Çok emin değilim ama bana yakında seçim olacağı gibi bir his geliyor. Elbette Sayın Cumhurbaşkanımız ve başbakanımız “seçimler zamanında yapılacak” diyorlar. Onların düşüncelerine saygı duymakla birlikte benim de naçizane fikrim bu şekilde. Varsayalım ki seçim olacak diye kesin karara varılırsa temmuz ya da ekimde yapılabilir. Yüksek Seçim Kurulu her halûkarda hazır vaziyettedir. Seçim sinyallerini hangi nedenlerle pekiştirdim. Yıllardır izlediğim il kongrelerinde ne genel başkan ne de cumhurbaşkanı bir bir dahil olmamıştı. Şu an sayın ERDOĞAN hem lider hem de Cumhurbaşkanı olsa da bu kongrelere partinin genel başkanı olarak katılıyor ve de söylemlerinin özünde iktidarda devam etmek var. Ve bu nedenle sert söylemler bana seçim zamanının yaklaştığını söylüyor. Sayın ERDOĞAN işi biliyor. Gerek ülkemizin ve gerekse dünyanın önümüzdeki yıllarda kriz ortamına girebileceğini farz ederek önden önlemleri almaya özen gösteriyor. Ve de uluslararası arenada yakaladığı başarı ortamını değerlendirmek ister sanırım. Amerika Birleşik Devletleri ile olan gerginlikten kazandığı puanlar onu iktidarda tutmaya yetecek gibi görünüyor. Seçim tarihi 2019'a kayarsa zamanın ne getireceği ne götüreceği belli olmaz. Bir de Milliyetçi Hareket Partisi’nden aldığı birlikte seçime katılma stratejisi ile işi daha da kolay olabilir. Yeni kurulan İYİ Parti işe hızlı başlamış görünse de program ve kadro olarak istenilen kıvamda değil. Radikal çözümler yok torbasında. Günlük politikalar ile yer tutmaya çalışıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurulduğu günlerdeki trendi yakalaması zor görünüyor. Bunlar bana ait görüşler. Bakarsınız seçim yaklaşırken ortaya koyacağı fikirler ile seçmenin gönlünde taht kurarlar ve arzuladığı sonuçlara ulaşırlar. Her şeye rağmen yeni doğan partiler ilk etapta başarı sağlanması konusunda pek başarılı olamıyorlar. Hemen aklıma Cem Uzan’ın GENÇ Partisi geliyor. Radikal söylemlerle girdiği siyaset arenasından istediğini alamadan ayrıldı. O kadar aşırı vaadlerde bulundu ki, sormayın.. Seçilseydi benzin 1 lira olacaktı. Söylemesi bile kulağa hoş geliyor. Şimdilerde esamesi anılmayan Genç Parti yerle yeksan oldu. Nitekim ANAVATAN PARTİSİ, DEMOKRAT PARTİ sadece tabelalarda var. Partilerin anası sayılan Cumhuriyet Halk Partisi ne yapıyor. Vallahi ne yaptığını ben de bilemiyorum. Parti ağız dalaşına girdiği her olayda zarar görüyor. ADALET yürüyüşünde kazandığı puanları bir bir yedi. Söylemlerinde içimizi ısıtacak bir şeyler bulamıyorum. Şu FETÖ örgütünden avantaj sağlayamadı. Hatta zaman zaman FETÖ ile yan yanasınız damgasını bile yedi. Kimsenin içini bilecek halimiz yok ama Cumhuriyet Halk Partisi geçen dönemlerde verdiği hakikaten güzel vaadlerle bile arzuladığı patlamayı yapamamışken, şimdilerde yani seçim sürecinde neler yapacağı konusunda merakım bir hayli fazla. 2019'da yapılacak olan CUMHURBAŞKANLIĞI seçimi için düğmeye şimdiden basmanın çok yarar getireceği düşüncesinde değilim. Hem de geçmişte yaşanmış tecrübelere dayanılarak yok çatı yok baca gibi yanlışların bir daha yapılmaması gerektiğine inanarak. Bu kadar hatalara ve kusurlara rağmen Cumhuriyet Halk Partisi iktidara alternatif olamıyor ve oyunu 23'ten 24'e çıkararak başarı kazandım diyorsa bu konu üzerinde fazlaca düşünülmesi gereken bir durumdur. Sayın KILIÇDAROĞLU kötü değildir. Ama görüyoruz ki kaybettiği bunca seçimlerden sonra hala atak yapabilmiş değildir. Sadece sorunu lidere bağlamakta belki yanlış olur. Cumhuriyet Halk Partisi tüm teşkilatlarında aktivite noksanlığı yaşamaya devam ediyor. Başka partilerde olağanüstü olaylar oluyor bu partinin kongrelerinde en ufak ağız dalaşı bile büyük olaylar varmış gibi yansıtılıyor. Ve bunlara önlem alınamıyor. Milliyetçi Hareket Partisi apayrı bir dünya. Sayın Meral AKŞENER ve ekibi partiden ayrılıp İYİ Parti’yi kurunca biraz denge bozulur gibi oldu. Kaygıları var mı yok mu bilemem ama olası bir seçimde BARAJ sorunu olabilir mi? Bilemiyorum ama parti bunun önlemlerini de şimdiden almaya başladı sanırım. Adalet ve Kalkınma Partisi ile yaptıkları görüşmelerde CUMHUR-BAŞKANLIĞI seçiminde Sayın ERDOĞAN’a destek vereceklerini açık açık belirttiler. Bana göre bu açıklık önemli. Gizli ilişkiler bizi bozar. O nedenle partinin özüne dokunmadan yapılacak birliktelikler olabilir. Ama şunu da gözardı etmemek gerekir. Adalet ve Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ile bir birliktelik sağlıyorsa, Cumhuriyet Halk Partisi’nin Saadet Partisi veya Halkların Demokrasi Partisi ile sağlayacakları birlikteliğe söz etmemeleri gerekir. Bir KUTUPLAŞMA olur mu? Evet olur ama bu kutuplaşma sadece seçim dönemini kapsayacak durumda olmalı ve seçim sonrasında her parti kendi düşünüşlerini savunmaya devam etmeli, bu durum yadırganmamalı. Yine de çok emin olmamakla birlikte UFUKTA ERKEN SEÇİM var gibi geliyor. Şahsi fikrim her şey planlandığı gibi zamanında yapılsın. Herkes paçasını ona göre sıvasın. Kimse durumdan faydalanırım diye düşünmesin. Unutmayalım ki seçimler aşırı bütçe kayıplarına neden oluyor. Ülkede bir çok aktivite seçim havası var diye atak yapamıyor ve de döviz iniş-çıkış yapmaya devam ediyor. İstikrar sağlanamıyor ve daha bir çok olumsuzluklar. Ne ERKEN ne de GEÇ.. Her şey vaktinde olsun. Ülkemin yararına olsun.