Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

UFO

Adımızı UFO’ya taş attığımız için cümle aleme duyurmuştuk bir zamanlar. Eşme ilçemizde bir vatandaşımız tarlasına giderken gördüğü UFO ile olan yaşadıklarını ulusal kanallara çıkarak anlatmışlardı. Kimileri ciddiye aldı, üzerine gidip incelemelerde bulundu kimileri de dalga geçtiler. Gel zaman git zaman KIŞLADAĞ meydana çıkıverdi. ALTIN... Dağları taşları delik deşik ederek neden bu kadar kıymetli olduğunu anlayamadığım ALTIN madenini çıkardılar. O günleri anımsarsanız BERGAMA’da başlamış olan ALTIN muhalefeti UŞAK’a da sıçramış, gerek köy halkı gerekse duyarlı insanlar çeşitli aktivitelerde bulunarak karşı çıkmaya çalışmışlardı. Ulusal basın olaylara ilgi duyarak aylarca haber yapmışlar, ne çare ki kervan yürümüş ve altın toprak altından başını çıkararak dünyaya merhaba demişti. Biz de kendi olanaklarımız içerisinde yapılanlara karınca kararınca katkı sağlamaya çaba göstermiştik. O gün için altın çıkarılacak alanının sahibi olan köylüler dinlemediler. Tarlaları acayip fiyatlara satın alınırken “satmayın!!!” diye feryat etmemize karşılık köylüler para etmeyen tarlalarının yüksek fiyatlara alıcısı olunca paraya tamah ederek satmışlardı. Ama sonucun böyle olacağını herkes bar bar bağırırken köylüler sükuttaydı. Olan oldu ve KIŞLADAĞ’da şimdi ALTIN madeni çıkarılmakta. İşte UFO’nun taşlandığı günlere yakın zaman diliminde bizde çoluk çocuk Evrendede’de piknikteydik. Ben görmedim ama bizim çocuklar akşam karanlığında birlikte oyun oynarlarken koşarak yanımıza geldiler; “UFO gördük!”. Biz önceleri bu işin hayal olduğunu söylesekte çocuklar ısrarla anlattılar. “Aynı Eşme’deki gibi” diye de vurguladılar. Ne kadar yorum yapsak bir yere varamadık. Biz de çocuklarla birlikte bekleşmeye başladık ancak o görüntülere ulaşamadık. Sonra aylarca televizyonlardaki konuyla ilgili programları izledik gece yarılarına kadar. SONUÇ. EŞME KIŞLADAĞ’da altın madeni işletilmeye devam ediyor. Ve sıra geldi MURAT DAĞINA.. Ara sıra BANAZ’da da altın olduğu dost meclislerinde dile getirildi. “Yakında burayı da delik deşik ederler!” diye konuşuluyordu. Kimimiz “yok” canım derken kimimiz işi ciddiye alıp “Murat Dağı’nda da büyük rezerv varmış, altın gibi memleketimiz var” diye söyleniyorlardı. Bu konuşmalar 10 yıldan fazla bir geçmişe sahipti. Ve zaman geldi çattı. Artık MURAT DAĞI’daki altın da çıkarılacaktı. Konuyla ilgili gerek yurt içi gerekse yurt dışından firmalar başladılar kazmayı vurmaya. İşin teknik yönlerini fazlaca bilmesem de bu iş için ilk önemli olan su imiş ve alanlarda su çıkarmaya başladılar. Hatta ilk ziyaret ettiğimiz GEDİZ’in KARAAĞAÇ köylüleri, yapılan çalışmaları “köylere su getirilecek” bilgisiyle bilgilendirilmişler… Olaylar hızla gelişti. Duyarlı insanlar “YERİN ÜSTÜ ALTINDAN KIYMETLİDİR” sloganıyla işe koyuldular. Birkaç kişiyle başlayan dillendirme kısa sürede kalabalıklaşmaya başladı. İlk etapta ilgili yerlere ziyarete gidildi ve yapılan çalışmalar gözlemlendi. Bir gurup GEDİZ’den alana ulaşırken bir gurupta BANAZ’dan incelemelerde bulundular. Tabi bu iş öyle birkaç kişinin el atmasıyla çözümlenemezdi. Köşe başlarındaki üçer beşer kişilik görüşmeler salona taşındı. Tabiidir ki bu işin gerçekleşmesi için sosyal medyada etkin kullanılmaya başlandı. Uşak’ta konuyla ilgili geniş kapsamlı bir toplantı düzenlendi. İlk yapılacak bu işin organizasyonu için bir platform kurulması idi. Katılım çok fazla olmasa da duyuru yapılanlar gelmişlerdi. Konuyla ilgili bilgisi olanlar, konuya yeteri kadar ilgisi olanlar oradaydı. Ancak duyarlı olduğunu düşündüğüm bu katılımcıların arasında köylüler parmakla sayılacak kadardı. Yapılan konuşmalar topluluğun düşüncesini ortaya çıkardı. Bir platform kurulmalıydı. Bergama, Kaz Dağları, ARTVİN örnekleri gibi UŞAK’ta bu iş için gayret göstermeliydi. Ortaya atılan birkaç isim önerisinden “MURAT DAĞIMA DOKUNMA” platformu isim önerisi kabul edildi. Bu isim altında çalışmak, aktif olmak isteyenler arasından gayriresmi de olsa yönetim oluşturuldu. Etkinliklerin planlanması, neler yapılıp yapılmayacağına karar verecek bir ekip oluşturuldu. Çalışmalara başlayan bu ekip gerek televizyonlara çıkarak ve gerekse basın yoluyla düşüncelerin insanlara anlatmaya başladılar. Ve zaman içerisinde eylemelerine başlayacaklarını ve bu konuda yapılması gerekenleri bir bir hayata geçireceklerini söylediler. İmza kampanyası başlatıldı ilk etapta. Yine altın madeni ve SİYANÜR anlatıldı. Çevrenin göreceği hasarlar, insanların yaşam kaliteleri ve daha da önemlisi altın çıkarılırken kullanılacak olan SİYANÜR’ün sularımızı zehirleyeceğini bağıra bağıra anlattılar. “Bu bir doğa katliamıdır” dediler. KIŞLADAĞ’da çıkarılan altının çevrede yarattığı olumsuzlukları fotoğraflarla sergilediler. Toplanan imzaların kısa süre sonra ilgili makamlara ulaştırılacağını ve çalışmaların daha da artarak sürdürüleceğini söylediler. Sonuç nereye kadar ulaşacak pek fazla kestiremesem de zorlu bir çalışma olacağı muhakkak. Bu maden çıkarılır mı yoksa geri mi bırakılır pek fazla öngörüde bulunamıyorum. Yoksa konuya yüzeysel bakanlar gibi “yerin altındaki madenin bize ne faydası var, elleme çıkarsınlar” diyenler mi ya da “bırakın bizleri çocuklarımız, torunlarımızın yaşamı berbat olacak, çevre harap olacak sular ZEHİR akacak” diye çırpınanlar mı kazanacak. Sahi bu altın yenir mi içilir mi?. Neden bu kadar el üstünde. En güzeli… MURAT DAĞIMA DOKUNMA...
Ekleme Tarihi: 31 Ekim 2017 - Salı

UFO

Adımızı UFO’ya taş attığımız için cümle aleme duyurmuştuk bir zamanlar. Eşme ilçemizde bir vatandaşımız tarlasına giderken gördüğü UFO ile olan yaşadıklarını ulusal kanallara çıkarak anlatmışlardı. Kimileri ciddiye aldı, üzerine gidip incelemelerde bulundu kimileri de dalga geçtiler. Gel zaman git zaman KIŞLADAĞ meydana çıkıverdi. ALTIN... Dağları taşları delik deşik ederek neden bu kadar kıymetli olduğunu anlayamadığım ALTIN madenini çıkardılar.
O günleri anımsarsanız BERGAMA’da başlamış olan ALTIN muhalefeti UŞAK’a da sıçramış, gerek köy halkı gerekse duyarlı insanlar çeşitli aktivitelerde bulunarak karşı çıkmaya çalışmışlardı. Ulusal basın olaylara ilgi duyarak aylarca haber yapmışlar, ne çare ki kervan yürümüş ve altın toprak altından başını çıkararak dünyaya merhaba demişti.
Biz de kendi olanaklarımız içerisinde yapılanlara karınca kararınca katkı sağlamaya çaba göstermiştik. O gün için altın çıkarılacak alanının sahibi olan köylüler dinlemediler.

Tarlaları acayip fiyatlara satın alınırken “satmayın!!!” diye feryat etmemize karşılık köylüler para etmeyen tarlalarının yüksek fiyatlara alıcısı olunca paraya tamah ederek satmışlardı. Ama sonucun böyle olacağını herkes bar bar bağırırken köylüler sükuttaydı. Olan oldu ve KIŞLADAĞ’da şimdi ALTIN madeni çıkarılmakta.
İşte UFO’nun taşlandığı günlere yakın zaman diliminde bizde çoluk çocuk Evrendede’de piknikteydik. Ben görmedim ama bizim çocuklar akşam karanlığında birlikte oyun oynarlarken koşarak yanımıza geldiler; “UFO gördük!”. Biz önceleri bu işin hayal olduğunu söylesekte çocuklar ısrarla anlattılar. “Aynı Eşme’deki gibi” diye de vurguladılar. Ne kadar yorum yapsak bir yere varamadık. Biz de çocuklarla birlikte bekleşmeye başladık ancak o görüntülere ulaşamadık.
Sonra aylarca televizyonlardaki konuyla ilgili programları izledik gece yarılarına kadar. SONUÇ. EŞME KIŞLADAĞ’da altın madeni işletilmeye devam ediyor.
Ve sıra geldi MURAT DAĞINA..
Ara sıra BANAZ’da da altın olduğu dost meclislerinde dile getirildi. “Yakında burayı da delik deşik ederler!” diye konuşuluyordu. Kimimiz “yok” canım derken kimimiz işi ciddiye alıp “Murat Dağı’nda da büyük rezerv varmış, altın gibi memleketimiz var” diye söyleniyorlardı. Bu konuşmalar 10 yıldan fazla bir geçmişe sahipti. Ve zaman geldi çattı. Artık MURAT DAĞI’daki altın da çıkarılacaktı. Konuyla ilgili gerek yurt içi gerekse yurt dışından firmalar başladılar kazmayı vurmaya. İşin teknik yönlerini fazlaca bilmesem de bu iş için ilk önemli olan su imiş ve alanlarda su çıkarmaya başladılar. Hatta ilk ziyaret ettiğimiz GEDİZ’in KARAAĞAÇ köylüleri, yapılan çalışmaları “köylere su getirilecek” bilgisiyle bilgilendirilmişler…
Olaylar hızla gelişti. Duyarlı insanlar “YERİN ÜSTÜ ALTINDAN KIYMETLİDİR” sloganıyla işe koyuldular. Birkaç kişiyle başlayan dillendirme kısa sürede kalabalıklaşmaya başladı. İlk etapta ilgili yerlere ziyarete gidildi ve yapılan çalışmalar gözlemlendi. Bir gurup GEDİZ’den alana ulaşırken bir gurupta BANAZ’dan incelemelerde bulundular. Tabi bu iş öyle birkaç kişinin el atmasıyla çözümlenemezdi. Köşe başlarındaki üçer beşer kişilik görüşmeler salona taşındı. Tabiidir ki bu işin gerçekleşmesi için sosyal medyada etkin kullanılmaya başlandı. Uşak’ta konuyla ilgili geniş kapsamlı bir toplantı düzenlendi. İlk yapılacak bu işin organizasyonu için bir platform kurulması idi. Katılım çok fazla olmasa da duyuru yapılanlar gelmişlerdi. Konuyla ilgili bilgisi olanlar, konuya yeteri kadar ilgisi olanlar oradaydı. Ancak duyarlı olduğunu düşündüğüm bu katılımcıların arasında köylüler parmakla sayılacak kadardı. Yapılan konuşmalar topluluğun düşüncesini ortaya çıkardı. Bir platform kurulmalıydı. Bergama, Kaz Dağları, ARTVİN örnekleri gibi UŞAK’ta bu iş için gayret göstermeliydi. Ortaya atılan birkaç isim önerisinden “MURAT DAĞIMA DOKUNMA” platformu isim önerisi kabul edildi. Bu isim altında çalışmak, aktif olmak isteyenler arasından gayriresmi de olsa yönetim oluşturuldu. Etkinliklerin planlanması, neler yapılıp yapılmayacağına karar verecek bir ekip oluşturuldu. Çalışmalara başlayan bu ekip gerek televizyonlara çıkarak ve gerekse basın yoluyla düşüncelerin insanlara anlatmaya başladılar. Ve zaman içerisinde eylemelerine başlayacaklarını ve bu konuda yapılması gerekenleri bir bir hayata geçireceklerini söylediler.
İmza kampanyası başlatıldı ilk etapta. Yine altın madeni ve SİYANÜR anlatıldı. Çevrenin göreceği hasarlar, insanların yaşam kaliteleri ve daha da önemlisi altın çıkarılırken kullanılacak olan SİYANÜR’ün sularımızı zehirleyeceğini bağıra bağıra anlattılar. “Bu bir doğa katliamıdır” dediler. KIŞLADAĞ’da çıkarılan altının çevrede yarattığı olumsuzlukları fotoğraflarla sergilediler. Toplanan imzaların kısa süre sonra ilgili makamlara ulaştırılacağını ve çalışmaların daha da artarak sürdürüleceğini söylediler.
Sonuç nereye kadar ulaşacak pek fazla kestiremesem de zorlu bir çalışma olacağı muhakkak. Bu maden çıkarılır mı yoksa geri mi bırakılır pek fazla öngörüde bulunamıyorum. Yoksa konuya yüzeysel bakanlar gibi “yerin altındaki madenin bize ne faydası var, elleme çıkarsınlar” diyenler mi ya da “bırakın bizleri çocuklarımız, torunlarımızın yaşamı berbat olacak, çevre harap olacak sular ZEHİR akacak” diye çırpınanlar mı kazanacak.
Sahi bu altın yenir mi içilir mi?. Neden bu kadar el üstünde. En güzeli…
MURAT DAĞIMA DOKUNMA...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.