Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

KELİMELER KİFAYETSİZ

Merhaba. İster inanın ister inanmayın bu hafta elim hiç kaleme doğru gitmek istemedi. Yazmakta zorlandım. Yaşadığımız olayların etkisinde kaldım sanırım. Zira onlarca kere bu TERÖR belasını lanetleyen yazıları sizlere ulaştırdım. Ama ne çare ki bu hafta yine gencecik bedenleri, hayalleri olan delikanlılarımızı toprağa vermiş olmanın hüznü içindeyim. Kelimeler kifayetsiz. Aynılarını tekrar etmekten usandık artık. Acımız büyük, içimiz yanıyor. Herkes diyor ya; “ateş düştüğü yeri yakar” diye ama bu ateş tüm ülkemizi, hepimizi yakıyor, derinden yaralıyor. Lanet okumakta yetmiyor. İşi gücü bırakıp bu terörü yok edinceye dek top yekün olmalı ve üstesinden gelmeliyiz diye düşünmeden edemiyorum. Ve şehitlerimize Allah’tan rahmet kederli ailelerine sabır ve başsağlığı diler yaralı askerlerimize de acil şifalar olsun derim. Bu konuyu siyaset üstü kabul ederek, tüm partilerin ortaklaşa çözüm konusunda birlikte olmalarını arzulamaktayım. O yiğitler bir siyasi partinin mensubu değil ülkenin kahraman neferleridir. Cenazeleri de bizler için kutsaldır. Şehitlik mertebesine ulaşan bu yiğitler için saygıda kusur etmeyelim. Çevremiz ateş çemberi ile alev alev yanmakta iken, Filistin’de her gün çoluk çocuk demeden insanlar katledilirken, hala ateşkes için veto hakkını kullanan ülkeler varken BARIŞ sanırım insanlara biraz uzak kalıyor. Bir taraftan nutuklar atılıyor ama el altından da silahlar satılmaya devam ediyor. Aklım işte bunlara ermiyor İnsanca yaşamak varken tüm egoist liderlerin elleri tetikte. Silah üreticileri dünyanın neresinde bir olay yaratsak da savaş haline getirsek de silah satsak diye planlar yapmakta, projeler üretmektedirler. Bu silah tüccarlarının oyununa ne yazık ki ülkelerini yönetmek üzere başa gelmiş liderler gelmektedirler. Bir zamanlar “savaşa hayır” diyen bir insanımız tutuklanmıştı bu ülkede. Sellerin, depremlerin, fırtınaların ve her türlü doğal afetlerin vurduğu bu güzel dünyayı bir de sadist duygular ile savaş alanına çevirdiğimizde hiç de yaşanası bir ortam kalmıyor. Ben BARIŞ istiyorum, ben huzur istiyorum, ben sağlıkla güzellikle bu dünyada yaşamak istiyorum. Elbette sizler de böyle bir dünyada yaşamayı istiyorsunuzdur. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak. Bundan asla şüphem yok ama. Giden canlar da geri gelmeyecek. Bizler vatanımız için can vermekten asla geri durmayız. Bu hainlerin de bir şekilde yok edilmesi için ne gerekiyorsa yapılmasından yanayız. Son yıllarda dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar oldukça can yakıcı olsa da bizim için TERÖR’ün sonlanması her zaman birinci tercihimiz olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Parlamentolarında hamasi nutuk atan bazı ülkelerle de dostlukları yeniden gözden geçirmeye sanırım büyük bir ihtiyaç vardır. * * * Kış tüm kasavetini göstermeye başladı. Bir çok yer kar altında. Yollar ulaşıma kapandı. Denizlerde ulaşım durdu. Yani kısacası hayat bir bakıma durağan hale geldi. Ekonomik sıkıntılar arşa ulaştı. Altın uçuyor, dolar durmuyor, euro tavan yapıyor. İnsanlar ellerinde telefon dakika dakika borsa kovalıyor. Ekmek on lira olmuş, simit desen ona keza. Yağ, şeker, tuzun fiyatı almış başını gidiyor. Büyük marketler gece mesaisinde fiyat etiketi basmaktan yorulmuşlar. Dün baktığın bir emtianın fiyatına ertesi gün ulaşamıyorsunuz. Makamlar ceza yazdık diyorlar. Ama biz bunun etkilerini göremiyoruz. Asgari ücret belirlenmiş, emeklilerim maaşlarına belli artışlar yapılmış ama ele geçen bir şey yokken fiyatların uçması insanların yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Liramızdan yıllar önce 6 sıfır atılmış ama sanki hiç uygulanmamış gibi bir durum yaşıyoruz. Bir zamanların en değerli 200 TL’si ile oldukça fazla alımlar yapmaktayken bu gün yarım kilo et alınabilir duruma gelmişiz. Artık Türk lirası bitti, bundan sonra “Yeni Türk Lirası” diyeceğiz derken halâ lira demeye devam ediyoruz. Ve rakamları teleffuz ederken milyon mu trilyon mu demekten kendimizi alamıyoruz. Pazarda elma kaça diye sorduğumuzda teyzemiz 20 milyon demeye devam ediyor. SSK ve Bağkur emeklilerinin maaşında artı bir durum olacak mı merak ediyoruz. Meclis tatilde olduğu nedeniyle bunun günlerce geriye bırakıldığını görüyoruz. Bir yandan da göz ucuyla yerel seçimlere doğru gittiğimizin farkına vararak olayları takip etmeye, adaylara yoğunlaşmaya çalışıyoruz. Partiler arasında yapılmakta olan istişarelere odaklanıyoruz. Bir yandan bir kadın öğretmenin etek boyuyla uğraşıyor öte yandan ana sınıflarına imamların ders vereceğinden söz ediyoruz. Harika bir Milli Eğitim bakanımız olduğundan söz ediyoruz. Derken bütün bunlara kelimeler kifayetsiz kalıyor. Ne diyelim bizim kaderimiz mi bunlar. Son söz; şehitlerimizi saygıyla, minnetle, şükranla anarak ebedi istirahatgâhlarına gönderirken yüce milletimize başsağlığı diliyorum.
Ekleme Tarihi: 16 Ocak 2024 - Salı

KELİMELER KİFAYETSİZ

Merhaba. İster inanın ister inanmayın bu hafta elim hiç kaleme doğru gitmek istemedi. Yazmakta zorlandım. Yaşadığımız olayların etkisinde kaldım sanırım. Zira onlarca kere bu TERÖR belasını lanetleyen yazıları sizlere ulaştırdım. Ama ne çare ki bu hafta yine gencecik bedenleri, hayalleri olan delikanlılarımızı toprağa vermiş olmanın hüznü içindeyim. Kelimeler kifayetsiz. Aynılarını tekrar etmekten usandık artık.
Acımız büyük, içimiz yanıyor. Herkes diyor ya; “ateş düştüğü yeri yakar” diye ama bu ateş tüm ülkemizi, hepimizi yakıyor, derinden yaralıyor. Lanet okumakta yetmiyor. İşi gücü bırakıp bu terörü yok edinceye dek top yekün olmalı ve üstesinden gelmeliyiz diye düşünmeden edemiyorum. Ve şehitlerimize Allah’tan rahmet kederli ailelerine sabır ve başsağlığı diler yaralı askerlerimize de acil şifalar olsun derim.
Bu konuyu siyaset üstü kabul ederek, tüm partilerin ortaklaşa çözüm konusunda birlikte olmalarını arzulamaktayım.
O yiğitler bir siyasi partinin mensubu değil ülkenin kahraman neferleridir. Cenazeleri de bizler için kutsaldır. Şehitlik mertebesine ulaşan bu yiğitler için saygıda kusur etmeyelim.
Çevremiz ateş çemberi ile alev alev yanmakta iken, Filistin’de her gün çoluk çocuk demeden insanlar katledilirken, hala ateşkes için veto hakkını kullanan ülkeler varken BARIŞ sanırım insanlara biraz uzak kalıyor. Bir taraftan nutuklar atılıyor ama el altından da silahlar satılmaya devam ediyor. Aklım işte bunlara ermiyor
İnsanca yaşamak varken tüm egoist liderlerin elleri tetikte. Silah üreticileri dünyanın neresinde bir olay yaratsak da savaş haline getirsek de silah satsak diye planlar yapmakta, projeler üretmektedirler. Bu silah tüccarlarının oyununa ne yazık ki ülkelerini yönetmek üzere başa gelmiş liderler gelmektedirler. Bir zamanlar “savaşa hayır” diyen bir insanımız tutuklanmıştı bu ülkede. Sellerin, depremlerin, fırtınaların ve her türlü doğal afetlerin vurduğu bu güzel dünyayı bir de sadist duygular ile savaş alanına çevirdiğimizde hiç de yaşanası bir ortam kalmıyor. Ben BARIŞ istiyorum, ben huzur istiyorum, ben sağlıkla güzellikle bu dünyada yaşamak istiyorum. Elbette sizler de böyle bir dünyada yaşamayı istiyorsunuzdur.
Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak. Bundan asla şüphem yok ama. Giden canlar da geri gelmeyecek. Bizler vatanımız için can vermekten asla geri durmayız. Bu hainlerin de bir şekilde yok edilmesi için ne gerekiyorsa yapılmasından yanayız.
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılar oldukça can yakıcı olsa da bizim için TERÖR’ün sonlanması her zaman birinci tercihimiz olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Parlamentolarında hamasi nutuk atan bazı ülkelerle de dostlukları yeniden gözden geçirmeye sanırım büyük bir ihtiyaç vardır.
* * *
Kış tüm kasavetini göstermeye başladı. Bir çok yer kar altında. Yollar ulaşıma kapandı. Denizlerde ulaşım durdu. Yani kısacası hayat bir bakıma durağan hale geldi. Ekonomik sıkıntılar arşa ulaştı. Altın uçuyor, dolar durmuyor, euro tavan yapıyor. İnsanlar ellerinde telefon dakika dakika borsa kovalıyor.
Ekmek on lira olmuş, simit desen ona keza. Yağ, şeker, tuzun fiyatı almış başını gidiyor. Büyük marketler gece mesaisinde fiyat etiketi basmaktan yorulmuşlar. Dün baktığın bir emtianın fiyatına ertesi gün ulaşamıyorsunuz. Makamlar ceza yazdık diyorlar. Ama biz bunun etkilerini göremiyoruz. Asgari ücret belirlenmiş, emeklilerim maaşlarına belli artışlar yapılmış ama ele geçen bir şey yokken fiyatların uçması insanların yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Liramızdan yıllar önce 6 sıfır atılmış ama sanki hiç uygulanmamış gibi bir durum yaşıyoruz. Bir zamanların en değerli 200 TL’si ile oldukça fazla alımlar yapmaktayken bu gün yarım kilo et alınabilir duruma gelmişiz. Artık Türk lirası bitti, bundan sonra “Yeni Türk Lirası” diyeceğiz derken halâ lira demeye devam ediyoruz. Ve rakamları teleffuz ederken milyon mu trilyon mu demekten kendimizi alamıyoruz. Pazarda elma kaça diye sorduğumuzda teyzemiz 20 milyon demeye devam ediyor. SSK ve Bağkur emeklilerinin maaşında artı bir durum olacak mı merak ediyoruz. Meclis tatilde olduğu nedeniyle bunun günlerce geriye bırakıldığını görüyoruz.
Bir yandan da göz ucuyla yerel seçimlere doğru gittiğimizin farkına vararak olayları takip etmeye, adaylara yoğunlaşmaya çalışıyoruz. Partiler arasında yapılmakta olan istişarelere odaklanıyoruz. Bir yandan bir kadın öğretmenin etek boyuyla uğraşıyor öte yandan ana sınıflarına imamların ders vereceğinden söz ediyoruz. Harika bir Milli Eğitim bakanımız olduğundan söz ediyoruz. Derken bütün bunlara kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Ne diyelim bizim kaderimiz mi bunlar.
Son söz; şehitlerimizi saygıyla, minnetle, şükranla anarak ebedi istirahatgâhlarına gönderirken yüce milletimize başsağlığı diliyorum.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.