A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

SULTANLARA

Merhaba değerli dostlar! Ben pek fazla alıntı yapmam. Yaptığım da biri ikiyi geçmez. Ama bu yüz akımız filenin sultanları hakkında çok beğendiğim yazılanları da sizlerle buluşturmak istedim. Gökçeada Atatürk Öğretmen Okulu mezunu arkadaşım Hasan Akgün’ün yazısını sizlere iletiyorum.Umarım beğenirsiniz. TOPUNUZ BİR VOLEYBOL TOPUNA YENİLECEKSİNİZ... Geçen akşam saat 11'de iki kız karanlıkta voley-bol oynuyordu... Tam kızlarımızı yazmaya başlamıştım ki, Ferdi Zeyrek'in vefat haberi kolumu kanadımı kırdı. Yazamadım. Bir arkadaş diyor ki, (Alper Akşit) "Voleybolcu kızlarımız unutuldu mu? "Unutulur mu hiç? Unutulur mu? Her umutsuzluğa düştüğümüzde alaca karanlıkta Çoban Yıldızı gibi parlayan; "Hey! Ayağa kalkın, bakın biz buradayız!" diyen kızlar Unutulur mu? Takımın "en"leri sahada yok. Vargas'ı, Zehra'sı, Ebrar'ı yok! Vargas'ı, Zehra'sı, Ebrar'ı yok! Ama yerine başka "en"ler, en iyi olarak gelmiş. "Demek ki bu damar sağlammış, bu damarı kuruttuğumuzda toplum da kuruyacak," dedim. Zaman geldi, bu kızların cinselliğine dil uzatıldı, belden aşağı en ahlaksızca vuruldu. Zaman geldi, bacaklarından rahatsız oldu softalar! Aslında kızların bacakları değildi rahatsız oldukları; erkek egemenliğinin ters bacak üstünde yakalanıp etkisiz hale getirilmesineydi... Zaman geldi, yedi kat yabancıya birinci sınıf THY uçak biletleri hediye edilirken; bu öz kızlarımızı 10 saatlik yola, 1.90-2 metre boylarını iki büklüm yaparak ekonomi sınıfında gönderdik. Onlar; "Olsun zararı yok" dediler. Atatürk boşuna;"Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez." Dememiş! Boşuna; "kadın, kadın" diyerek yüz yıllık vizyonunu gözümüze gözümüze sokmamış. Atatürk düşmanlığının temelinde ne yatıyor sanıyorsunuz? Kadını ikinci, üçüncü sınıf yaparak, köleleştirip, "Üstün erkek" egemenliğini topluma "inançmış" gibi kabul ettirme çabası yatıyor. Arap kültürünün damarlarımıza enjekte edilerek "din" diye yutturulma çabası yatıyor. Bazen gizli, bazen açıktan açığa sürdürülen bu savaş; gericilikle aydınlanmanın savaşıdır. Yetkili, yetkisiz ağızlar kadının nasıl ve kaç tane doğuracağını topluma dikte etme yarışına girmişler. Varlıklı kesimden  yardım isteyerek ısmarlama zifafla çocuk siparişi veriliyor sanki. Sanki bu yardımlar, tesis edilen evliliğin ve dünyaya getirilip salıverilen 3-4 çocuğun yaşam boyu garantisi olacakmış gibi... Merak etmeyin, huzura kavuşan, ekonomik özgürlüğü sosyal devletin eşit, adaletli yapısıyla güvence altına alınıp eğitilmiş kadın; gerektiğinde savaşacak yiğitler de doğurur; doğurduklarıyla omuz omuza verip düşmanla yiğitçe savaşmasını da bilir. Bizim voleybolcu ve sporcu kızlarımız da ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Az çok İngilizce bilen biri olarak, maçların heyecanıyla nasıl İngilizce konuştuklarını duyunca hayran kaldım. Hele diğer takım antrenörlerinin kafa göz yararak İngilizce konuşmalarını duyunca kızlarımızla bir kez daha gururlandım. Yöneticiler dil bilmez elçileri tercümanla beraber yurt dışına görevlendirdiği dönemde, bu kızlar sesimizi dünyaya duyuruyor. Yönetenleri kimse tanımazken, kızlar kendilerinin ve ülkemizin adını dünyaya ezberletiyor. Global arenada erkeklerimizin "kem küm" ettiği bir dönemde, kızlarımız topu "bam! bam!" kafalara indiriyor. Biz yürekten bir teşekkür için bile "eyyam" yaparak birilerine bir yerlere yaranma derdindeyiz. Yazık!... Çinli antrenörü izleyin; kızlarımızın akıl dolu oyunu karşısında nasıl çaresiz kaldığını yüz ifadesinde okuyacaksınız. Ama; gelin görün ki ele geçen ilk fırsatta eyyamcılar bu kızlarımıza yine saldıracaklar. Saldırın, istediğiniz kadar saldırın; 36 tarikat 6 kız etmiyor. Topunuz bir voleybol topuna yenileceksiniz. Hasan Akgün   * * *   Dip not: Biz savaşı hiç sevmeyiz zorunlu olmadıkça. Bize barbar diyenlerin asıl barbarlar olduğunu öğrendik. * * *   Geçen hafta bir kaza sonucu kaybettiğimiz Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımızı hazin bir törenle uğurladık. Sevilen, sayılan ve gerçekten çalışkan böyle insanları erken kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. Işıklarda kal Ferdi Zeyrek....
Ekleme Tarihi: 19 June 2025 - Thursday

SULTANLARA

Merhaba değerli dostlar! Ben pek fazla alıntı yapmam. Yaptığım da biri ikiyi geçmez. Ama bu yüz akımız filenin sultanları hakkında çok beğendiğim yazılanları da sizlerle buluşturmak istedim. Gökçeada Atatürk Öğretmen Okulu mezunu arkadaşım Hasan Akgün’ün yazısını sizlere iletiyorum.Umarım beğenirsiniz.
TOPUNUZ BİR VOLEYBOL TOPUNA YENİLECEKSİNİZ...
Geçen akşam saat 11'de iki kız karanlıkta voley-bol oynuyordu... Tam kızlarımızı yazmaya başlamıştım ki, Ferdi Zeyrek'in vefat haberi kolumu kanadımı kırdı. Yazamadım. Bir arkadaş diyor ki, (Alper Akşit) "Voleybolcu kızlarımız unutuldu mu? "Unutulur mu hiç? Unutulur mu? Her umutsuzluğa düştüğümüzde alaca karanlıkta Çoban Yıldızı gibi parlayan; "Hey! Ayağa kalkın, bakın biz buradayız!" diyen kızlar Unutulur mu?
Takımın "en"leri sahada yok. Vargas'ı, Zehra'sı, Ebrar'ı yok!
Vargas'ı, Zehra'sı, Ebrar'ı yok! Ama yerine başka "en"ler, en iyi olarak gelmiş. "Demek ki bu damar sağlammış, bu damarı kuruttuğumuzda toplum da kuruyacak," dedim.
Zaman geldi, bu kızların cinselliğine dil uzatıldı, belden aşağı en ahlaksızca vuruldu. Zaman geldi, bacaklarından rahatsız oldu softalar! Aslında kızların bacakları değildi rahatsız oldukları; erkek egemenliğinin ters bacak üstünde yakalanıp etkisiz hale getirilmesineydi...
Zaman geldi, yedi kat yabancıya birinci sınıf THY uçak biletleri hediye edilirken; bu öz kızlarımızı 10 saatlik yola, 1.90-2 metre boylarını iki büklüm yaparak ekonomi sınıfında gönderdik. Onlar; "Olsun zararı yok" dediler.
Atatürk boşuna;"Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez." Dememiş!
Boşuna; "kadın, kadın" diyerek yüz yıllık vizyonunu gözümüze gözümüze sokmamış.
Atatürk düşmanlığının temelinde ne yatıyor sanıyorsunuz? Kadını ikinci, üçüncü sınıf yaparak, köleleştirip, "Üstün erkek" egemenliğini topluma "inançmış" gibi kabul ettirme çabası yatıyor. Arap kültürünün damarlarımıza enjekte edilerek "din" diye yutturulma çabası yatıyor. Bazen gizli, bazen açıktan açığa sürdürülen bu savaş; gericilikle aydınlanmanın savaşıdır. Yetkili, yetkisiz ağızlar kadının nasıl ve kaç tane doğuracağını topluma dikte etme yarışına girmişler. Varlıklı kesimden  yardım isteyerek ısmarlama zifafla çocuk siparişi veriliyor sanki. Sanki bu yardımlar, tesis edilen evliliğin ve dünyaya getirilip salıverilen 3-4 çocuğun yaşam boyu garantisi olacakmış gibi...
Merak etmeyin, huzura kavuşan, ekonomik özgürlüğü sosyal devletin eşit, adaletli yapısıyla güvence altına alınıp eğitilmiş kadın; gerektiğinde savaşacak yiğitler de doğurur; doğurduklarıyla omuz omuza verip düşmanla yiğitçe savaşmasını da bilir.
Bizim voleybolcu ve sporcu kızlarımız da ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Az çok İngilizce bilen biri olarak, maçların heyecanıyla nasıl İngilizce konuştuklarını duyunca hayran kaldım. Hele diğer takım antrenörlerinin kafa göz yararak İngilizce konuşmalarını duyunca kızlarımızla bir kez daha gururlandım.
Yöneticiler dil bilmez elçileri tercümanla beraber yurt dışına görevlendirdiği dönemde, bu kızlar sesimizi dünyaya duyuruyor. Yönetenleri kimse tanımazken, kızlar kendilerinin ve ülkemizin adını dünyaya ezberletiyor. Global arenada erkeklerimizin "kem küm" ettiği bir dönemde, kızlarımız topu "bam! bam!" kafalara indiriyor. Biz yürekten bir teşekkür için bile "eyyam" yaparak birilerine bir yerlere yaranma derdindeyiz.
Yazık!...
Çinli antrenörü izleyin; kızlarımızın akıl dolu oyunu karşısında nasıl çaresiz kaldığını yüz ifadesinde okuyacaksınız. Ama; gelin görün ki ele geçen ilk fırsatta eyyamcılar bu kızlarımıza yine saldıracaklar. Saldırın, istediğiniz kadar saldırın; 36 tarikat 6 kız etmiyor. Topunuz bir voleybol topuna yenileceksiniz.
Hasan Akgün
 
* * *
 
Dip not: Biz savaşı hiç sevmeyiz zorunlu olmadıkça. Bize barbar diyenlerin asıl barbarlar olduğunu öğrendik.
* * *
 
Geçen hafta bir kaza sonucu kaybettiğimiz Manisa Büyükşehir Belediye Başkanımızı hazin bir törenle uğurladık. Sevilen, sayılan ve gerçekten çalışkan böyle insanları erken kaybetmenin üzüntüsü içindeyim. Işıklarda kal Ferdi Zeyrek....
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.