A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

İLLE DE BARIŞ

Seksenli yıllarda bir dostum bürosunun camına “SAVAŞA HAYIR” yazılı bir pankart astığı için göz altına alınmış ve tutuklanmıştı. O günden bu güne gelince zihnimde bir çok olay film şeridi gibi gözümün önünden gelip geçti. Şu kocaman dünyaya sığamıyoruz. Kurulduğu yani var olduğu zamandan beri insanlar kan gölü içinde yaşamış gelmişler. Bilemiyorum kaç milyar insan bu savaşlarda can veregelmiş. Sığamamışlar yaşadıkları topraklara. Genişledikçe etrafındakilere saldırmışlar, kazandıkca da kan içmeye devam etmişler. Tarihin tozlu sayfaları satır satır SAVAŞ ile dolu. Tabi bizler de eğitim yaşamamız boyunca bu savaşları okuyup, öğrenip ezberleyerek gelmişiz. Kimimiz tarihi sevmiş ineklemiş kimimiz de nereden çıktı bu kadar savaş diye lanetler okumuşuzdur. Yani artık savaşların yerini BARIŞ almalı diye dualar etmekten başka çaremiz kalmamıştır.. Dünyanın hakimi de her zaman silah tüccarları olmuş, varını yoğunu silah üretimine harcayan bu teröstler hangi ülke ile hangi ülkenin arasını bozarsak savaş çıkartırız ve onlara nasıl silah satarızın hesabı içinde olmuşlardır. Gelişen teknoloji ile birlikte sattıkları silahların modasının geçtiğini, tesirinin azaldığını bir güzel anlatıp yeni ürünlerini pazarlama yolunu seçmişlerdir. Kaynayan kazan dünyada an geçmiyor ki bir noktada savaş çıkmasın. Ya da ülke içinde organize edilen guruplar devletlerine karşı baş kaldırmasın. Biz de ülke olarak bunlardan fazlasıyla çekmiş ve acılarını yaşamış durumdayız. Bitirmek için ne kadar gayret edilirse edilsin illaki bir musibet ortaya çıkıp bir çuval inciri berbat ediveriyor. Ve tabiidir ki o ana kadar yapılan emekler gayretler bir anda yok olup gidiyor. İngiltere’de İspanya’da yıllar yılı süren terör olayları bir çok can almışken günün birinde bitirildi ve şimdi o ülkeler bir oh çekip insanları huzur içinde yaşamaya yönlendiler. Bizde 40 yılı aşan bir TERÖR belasıyla karşı karşıyayız. “Bitsin” dediğimiz anlarda basit bir kaç şey ile umutlarımız yok oluveriyordu. Şimdilerde bu durumu yok etmeye yönelik gayretlerin hummalı bir çalışma ile sürdüğü gözlenirken yine birilerinin tekere çomak sokmak için zulada beklediğini sezmekteyiz. Öncesinde şartsız küreksiz “SİLAH BIRAKMA” sözü zaman geçtikçe farklı yollara saptırılmaktadır.. Ama umudumuz her zaman vardır ve sönmeyecektir. Bu TERÖR bitmeli bitirilmelidir. Zira hiçbir yarar sağlamadığı herkesçe bilinen bu durumun sonlanması iyi olacaktır. Elbete BARIŞ için çırpınan sadece biz değiliz. Dünayanın dört bir yanında yükselen dumanların her an bakış açımıza yara getirdiğini gözlemekteyiz. En yakınımızdaki Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze’nin yakılışı içimizi acıtan manzaralar içermektedir. Bir çok ülkeninki bizim de içinde olduğumuz devletlerin gayretiyle sağlanmaya çalışılan İsrail-Filistin ateşkesi sudan sebeplerle delinmiş ve hala acılar yaşanagelmektedir. Verilen sözlerin masada kalmış olması, uygulama aşamasında sorunlar yaşanması BARIŞ’ın gelmesini geciktirmektedir. Bu gecikmenin faturası da ağır olmakta ve hala canlar kaybedilmektedir. Ne istiyorsunuz bu insanlardan. Yaşam alanları dar mı geliyor. Oysa giderken hiçbir şey götüremeyeceksiniz. Dünyaya sığamayıp ayda hayat arayanlar, sonrası ne olacak. Dünyada her canlıyı yok edip tek hakimi siz olsanız başınız göğe mi erecek. Şunu aklınızdan çıkarmamalısınız tek başınıza dünya sizin olsa ne yazar, kiminle dalaşıp kiminle gülüşüp koklaşacaksınız. ABD başkanı “ben barışı sağlamak için mücadele ediyorum” teranelerini arş-u alaya çıkarıp ardından “orduya emir verdim şuna saldırın bunu yok edin” emirlerini ağzından salyalar akıtarak bağırıp çağırmasına ne diyeceksiniz. Üstüne üstlük bir de “NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ” ummasına ne mana çıkarırsınız. Yazıktır, günahtır. Kıçı başı oynayan insanlar dünyaya zarar verir. Ki böyle insanları da seçip getirenler daha fazla günahkârdırlar. Gelin her şeyi bir kenara bırakıp biraz BARIŞ için kafa yoralım. İnsanlar birlikte yaşayabilmenin huzuruna erişsinler. Kavga dövüş olmasın. Silahlar sussun. Kazandığımız paranın yarıdan fazlasını silah üretimi için harcıyoruz. Vazgeçelim. İllaki BARIŞ diyelim. Hoşgörülü ve sağduyulu olalım. Kendi ülkemizde huzur içinde yaşamanın planlarını yapalım, kimse kimsenin etlisine sütlüsüne karışmasın. Kimse kimsenin tavuğuna KIŞT demesin. Komşusunda öten horozun sesine GICIK olmasın. Havlayan köpeğine HOŞT demesin. Uçan kuşlarına silah çekmesin .. Olamaz mı. Olur vallahi BAL gibi de olur. Yeter ki bu insanlar gönülden istesin. Sana ne elin üç ayaklı beş keçisinden. Sen yanındakine bak. Sen önce içini düzelt. Bütün dünya liderleri böyle bir düşünüşe sahip olursa bakın o zaman yaşamak ne kadar güzel olacak. BARIŞ.. İllaki BARIŞ... 
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2025 -Salı

İLLE DE BARIŞ

Seksenli yıllarda bir dostum bürosunun camına “SAVAŞA HAYIR” yazılı bir pankart astığı için göz altına alınmış ve tutuklanmıştı. O günden bu güne gelince zihnimde bir çok olay film şeridi gibi gözümün önünden gelip geçti.
Şu kocaman dünyaya sığamıyoruz. Kurulduğu yani var olduğu zamandan beri insanlar kan gölü içinde yaşamış gelmişler. Bilemiyorum kaç milyar insan bu savaşlarda can veregelmiş. Sığamamışlar yaşadıkları topraklara. Genişledikçe etrafındakilere saldırmışlar, kazandıkca da kan içmeye devam etmişler. Tarihin tozlu sayfaları satır satır SAVAŞ ile dolu.
Tabi bizler de eğitim yaşamamız boyunca bu savaşları okuyup, öğrenip ezberleyerek gelmişiz. Kimimiz tarihi sevmiş ineklemiş kimimiz de nereden çıktı bu kadar savaş diye lanetler okumuşuzdur. Yani artık savaşların yerini BARIŞ almalı diye dualar etmekten başka çaremiz kalmamıştır..
Dünyanın hakimi de her zaman silah tüccarları olmuş, varını yoğunu silah üretimine harcayan bu teröstler hangi ülke ile hangi ülkenin arasını bozarsak savaş çıkartırız ve onlara nasıl silah satarızın hesabı içinde olmuşlardır. Gelişen teknoloji ile birlikte sattıkları silahların modasının geçtiğini, tesirinin azaldığını bir güzel anlatıp yeni ürünlerini pazarlama yolunu seçmişlerdir. Kaynayan kazan dünyada an geçmiyor ki bir noktada savaş çıkmasın. Ya da ülke içinde organize edilen guruplar devletlerine karşı baş kaldırmasın.
Biz de ülke olarak bunlardan fazlasıyla çekmiş ve acılarını yaşamış durumdayız. Bitirmek için ne kadar gayret edilirse edilsin illaki bir musibet ortaya çıkıp bir çuval inciri berbat ediveriyor. Ve tabiidir ki o ana kadar yapılan emekler gayretler bir anda yok olup gidiyor. İngiltere’de İspanya’da yıllar yılı süren terör olayları bir çok can almışken günün birinde bitirildi ve şimdi o ülkeler bir oh çekip insanları huzur içinde yaşamaya yönlendiler. Bizde 40 yılı aşan bir TERÖR belasıyla karşı karşıyayız. “Bitsin” dediğimiz anlarda basit bir kaç şey ile umutlarımız yok oluveriyordu. Şimdilerde bu durumu yok etmeye yönelik gayretlerin hummalı bir çalışma ile sürdüğü gözlenirken yine birilerinin tekere çomak sokmak için zulada beklediğini sezmekteyiz. Öncesinde şartsız küreksiz “SİLAH BIRAKMA” sözü zaman geçtikçe farklı yollara saptırılmaktadır.. Ama umudumuz her zaman vardır ve sönmeyecektir. Bu TERÖR bitmeli bitirilmelidir. Zira hiçbir yarar sağlamadığı herkesçe bilinen bu durumun sonlanması iyi olacaktır.
Elbete BARIŞ için çırpınan sadece biz değiliz. Dünayanın dört bir yanında yükselen dumanların her an bakış açımıza yara getirdiğini gözlemekteyiz. En yakınımızdaki Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze’nin yakılışı içimizi acıtan manzaralar içermektedir. Bir çok ülkeninki bizim de içinde olduğumuz devletlerin gayretiyle sağlanmaya çalışılan İsrail-Filistin ateşkesi sudan sebeplerle delinmiş ve hala acılar yaşanagelmektedir. Verilen sözlerin masada kalmış olması, uygulama aşamasında sorunlar yaşanması BARIŞ’ın gelmesini geciktirmektedir. Bu gecikmenin faturası da ağır olmakta ve hala canlar kaybedilmektedir.
Ne istiyorsunuz bu insanlardan. Yaşam alanları dar mı geliyor. Oysa giderken hiçbir şey götüremeyeceksiniz. Dünyaya sığamayıp ayda hayat arayanlar, sonrası ne olacak. Dünyada her canlıyı yok edip tek hakimi siz olsanız başınız göğe mi erecek. Şunu aklınızdan çıkarmamalısınız tek başınıza dünya sizin olsa ne yazar, kiminle dalaşıp kiminle gülüşüp koklaşacaksınız. ABD başkanı “ben barışı sağlamak için mücadele ediyorum” teranelerini arş-u alaya çıkarıp ardından “orduya emir verdim şuna saldırın bunu yok edin” emirlerini ağzından salyalar akıtarak bağırıp çağırmasına ne diyeceksiniz. Üstüne üstlük bir de “NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ” ummasına ne mana çıkarırsınız.
Yazıktır, günahtır. Kıçı başı oynayan insanlar dünyaya zarar verir. Ki böyle insanları da seçip getirenler daha fazla günahkârdırlar.
Gelin her şeyi bir kenara bırakıp biraz BARIŞ için kafa yoralım. İnsanlar birlikte yaşayabilmenin huzuruna erişsinler. Kavga dövüş olmasın. Silahlar sussun. Kazandığımız paranın yarıdan fazlasını silah üretimi için harcıyoruz. Vazgeçelim. İllaki BARIŞ diyelim. Hoşgörülü ve sağduyulu olalım.
Kendi ülkemizde huzur içinde yaşamanın planlarını yapalım, kimse kimsenin etlisine sütlüsüne karışmasın. Kimse kimsenin tavuğuna KIŞT demesin. Komşusunda öten horozun sesine GICIK olmasın. Havlayan köpeğine HOŞT demesin. Uçan kuşlarına silah çekmesin .. Olamaz mı. Olur vallahi BAL gibi de olur. Yeter ki bu insanlar gönülden istesin.
Sana ne elin üç ayaklı beş keçisinden. Sen yanındakine bak. Sen önce içini düzelt.
Bütün dünya liderleri böyle bir düşünüşe sahip olursa bakın o zaman yaşamak ne kadar güzel olacak. BARIŞ.. İllaki BARIŞ... 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.