Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

ULUSAL EGEMENLİK

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını hep birlikte kutladık. 23 Nisan 1920'de kurulan MECLİS’imizin 97. yılında mutluluğumuz kat be kat fazlalaştı. İşin en güzel tarafı bu kuruluş gününün dünyada ilk kez Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından ÇOCUK BAYRAMI olarak armağan edilmesi idi. O günden yani 1927'den beridir çocuklar bu bayramı gönülden kutluyorlar. Bizler de her bayram karınca kararınca çocukların bu coşkusuna ortak olmaya çalışıyoruz. Ulusların, aklından hiç çıkmayan EGEMENLİK, halkın kendisi tarafından kullanıldıkça daha da muteber hale geliyor. Ve de en büyük meclisimizin duvarlarında “EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” yazısı gözümüzün önünde durdukça daha da gururluyuz, daha da mutluyuz.. Bizim yaşamımızda iki MUSTAFA vardır. Biri yüce peygamberimiz Hz. Muhammed MUSTAFA (S.A.V.) diğeri Mustafa Kemal ATATÜRK’tür. Yeri ve zamanına göre birini diğerine tercih etmek ya da kıyaslamak gibi bir lüksümüz hiç bir zaman olmamıştır. Her ikisi de yüreğimizin en derin yerinde yeri daima olmuştur. Çocuklarımızın bayramını kutladığımız bu güne rastlayan Miraç Kandili’ni de aynı duygu ve düşünüşlerle kutluyoruz. Ne var ki zaman içinde bazı insanların birini bırakıp diğerini öne geçirme çabaları oldu. Toplumumuzun geneli tarafından tasvip edilmeyen bu düşünüşün ülkemizde asla yer bulamayacağının bilinmesi ve yaşamları bu şekliyle kabullenmeleri gerekir. Kısa süre önce bir referandum süreci yaşadık. Göğüs farkıyla evet öne çıktı. Demokrasi inancımız gereği çıkan sonuca saygılı olmak, kabullenmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Ancak arada yaşanan küçük aksaklıklar referandum sürecini fazla konuşulur hale getirmiştir. Bu durum kendi içimizden ziyade yaşadığımız toplumlar arasında olumsuzlukların yaşanmasına sebep olmuş ve birileri bizi en acımazsızca eleştirmeye başlamışlardır. Dünya toplumu içinde yaşayan bizlerin uluslar arası kurlarla uymak zorunda olduğumuz gerçeği ortada iken hata yapma lüksümüz yoktur. Kanunlar ve kurallar çerçevesinde, oluşan olumsuzluklar bir an önce giderilmeli ve şaibeye mahal vermeden yolumuza devam etmeliyiz. Bu sonuçlara herkesin inanacağı bir gerekçe bulunmalı ve taraflara da kabullenmiş olması önemlidir. Basit bir söylemle, şaibe olduğu varsayılan sandıklar yeniden gözden geçirilmeli, hatalar düzeltilmelidir. Her ne kadar sonuçlara etkisi olmayacağı da düşünüldüğünden sağlıklı çıkacak sonuç ile yüreklere su serpilmelidir. Bu arada referandumdan çıkan sonuçlar taraflarca kelimesi kelimesine gözden geçirilmeli ve toplumun neler dediği dikkate alınarak geleceğimiz bu sonuçlara göre dizayn edilmelidir. Gerçekten halk oylamasının içinde fevkalade açık, söylemler mevcuttur. Hem evet, hem hayır tarafının dikkatlerden uzak tutmaması gerekenler vardır. Bir de tuhafıma giden durum vardır, bazı söylemlerde evet cephesi, hayır cephesi şeklindeki söylemlerdir. Ben asla CEPHE kelimesini uygun bulmuyorum. Böyle bir cephenin oluştuğunu da kabul etmiyorum. Halkımız kendisine sorulan 18 soruya bir tek net cevap vermiştir. EVET ya da HAYIR.. Ve bilindiği gibi çok az bir farkla kazanan evet sonrası ülkemiz yeni bir sisteme yol almak üzere start vermiştir. Yaşamımızda nelerin değişeceği, hangi gelişmelerin olacağı yaşandıkça gün yüzüne çıkacaktır. Şimdi daha dikkatli olarak bu sürece yardımcı olacak yasaların bir an önce çıkarılmasıdır. Her ne kadar bu referandum sonuçları 2019'da uygulanacak olsa da o güne kadar gereken uyum yasalarının çıkarılması önemlidir. Başta Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Yasası ilk düzenlenecek yasalardır. Burada muhalefete olduğundan fazla görev ve fazlasıyla sorumluluk düşmektedir. Ve buna bağlı olarak değişecek yasalarda muhalefetin tavrı belirleyici olacaktır. Bir ara dil ucuyla söylenen “sine-i millete dönme” söylenmemiş veya dile getirilmemiş olduğunu varsayıyoruz. Belki ilerleyen yıllarda bir alternatif olsa bile kolay bir karar olmasa gerek. Referandum sonuçlarına yeniden dönecek olursak, bir önceki yazımda ısrarla belirttiğim gibi anket sonuçlarının halkı tatmin etmediği gerçeği vardır. Bir çok anket şirketi tabir yerindeyse çuvallamıştır. Ancak çıkan sonuçların irdelenmesinde dikkatlerden kaçmayan bir gerçekte vardır ki kullanılmayan 10 milyon oy ve oyların nitelikleridir. Okumuşların, kadınların, erkeklerin, işçilerin, emeklilerin kimlere oy verdikleri bu şirketlerin anketörleri tarafından beyanları alınarak tasnif edilmiştir. Bu tasniflere değer vermek ve geleceği bunlara uygun olarak planlamak en doğru hareket olur. MÜHÜRSÜZ addedilen oyların neden mühürlenme-diği, ilgili sandık kurullarına gerekli soruşturmalar açılarak sonuçlandırılmalıdır. Suçlular veya hatalı olanlar mutlaka cezalandırılmalı, bir daha yapılmaması adına gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Sonuç olarak biz ülke olarak bir ve beraber yaşamaya mecburuz. Birileri bunu engellemeye çalışsa da asla başaramayacaktır. Ulusal egemenliğimize kimse toz konduramayacaktır. Dünya var oldukça TÜRK ULUSU varlığını koruyacaktır. varlığım TÜRK varlığına armağan olsun. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..
Ekleme Tarihi: 27 Nisan 2017 - Perşembe

ULUSAL EGEMENLİK

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını hep birlikte kutladık. 23 Nisan 1920'de kurulan MECLİS’imizin 97. yılında mutluluğumuz kat be kat fazlalaştı. İşin en güzel tarafı bu kuruluş gününün dünyada ilk kez Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından ÇOCUK BAYRAMI olarak armağan edilmesi idi. O günden yani 1927'den beridir çocuklar bu bayramı gönülden kutluyorlar. Bizler de her bayram karınca kararınca çocukların bu coşkusuna ortak olmaya çalışıyoruz.
Ulusların, aklından hiç çıkmayan EGEMENLİK, halkın kendisi tarafından kullanıldıkça daha da muteber hale geliyor. Ve de en büyük meclisimizin duvarlarında “EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” yazısı gözümüzün önünde durdukça daha da gururluyuz, daha da mutluyuz..
Bizim yaşamımızda iki MUSTAFA vardır. Biri yüce peygamberimiz Hz. Muhammed MUSTAFA (S.A.V.) diğeri Mustafa Kemal ATATÜRK’tür.

Yeri ve zamanına göre birini diğerine tercih etmek ya da kıyaslamak gibi bir lüksümüz hiç bir zaman olmamıştır. Her ikisi de yüreğimizin en derin yerinde yeri daima olmuştur.
Çocuklarımızın bayramını kutladığımız bu güne rastlayan Miraç Kandili’ni de aynı duygu ve düşünüşlerle kutluyoruz.
Ne var ki zaman içinde bazı insanların birini bırakıp diğerini öne geçirme çabaları oldu. Toplumumuzun geneli tarafından tasvip edilmeyen bu düşünüşün ülkemizde asla yer bulamayacağının bilinmesi ve yaşamları bu şekliyle kabullenmeleri gerekir.
Kısa süre önce bir referandum süreci yaşadık. Göğüs farkıyla evet öne çıktı. Demokrasi inancımız gereği çıkan sonuca saygılı olmak, kabullenmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Ancak arada yaşanan küçük aksaklıklar referandum sürecini fazla konuşulur hale getirmiştir.

Bu durum kendi içimizden ziyade yaşadığımız toplumlar arasında olumsuzlukların yaşanmasına sebep olmuş ve birileri bizi en acımazsızca eleştirmeye başlamışlardır. Dünya toplumu içinde yaşayan bizlerin uluslar arası kurlarla uymak zorunda olduğumuz gerçeği ortada iken hata yapma lüksümüz yoktur. Kanunlar ve kurallar çerçevesinde, oluşan olumsuzluklar bir an önce giderilmeli ve şaibeye mahal vermeden yolumuza devam etmeliyiz. Bu sonuçlara herkesin inanacağı bir gerekçe bulunmalı ve taraflara da kabullenmiş olması önemlidir.
Basit bir söylemle, şaibe olduğu varsayılan sandıklar yeniden gözden geçirilmeli, hatalar düzeltilmelidir. Her ne kadar sonuçlara etkisi olmayacağı da düşünüldüğünden sağlıklı çıkacak sonuç ile yüreklere su serpilmelidir.
Bu arada referandumdan çıkan sonuçlar taraflarca kelimesi kelimesine gözden geçirilmeli ve toplumun neler dediği dikkate alınarak geleceğimiz bu sonuçlara göre dizayn edilmelidir. Gerçekten halk oylamasının içinde fevkalade açık, söylemler mevcuttur. Hem evet, hem hayır tarafının dikkatlerden uzak tutmaması gerekenler vardır. Bir de tuhafıma giden durum vardır, bazı söylemlerde evet cephesi, hayır cephesi şeklindeki söylemlerdir. Ben asla CEPHE kelimesini uygun bulmuyorum. Böyle bir cephenin oluştuğunu da kabul etmiyorum. Halkımız kendisine sorulan 18 soruya bir tek net cevap vermiştir. EVET ya da HAYIR.. Ve bilindiği gibi çok az bir farkla kazanan evet sonrası ülkemiz yeni bir sisteme yol almak üzere start vermiştir.
Yaşamımızda nelerin değişeceği, hangi gelişmelerin olacağı yaşandıkça gün yüzüne çıkacaktır. Şimdi daha dikkatli olarak bu sürece yardımcı olacak yasaların bir an önce çıkarılmasıdır. Her ne kadar bu referandum sonuçları 2019'da uygulanacak olsa da o güne kadar gereken uyum yasalarının çıkarılması önemlidir. Başta Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Yasası ilk düzenlenecek yasalardır. Burada muhalefete olduğundan fazla görev ve fazlasıyla sorumluluk düşmektedir. Ve buna bağlı olarak değişecek yasalarda muhalefetin tavrı belirleyici olacaktır.
Bir ara dil ucuyla söylenen “sine-i millete dönme” söylenmemiş veya dile getirilmemiş olduğunu varsayıyoruz. Belki ilerleyen yıllarda bir alternatif olsa bile kolay bir karar olmasa gerek.
Referandum sonuçlarına yeniden dönecek olursak, bir önceki yazımda ısrarla belirttiğim gibi anket sonuçlarının halkı tatmin etmediği gerçeği vardır. Bir çok anket şirketi tabir yerindeyse çuvallamıştır.
Ancak çıkan sonuçların irdelenmesinde dikkatlerden kaçmayan bir gerçekte vardır ki kullanılmayan 10 milyon oy ve oyların nitelikleridir. Okumuşların, kadınların, erkeklerin, işçilerin, emeklilerin kimlere oy verdikleri bu şirketlerin anketörleri tarafından beyanları alınarak tasnif edilmiştir. Bu tasniflere değer vermek ve geleceği bunlara uygun olarak planlamak en doğru hareket olur.
MÜHÜRSÜZ addedilen oyların neden mühürlenme-diği, ilgili sandık kurullarına gerekli soruşturmalar açılarak sonuçlandırılmalıdır. Suçlular veya hatalı olanlar mutlaka cezalandırılmalı, bir daha yapılmaması adına gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.
Sonuç olarak biz ülke olarak bir ve beraber yaşamaya mecburuz. Birileri bunu engellemeye çalışsa da asla başaramayacaktır. Ulusal egemenliğimize kimse toz konduramayacaktır. Dünya var oldukça TÜRK ULUSU varlığını koruyacaktır. varlığım TÜRK varlığına armağan olsun.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.