Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

KIRŞEHİR’DEN ESİNTİLER

Darılmaca, gücenmece yok. Leyleği havada da görmedim. Lakin bizim TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONU ve GAZETECİLER VAKFI fevkalade güzel ve hızlı çalışıyor. KIRŞEHİR’de AHİ-EVRAN Kutlamaları kapsamında üyelerini yöreye çağırdı. Zaten içimde de bir merak vardı. Bu Ahi-EVRAN’ın başkenti KIRŞEHİR, bu BOZKIRIN TEZENESİ Neşet ERTAŞ’ın memleketi nasıl bir yerdi, gittik, gördük. Doğrusunu söylemek gerekirse Afyon’dan sonra öyle sık çam ormanlarına rastlamak mümkün değil. Çevre bozkır. İşte bu bozkırlar içinde bir güzel şehir KIRŞEHİR. Yıllar içerisinde bir inmiş, bir çıkmış, kâh vilayet olmuş kâh kaza olmuş. Rahmetle anıyorum, yörenin namlı siyasetçisi Osman BÖLÜKBAŞI dillerde yer etmiş. Çok konuşması ve aykırı muhalefeti ile dönemine damga vurmuş bu güzel insan için çok şeyler söylendi. Onun il olma mücadelesi anlatıldı bizlere. Sonuçta burası da il olmuş.. Gelişimi devam ediyor. AHİ EVRAN Üniversitesi şehre ayrı bir ivme kazandırmış. 2006 yılından beri hem eğitime hem kalkınmaya destek vermeyi sürdürüyor. İlk günkü mahmurluğu attıktan sonra, üniver-sitede paneldeyiz. Konu AHİLİK. Panelistler konuya tam anlamıyla vakıf akademis-yenler. Dünden bu güne AHİLİK anlatıldı çeşitli yönleriyle. Çok fazla bilgim yoktu merakla dinledim ve edindiğim en güzel duygu AHİLİK esnafın Temeli. AHİLİK EDEP, AHİLİK AHLAK ve güzel ahlak. Onlar anlattıkça aklıma Banaz esnafının çocukluk yıllarımdan kalan gelenekleri geldi. Banaz esnafı dükkanının dışında bir işi olduğunda kapısını kilitlemeden, oraya sandalyeyi TERS çevirerek bırakır ve arkasına bakmadan giderlerdi. Kimse o sandalyeyi öyle gördüğünde içeri girmeyi aklına bile getirmezdi. İşte bu AHİLİĞİN edep kurallarından biriydi. Bizler o zamanlar bunun farkına varmasakta onlar atalarından aldıkları bu kültürü yıllar yılı sürdürdüler. Hani Köroğlu’nun “tüfek icat oldu mertlik bozuldu” sözüne uyarlanırcasına “KİLİT İCAT oldu HIRSIZLIK çoğaldı” diyebiliriz. Aslında doğru söz “KİLİT DOSTA dır.. Düşmana zaten kilit olmaz..” Ahiliğin başkenti KIRŞEHİR tarihi yapılara da sahip. CACABEY camii bunlardan biri. Şehrin ortasında hem ibadete imkan veriyor hemdi tarihi kokusunu insanlara yansıtıyor. Şehirde sanayi neredeyse yok gibi, kıraç topraklarda da tarım sadece eve yetecek kadar yapılabiliyormuş. Kendilerin ABDAL denen bir gurup insan kaderleriyle baş başa yaşıyorlar. Bunlardan biri de BOZKIRIN TEZENESİ diye nam alan rahmetli Neşet ERTAŞ. Buraya gelmeden önce her yerde onu göreceğimi sanıyordum. Sokakların bazılarında rastladığı resimler haricinde üç-beş çay ocağında onu sazıyla görebildim. Amma akşam yemeğinde onun TÜRKÜ’lerini dillendiren genç KIRŞEHİRLİ kulaklarımızın pasını silmekle kalmadı doya doya ERTAŞ türkülerini seslendirdi. AHİ EVRAN etkinlikleri çerçevesinde yapılan aktiviteler arasında KİTAP FUARI’na rastladım. Yağışlı bir hava olmasına rağmen oldukça kalabalık bir ziyaretçi gurubu vardı. İmrendim. Bu fuar UŞAK’ta olsa bu kadar ziyaretçisi olur mu diye düşündüm. Ve birçok yazarın kitaplarını imzalamaya gelmiş olması ve uzun kuyrukların oluşması beni duygulandırdı. Fuar dini kitapların çoğunlukta olduğu bir karaktere sahip olsa da çağdaş kitaplarında alıcısı olduğunu öğrendim kitapevi yetkililerinden. “Memnunuz” dediler, ağızbirliği ile... Gençlere yönelik kitaplarıyla okuyucularının sevgisini kazanmış Kahraman Tazeoğlu’nun söyleşisine katıldım. İnsanları, sanki yağmurdan kaçmak için buraya gelmiş diye adlandıracaktım ki yanıldığımı anladım. Yüzünü ilk gördüğüm bu yazar gençler tarafından okunuyor ve tanınıyormuş.. Ne güzel. İlk olan bu buluşma sanırım uzun yıllar sürecek gibi. Cacabey meydanında dolaşırken, sırtıma uzanan bir el ile VATANDAŞ ile karşı karşıya kaldım. “Yanlış anlama ama sizi yabancı gördüm. Aslında ben de buralı değilim. 82 yaşındayım ve 60 yıldır buradayım, söyle bakalım sen nerelisin….” dedi. Bu meydanda birkaç şehirli ile görüşmüşüm, sıcaklığı hissedince, gülümsedim.. “Evet”, dedim “Buralı değilim.. UŞAK’tan geldim”. Geliş nedenimi anlattım.. Memnun oldu.. “Benim soyadım VATANDAŞ”.. dedi “nadir duyarsın belki. Konya’dan gelip burada kalıverdim. KIR olan bu yeri ŞEHİR yapmaya çalıştım yıllar yılı. Şu gördüğün binaların birçoğunda parmak izlerim vardır”. Küçük bir çay ocağına oturduk çiseleyen yağmur eşliğinde.. Çayları yudumladıkça bana yaşamını özetledi. Şehri anlattı. Ne güzel.. Evine davet etti.. Kabul edemedim, zira zamanımız programlıydı. Şehir her ne kadar AHİLİK başkenti olsa da biraz da ERTAŞLAR şehri gibi. Baba Muharrem ERTAŞ ile oğul Neşet ERTAŞ adına bir sanat merkezi inşasına bile başlanmış. Biz de bu şehri ERTAŞLAR sayesinde daha çok tanıdık, sevdik... Şehirde termal su da bulunmakta ve hatta otellerinde SPA merkezleri yapılmış. Isınma adına çalışmalar yapılmakta termal su ile.. Anadolu’nun orta göbeğinde bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış bu güzel şehirden güzel anılarla geri döndük. “İLİM GÖKYÜZÜNDEDİR, KİM ONU İNDİRECEK. VEYA YER ALTINDADIR, KİM ÇIKARACAK. YAHUT DAĞLARIN ÖTESİNDEDİR KİM ONU GETİREBİLİR DEMEYİN.. İLİM KALPLERİNİZE YERLEŞTİRİLMİŞTİR, SIDDIKLARIN AHLAKİYLE AHLAKLANIN Kİ KALPLERİNİZDE İLİM BELİREREK SİZİ MUTLU KILSIN VE KORUSUN” (Ahi Evran VELİ), AHİLİK yaşasın, yaşatılsın...
Ekleme Tarihi: 08 Haziran 2016 - Çarşamba

KIRŞEHİR’DEN ESİNTİLER

Darılmaca, gücenmece yok. Leyleği havada da görmedim. Lakin bizim TÜRKİYE GAZETECİLER FEDERASYONU ve GAZETECİLER VAKFI fevkalade güzel ve hızlı çalışıyor. KIRŞEHİR’de AHİ-EVRAN Kutlamaları kapsamında üyelerini yöreye çağırdı. Zaten içimde de bir merak vardı. Bu Ahi-EVRAN’ın başkenti KIRŞEHİR, bu BOZKIRIN TEZENESİ Neşet ERTAŞ’ın memleketi nasıl bir yerdi, gittik, gördük.
Doğrusunu söylemek gerekirse Afyon’dan sonra öyle sık çam ormanlarına rastlamak mümkün değil. Çevre bozkır. İşte bu bozkırlar içinde bir güzel şehir KIRŞEHİR. Yıllar içerisinde bir inmiş, bir çıkmış, kâh vilayet olmuş kâh kaza olmuş. Rahmetle anıyorum, yörenin namlı siyasetçisi Osman BÖLÜKBAŞI dillerde yer etmiş. Çok konuşması ve aykırı muhalefeti ile dönemine damga vurmuş bu güzel insan için çok şeyler söylendi. Onun il olma mücadelesi anlatıldı bizlere. Sonuçta burası da il olmuş.. Gelişimi devam ediyor. AHİ EVRAN Üniversitesi şehre ayrı bir ivme kazandırmış. 2006 yılından beri hem eğitime hem kalkınmaya destek vermeyi sürdürüyor.
İlk günkü mahmurluğu attıktan sonra, üniver-sitede paneldeyiz.

Konu AHİLİK. Panelistler konuya tam anlamıyla vakıf akademis-yenler. Dünden bu güne AHİLİK anlatıldı çeşitli yönleriyle. Çok fazla bilgim yoktu merakla dinledim ve edindiğim en güzel duygu AHİLİK esnafın Temeli. AHİLİK EDEP, AHİLİK AHLAK ve güzel ahlak. Onlar anlattıkça aklıma Banaz esnafının çocukluk yıllarımdan kalan gelenekleri geldi. Banaz esnafı dükkanının dışında bir işi olduğunda kapısını kilitlemeden, oraya sandalyeyi TERS çevirerek bırakır ve arkasına bakmadan giderlerdi. Kimse o sandalyeyi öyle gördüğünde içeri girmeyi aklına bile getirmezdi. İşte bu AHİLİĞİN edep kurallarından biriydi. Bizler o zamanlar bunun farkına varmasakta onlar atalarından aldıkları bu kültürü yıllar yılı sürdürdüler. Hani Köroğlu’nun “tüfek icat oldu mertlik bozuldu” sözüne uyarlanırcasına “KİLİT İCAT oldu HIRSIZLIK çoğaldı” diyebiliriz. Aslında doğru söz “KİLİT DOSTA dır.. Düşmana zaten kilit olmaz..”
Ahiliğin başkenti KIRŞEHİR tarihi yapılara da sahip. CACABEY camii bunlardan biri. Şehrin ortasında hem ibadete imkan veriyor hemdi tarihi kokusunu insanlara yansıtıyor. Şehirde sanayi neredeyse yok gibi, kıraç topraklarda da tarım sadece eve yetecek kadar yapılabiliyormuş. Kendilerin ABDAL denen bir gurup insan kaderleriyle baş başa yaşıyorlar. Bunlardan biri de BOZKIRIN TEZENESİ diye nam alan rahmetli Neşet ERTAŞ. Buraya gelmeden önce her yerde onu göreceğimi sanıyordum. Sokakların bazılarında rastladığı resimler haricinde üç-beş çay ocağında onu sazıyla görebildim. Amma akşam yemeğinde onun TÜRKÜ’lerini dillendiren genç KIRŞEHİRLİ kulaklarımızın pasını silmekle kalmadı doya doya ERTAŞ türkülerini seslendirdi.
AHİ EVRAN etkinlikleri çerçevesinde yapılan aktiviteler arasında KİTAP FUARI’na rastladım. Yağışlı bir hava olmasına rağmen oldukça kalabalık bir ziyaretçi gurubu vardı. İmrendim. Bu fuar UŞAK’ta olsa bu kadar ziyaretçisi olur mu diye düşündüm. Ve birçok yazarın kitaplarını imzalamaya gelmiş olması ve uzun kuyrukların oluşması beni duygulandırdı. Fuar dini kitapların çoğunlukta olduğu bir karaktere sahip olsa da çağdaş kitaplarında alıcısı olduğunu öğrendim kitapevi yetkililerinden. “Memnunuz” dediler, ağızbirliği ile...
Gençlere yönelik kitaplarıyla okuyucularının sevgisini kazanmış Kahraman Tazeoğlu’nun söyleşisine katıldım. İnsanları, sanki yağmurdan kaçmak için buraya gelmiş diye adlandıracaktım ki yanıldığımı anladım. Yüzünü ilk gördüğüm bu yazar gençler tarafından okunuyor ve tanınıyormuş.. Ne güzel. İlk olan bu buluşma sanırım uzun yıllar sürecek gibi.
Cacabey meydanında dolaşırken, sırtıma uzanan bir el ile VATANDAŞ ile karşı karşıya kaldım. “Yanlış anlama ama sizi yabancı gördüm. Aslında ben de buralı değilim. 82 yaşındayım ve 60 yıldır buradayım, söyle bakalım sen nerelisin….” dedi. Bu meydanda birkaç şehirli ile görüşmüşüm, sıcaklığı hissedince, gülümsedim.. “Evet”, dedim “Buralı değilim.. UŞAK’tan geldim”. Geliş nedenimi anlattım.. Memnun oldu.. “Benim soyadım VATANDAŞ”.. dedi “nadir duyarsın belki. Konya’dan gelip burada kalıverdim. KIR olan bu yeri ŞEHİR yapmaya çalıştım yıllar yılı. Şu gördüğün binaların birçoğunda parmak izlerim vardır”. Küçük bir çay ocağına oturduk çiseleyen yağmur eşliğinde.. Çayları yudumladıkça bana yaşamını özetledi. Şehri anlattı. Ne güzel.. Evine davet etti.. Kabul edemedim, zira zamanımız programlıydı.
Şehir her ne kadar AHİLİK başkenti olsa da biraz da ERTAŞLAR şehri gibi. Baba Muharrem ERTAŞ ile oğul Neşet ERTAŞ adına bir sanat merkezi inşasına bile başlanmış. Biz de bu şehri ERTAŞLAR sayesinde daha çok tanıdık, sevdik...
Şehirde termal su da bulunmakta ve hatta otellerinde SPA merkezleri yapılmış. Isınma adına çalışmalar yapılmakta termal su ile.. Anadolu’nun orta göbeğinde bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış bu güzel şehirden güzel anılarla geri döndük.
“İLİM GÖKYÜZÜNDEDİR, KİM ONU İNDİRECEK. VEYA YER ALTINDADIR, KİM ÇIKARACAK. YAHUT DAĞLARIN ÖTESİNDEDİR KİM ONU GETİREBİLİR DEMEYİN.. İLİM KALPLERİNİZE YERLEŞTİRİLMİŞTİR, SIDDIKLARIN AHLAKİYLE AHLAKLANIN Kİ KALPLERİNİZDE İLİM BELİREREK SİZİ MUTLU KILSIN VE KORUSUN” (Ahi Evran VELİ),
AHİLİK yaşasın, yaşatılsın...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.