Bir çoğunuz gerek radyodan veya gerekse televizyondan at yarışlarını izlemişsinizdir. Yarışmayı anlatan davudi sesli meşhur spiker o kadar heyecanlı ve olayları yaşayarak anlatıyor ki; ben mest oluyorum. Atların ismini söyleyip durumlarını gayet net arzediyor. Atların arasındaki mesafeyi o kadar güzel aksettiriyor ki bizler de o anı yaşıyoruz Ve işte seçimlerde de öyle oluyor, partiler, adaylar yarışıyor. Artık yarışanlar son düzlüğe girdi. Şunun şurasında çok az bir süre kaldı. PAZAR günü vatandaşlar oylarını kullanacak ve ertesi gün bambaşka bir sabaha uyanacağız. Ya devam diyeceğiz ya da biz eskiye dönmek isteriz yani “parlamenter sistem gelsin” diyeceğiz. “Başkanlık sistemi bize uymadı” diyeceğiz. Ne dersek diyelim de ne olursunuz çok eski günlere dönmeyelim. Taşlar yerinde dursun. Öyle yanlış davranışlara tevessül etmeyelim. Kimin aklındaysa çıkarsın aklından, yanlarındakiler ise onlara mani olsun.. Çektiklerimizi unutmuş değiliz. Ülkemizi on yıllar öncesine götürmeyi düşünmeyelim ve denemeyelim. Güney bölgemizde yaşadığımız o büyük depremler sonrası aslında hala devam etmekte.  Siyasi partiler bu seçimlerde aşırıya kaçmayalım, mümkün olduğu kadar mitingleri yapmayalım, araba konvoyları olmasın diye bir ortak karara varmışlardı. Oh dedik ne güzel bir karar.. Ama görüyoruz ki arada bir çatlak sesler çıkıyor. Olmamalı. Buca’da yapılan küçük bir hareket sonrası başkanlar sağduyu çağrısı yapmışlardı mutlandık. Sakarya’da taş atan gencimizi parti lideri bağışlamıştı ama ERZURUM’da yapılanlar netleşmedi. Belli ki planlanmış bir olay yaşandı.. Olmamalı.. Seçim sürecinde kullanılan üslup ve dil zaman zaman yürekleri yaralayıcı boyutlara ulaştı.. Olmamalı. daha sağduyulu daha ılımlı ve daha sıcak davranışlar beklemekteyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz yıllarda her seçim sonrası yaptığı “Balkon”daki SEÇİM konuşmalarında tüm ülkeyi kucaklayan ifadelerle gönlümüze su serpmişti. Şimdi “onlar” diye başlayıp bir çoğumuzu suçlayıcı söylemlere şahit olmaktayız. Olmamalı. 14 Mayıs’ta ülke insanımız oylarını kullanacak ve ertesi gün sonuçları göreceğiz. Şimdiden olmayacak dualara amin denilmekte, akıllarda bir çok sorular yaşatılmakta ve senaryolar üretilmektedir. Hayır, hiç biri olmayacak. Bizler demokratik bir ülkede yaşamakta olduğumuzun bilincine varmalı ve kim kazanırsa kazansın DEMOKRASİ kazanacak inancımızı asla yitirmemeliyiz. Mansur YAVAŞ bir konuşmasında “biz zafer kazandık diye sevinmeyeceğiz sonuçta bir seçim yapılmıştır, kazandığımızda parti rozetimizi çıkarıp hizmete başladık, bunun galibi mağlubu olmaz TÜRKİYE kazanmalı” demişti. Onlarca spekülasyon yapıldı. Geçmişte yaşanmış seçim hileleri üzerinde bir sürü yorumlar getirildi. Bunların hiç biri olmamalı ve gayet demokratik ve gayet sakin bir ortamda seçimler yapılmalı, kim kazanırsa onlar baş tacı edilmelidir. Kazanan da kaybeden de bizdendir. Bizim insanımızdır. Bu seçimlerde oldukça fazla parti ve aday oy pusulalarında yer almaktadır. Günlerdir televizyon yayınlarında oylarımızı nasıl kullanmamız gerektiği anlatılmaktadır. Neredeyse bir metreyi bulan oy pusulalarında EVET mühürü basıldıktan sonra mühürün mürekkebi başka yerlere bulaşmasın diye oyları tersine büküp zarfa koyulması gerektiği üzerine basa basa seçmenlere anlatılmaktadır. Bir de asparagas olmasına rağmen oy pusularında noktacıklar olacağı ifade edilerek, oyların GEÇERSİZ sayılmaması için sandık kurulundan oy pusulanızı aldıktan sonra ön ve arkasını mutlaka kontrol etmeniz konusunda uyarılar yapılmaktadır. Burada sandık kurulundaki görevlilere büyük iş düşmektedir. Sabahleyin sandık kurulu oluşturulup oylar kullanıma hazır hale getirilmesi esnasında gayet CİDDİ kontrollar mutlaka yapılmalıdır. Olumsuzluklar için kurullar ve komiteler uyarılmalı, yanlışlıklar ve hatalar mutlaka giderilmelidir. Hatalar kesinlikte tutanak altına alınmalıdır. Artık son düzlüğe girdik. 210 siyasi partiden seçimlere katılma hakkı kazanmış 36 partinin adaylarının kıyasıya mücadelesi sonuçlarını verecek ve ülkemizi 5 yıl yönetecek CUMHURBAŞKANIMIZ ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin 600 üyesi seçilecek. Yani bizler seçeceğiz. Bu arada yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın oy kullanma işlemleri sona erdi ve gümrüklerdeki oy kullanımları sürmektedir. Parantez içinde şunu söylemek isterim ki, şahsen yurt dışındakilerin, sonradan vatandaşlığa geçenlerin oy kullanmalarını pek içime sindiremiyorum. Bizim kaderimizi bu ülkede yaşayan, acıyı, sevinci paylaşan insanlarımız belirlemeli. Üç beş kuruş verip bir konut edinmiş ve burada oy kullanma hakkına sahip olmak doğru değil kanısındayım. Almanya’da veya her hangi bir ülkede yıllar yılı yaşamış bir vatandaşımız bizim kaderimizi tayin etmemeli. Onlara saygımız var ama bizi bizler değerlendirmeliyiz. Oy kullanma saatimiz 08.00 ile 17.00 arasıdır. Uyuyup kalırsanız vatandaşlık görevinizi yapamazsınız. Uyanık olmalısınız.. Sakin, sağduyunun hakim olduğu, hiçbir olumsuzluğun yaşanmadığı, ülkemize yaraşır bir seçim dönemi yaşamak ümidiyle, oyların kutsallığına gölge düşürmeden bir seçim ortamı yaşamak dileğiyle adaylara, partilere başarılar dilerim. Ülkemize hayırlar getirsin.. Gönlünüze göre bir seçim olsun sonuçlarından ÜLKEM kazansın. TÜRKİYEM kazansın.. Oyunuzu da mutlaka kullanın!...