Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

SİYASET ZOR ZENAAT

Demokrasiye olan inancımdan şu güne kadar asla fire vermedim. İnanıyorum ve demokrasinin her bireye ne kadar yarar sağladığı, onu ne kadar sindirebildiğine göre şekilleniyor. Yaşadığım her ortamda demokrasiyi etkin kılmak için mücadele ettim. Kimi zaman başardık, kimi zaman yenildik. Ama her yenilginin ardından bir daha sırtımız yere gelmesin diye mücadelemizi sürdürdük. Ancak şuna inanıyorum ki demokrasi sadece siyasette olmuyor. Yaşamın her alanında onu etkin kılmak önemli. Şu gün için demokrasi mücadelemiz SİYASET alanında yapılıyor. 12 gün sonra geleceğimiz hakkında bir referandum yapılacak. Halkımız bundan sonraki yaşamına yön verecek yepyeni karara imzasını atacak. Vatandaşın eksik bıraktığı bir şeyler gözlüyorum. Araştırmalarım sonucunda gerçekten büyük bir kesim hala işin farkında değil. “Adam sende!... Bir oy!.. Versem ne olur vermesem ne olur” düşüncesinde. Hatırlayalım. 70'li yıllar.. Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor. Meclisin güçlü partileri bir isim üzerinde yoğunlaşmış durumda. Seçimin sonucu neredeyse belli gibi. Ancak ilginç bir şey oluyor. Uşak Milletvekili Sayın Adil TURAN (rahmetle anıyorum) gurup kararına uymayıp adaya oy vermiyor. “HAYIR” diyor. Bir oyla aday seçilemiyor. Herkes şokta. Niçin oy vermedin, gurup kararına rağmen diyorlar, “içime sindiremedim. ülkemin geleceği için” diyor.. Yani bu gün bile aynı kural geçerlidir BİR oy da olsa önemlidir. Hadi buyurun 16 Nisan’da GELECEĞİMİZ için oyumuzu kullanalım. Ne çıkarsa kabulümüzdür. İnsanların oylarına karışmamakla birlikte içimizden neyin çıkması gerektiğini, isteğimizin hangi yönde olduğunu biliyorsunuzdur belki de.. Ancak herkese her düşünüşe her karara saygılı olmamız gerekir. Hayırcılar evet çıkarsa, evetçiler hayır çıkarsa kabullenmelidirler. Şimdi gelelim asıl meseleye.. Ben her zaman savunuyorum. Vatandaşlık görevi her şeyden önemlidir. Yarın yapacağımız eleştirilerin odağında bu vardır. Sen vatandaşlık görevini tam anlamıyla yaparsan ileride hesap sorma hakkın da olacaktır. O nedenle diyorum ki; HER VATANDAŞ OYUNU KULLANMALIDIR. Bu konuda devlet-hükümet bir yaptırım uygulamasa bile vatandaşlar bu görevi yerine getirmelidirler. Dağıtılan seçmen kartlarının arkasına “oyunu kullanmıştır” imza mühür olunca bu bir gurur belgesi olarak herkesin cüzdanında yer almalıdır. Ve vatandaş devletten istediği hizmetlerde bu belgeyi ibraz ederek gururlanmalıdır. Şartları uygun olduğu halde oyunu kullanmayanlar bazı hizmetlerden yararlandırılmamalıdırlar. Daha da önemlisi oy kullanma oranı ne kadar yüksek çıkarsa ülkemizin uluslararası alanlarda prestiji artacaktır. Basit bir hesap yapalım. Şu an ülkemizde 58 milyon seçmen var.. Bunun yarısı 29 milyon eder. Referandumda % 50'nin üzerinde kabul olması için 29 milyon oy gerekiyor. Oy kullananların sayısı 46 milyon olursa yarısı 23 olacak aradaki farka bakın 6 milyon.. Büyük rakam. Ben koşulların uygun olduğu 16 Nisan günü akşamı % 90'ın üzerinde oy kullanılmış olduğunu gördüğümde daha da mutlu olacağım her ne çıkarsa çıksın. Bunun altındaki oranlara pek tatmin olacağımı düşünemiyorum. Ne yapmalıyız. 16 Nisan günü oyunu kullanarak görevini yapmış bir insanın duyacağı hazzı duymalıyız. Bazen anlaşılmaz propagandalar bile yapılıyor. Biri çıkmış..“Hayır diyecek vatandaşların sandığa gitmesine lüzum yok, sandığa gitmeseniz yani oy kullanmazsanız hayır demiş olusunuz” diyerek akıllara zarar bir söylemde bulunuyor.. Uyanık.. İnsanları böyle pasifize etmek yanlıştır. Her kim olursa olsun 58 milyona dahil herkes o gün gidip oyunu kullanmalıdır. Hatta evelerinden uzak olan değerli üniversite öğrencilerimiz bile eğer seçmen olma gereklerini yerine getirmişlerse kayıtlı oldukları yerlere gidip oylarını kullanmalıdırlar. Hem ailesin kavuşurlar,özlem giderirler ve de en önemlisi vatandaşlık görevlerini yerine getirmiş olurlar. Artık zaman daralıyor. Partiler alanlarda son rötuşları yapmaya devam ediyorlar. Devlet imkanlarını kullanıp bundan yarar sağlamaya çalışanları kabullenemiyorum. Her kes gücüne göre istediği çalışmayı yapabilir. Sonuç ne çıkarsa bahtımıza der kabulleniriz. Dilimiz her ne kadar referandumdan söz etse de içimizde de usuldan usuldan bir UŞAKSPOR sevdası kımıldaşıp duruyor. Bu hafta rakibimizi yendik ve her şey bu hafta sonu yapılacak iki maçla değerlenecek. 2006 yılından beri yer alamadığımız profesyonel liglere katılma heyecanı yaşıyoruz. Önce gurubu lider bitirmek ve sonrasındaki baraj maçını aşarak bu lige ulaşmak istiyoruz. Belki bir çok kimse nereden nereye diyerek ama ne yapalım bizim içimizde de bir miktar spor aşkı var. Onu tatmin için çabalarımız sürüyor. Son hafta yapılacak iki maç, yani bizim Yatağanspor ile ve Çiğli’nin Söke ile yapacağı maçlar sonunda kimin ipi göğüsleyeceği belli olacak. Biz maçı kazanır ve diğer maç berabere biter ya da Çiğli galip gelirse şampiyonluk yaşayabileceğiz. Biz maçı berabere bitirsek bile şansımız yok oluyor.. Umutlarımız başka baharlara doğru ötelenecek. Aynı şekilde kalbimizin bir köşesi de basketbol takımımız için çarpıyor. Ligin altlarından bir an önce kurtulma çabasındayız. Kentimizin her alanda olduğu gibi sporda da var olmasını arzulamaktayız. Kentimizi tanıtmanın en ucuz ve en kolay yolu SPOR dur. FARKINDA olmalıyız.. Önce sporda başarı, sonra siyasette güzellikler olsun.. Hayırlısıyla....
Ekleme Tarihi: 04 Nisan 2017 - Salı

SİYASET ZOR ZENAAT

Demokrasiye olan inancımdan şu güne kadar asla fire vermedim. İnanıyorum ve demokrasinin her bireye ne kadar yarar sağladığı, onu ne kadar sindirebildiğine göre şekilleniyor. Yaşadığım her ortamda demokrasiyi etkin kılmak için mücadele ettim. Kimi zaman başardık, kimi zaman yenildik. Ama her yenilginin ardından bir daha sırtımız yere gelmesin diye mücadelemizi sürdürdük. Ancak şuna inanıyorum ki demokrasi sadece siyasette olmuyor. Yaşamın her alanında onu etkin kılmak önemli.
Şu gün için demokrasi mücadelemiz SİYASET alanında yapılıyor. 12 gün sonra geleceğimiz hakkında bir referandum yapılacak. Halkımız bundan sonraki yaşamına yön verecek yepyeni karara imzasını atacak. Vatandaşın eksik bıraktığı bir şeyler gözlüyorum. Araştırmalarım sonucunda gerçekten büyük bir kesim hala işin farkında değil. “Adam sende!... Bir oy!.. Versem ne olur vermesem ne olur” düşüncesinde. Hatırlayalım. 70'li yıllar.. Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor.

Meclisin güçlü partileri bir isim üzerinde yoğunlaşmış durumda. Seçimin sonucu neredeyse belli gibi. Ancak ilginç bir şey oluyor. Uşak Milletvekili Sayın Adil TURAN (rahmetle anıyorum) gurup kararına uymayıp adaya oy vermiyor. “HAYIR” diyor. Bir oyla aday seçilemiyor. Herkes şokta. Niçin oy vermedin, gurup kararına rağmen diyorlar, “içime sindiremedim. ülkemin geleceği için” diyor..
Yani bu gün bile aynı kural geçerlidir BİR oy da olsa önemlidir.
Hadi buyurun 16 Nisan’da GELECEĞİMİZ için oyumuzu kullanalım. Ne çıkarsa kabulümüzdür.
İnsanların oylarına karışmamakla birlikte içimizden neyin çıkması gerektiğini, isteğimizin hangi yönde olduğunu biliyorsunuzdur belki de.. Ancak herkese her düşünüşe her karara saygılı olmamız gerekir. Hayırcılar evet çıkarsa, evetçiler hayır çıkarsa kabullenmelidirler.
Şimdi gelelim asıl meseleye.. Ben her zaman savunuyorum. Vatandaşlık görevi her şeyden önemlidir. Yarın yapacağımız eleştirilerin odağında bu vardır. Sen vatandaşlık görevini tam anlamıyla yaparsan ileride hesap sorma hakkın da olacaktır. O nedenle diyorum ki; HER VATANDAŞ OYUNU KULLANMALIDIR. Bu konuda devlet-hükümet bir yaptırım uygulamasa bile vatandaşlar bu görevi yerine getirmelidirler. Dağıtılan seçmen kartlarının arkasına “oyunu kullanmıştır” imza mühür olunca bu bir gurur belgesi olarak herkesin cüzdanında yer almalıdır. Ve vatandaş devletten istediği hizmetlerde bu belgeyi ibraz ederek gururlanmalıdır. Şartları uygun olduğu halde oyunu kullanmayanlar bazı hizmetlerden yararlandırılmamalıdırlar. Daha da önemlisi oy kullanma oranı ne kadar yüksek çıkarsa ülkemizin uluslararası alanlarda prestiji artacaktır.
Basit bir hesap yapalım. Şu an ülkemizde 58 milyon seçmen var.. Bunun yarısı 29 milyon eder. Referandumda % 50'nin üzerinde kabul olması için 29 milyon oy gerekiyor. Oy kullananların sayısı 46 milyon olursa yarısı 23 olacak aradaki farka bakın 6 milyon.. Büyük rakam. Ben koşulların uygun olduğu 16 Nisan günü akşamı % 90'ın üzerinde oy kullanılmış olduğunu gördüğümde daha da mutlu olacağım her ne çıkarsa çıksın. Bunun altındaki oranlara pek tatmin olacağımı düşünemiyorum.
Ne yapmalıyız. 16 Nisan günü oyunu kullanarak görevini yapmış bir insanın duyacağı hazzı duymalıyız. Bazen anlaşılmaz propagandalar bile yapılıyor. Biri çıkmış..“Hayır diyecek vatandaşların sandığa gitmesine lüzum yok, sandığa gitmeseniz yani oy kullanmazsanız hayır demiş olusunuz” diyerek akıllara zarar bir söylemde bulunuyor.. Uyanık.. İnsanları böyle pasifize etmek yanlıştır. Her kim olursa olsun 58 milyona dahil herkes o gün gidip oyunu kullanmalıdır. Hatta evelerinden uzak olan değerli üniversite öğrencilerimiz bile eğer seçmen olma gereklerini yerine getirmişlerse kayıtlı oldukları yerlere gidip oylarını kullanmalıdırlar. Hem ailesin kavuşurlar,özlem giderirler ve de en önemlisi vatandaşlık görevlerini yerine getirmiş olurlar.
Artık zaman daralıyor. Partiler alanlarda son rötuşları yapmaya devam ediyorlar. Devlet imkanlarını kullanıp bundan yarar sağlamaya çalışanları kabullenemiyorum. Her kes gücüne göre istediği çalışmayı yapabilir. Sonuç ne çıkarsa bahtımıza der kabulleniriz.
Dilimiz her ne kadar referandumdan söz etse de içimizde de usuldan usuldan bir UŞAKSPOR sevdası kımıldaşıp duruyor. Bu hafta rakibimizi yendik ve her şey bu hafta sonu yapılacak iki maçla değerlenecek. 2006 yılından beri yer alamadığımız profesyonel liglere katılma heyecanı yaşıyoruz. Önce gurubu lider bitirmek ve sonrasındaki baraj maçını aşarak bu lige ulaşmak istiyoruz. Belki bir çok kimse nereden nereye diyerek ama ne yapalım bizim içimizde de bir miktar spor aşkı var. Onu tatmin için çabalarımız sürüyor. Son hafta yapılacak iki maç, yani bizim Yatağanspor ile ve Çiğli’nin Söke ile yapacağı maçlar sonunda kimin ipi göğüsleyeceği belli olacak. Biz maçı kazanır ve diğer maç berabere biter ya da Çiğli galip gelirse şampiyonluk yaşayabileceğiz. Biz maçı berabere bitirsek bile şansımız yok oluyor.. Umutlarımız başka baharlara doğru ötelenecek.
Aynı şekilde kalbimizin bir köşesi de basketbol takımımız için çarpıyor. Ligin altlarından bir an önce kurtulma çabasındayız. Kentimizin her alanda olduğu gibi sporda da var olmasını arzulamaktayız. Kentimizi tanıtmanın en ucuz ve en kolay yolu SPOR dur. FARKINDA olmalıyız..
Önce sporda başarı, sonra siyasette güzellikler olsun.. Hayırlısıyla....

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.