Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

PROMOSYON

“Koyun can derdinde kasap mal derdinde”. Ne güzel söylemiş erenler. Yılı aştı konuşulmaya başlayalı bu promosyon konusu. Ne yazık ki sakız oldu. Ve hala sonuçlanmadı. Emeklilerimiz diyorum, bu ülkeye en az 25 yılını vermiş iyi-kötü hizmet etmiş emeklilerimiz. Maaş artışlarından yeteri kadar nasibini alamayan emeklilerimiz. Bankaların vereceği 3-5 kuruşluk PROMOSYON’u dört gözle bekleyen emeklilerimiz. Umacıya garkoldular vallahi. Kiminle konuşsam bu konu dile getiriliyor. Bankalar öncesinde birbirleriyle rekabet adına maaş alan emeklilere promosyonlar vermeye başlamıştı. Ufak tefekte olsa bunu alan arkadaşlarımız oldu. Gayet iyi görünüyordu. Hatta bazı bankalar “en az yüz emekliyle gelin bankamıza size özel promosyon verelim” bile demişlerdi. Ancak herkesin maaş aldığı banka ile kredi ilişkileri olduğundan bu konu hayata geçirilememişti. Sonra hükümet bu konuya el attı. Gazeteler ve televizyonlarda uzun uzadıya işlendi. Sanki hemen oluverecekmiş gibi hava yaratıldı. Yıllar geçti ama ne olan var ne de olacak gibi görünüyor. Şimdiki bakandan önce görevde bulunan sayın bakan “her şey hazır, bankalarla anlaştık iş imzaya kaldı” Tam o sırada bakanlar değişti ve yeni gelen sayın bakan “durumu inceleyeceğiz” diyeli de aylar oldu. Sonra bir haber duyuldu “bankalar sizden para istemesin de” dedi sayın bakan. Haydaaa!,,, Rakam yıllık üç yüz olarak anlaşılmışken şimdi de borçlu çıkacağız her halde dedik. Velhasıl olmadı. Belki yıl sonuna doğru bir şeyler olur diye bizi tekrar ümitlendirdiler. Ama rakam öylesine düşük ki, “alsak ne olur almasak ne olur” diye umutlarımızın üstünü örttük. Ama insanın umudu olması güzel bir şey. Geçen seçimlerde CHP “emeklilere yılda iki kez 1500 vereceğiz” demişti de sevinçten havalara uçmuştuk. Evde iki emekli yılda 6000 alacağız.. Hiç olmaya yakamızı paçamızı düzeltiriz demiştik. Olmadı. İstemedi bu canım emekliler. Ve emeklilerin maaş artışları da belli oluyor artık. Artık heyecanlanmıyoruz. Ve biliyoruz ki ilk yarı %3 ikinci yarı % 3 olur. Enflasyonda kağıt üzerinde % 6'yı geçmeyecek şeklinde olunca iş tamamdır demektir. Bakın ne kadar enteresan. % 3'lük maaş artısı 1.000 TL. maaş alan bir emekli için 30 TL. 25 bin TL maaş alan bir vatandaş için 750 TL. Birisi 1.030'a ulaşıyor diğeri 25.750. Aradaki fark 24 bin TL’den 24 bin 720'ye çıkıyor.. Halbuki herkes ekmeği 1 TL’ye alıyor. Bu artışlar yüzdelik yerine herkes için aynı rakam olsa da aradaki fark açılmasa, adaletli bir artış olsa uygun olmaz mı?.. ENFLASYON’da kağıt üzerindeki gibi asla değil. Enflasyon rakamları bizim cebimizdeki paraya ve onun alım gücüne bağlı. Her gün değişen döviz fiyatları, sürekli artan petrol fiyatları, yaşamımızı her an etkiliyor. Eskiden güzel bir söz vardı, aracı olan bir kişi petrole her zam geldiğinde “benim için fark etmez ben hep 20 liralık alıyorum” diye espriyi patlatıyordu. Tabii ki kazın ayağı öyle değil. Benzinden usanan gaza dönmüştü. Şimdilerde o da cazibesini kaybetmeye başladı. Şimdi son umutta ELEKTRİK’te. O nedenle enflasyon asıl bunlarla ilgili değerlendirilmesi gerekirken piyasada fazla dönmeyen ıvır zıvır şeylerle ölçülmeye ve düşük gösterilmeye çalışılıyor. Doğrusu cebimizdeki paranın alım gücüdür. Geçen ay aldığımız bir ürünün bu ay ki değeridir. Hiç yerinde durmadığı gibi. Durum bu değerli okurlar. Siz de diyeceksiniz ki ülke de bunca olay varken sen kalkmışsın paradan söz ediyorsun. İnanın ben de bıktım. Gün geçmiyor ki TERÖR başını çıkarmasın. Yazdık. Yazdık. Yazmakla bir sonuca ulaşılamıyor. Kınamakla sonlanmıyor. Vallahi ne olacak benimde kafam durdu. Gazeteler kapanıyor gazeteciler tutuklanıyor, siyasiler tutuklanıyor. TERÖR hala kamyonlarla saldırıda. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında, her şey ateş topu. “Allahım ülkemizin başına daha acılarını göstermesin” demekten öte bir şeyler yapamıyoruz. Yitip giden gençler için, içim sızlıyor, yüreğim yanıyor. İşte böyle para konuşurken birden gündem değişiverdi. Biliyorum ki sizde usandınız. Ben de konuyu zaman zaman değiştirmek için ona buna dokunmaya çalışıyorum. Sizleri terör ortamından alıp güncel konulara götürmek istiyorum. O nedenle kaleme almaya çalışmıştım. İsterseniz şimdide spordan söz edeyim birkaç satır. Hani milli takımda yaşanan bir olay var ya. Bazı sporcuların alınmaması gibi. Ha onlar bu kez kadroya alındı. Öncesi ne yaşanmış az çok bilinse de gerçekler tam olarak anlatılmamıştı. Kim suçlu, kim özür dileyecek bilemiyorduk. Doğru tam olarak belirlenememişken bu kez de kadroya çağrıldılar. Gelirler mi, oynarlar mı bilemiyorum. Sporcular haklıysa gelmemeleri gerekir. Hoca haklıysa oynatmaması gerekir. Üstelik dişli rakipler varken çağrılmayanlar şimdiki zayıf rakip karşısında niye çağrıldılar. Ve önceden 24 olan sayı şimdi 28'e çıkmış. Vallahi çok garip şeyler yaşıyoruz ama. Sanki rüya gibi.. Sanki düş gibi. Sonuç olarak ne söylesek ne yazsak bilemiyorum. Netice ; İş olacağına varıyor.. Bütün bu olumsuzlukların ardından renkli bir şey söyleyeyim bari Uşak’ta şehir içi otobüsler RENKLENMİŞ. Her semte ayrı renk araç gidiyor. Olur ya işiniz düşerse renk seçin artık. Kırmızı-pembe sarı-turuncu.. Yaşam renklendi...
Ekleme Tarihi: 09 Kasım 2016 - Çarşamba

PROMOSYON

“Koyun can derdinde kasap mal derdinde”. Ne güzel söylemiş erenler. Yılı aştı konuşulmaya başlayalı bu promosyon konusu. Ne yazık ki sakız oldu. Ve hala sonuçlanmadı.
Emeklilerimiz diyorum, bu ülkeye en az 25 yılını vermiş iyi-kötü hizmet etmiş emeklilerimiz. Maaş artışlarından yeteri kadar nasibini alamayan emeklilerimiz. Bankaların vereceği 3-5 kuruşluk PROMOSYON’u dört gözle bekleyen emeklilerimiz. Umacıya garkoldular vallahi. Kiminle konuşsam bu konu dile getiriliyor.
Bankalar öncesinde birbirleriyle rekabet adına maaş alan emeklilere promosyonlar vermeye başlamıştı. Ufak tefekte olsa bunu alan arkadaşlarımız oldu. Gayet iyi görünüyordu. Hatta bazı bankalar “en az yüz emekliyle gelin bankamıza size özel promosyon verelim” bile demişlerdi. Ancak herkesin maaş aldığı banka ile kredi ilişkileri olduğundan bu konu hayata geçirilememişti. Sonra hükümet bu konuya el attı. Gazeteler ve televizyonlarda uzun uzadıya işlendi. Sanki hemen oluverecekmiş gibi hava yaratıldı. Yıllar geçti ama ne olan var ne de olacak gibi görünüyor.
Şimdiki bakandan önce görevde bulunan sayın bakan “her şey hazır, bankalarla anlaştık iş imzaya kaldı”

Tam o sırada bakanlar değişti ve yeni gelen sayın bakan “durumu inceleyeceğiz” diyeli de aylar oldu. Sonra bir haber duyuldu “bankalar sizden para istemesin de” dedi sayın bakan. Haydaaa!,,,
Rakam yıllık üç yüz olarak anlaşılmışken şimdi de borçlu çıkacağız her halde dedik. Velhasıl olmadı. Belki yıl sonuna doğru bir şeyler olur diye bizi tekrar ümitlendirdiler. Ama rakam öylesine düşük ki, “alsak ne olur almasak ne olur” diye umutlarımızın üstünü örttük. Ama insanın umudu olması güzel bir şey.

Geçen seçimlerde CHP “emeklilere yılda iki kez 1500 vereceğiz” demişti de sevinçten havalara uçmuştuk.
Evde iki emekli yılda 6000 alacağız.. Hiç olmaya yakamızı paçamızı düzeltiriz demiştik. Olmadı. İstemedi bu canım emekliler.
Ve emeklilerin maaş artışları da belli oluyor artık. Artık heyecanlanmıyoruz. Ve biliyoruz ki ilk yarı %3 ikinci yarı % 3 olur. Enflasyonda kağıt üzerinde % 6'yı geçmeyecek şeklinde olunca iş tamamdır demektir. Bakın ne kadar enteresan. % 3'lük maaş artısı 1.000 TL. maaş alan bir emekli için 30 TL. 25 bin TL maaş alan bir vatandaş için 750 TL. Birisi 1.030'a ulaşıyor diğeri 25.750. Aradaki fark 24 bin TL’den 24 bin 720'ye çıkıyor.. Halbuki herkes ekmeği 1 TL’ye alıyor. Bu artışlar yüzdelik yerine herkes için aynı rakam olsa da aradaki fark açılmasa, adaletli bir artış olsa uygun olmaz mı?..
ENFLASYON’da kağıt üzerindeki gibi asla değil. Enflasyon rakamları bizim cebimizdeki paraya ve onun alım gücüne bağlı. Her gün değişen döviz fiyatları, sürekli artan petrol fiyatları, yaşamımızı her an etkiliyor. Eskiden güzel bir söz vardı, aracı olan bir kişi petrole her zam geldiğinde “benim için fark etmez ben hep 20 liralık alıyorum” diye espriyi patlatıyordu. Tabii ki kazın ayağı öyle değil. Benzinden usanan gaza dönmüştü. Şimdilerde o da cazibesini kaybetmeye başladı. Şimdi son umutta ELEKTRİK’te. O nedenle enflasyon asıl bunlarla ilgili değerlendirilmesi gerekirken piyasada fazla dönmeyen ıvır zıvır şeylerle ölçülmeye ve düşük gösterilmeye çalışılıyor. Doğrusu cebimizdeki paranın alım gücüdür. Geçen ay aldığımız bir ürünün bu ay ki değeridir. Hiç yerinde durmadığı gibi.
Durum bu değerli okurlar. Siz de diyeceksiniz ki ülke de bunca olay varken sen kalkmışsın paradan söz ediyorsun. İnanın ben de bıktım. Gün geçmiyor ki TERÖR başını çıkarmasın. Yazdık. Yazdık. Yazmakla bir sonuca ulaşılamıyor. Kınamakla sonlanmıyor. Vallahi ne olacak benimde kafam durdu. Gazeteler kapanıyor gazeteciler tutuklanıyor, siyasiler tutuklanıyor. TERÖR hala kamyonlarla saldırıda. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında, her şey ateş topu. “Allahım ülkemizin başına daha acılarını göstermesin” demekten öte bir şeyler yapamıyoruz. Yitip giden gençler için, içim sızlıyor, yüreğim yanıyor.
İşte böyle para konuşurken birden gündem değişiverdi. Biliyorum ki sizde usandınız. Ben de konuyu zaman zaman değiştirmek için ona buna dokunmaya çalışıyorum. Sizleri terör ortamından alıp güncel konulara götürmek istiyorum. O nedenle kaleme almaya çalışmıştım.
İsterseniz şimdide spordan söz edeyim birkaç satır. Hani milli takımda yaşanan bir olay var ya. Bazı sporcuların alınmaması gibi. Ha onlar bu kez kadroya alındı. Öncesi ne yaşanmış az çok bilinse de gerçekler tam olarak anlatılmamıştı. Kim suçlu, kim özür dileyecek bilemiyorduk. Doğru tam olarak belirlenememişken bu kez de kadroya çağrıldılar. Gelirler mi, oynarlar mı bilemiyorum. Sporcular haklıysa gelmemeleri gerekir. Hoca haklıysa oynatmaması gerekir. Üstelik dişli rakipler varken çağrılmayanlar şimdiki zayıf rakip karşısında niye çağrıldılar. Ve önceden 24 olan sayı şimdi 28'e çıkmış. Vallahi çok garip şeyler yaşıyoruz ama. Sanki rüya gibi.. Sanki düş gibi.
Sonuç olarak ne söylesek ne yazsak bilemiyorum. Netice ; İş olacağına varıyor.. Bütün bu olumsuzlukların ardından renkli bir şey söyleyeyim bari Uşak’ta şehir içi otobüsler RENKLENMİŞ. Her semte ayrı renk araç gidiyor. Olur ya işiniz düşerse renk seçin artık. Kırmızı-pembe sarı-turuncu.. Yaşam renklendi...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.