalar. Elbette bütün insanlarımızın olanakları oy kullanmaya el vermeyebilir. Bizim dediğimiz mazeretsiz olarak oyunu kullanmayanlaradır. Eğri oturup doğru düşünmek gerek. Yurdumuzun en uzak köşesinden bir başka köşesine giderek oy kullanmak zordur. Hele hele günümüzdeki ulaşım fiyatları buna imkan vermemektedir.. Üniversiteler şu günlerde ne yazık ki  düzenli öğretim yapamıyor. Yaşanan depremler dolayısıyla eğitime ara verilmiş olması, eğitimin yeniden yüz yüze başlaması öğrencilerimizi ziyadesiyle zora sokmuştur. Yaşanan bu olumsuzluklar neticesinde seçmen olan öğrenciler memleketlerine mi gitsinler yoksa okullarına mı dönsünler bir karara varamamışlardır. Şimdi cüzdan ile vijdan arasında kalıp oy kullanamayacakların sayısı oldukça çoğalacaktır. Bu gün için çözüm görünmüyorsa da gelecekte bu duruma da bir çözüm mutlaka bulunur diye düşünüyorum. Evet pazara seçim var ve ilk turda en çok oy alan iki aday bu kez başabaş yarışacak. Kullanılan oyların yarıdan bir fazlasını alan aday önümüzdeki dönemin CUMHURBAŞKANI olacak. Çeşitli senaryolar yapılagelmektedir. İnanıyrum ki halkımız geçen seçimde gösterdiği sağduyuyu bu kez de gösterir ve olaysız, sorunsuz bir seçim daha atlatırız. Tek isteğimiz ADAY’ların söylemleri yumuşak eleştirileri yapıcı olsun. Kimse kimseyi incitmesin. Biz 85 milyon olarak bu ülkede yaşamak zorundayız. Yüzyıllardır sağladığımız birliktelik daha nice yüzyıllar sürmelidir. Spor müsabakalarında söylendiği gibi bu maç iki basamaklı oldu. Birincisinde netice alınamadı ve şimdi ikinci basamak için sandıklara gidilecek. İlk maçın sonucu ne çıkmışsa her şey ikinci maça kalmış durumda. 28 Mayıs’ta artık ne çıkarsa çıksın kabulümüzdür. Unutmayalım ki seçim ne kadar önemliyse hepimiz için geçim de önemlidir. Fırsatçılar seçim arasında denetimlerin sıkı yapılamamasından yararlanıp Allah ne verdiyse fiyatları arş-ı alaya çıkarıverdiler. Bütün dikkatlerin üzerinde olduğu SOĞAN on liraya düştü ama Allahın bir simidi de yedi liraya çıkıverdi. Neredeyse iki-üç ısırıkla bitireceğimiz, tek başına karın doyurmayacak olan simit ne yazık ki yedi lira. Yarım litre su beş lira. Aman Allahım daha neler neler göreceğiz. Su dedim de aklımdan çıkmıyor. Uzun zamandır barajlarımız dolamadı. Korkarım bu yaz biraz sıkıntı çekeceğiz.. Susuzluk ülkemizin her şeyini tehdit eder durumda. Tarım için olmazsa olmaz suyumuzu idareli kullanmalıyız. Boşa akan her damla su geleceğimizi karanlıklara götürmektedir. Seçime dönecek olursak, adaylar seçim propagandalarını en hızlı şekilde yapmaktadırlar. Temasını terör üzerine kurarak rakibi yenmeye çalışan, konuyu sığınmacılara getirip geri göndermeyi amaçlayan adaylar var. Ekonomiyi öne getirip mutfaktan vurmaya çalışan da var. Demirel rahmetlinin sözü aklıma geliverdi; “Tencere hükümet düşürür” derdi muhterem. Ben kendi adıma sığınmacıların artık ülkelerine dönmeleri konusu tarafındayım. Yaşanan savaş ve yıkımlardan sonra kabullendiğimiz sığınmacıları yıllardır misafirimiz olarak kabullendik. Yemedik yedirdik, içmedik içirdik. Elbette ulus olarak misafirperveriz ve öylede yaptık. Ama nereye kadar. Bu durum bir noktada bitmeli. Vatan denen o kutsal toprak onlar için de kutsallığını korumalı. Buraya geldikleri günden itibaren zaman zaman içimiz sızlasa da artık bizde de dayanma gücü azaldı. Yani deprem felaketinde bile çok zorlandık. Fakire fukaraya düşküne yardım eden bizler yardıma muhtaç duruma geldik. Bir çoğunuz gözlüyorsunuzdur. Ülkemize gelen sığınmacılar doğal olarak ilk geldiklerinde çöp toplama işine giriştiler. Sermayesiz, kolay ve oldukça iyi gelir getiren bir faaliyetti. İlk günlerde ellerine büyükçe bir çuval, ayakları yalın; mahalle mahalle dolaşıp konteynırlardan değerlenebilecek artıkları toplayıp satıyorlar, ekmek paralarını çıkartıyorlardı. Sonra iki tekerli büyük çuvallar yerleştirilmiş arabalara döndüler. Zamanla dört tekerli oldu bu arabalar. Şimdilerde motorize olarak devam etmektedirler. Gece gündüz biteviye turlamaktalar. Gece dolaşanların kafalarında madenci lambası. Bir çoğunda artık telefon bile var. Yaş sınırı yok, küçüğünden büyüğüne çöpteler. Vallahi çözüm bulunmazsa ilerki günlerde tırlarla dolaşırlarsa şaşmayasınız. Yanlışları da çok. Bir kere çocukları çalıştırıyorlar. İkincisi hijyene asla dikkat etmiyorlar. Üçüncüsü çöp poşetlerini yırtıp içindeki yararlı olanları alarak diğerlerini gelişigüzel ortaya bırakıyorlar. Sinek ve sivrisineklere davetiye çıkarıyorlar. Konteynırları gelişigüzel bırakıyorlar. Araçlarını trafiğe uygun olarak değil ama istedikleri gibi sürüyorlar. Trafikte karmaşa yaratıyorlar. Bütün bu olumsuzluklar artık onların ülkelerine dönmek için uygun durumlar. Kısacası bize zarar veriyorlar. Elbette bunlarla sınırlı değil. Belki farkındasınızdır. Bir çok işveren bu sığınmacıların işgücünden daha ucuz yararlandıkları için “onlar giderse çalışacak işçi bulamazsınız” diye söylemlerde bulunanlar bile bulunmaktaydı. Sonuç olarak bana kalırsa artık GİTSİNLER. Misafirin fazla kalanı bütçeye zarardır. Diyelim ve bu pazar sandıklara gidip vatandaşlık görevimizi yapalım. Ülkemiz için iyi şeyler olsun... HAYDİ SEÇMENLER SANDIĞA!
Ekleme Tarihi: 23 Mayıs 2023 - Salı

HAYDİ SEÇMENLER SANDIĞA

Neticesini 14 Mayıs’ta alamadığımız CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi için ikinci kez sandığa gidiyoruz. 28 Mayıs’ta bu ülkenin vatandaşı işini gücünü bir kenara bırakıp sandıklara giderek oyunu kullanmalı. Hiç kimse “adam sende” dememeli ya da vurdumduymazlık yapmamalı. Bu ülkede yaşıyorsan mutlaka oyunu kullanmalısın. Bakınız yurt dışında yaşayan milyonlarca yurttaşımız bile oylarını kullanmak için sandık başına koşmaktalar. Bazı durumlarda da kilometrelerce yol giderek oy kullanmaktalar. Elbette bütün insanlarımızın olanakları oy kullanmaya el vermeyebilir. Bizim dediğimiz mazeretsiz olarak oyunu kullanmayanlaradır. Eğri oturup doğru düşünmek gerek. Yurdumuzun en uzak köşesinden bir başka köşesine giderek oy kullanmak zordur. Hele hele günümüzdeki ulaşım fiyatları buna imkan vermemektedir..
Üniversiteler şu günlerde ne yazık ki  düzenli öğretim yapamıyor.
Yaşanan depremler dolayısıyla eğitime ara verilmiş olması, eğitimin yeniden yüz yüze başlaması öğrencilerimizi ziyadesiyle zora sokmuştur. Yaşanan bu olumsuzluklar neticesinde seçmen olan öğrenciler memleketlerine mi gitsinler yoksa okullarına mı dönsünler bir karara varamamışlardır. Şimdi cüzdan ile vijdan arasında kalıp oy kullanamayacakların sayısı oldukça çoğalacaktır. Bu gün için çözüm görünmüyorsa da gelecekte bu duruma da bir çözüm mutlaka bulunur diye düşünüyorum.
Evet pazara seçim var ve ilk turda en çok oy alan iki aday bu kez başabaş yarışacak. Kullanılan oyların yarıdan bir fazlasını alan aday önümüzdeki dönemin CUMHURBAŞKANI olacak. Çeşitli senaryolar yapılagelmektedir. İnanıyrum ki halkımız geçen seçimde gösterdiği sağduyuyu bu kez de gösterir ve olaysız, sorunsuz bir seçim daha atlatırız.
Tek isteğimiz ADAY’ların söylemleri yumuşak eleştirileri yapıcı olsun. Kimse kimseyi incitmesin. Biz 85 milyon olarak bu ülkede yaşamak zorundayız. Yüzyıllardır sağladığımız birliktelik daha nice yüzyıllar sürmelidir.
Spor müsabakalarında söylendiği gibi bu maç iki basamaklı oldu. Birincisinde netice alınamadı ve şimdi ikinci basamak için sandıklara gidilecek. İlk maçın sonucu ne çıkmışsa her şey ikinci maça kalmış durumda. 28 Mayıs’ta artık ne çıkarsa çıksın kabulümüzdür.
Unutmayalım ki seçim ne kadar önemliyse hepimiz için geçim de önemlidir. Fırsatçılar seçim arasında denetimlerin sıkı yapılamamasından yararlanıp Allah ne verdiyse fiyatları arş-ı alaya çıkarıverdiler. Bütün dikkatlerin üzerinde olduğu SOĞAN on liraya düştü ama Allahın bir simidi de yedi liraya çıkıverdi. Neredeyse iki-üç ısırıkla bitireceğimiz, tek başına karın doyurmayacak olan simit ne yazık ki yedi lira. Yarım litre su beş lira. Aman Allahım daha neler neler göreceğiz. Su dedim de aklımdan çıkmıyor. Uzun zamandır barajlarımız dolamadı. Korkarım bu yaz biraz sıkıntı çekeceğiz.. Susuzluk ülkemizin her şeyini tehdit eder durumda. Tarım için olmazsa olmaz suyumuzu idareli kullanmalıyız. Boşa akan her damla su geleceğimizi karanlıklara götürmektedir.
Seçime dönecek olursak, adaylar seçim propagandalarını en hızlı şekilde yapmaktadırlar. Temasını terör üzerine kurarak rakibi yenmeye çalışan, konuyu sığınmacılara getirip geri göndermeyi amaçlayan adaylar var. Ekonomiyi öne getirip mutfaktan vurmaya çalışan da var. Demirel rahmetlinin sözü aklıma geliverdi; “Tencere hükümet düşürür” derdi muhterem.
Ben kendi adıma sığınmacıların artık ülkelerine dönmeleri konusu tarafındayım. Yaşanan savaş ve yıkımlardan sonra kabullendiğimiz sığınmacıları yıllardır misafirimiz olarak kabullendik. Yemedik yedirdik, içmedik içirdik. Elbette ulus olarak misafirperveriz ve öylede yaptık. Ama nereye kadar. Bu durum bir noktada bitmeli. Vatan denen o kutsal toprak onlar için de kutsallığını korumalı. Buraya geldikleri günden itibaren zaman zaman içimiz sızlasa da artık bizde de dayanma gücü azaldı. Yani deprem felaketinde bile çok zorlandık. Fakire fukaraya düşküne yardım eden bizler yardıma muhtaç duruma geldik.
Bir çoğunuz gözlüyorsunuzdur. Ülkemize gelen sığınmacılar doğal olarak ilk geldiklerinde çöp toplama işine giriştiler. Sermayesiz, kolay ve oldukça iyi gelir getiren bir faaliyetti. İlk günlerde ellerine büyükçe bir çuval, ayakları yalın; mahalle mahalle dolaşıp konteynırlardan değerlenebilecek artıkları toplayıp satıyorlar, ekmek paralarını çıkartıyorlardı. Sonra iki tekerli büyük çuvallar yerleştirilmiş arabalara döndüler. Zamanla dört tekerli oldu bu arabalar. Şimdilerde motorize olarak devam etmektedirler. Gece gündüz biteviye turlamaktalar. Gece dolaşanların kafalarında madenci lambası. Bir çoğunda artık telefon bile var. Yaş sınırı yok, küçüğünden büyüğüne çöpteler. Vallahi çözüm bulunmazsa ilerki günlerde tırlarla dolaşırlarsa şaşmayasınız. Yanlışları da çok. Bir kere çocukları çalıştırıyorlar. İkincisi hijyene asla dikkat etmiyorlar. Üçüncüsü çöp poşetlerini yırtıp içindeki yararlı olanları alarak diğerlerini gelişigüzel ortaya bırakıyorlar. Sinek ve sivrisineklere davetiye çıkarıyorlar. Konteynırları gelişigüzel bırakıyorlar. Araçlarını trafiğe uygun olarak değil ama istedikleri gibi sürüyorlar. Trafikte karmaşa yaratıyorlar. Bütün bu olumsuzluklar artık onların ülkelerine dönmek için uygun durumlar. Kısacası bize zarar veriyorlar. Elbette bunlarla sınırlı değil. Belki farkındasınızdır. Bir çok işveren bu sığınmacıların işgücünden daha ucuz yararlandıkları için “onlar giderse çalışacak işçi bulamazsınız” diye söylemlerde bulunanlar bile bulunmaktaydı.
Sonuç olarak bana kalırsa artık GİTSİNLER. Misafirin fazla kalanı bütçeye zarardır.
Diyelim ve bu pazar sandıklara gidip vatandaşlık görevimizi yapalım. Ülkemiz için iyi şeyler olsun... HAYDİ SEÇMENLER SANDIĞA!
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.