A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

KÜLLENEN ANILARI CANLANDIRIYORUZ

Ondört yaşında yollara düşmüş, eğitim adına denizleri aşmış biriyim. Ortaokulu bitirince tek hayalim lise ve ardından üniversite okumaktı. Ama hayatın cilvesi beni istesem de istemesem de denizin ortasında bir adaya sürükleyiverdi. Adını ilk duyduğum, gemiye ilk bindiğim bu güzel adaya İMROZ’a (adı bizim dönemimizde bizim gayretimizle GÖKÇEADA oldu) bir gece yarısı karanlığında gemiden tekneye aktarma yapılarak limansız bir adaya inivermiştik. Her biri benim gibi 14-15 yaşlarında zıpkın gibi delikanlılarla büyük bir gurup oluşturuverdik. 1965'te yanan bu ateşi söndürmemek ve bu ışığı yurdun dört bir yanına yansıtmak için “bismillah” dedik. 1970 yılı mezun olduk. Her birimiz tarlaya ekilen tohumlar gibi yurdun çeşitli yerlerine dağılmıştık. Adadan ayrılmaya başladık. Ayrılırken de arkadaşlarımız birbirinden adres alıyor ve 5-10 yıl sonra bir yerlerde buluşmak için sözleşiyorlardı. Ben hiç adres vermedim. Sorduklarında şu örneği veriyordum: asker arkadaşları birbirine adres verirken biri vermiyormuş. Neden demişler o da benim adres belli ve kolay.. “Nedir” demişler “İbrahim Zampara Beypazarı Ankara” ben de ona benzer takılıyordum. Adresim belli, “ERKİN. BANAZ derseniz bana ulaşır” diyordum. Aradan 5-10 yıl geçti, verdiğimiz sözler unutulmuştu. Kimseyle ne haberleşiyor ne de arayıp soruyorduk. Bu arada okulumuzun mezunlar derneği her yıl buluşmalar tertip ediyor ve katılmaya çalışıyorduk. O buluşmalarda sınıf arkadaşlarımızdan bir veya ikisiyle rastlaşıyorduk. Bir gün TUNCER kardeşim bana “arkadaşın selamı var başkan Ali Erkin bizim sınıfı toplasa diyorlar” dedi. Oturdum düşündüm ve çalışmaya başladım. Sosyal medya, telefon rehberleri o yörede bulunan arkadaşlarla haberleşerek büyük bölümüne ulaştım. Tabi adresini bulamadığım bazıları da oldu. İlk etapta yoğun çabalar ve gayretler sonrasında 29 arkadaşa ulaşmıştım ve bunları UŞAK’a davet ettim. Geldiler. Kimisinin saçları ağarmış, kimisinin dökülmüş bazısı bidon olmuş, bazısı çiroz. Tabi hayat bizleri oldukça silkelemiş ve o günlere gelebilmiş ve buluşabilmiş insanlar sınıf arkadaşları olarak mutlandık. Sonra bu buluşmaların lezzeti, tadı iyiydi ki yılı gelmeden talepler gelmeye başladı. Biz de imkanlar ölçüsünde sınıf arkadaşlarımızı önce Denizli, Salihli, Dikili, Çanakkale, Sandıklı, Kuşadası toplantılarıyla buluşturduk. Yıllardır hiç görmediğimiz kardeşlerimizle buluşmak görüşmek ve dertleşerek anılarımızı paylaştık. Benim bu organizasyonlar nedeniyle moralim arttı. Gördüm ki onlarında mutluluğu tavan yaptı. Bu arada eşlerimiz ve sınıfımızın kadınları da öylesine anlaştılar ki anlatamam. Hala yıllardır konuşmaya, ayda haftada birbirlerini aramaya özen gösteriyorlar. Tabi ulaşamadığım arkadaşlarımızı aramaya devam ettim. Bir gün caddede dolaşırken Işıklar içinde yatsın Uşak’ın en eski yurt öğretmenlerinden Yusuf GÜLMEZ öğretmene rastladım. “Öğretmenim sizden yardım istiyorum. Ben sınıf arkadaşım Hasan Arslan ulaşamıyorum. Sizin bilebileceğinizi söylediler” dedim. İlk sözü “şu kara kuru zayıf Hasan mı dede” dedi, “evet” dedim. Onbeş gün içinde bulup bir gece beni telefonla “arayıp buldum” dedi. Ne kadar sevindim. Hemen telefonla ulaşıp sınıfımızdaki arkadaşlarımızın bir eksiğini daha tamamlamış oldum. Ve buluşmalarımız devam etti. Bu yıl yine Salihli’yi tercih ettik. Zira hem öğretmenevinin uygunluğu ve hem de orta nokta da oluşu, ulaşım için uygunluğu gerekçe idi. Bir de burada ikamet eden arkadaşlarımız da vardı. Bu arada Salihli Öğretmenevi Müdür ve personeline de bize sağladıkları olanak ve misafirperverliği için teşekkür ederim. Geçen sefer de Kula’ya gitmiş ve her karışını dolaşmıştık. Bu kez Gölcük Yaylası, Bozdağ ve Birgi’ye gitmeyi planlasak da arkadaşların ortak isteği ile bu kez burada konaklayıp oldukça çok zaman sürecince sohbet etmek, anıları tazelenmek isteği ağır bastı. Değerli Kardeşim Sami GÖK’ün Allahdiyen’deki bahçesinde neşeli saatler geçirdik. Muhtarımız Salih Baldan refakatiyle Salihli’nin görülecek yerlerini dolaştık. Veysel Türkmen kardeşimin bağlarından toplayıp getirdiği harika üzümler eşliğinde kemancı Alican kardeşimizin güzel şarkılarıyla oldukça neşeli ve mutlu dakikaları yaşadık. Bu arada katılamayanlara nazire olsun diye buluşmadan güzel fotoları çekip paylaştık. Okula girişimizden mezun oluncaya kadar yaşadığımız tüm anıları sanki bir film şeridi gibi anımsatarak o günleri yeniden yaşamıştık. Tabiidir ki Salihli’de oturan değerli öğretmenimiz Osman AYDIN’ın sohbetimize katılarak yaptığı söyleşisi de bizlere mutluluk verdi. GEMA Vakfı Başkanı okulumuz mezunu abimiz Sayın Şener Kilimligöldelioğlu ve yönetimdeki okul arkadaşımız Suat Aydın’ın da aramızda olması bizleri ayrıca mutlandırdı. Salihli’deki Gökçeadalılar da zaman zaman bizleri ziyaret edip onurlandırdılar. Bu yıl da sınıf buluşmamızı gerçekleştirdik. Gelecek yıl buluşmak dileğiyle yeni mekanlara kürek açmak için sözleştik. Umarım o günleri de hep birlikte görme yaşama imkanı buluruz. Katılanlara, emeği geçenlere yeniden teşekkürlerimizi sunarız. ADALI olmak bir ayrıcalıktır, 1965 yanan bu ateş sönmeyecek!..
Ekleme Tarihi: 30 Eylül 2025 -Salı

KÜLLENEN ANILARI CANLANDIRIYORUZ

Ondört yaşında yollara düşmüş, eğitim adına denizleri aşmış biriyim. Ortaokulu bitirince tek hayalim lise ve ardından üniversite okumaktı. Ama hayatın cilvesi beni istesem de istemesem de denizin ortasında bir adaya sürükleyiverdi. Adını ilk duyduğum, gemiye ilk bindiğim bu güzel adaya İMROZ’a (adı bizim dönemimizde bizim gayretimizle GÖKÇEADA oldu) bir gece yarısı karanlığında gemiden tekneye aktarma yapılarak limansız bir adaya inivermiştik. Her biri benim gibi 14-15 yaşlarında zıpkın gibi delikanlılarla büyük bir gurup oluşturuverdik. 1965'te yanan bu ateşi söndürmemek ve bu ışığı yurdun dört bir yanına yansıtmak için “bismillah” dedik.
1970 yılı mezun olduk. Her birimiz tarlaya ekilen tohumlar gibi yurdun çeşitli yerlerine dağılmıştık.
Adadan ayrılmaya başladık. Ayrılırken de arkadaşlarımız birbirinden adres alıyor ve 5-10 yıl sonra bir yerlerde buluşmak için sözleşiyorlardı. Ben hiç adres vermedim. Sorduklarında şu örneği veriyordum: asker arkadaşları birbirine adres verirken biri vermiyormuş. Neden demişler o da benim adres belli ve kolay.. “Nedir” demişler “İbrahim Zampara Beypazarı Ankara” ben de ona benzer takılıyordum. Adresim belli, “ERKİN. BANAZ derseniz bana ulaşır” diyordum.
Aradan 5-10 yıl geçti, verdiğimiz sözler unutulmuştu. Kimseyle ne haberleşiyor ne de arayıp soruyorduk. Bu arada okulumuzun mezunlar derneği her yıl buluşmalar tertip ediyor ve katılmaya çalışıyorduk. O buluşmalarda sınıf arkadaşlarımızdan bir veya ikisiyle rastlaşıyorduk.
Bir gün TUNCER kardeşim bana “arkadaşın selamı var başkan Ali Erkin bizim sınıfı toplasa diyorlar” dedi. Oturdum düşündüm ve çalışmaya başladım. Sosyal medya, telefon rehberleri o yörede bulunan arkadaşlarla haberleşerek büyük bölümüne ulaştım. Tabi adresini bulamadığım bazıları da oldu.
İlk etapta yoğun çabalar ve gayretler sonrasında 29 arkadaşa ulaşmıştım ve bunları UŞAK’a davet ettim. Geldiler. Kimisinin saçları ağarmış, kimisinin dökülmüş bazısı bidon olmuş, bazısı çiroz. Tabi hayat bizleri oldukça silkelemiş ve o günlere gelebilmiş ve buluşabilmiş insanlar sınıf arkadaşları olarak mutlandık.
Sonra bu buluşmaların lezzeti, tadı iyiydi ki yılı gelmeden talepler gelmeye başladı. Biz de imkanlar ölçüsünde sınıf arkadaşlarımızı önce Denizli, Salihli, Dikili, Çanakkale, Sandıklı, Kuşadası toplantılarıyla buluşturduk. Yıllardır hiç görmediğimiz kardeşlerimizle buluşmak görüşmek ve dertleşerek anılarımızı paylaştık. Benim bu organizasyonlar nedeniyle moralim arttı. Gördüm ki onlarında mutluluğu tavan yaptı. Bu arada eşlerimiz ve sınıfımızın kadınları da öylesine anlaştılar ki anlatamam. Hala yıllardır konuşmaya, ayda haftada birbirlerini aramaya özen gösteriyorlar.
Tabi ulaşamadığım arkadaşlarımızı aramaya devam ettim. Bir gün caddede dolaşırken Işıklar içinde yatsın Uşak’ın en eski yurt öğretmenlerinden Yusuf GÜLMEZ öğretmene rastladım. “Öğretmenim sizden yardım istiyorum. Ben sınıf arkadaşım Hasan Arslan ulaşamıyorum. Sizin bilebileceğinizi söylediler” dedim. İlk sözü “şu kara kuru zayıf Hasan mı dede” dedi, “evet” dedim. Onbeş gün içinde bulup bir gece beni telefonla “arayıp buldum” dedi. Ne kadar sevindim. Hemen telefonla ulaşıp sınıfımızdaki arkadaşlarımızın bir eksiğini daha tamamlamış oldum. Ve buluşmalarımız devam etti.
Bu yıl yine Salihli’yi tercih ettik. Zira hem öğretmenevinin uygunluğu ve hem de orta nokta da oluşu, ulaşım için uygunluğu gerekçe idi. Bir de burada ikamet eden arkadaşlarımız da vardı. Bu arada Salihli Öğretmenevi Müdür ve personeline de bize sağladıkları olanak ve misafirperverliği için teşekkür ederim.
Geçen sefer de Kula’ya gitmiş ve her karışını dolaşmıştık. Bu kez Gölcük Yaylası, Bozdağ ve Birgi’ye gitmeyi planlasak da arkadaşların ortak isteği ile bu kez burada konaklayıp oldukça çok zaman sürecince sohbet etmek, anıları tazelenmek isteği ağır bastı. Değerli Kardeşim Sami GÖK’ün Allahdiyen’deki bahçesinde neşeli saatler geçirdik. Muhtarımız Salih Baldan refakatiyle Salihli’nin görülecek yerlerini dolaştık. Veysel Türkmen kardeşimin bağlarından toplayıp getirdiği harika üzümler eşliğinde kemancı Alican kardeşimizin güzel şarkılarıyla oldukça neşeli ve mutlu dakikaları yaşadık. Bu arada katılamayanlara nazire olsun diye buluşmadan güzel fotoları çekip paylaştık.
Okula girişimizden mezun oluncaya kadar yaşadığımız tüm anıları sanki bir film şeridi gibi anımsatarak o günleri yeniden yaşamıştık. Tabiidir ki Salihli’de oturan değerli öğretmenimiz Osman AYDIN’ın sohbetimize katılarak yaptığı söyleşisi de bizlere mutluluk verdi.
GEMA Vakfı Başkanı okulumuz mezunu abimiz Sayın Şener Kilimligöldelioğlu ve yönetimdeki okul arkadaşımız Suat Aydın’ın da aramızda olması bizleri ayrıca mutlandırdı. Salihli’deki Gökçeadalılar da zaman zaman bizleri ziyaret edip onurlandırdılar.
Bu yıl da sınıf buluşmamızı gerçekleştirdik. Gelecek yıl buluşmak dileğiyle yeni mekanlara kürek açmak için sözleştik. Umarım o günleri de hep birlikte görme yaşama imkanı buluruz. Katılanlara, emeği geçenlere yeniden teşekkürlerimizi sunarız. ADALI olmak bir ayrıcalıktır,
1965 yanan bu ateş sönmeyecek!..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Muammer Şakrak
(30.09.2025 17:26 - #735)
O güzel günleri hatırlattığın için teşekkürler Ali Erkin Başkanım.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Coşkun 5/D li
(01.10.2025 08:50 - #736)
Çok çok çok teşekkür ederim özellikle o güzel yazınızda belirttiğiniz eğitim adına gece haftada iki kez gelen ayvalık hatırladığım kadarıyla Gemlik gemilerine binip İmroz‘a giderek açıktan adeta ölürcesine rum motorlarına tahta valizlerimizle atladığımız anıları tazel ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Tüylerim ülperdi
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.