A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

ON NUMARA

Bizler bir çok şeyi üstün göstermek için bu rakamı kullanırız. “10 numara!”... İşte bizde şimdi aylardan Ekim’e geldik ve BU AYIN NUMARASI “10"... Sonbaharın ikinci ayındayız. Ama bu ay içinde taşıdığı özelliklerle yaşamımıza ayrı bir pencere açmaktadır. 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’ydü. 2 Ekim Dünya’da Şiddete HAYIR Günü’ydü. 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’ydü. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü. 16 Ekim Dünya Gıda ve Tarım Günü. 24 Ekim Birleşmiş Milletler Günü ve en büyük günlerden biri 29 Ekim CUMHURİYET BAYRAMI.. Bu büyük bayramı ve düşüncelerimi gelecek haftaki yazılarımda daha geniş ele almak üzere geri bırakıyorum. Şimdi gelelim bu günlere... Hayvanları Koruma Günü. Onları da bu alemde canlılar arasında kabul etmek ve onları korumak kollamak için bize düşenleri eksiksiz yapmalıyız. Şuna inanıyorum ki; hayvan sevgisi olanlar mutlaka insanları da seveceklerdir.  Çocuklarda küçük yaşta başlayan hayvan sevgisinin insan sevgisini pekiştirdiğini yaşamımım boyunca hap gördüm. Bu nedenle çok aşırı olmasa bile evimizde bir hayvan beslemeyi zor şartlara rağmen yapmaya özen gösterdik. Balık, kuş, kedi, köpek besledik yıllarca. Konuyla ilgili fazla bilgimiz olmasa da zamanla öğrenip uygulamaya çalıştık. Beslediklerimizi yitirdiğimizde içimizdeki üzüntü kalbimizdeki sızı tavan yaptı. Bazen bir daha beslememek için söz versek de bu sözü pek tutamadık.. Hayvan sevgisi her zaman iyidir. Onları koruyup kollamayı unutmayalım. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’dür. Her ne kadar biz 24 Kasım’ı da kutluyor olsakta 5 Ekim Eğitim enternasyonaline üye 100'den fazla ülke tarafından kabul edilen ve 5 Ekim 1966 tarihinde İLO ve UNESCO tarafından tavsiye kararının uygulanmasıyla başlamıştır. Her ne kadar ÖĞRETMENLERİ bir gün anmak yetmez desek de hiç olmaya bir gün bile anımsanmak bizlere huzur ve mutluluk verebilmektedir. Bizler emekli olsak bile yaşamımıza yine ÖĞRETMEN olarak devam etmekteyiz. Yaşamın her alanında üzerimize düşeni yapmaya özen göstermekteyiz. Fakir Baykurt’un güzel sözlerini anımsatarak günü kutlamak isterim “Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, ÖĞRETMEN ders verir”. Gün kutlu olsun... Bu gün aklıma takılan bir konuyu da sizlerle paylaşmak istiyorum.. “Haksız kazanç ve haram nedir” diye uzun uzadıya düşündüm taşındım. Biliyorum ve inanıyorum ki ülkemizin % 99'u müslüman bir ülkeyiz. Ve insanlarımız istisnalar hariç imanlı ve inançlıdır. Ama gelin görün ki, piyasa öylesine dejenarasyona uğramış, akıl almaz olaylara ve durumlara şahit oluyoruz. Bir çok insan kolay kazanma yolların seçmektedir. Oysa helal kazanmanın ve alın teri dökülerek elde edilen kazancın yerken verdiği mutluğu oralarda bulamazsınız. Öyle bir mideniz olmalı ki içinize sinmeli. HARAM elbette iyi bir şey değildir. Yoldan geçerken gördüğü bir meyveden bir iki tane canı çektiği için yiyen inanın ağacın dalına bir miktar para iğnelemesi size ne anlatmaktadır. Bir bakkala evde yaptığı tereyağını götürüp satan kadının karşılaştığı şu durum size ne ifade etmektedir. Bakkal yağı tartar ve bir kg’dan eksik olduğunu görünce kadına “senin yağın bir kilo gelmiyor demiş. Kadın da evladım ben onu senin bize çekerek verdiğin bir kilo şekeri terazinin diğer gözüne koyarak tartıyorum” deyince bakkalda oluşan surata bakmak gerekmez mi. İnternet alışverişleri çıktı çıkalı bir çok hikaye ile karşılaşmaktayız. Huylu huyundan vazgeçmiyor. Bunları uzun uzadıya yazsak inanın roman olur. Ama insanlarımız her defasında aldatılmış olsa da yine de vazgeçmiyorlar. Biraz daha dikkatli olmalı ve fırsatçıların ağına düşmemeye özen göstermeliyiz., Daha ekim ayındayız. Her ayın üçünde enflasyon açıklanıyor. Tüm basın, emekli ve memur maaşlarını hesaplayıp yayınlamaya çalışıyor, kim ne alacak diye.. Çok şükür daha üç ay var. Ama piyasa öylesine duyarlı ki kapısının önünden geçtiğimiz her esnaf “ee.. hayırlı olsun bakalım maaşlar artıyormuş”.. deyip tezgahın arkasına geçip fiyatlara az biraz dokunuveriyor… Bizim artışlı maaşlara üç ay gibi bir süre olmasına rağmen biz maaşları alıncaya kadar artışları hiç ediveriyorlar.. Bunu önlemenin bir yolu bulunmalı.. Mutlaka vardır ama kimsenin umurunda olmuyor… Bir de haksız maaş alanlara bozuluyorum. Kabullenemiyorum. Kısa zamanda bu yasalarda bir değişiklik yaparak böyle atasından babasından maaş almayı belli kurallara bağlamak gerekmez mi?.. Kendi emekliliği ya da kazancı olanların böyle imkanlardan yararlanmaları önlenmeli. İki yerden, üç yerden, dört yerden maaş almayı da önlemek gerekmez mi. Hem sıkıntı çekiyor hem de bol keseden harcıyor gibiyiz sanki.. On numara. EKİM; yılın onuncu ayı.. Yaşıyoruz işte..
Ekleme Tarihi: 07 Ekim 2025 -Salı

ON NUMARA

Bizler bir çok şeyi üstün göstermek için bu rakamı kullanırız. “10 numara!”... İşte bizde şimdi aylardan Ekim’e geldik ve BU AYIN NUMARASI “10"... Sonbaharın ikinci ayındayız. Ama bu ay içinde taşıdığı özelliklerle yaşamımıza ayrı bir pencere açmaktadır. 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’ydü. 2 Ekim Dünya’da Şiddete HAYIR Günü’ydü. 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’ydü. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü. 16 Ekim Dünya Gıda ve Tarım Günü. 24 Ekim Birleşmiş Milletler Günü ve en büyük günlerden biri 29 Ekim CUMHURİYET BAYRAMI..
Bu büyük bayramı ve düşüncelerimi gelecek haftaki yazılarımda daha geniş ele almak üzere geri bırakıyorum. Şimdi gelelim bu günlere...
Hayvanları Koruma Günü. Onları da bu alemde canlılar arasında kabul etmek ve onları korumak kollamak için bize düşenleri eksiksiz yapmalıyız. Şuna inanıyorum ki; hayvan sevgisi olanlar mutlaka insanları da seveceklerdir. 
Çocuklarda küçük yaşta başlayan hayvan sevgisinin insan sevgisini pekiştirdiğini yaşamımım boyunca hap gördüm. Bu nedenle çok aşırı olmasa bile evimizde bir hayvan beslemeyi zor şartlara rağmen yapmaya özen gösterdik. Balık, kuş, kedi, köpek besledik yıllarca. Konuyla ilgili fazla bilgimiz olmasa da zamanla öğrenip uygulamaya çalıştık. Beslediklerimizi yitirdiğimizde içimizdeki üzüntü kalbimizdeki sızı tavan yaptı. Bazen bir daha beslememek için söz versek de bu sözü pek tutamadık.. Hayvan sevgisi her zaman iyidir. Onları koruyup kollamayı unutmayalım.
5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’dür. Her ne kadar biz 24 Kasım’ı da kutluyor olsakta 5 Ekim Eğitim enternasyonaline üye 100'den fazla ülke tarafından kabul edilen ve 5 Ekim 1966 tarihinde İLO ve UNESCO tarafından tavsiye kararının uygulanmasıyla başlamıştır. Her ne kadar ÖĞRETMENLERİ bir gün anmak yetmez desek de hiç olmaya bir gün bile anımsanmak bizlere huzur ve mutluluk verebilmektedir. Bizler emekli olsak bile yaşamımıza yine ÖĞRETMEN olarak devam etmekteyiz. Yaşamın her alanında üzerimize düşeni yapmaya özen göstermekteyiz. Fakir Baykurt’un güzel sözlerini anımsatarak günü kutlamak isterim “Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, ÖĞRETMEN ders verir”. Gün kutlu olsun...
Bu gün aklıma takılan bir konuyu da sizlerle paylaşmak istiyorum.. “Haksız kazanç ve haram nedir” diye uzun uzadıya düşündüm taşındım. Biliyorum ve inanıyorum ki ülkemizin % 99'u müslüman bir ülkeyiz. Ve insanlarımız istisnalar hariç imanlı ve inançlıdır. Ama gelin görün ki, piyasa öylesine dejenarasyona uğramış, akıl almaz olaylara ve durumlara şahit oluyoruz. Bir çok insan kolay kazanma yolların seçmektedir. Oysa helal kazanmanın ve alın teri dökülerek elde edilen kazancın yerken verdiği mutluğu oralarda bulamazsınız. Öyle bir mideniz olmalı ki içinize sinmeli. HARAM elbette iyi bir şey değildir. Yoldan geçerken gördüğü bir meyveden bir iki tane canı çektiği için yiyen inanın ağacın dalına bir miktar para iğnelemesi size ne anlatmaktadır. Bir bakkala evde yaptığı tereyağını götürüp satan kadının karşılaştığı şu durum size ne ifade etmektedir. Bakkal yağı tartar ve bir kg’dan eksik olduğunu görünce kadına “senin yağın bir kilo gelmiyor demiş. Kadın da evladım ben onu senin bize çekerek verdiğin bir kilo şekeri terazinin diğer gözüne koyarak tartıyorum” deyince bakkalda oluşan surata bakmak gerekmez mi.
İnternet alışverişleri çıktı çıkalı bir çok hikaye ile karşılaşmaktayız. Huylu huyundan vazgeçmiyor. Bunları uzun uzadıya yazsak inanın roman olur. Ama insanlarımız her defasında aldatılmış olsa da yine de vazgeçmiyorlar. Biraz daha dikkatli olmalı ve fırsatçıların ağına düşmemeye özen göstermeliyiz.,
Daha ekim ayındayız. Her ayın üçünde enflasyon açıklanıyor. Tüm basın, emekli ve memur maaşlarını hesaplayıp yayınlamaya çalışıyor, kim ne alacak diye.. Çok şükür daha üç ay var. Ama piyasa öylesine duyarlı ki kapısının önünden geçtiğimiz her esnaf “ee.. hayırlı olsun bakalım maaşlar artıyormuş”.. deyip tezgahın arkasına geçip fiyatlara az biraz dokunuveriyor… Bizim artışlı maaşlara üç ay gibi bir süre olmasına rağmen biz maaşları alıncaya kadar artışları hiç ediveriyorlar.. Bunu önlemenin bir yolu bulunmalı.. Mutlaka vardır ama kimsenin umurunda olmuyor…
Bir de haksız maaş alanlara bozuluyorum. Kabullenemiyorum. Kısa zamanda bu yasalarda bir değişiklik yaparak böyle atasından babasından maaş almayı belli kurallara bağlamak gerekmez mi?.. Kendi emekliliği ya da kazancı olanların böyle imkanlardan yararlanmaları önlenmeli. İki yerden, üç yerden, dört yerden maaş almayı da önlemek gerekmez mi. Hem sıkıntı çekiyor hem de bol keseden harcıyor gibiyiz sanki..
On numara. EKİM; yılın onuncu ayı.. Yaşıyoruz işte..
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.