Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

TOZ DUMAN

Aklınıza ne gelirse hemen hemen her şey toz duman. İçimde derecesi düşmeyen bir karamsarlık yaşamaktayım. Gerek siyasiler gerek ekonomistler ve gerekse yaşama dair akıl vermesi gerekenlerden şöyle içimi ferahlatacak bir kaç cümle duyamıyorum. Evet her şey de güzellikler var deniliyor ama bu güzellikleri bizler neden göremiyoruz vallahi bilemiyorum. Her zaman yazmaktan dillerim yün kabası oldu. Bizim önceliğimiz EKMEK. Yani varlığımızı sürdürsek bize yetecek ama nereye. Her güne taptaze yepyeni ZAM haberleriyle uyanmaktan gına geldi. Her şeye zam yapılıyor da ücretlere, maaşlara zam olacağı zaman güzel sözler duyuyoruz. “Emeklimizi, memurumuzu, işçimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz”. “Ne zaman” diyoruz, “Üzerinde çalışıyoruz” diyorlar. Yahu temmuz geçeli aylar oldu ve biz o dönemdeki artışı ağustosta alabildik ve üzerinden iki ay geçmeden uçtu gitti. Fiyatlara yetişmek olası değil. Ardından UÇUYORUZ diyorlar. Ama galiba sadece ben farkında değilim.. Uçuyorsak niçin benim ayaklarım hala toprağı hissediyor. Ümitleri ötelemekten, geleceğimizi planlamaktan artık yorulduk. İnanın ben ilk öğretmenliğe başladığım 1970 yılında, o günün hükümeti, “Azıcık kemerleri sıkıverin, kısa sürede feraha çıkacağız” demişti. Kemerde sıkacak delik kalmayıncaya kadar sıktık. Ama sonuç yine aynı yine aynı. Yani anlayacağınız geride kalan 54 yıla rağmen hala düzlüğe çıkamadık. Şöyle akıllıca bakacak olursak bundan sonra da mümkün görünmüyor. Ümitlerimizi yeşerteceğini sandığımız siyasi partilerin her biri kendi davulunu çalıyor. Geçtiğimiz seçim döneminden beri iç hesaplaşmalar mı diyelim, iç çatışma mı diyelim bir türlü durulmadılar. Üstelik bu karmaşa MEDYA önünde yapılarak aklımızı daha da karıştırıyorlar. İktidar ülkenin içinde bulunduğu durumu düzeltme gayretiyle önceden verdiği sözleri bir kenara bırakıp yeni sözlerle gündemi lehine çevirmeye çalışıyor, muhalefet ise hala 6'lı masanın sancılarını atamamış görünüyor. Birbirine sallamalar devam ediyor. “Senin yüzünden!” diye bombalamaya devam ediyor. Arasatta kalmış HALK ne yapacak, bilemiyor. Bocalama sürüyor. İktidarın yaptıklarını eleştirene, bir çok icraatını beğenmeyen ve üstüne üstlük halkın bu kadar ızdırap çektiği bir dönem yaşanırken MUHALEFETİN başarıya ulaşmamış olması inanılacak gibi değil. Bu şartlarda sunulacak bir proje halkı coşturabilirdi. Televizyonlarda hiç görmedim acaba kadın voleybol takımımızı yani filenin SULTANLARI’nı daha açıkçası ATATÜRK’ün kızlarını her hangi bir muhalefet partisi çağırıp alınlarında öptü mü?.. Ülkemizde insanların bir çoğu futbolla yatıp futbolla kalkarken mili futbol takımımızın hocası değişti, muhalefetin bu konuda bir düşünüşü oldu mu?.. Okullar açıldı, kaç okulda eğitim yapılabiliyor, eksikler fazlalıklar nedir anlatan var mı?.. Hele üniversitelerin durumu nedir. Yurt ve kira sorunları nasıl çözülecek anlatıldı mı?.. Varsa yoksa SEÇİM ve hedef belediyeler. Hangi belediyeye kim gelecek.. Doğrusu aklım ermiyor. Muhalefetin tüm belediyelerini sağ basın analiz ediyor. Televizyonlarda; İmamoğlu, Yavaş ve Soyer tartışılıyor. Arada bir diğer büyük şehir belediye başkanları her an topun ağzına getiriliyor. Peki iktidarın büyük şehir belediye başkanlarının hiç konuşulduğunu duyamıyoruz ama.. Onlar sütten çıkmış ak kaşıklar mı? Siyasi partilerde kongre dönemi yaklaşan yerel seçimler öncesi sancılı geçiyor. Kıyasıya mücadele var. Herkes makam mevki peşinde. Ben oldum olası bu DELEGE sistemine karşıyım.. Kardeşim bir siyasi parti üyesi o partinin kaderine katkı yapacaksa her birey gibi oy kullanmalı. Tercih yapmalı. DELEGE ağalarının bol olduğu yerde DEMOKRASİ tam olmaz diye düşünüyorum. Ellere alınmış RENKLİ kağıtlarla seçim öncesi birbirini suçlamalar, çamurlar, ortalık toz duman.. Peki sade vatandaş bu kadar toz duman içinde neyi tercih edecek. Ona pırıl pırıl bir ortam sunabiliyor musunuz?.. Geçmiş yıllarda siyasete azıcık emeği geçmiş veya o zeminde koşturmuşlar, ellerine SOSYAL medya kılıcını alıp habire ona buna saldırıyorlar. Ahkâm kesiyorlar, akıl veriyorlar geleceği onlar dizayn etmeye çalışıyorlar. Be hey arkadaş sen misyonunu tamamlamışsın. Yapabildiğin kadar yapmışsın, yapamadıklarında var elbette ama artı kenarda durup sana bir şey sorarlarsa bildiklerini paylaşmalısın. Aksi halde ağzın açıp bir laf etmeye hiç gerek yok. Zaten sen işlerini doğru yapabilmiş olsaydın bu günler farklı yaşanırdı.. Evet, seçim yaklaşıyor. Ve birilerinin dediği gibi, her şey “ÇANTADA KEKLİK” değil. Çalışmak, proje üretmek halkın inanacağı şekilde onları anlatabilmek gerek. Açılışlar, törenler, kurdela kesmeler beni tatmin etmiyor. Aynı yeri birkaç kez açmak bile artık insanlara haz vermiyor. Hizmeti bu insanların gözüne sokmak gerek.. Yoksa keklik her an UÇABİLİR!... Değerli okurlar, kafanızı fazla meşgul etmeyeyim ama şunları da söylemem gerek. Önceliğimiz geçim desekte torbada asıl sorun DEPREM olarak görünüyor. Bu konuya vatandaşlar tek başına çözüm bulamazlar. Yönetenlerimize büyük görevler düşüyor. Yemeyip içmeyip buna topluca el atalım. Ve kulağımıza KORONA sesleri gelmeye başladı. Aman dikkat.. Tedbirleri unutmayalım, Sağlıklı günler.
Ekleme Tarihi: 03 Ekim 2023 - Salı

TOZ DUMAN

Aklınıza ne gelirse hemen hemen her şey toz duman. İçimde derecesi düşmeyen bir karamsarlık yaşamaktayım. Gerek siyasiler gerek ekonomistler ve gerekse yaşama dair akıl vermesi gerekenlerden şöyle içimi ferahlatacak bir kaç cümle duyamıyorum. Evet her şey de güzellikler var deniliyor ama bu güzellikleri bizler neden göremiyoruz vallahi bilemiyorum. Her zaman yazmaktan dillerim yün kabası oldu. Bizim önceliğimiz EKMEK. Yani varlığımızı sürdürsek bize yetecek ama nereye. Her güne taptaze yepyeni ZAM haberleriyle uyanmaktan gına geldi.
Her şeye zam yapılıyor da ücretlere, maaşlara zam olacağı zaman güzel sözler duyuyoruz. “Emeklimizi, memurumuzu, işçimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz”. “Ne zaman” diyoruz, “Üzerinde çalışıyoruz” diyorlar. Yahu temmuz geçeli aylar oldu ve biz o dönemdeki artışı ağustosta alabildik ve üzerinden iki ay geçmeden uçtu gitti. Fiyatlara yetişmek olası değil. Ardından UÇUYORUZ diyorlar. Ama galiba sadece ben farkında değilim.. Uçuyorsak niçin benim ayaklarım hala toprağı hissediyor.
Ümitleri ötelemekten, geleceğimizi planlamaktan artık yorulduk. İnanın ben ilk öğretmenliğe başladığım 1970 yılında, o günün hükümeti, “Azıcık kemerleri sıkıverin, kısa sürede feraha çıkacağız” demişti. Kemerde sıkacak delik kalmayıncaya kadar sıktık. Ama sonuç yine aynı yine aynı. Yani anlayacağınız geride kalan 54 yıla rağmen hala düzlüğe çıkamadık. Şöyle akıllıca bakacak olursak bundan sonra da mümkün görünmüyor.
Ümitlerimizi yeşerteceğini sandığımız siyasi partilerin her biri kendi davulunu çalıyor. Geçtiğimiz seçim döneminden beri iç hesaplaşmalar mı diyelim, iç çatışma mı diyelim bir türlü durulmadılar. Üstelik bu karmaşa MEDYA önünde yapılarak aklımızı daha da karıştırıyorlar. İktidar ülkenin içinde bulunduğu durumu düzeltme gayretiyle önceden verdiği sözleri bir kenara bırakıp yeni sözlerle gündemi lehine çevirmeye çalışıyor, muhalefet ise hala 6'lı masanın sancılarını atamamış görünüyor. Birbirine sallamalar devam ediyor. “Senin yüzünden!” diye bombalamaya devam ediyor. Arasatta kalmış HALK ne yapacak, bilemiyor. Bocalama sürüyor. İktidarın yaptıklarını eleştirene, bir çok icraatını beğenmeyen ve üstüne üstlük halkın bu kadar ızdırap çektiği bir dönem yaşanırken MUHALEFETİN başarıya ulaşmamış olması inanılacak gibi değil. Bu şartlarda sunulacak bir proje halkı coşturabilirdi.
Televizyonlarda hiç görmedim acaba kadın voleybol takımımızı yani filenin SULTANLARI’nı daha açıkçası ATATÜRK’ün kızlarını her hangi bir muhalefet partisi çağırıp alınlarında öptü mü?.. Ülkemizde insanların bir çoğu futbolla yatıp futbolla kalkarken mili futbol takımımızın hocası değişti, muhalefetin bu konuda bir düşünüşü oldu mu?.. Okullar açıldı, kaç okulda eğitim yapılabiliyor, eksikler fazlalıklar nedir anlatan var mı?.. Hele üniversitelerin durumu nedir. Yurt ve kira sorunları nasıl çözülecek anlatıldı mı?..
Varsa yoksa SEÇİM ve hedef belediyeler. Hangi belediyeye kim gelecek.. Doğrusu aklım ermiyor. Muhalefetin tüm belediyelerini sağ basın analiz ediyor. Televizyonlarda; İmamoğlu, Yavaş ve Soyer tartışılıyor. Arada bir diğer büyük şehir belediye başkanları her an topun ağzına getiriliyor. Peki iktidarın büyük şehir belediye başkanlarının hiç konuşulduğunu duyamıyoruz ama.. Onlar sütten çıkmış ak kaşıklar mı?
Siyasi partilerde kongre dönemi yaklaşan yerel seçimler öncesi sancılı geçiyor. Kıyasıya mücadele var. Herkes makam mevki peşinde. Ben oldum olası bu DELEGE sistemine karşıyım.. Kardeşim bir siyasi parti üyesi o partinin kaderine katkı yapacaksa her birey gibi oy kullanmalı. Tercih yapmalı. DELEGE ağalarının bol olduğu yerde DEMOKRASİ tam olmaz diye düşünüyorum. Ellere alınmış RENKLİ kağıtlarla seçim öncesi birbirini suçlamalar, çamurlar, ortalık toz duman.. Peki sade vatandaş bu kadar toz duman içinde neyi tercih edecek. Ona pırıl pırıl bir ortam sunabiliyor musunuz?..
Geçmiş yıllarda siyasete azıcık emeği geçmiş veya o zeminde koşturmuşlar, ellerine SOSYAL medya kılıcını alıp habire ona buna saldırıyorlar. Ahkâm kesiyorlar, akıl veriyorlar geleceği onlar dizayn etmeye çalışıyorlar. Be hey arkadaş sen misyonunu tamamlamışsın. Yapabildiğin kadar yapmışsın, yapamadıklarında var elbette ama artı kenarda durup sana bir şey sorarlarsa bildiklerini paylaşmalısın. Aksi halde ağzın açıp bir laf etmeye hiç gerek yok. Zaten sen işlerini doğru yapabilmiş olsaydın bu günler farklı yaşanırdı..
Evet, seçim yaklaşıyor. Ve birilerinin dediği gibi, her şey “ÇANTADA KEKLİK” değil. Çalışmak, proje üretmek halkın inanacağı şekilde onları anlatabilmek gerek. Açılışlar, törenler, kurdela kesmeler beni tatmin etmiyor. Aynı yeri birkaç kez açmak bile artık insanlara haz vermiyor. Hizmeti bu insanların gözüne sokmak gerek.. Yoksa keklik her an UÇABİLİR!...
Değerli okurlar, kafanızı fazla meşgul etmeyeyim ama şunları da söylemem gerek. Önceliğimiz geçim desekte torbada asıl sorun DEPREM olarak görünüyor. Bu konuya vatandaşlar tek başına çözüm bulamazlar. Yönetenlerimize büyük görevler düşüyor. Yemeyip içmeyip buna topluca el atalım. Ve kulağımıza KORONA sesleri gelmeye başladı. Aman dikkat.. Tedbirleri unutmayalım,
Sağlıklı günler.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Şaban kurultay
(03.10.2023 17:02 - #308)
Ağzına sağlık. Benim derdime aramada değinmişsin. İnşallah derdimizden anlıyan ve çare ağrıyan çıkar.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.