Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

İKİ KONU

Değerli okurlar, bu haftayı yoğun bir gündemle değerlendirdik. Sizler için çok fazla bir şey ifade etmeyecek olsa bile yaşadığım bu üç günü özetleyerek anlatmak istedim. Zira bu konular benim yaşam tarzım içinde her zaman var olan ve de olacak olan benim için önemli konular. Öncelikle 30 yıl severek yaptığım öğretmenlik mesleğini kazandıran Gökçeada ATATÜRK Öğretmen Okulu’ndan mezun olduğumuz sınıfımızın buluşmasını özetlemek isterim. Sonrasında da halen yapmakta olduğum gazetecilik göreviyle özdeşleşen TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONU genel seçimleri oldu. Mezun olduğumuz okul arkadaşlarım yıllar önce bir dernek kurdular. GÖKÇEADA Mezunlar Derneği. Bu derneğin amacı kurulduğu günden bu güne kadar tüm mezunlarını yılda bir kez de olsa buluşturmaktadır. Ben de zamanım uygun oldukça bu toplantılara katılırım. Ancak mezunlar arasında skala öylesine açıldı ki taa 1968'den başlayan mezunlar listesi 1984'lere kadar ulaştı. Haliyle ilk yıllarda bir çok tanışımız varken sonraki yıllarda bu lezzeti yakalayamaz olduk. Tam bu sırada bir arkadaşımız “sadece sınıfı toplayıp hasret gidersek” diye bir fikir ortaya attı. Bunu da ancak benim yapabileceğim söylediklerinde, bir an tereddüt etsem de başarırım düşüncesiyle işe giriştim. Başardım sayılır. 42 sınıf arkadaşımız biri ikisi haricindekilere ulaşıp buluşturdum. Elbette ilk önce hepsini UŞAK’a davet ettim. Sağ olsunlar geldiler ve böylece başlamış olduk. Daha sonra Salihli-Dikili-Denizli-Çanakkale ve bu hafta da Kuşadası’nda buluştuk. 19 sınıf arkadaşım ve eşleriyle birlikte 34 kişiyi buluşturduk. Bu süreç içinde eşlerimizde birbirleriyle kaynaştı. Sanki yıllar öncesinden tanışıyorlarmış gibi samimi, güzel bir hava oluşturdular. Hatta sınıfımızın iki güzide kızı olan Şerife ve Birsen arkadaşlarım, bizim eşlere “gelinler” diye isim takmışlar tabi onlarda görümce olunca gelin-görümce kaynaşması güzel bir birliktelik oluşturdu. Hatta whatsapp gurubu kurarak neredeyse her gün haberleşmeyi pekiştiriyorlar. Diğer beş buluşmada yaşadığımız duyguları da devam ettirdik. Ve aramıza ilk katılan Hasan Aslan ile Zafer Öztuna arkadaşlarımızın oluşu buluşmanın değerini artırdı. Hasan’ın hiç görmediğimiz fotoğrafları getirmesi ve de Zafer’in bir çok arkadaşımızı tanıyamamış olması yılların bizleri ne kadar değiştirdiğinin bir kanıtı oldu. 48 saatten fazla 67-70 arasını konuştuk. Anlattık. Ve aramıza sonradan katılan Veysel’in “palto” hikayesi bilmem kaç kere tekrar edilmiş olsa da, yine dikkatle dinlendi ve önceden kaçırdığımız detayları da ortaya çıkardı. Bir kaç cümle de katılamayanlara sitemle değinmek isterim. “Biz bu toplantıları ne siyasi düşünüş ne başka düşünceler ile birbirimiz etkilemek, fikirlerimizi empoze etmek adına yapmıyoruz. Bizi bu toplantıları tertip etmeye yönlendiren okul yıllarında yaşadıklarımız ve İMROZ eğitimi almış olmanın verdiği güç ve moralle yaşanılanları yadetmek adına yapmaktayız. Ve de son karar yapmayı sürdüreceğiz. Kendilerine has nedenlerle katılmaktan imtina edenlere bir kez daha sesleniyor, BİRLİKTELİĞİMİZİ devam ettirelim diyorum. Bu toplantılara giderilebilir nedenlerle katılamayanları toplantı günlerine yakın zamanlar için daha uygun planlar yapmaya özen göstermelerini istiyorum. Küçük bahaneler buluşmamıza engel olmasın. Daha güzel buluşmalarda sınıfın her bireyinin katılabildiği toplantılarda buluşmak dileğiyle. Gazetecilik görevimizin en büyük örgütü olan TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONU’nun olağan genel kurulu yapıldı hafta sonu. Neredeyse bir iki aydır kıyasıya yapılan mücadeleler sonrasında seçim sonlandı. Bana göre seçimlerin kazananı-kaybedeni olmaz. Bu federasyona gönül vermiş arkadaşlarımızın görevi daha güzel yapma adına giriştikleri tatlı bir yarış olduğuna inanıyorum. Aday olan Sayın Yılmaz KARACA ve Sayın Mehmet Ali DİM uzun yıllar yan yana, kol kola görev yapmış değerli iki insan olarak medeni bir yarış içine girdiler. İnanın ikisi de Türkiye’nin dört bir yanını defalarca dolaştılar. Büyük efor sarfettiler. Yaptıkları her konuşmada BİRLİK ve BERABERLİK dileklerinde bulundular. Ve seçim sonlandı. Şimdi görev yeniden Yılmaz KARACA ekibinde. Umuyor ve diliyorum ki geçmişten daha iyi görev yapmaya özen gösterirler. Hepimiz biliyoruz ki mesleğimizin sorunları son günlerde daha bir çekilmez hale geldi. Meslekle ilgili sorunlarımızın bu yükselişi çok gazetenin kapanmasına ve bu nedenle gazeteci arkadaşlarımızın işsiz kalmasına sebep olmaktadır. Yaşanan sıkıntıların bir an önce giderilmelidir. Bunlarla birlikte kazanan-kaybeden demeden yeniden sıkı sıkı sarılmaya özen göstermeliyiz. Ve dahası bu güzide topluluğun yani TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONU’nu adına yakışır bir şekilde TÜRKİYE’NİN tamamına yansıması ve üye olmayan illerimizin de federasyon bünyesine katılması için çalışmalar yapılmasının ne kadar önemli ve gerekli olduğuna işaret etmektedir. Madem ki adımızda TÜRKİYE var 81 il ve diğer derneklere birlikte bu sayıyı çoğaltmanın gayreti içinde olmalıyız. Hafta sonu yaşadığım bu iki toplantıdan da büyük keyif ve lezzet aldım. Her ikisinde de küçük çaplı da olsa yaşadıklarımızı işin tuzu biberi sayıyor ve daha güzel, sorunsuz demeyeyimde az sorunlu güzel birliktelikler yaşamaya layık olduğumuzu ve bunu sağlama gayreti içinde olmamızı umuyorum. Herkese teşekkürler, iyi bir yaşam huzurlu bir ömür diliyorum.
Ekleme Tarihi: 15 Ekim 2018 - Pazartesi

İKİ KONU

Değerli okurlar, bu haftayı yoğun bir gündemle değerlendirdik. Sizler için çok fazla bir şey ifade etmeyecek olsa bile yaşadığım bu üç günü özetleyerek anlatmak istedim. Zira bu konular benim yaşam tarzım içinde her zaman var olan ve de olacak olan benim için önemli konular. Öncelikle 30 yıl severek yaptığım öğretmenlik mesleğini kazandıran Gökçeada ATATÜRK Öğretmen Okulu’ndan mezun olduğumuz sınıfımızın buluşmasını özetlemek isterim. Sonrasında da halen yapmakta olduğum gazetecilik göreviyle özdeşleşen TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONU genel seçimleri oldu.
Mezun olduğumuz okul arkadaşlarım yıllar önce bir dernek kurdular. GÖKÇEADA Mezunlar Derneği. Bu derneğin amacı kurulduğu günden bu güne kadar tüm mezunlarını yılda bir kez de olsa buluşturmaktadır. Ben de zamanım uygun oldukça bu toplantılara katılırım. Ancak mezunlar arasında skala öylesine açıldı ki taa 1968'den başlayan mezunlar listesi 1984'lere kadar ulaştı.
Haliyle ilk yıllarda bir çok tanışımız varken sonraki yıllarda bu lezzeti yakalayamaz olduk. Tam bu sırada bir arkadaşımız “sadece sınıfı toplayıp hasret gidersek” diye bir fikir ortaya attı. Bunu da ancak benim yapabileceğim söylediklerinde, bir an tereddüt etsem de başarırım düşüncesiyle işe giriştim. Başardım sayılır. 42 sınıf arkadaşımız biri ikisi haricindekilere ulaşıp buluşturdum. Elbette ilk önce hepsini UŞAK’a davet ettim. Sağ olsunlar geldiler ve böylece başlamış olduk. Daha sonra Salihli-Dikili-Denizli-Çanakkale ve bu hafta da Kuşadası’nda buluştuk. 19 sınıf arkadaşım ve eşleriyle birlikte 34 kişiyi buluşturduk. Bu süreç içinde eşlerimizde birbirleriyle kaynaştı. Sanki yıllar öncesinden tanışıyorlarmış gibi samimi, güzel bir hava oluşturdular. Hatta sınıfımızın iki güzide kızı olan Şerife ve Birsen arkadaşlarım, bizim eşlere “gelinler” diye isim takmışlar tabi onlarda görümce olunca gelin-görümce kaynaşması güzel bir birliktelik oluşturdu. Hatta whatsapp gurubu kurarak neredeyse her gün haberleşmeyi pekiştiriyorlar.
Diğer beş buluşmada yaşadığımız duyguları da devam ettirdik. Ve aramıza ilk katılan Hasan Aslan ile Zafer Öztuna arkadaşlarımızın oluşu buluşmanın değerini artırdı. Hasan’ın hiç görmediğimiz fotoğrafları getirmesi ve de Zafer’in bir çok arkadaşımızı tanıyamamış olması yılların bizleri ne kadar değiştirdiğinin bir kanıtı oldu. 48 saatten fazla 67-70 arasını konuştuk. Anlattık. Ve aramıza sonradan katılan Veysel’in “palto” hikayesi bilmem kaç kere tekrar edilmiş olsa da, yine dikkatle dinlendi ve önceden kaçırdığımız detayları da ortaya çıkardı. Bir kaç cümle de katılamayanlara sitemle değinmek isterim. “Biz bu toplantıları ne siyasi düşünüş ne başka düşünceler ile birbirimiz etkilemek, fikirlerimizi empoze etmek adına yapmıyoruz. Bizi bu toplantıları tertip etmeye yönlendiren okul yıllarında yaşadıklarımız ve İMROZ eğitimi almış olmanın verdiği güç ve moralle yaşanılanları yadetmek adına yapmaktayız. Ve de son karar yapmayı sürdüreceğiz. Kendilerine has nedenlerle katılmaktan imtina edenlere bir kez daha sesleniyor, BİRLİKTELİĞİMİZİ devam ettirelim diyorum. Bu toplantılara giderilebilir nedenlerle katılamayanları toplantı günlerine yakın zamanlar için daha uygun planlar yapmaya özen göstermelerini istiyorum. Küçük bahaneler buluşmamıza engel olmasın. Daha güzel buluşmalarda sınıfın her bireyinin katılabildiği toplantılarda buluşmak dileğiyle.
Gazetecilik görevimizin en büyük örgütü olan TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONU’nun olağan genel kurulu yapıldı hafta sonu. Neredeyse bir iki aydır kıyasıya yapılan mücadeleler sonrasında seçim sonlandı. Bana göre seçimlerin kazananı-kaybedeni olmaz. Bu federasyona gönül vermiş arkadaşlarımızın görevi daha güzel yapma adına giriştikleri tatlı bir yarış olduğuna inanıyorum. Aday olan Sayın Yılmaz KARACA ve Sayın Mehmet Ali DİM uzun yıllar yan yana, kol kola görev yapmış değerli iki insan olarak medeni bir yarış içine girdiler. İnanın ikisi de Türkiye’nin dört bir yanını defalarca dolaştılar. Büyük efor sarfettiler. Yaptıkları her konuşmada BİRLİK ve BERABERLİK dileklerinde bulundular. Ve seçim sonlandı. Şimdi görev yeniden Yılmaz KARACA ekibinde. Umuyor ve diliyorum ki geçmişten daha iyi görev yapmaya özen gösterirler. Hepimiz biliyoruz ki mesleğimizin sorunları son günlerde daha bir çekilmez hale geldi. Meslekle ilgili sorunlarımızın bu yükselişi çok gazetenin kapanmasına ve bu nedenle gazeteci arkadaşlarımızın işsiz kalmasına sebep olmaktadır. Yaşanan sıkıntıların bir an önce giderilmelidir. Bunlarla birlikte kazanan-kaybeden demeden yeniden sıkı sıkı sarılmaya özen göstermeliyiz. Ve dahası bu güzide topluluğun yani TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONU’nu adına yakışır bir şekilde TÜRKİYE’NİN tamamına yansıması ve üye olmayan illerimizin de federasyon bünyesine katılması için çalışmalar yapılmasının ne kadar önemli ve gerekli olduğuna işaret etmektedir. Madem ki adımızda TÜRKİYE var 81 il ve diğer derneklere birlikte bu sayıyı çoğaltmanın gayreti içinde olmalıyız.
Hafta sonu yaşadığım bu iki toplantıdan da büyük keyif ve lezzet aldım. Her ikisinde de küçük çaplı da olsa yaşadıklarımızı işin tuzu biberi sayıyor ve daha güzel, sorunsuz demeyeyimde az sorunlu güzel birliktelikler yaşamaya layık olduğumuzu ve bunu sağlama gayreti içinde olmamızı umuyorum.
Herkese teşekkürler, iyi bir yaşam huzurlu bir ömür diliyorum.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.