Hafta sonlarımı genellikle spor müsabakalarını izlemekle değerlendiriyorum. Ne var ki bazılarına da yetişmek mümkün olmuyor. Zira maç saatleri zamanla birbiriyle çakışıyor. Mesela pazar günü müptelası olduğum üç maç vardı ve hemen hemen aynı saatlere rastladı. Birini yarım bırakıp diğerine koşarak ve aralarda skor alarak günü tamamlamaya çalıştım. Elbette bu saatleri düzenlemek kendi federasyonlarına ait. Ama basketbol karşılaşmasının saat 15.00'e alınmasının anlamını hala çözemedim. Bu yıl spor daha bir önemli, özellikle de futbol. UŞAK’ta yaşayan sporseverler için daha fazla önem arzetmekte. Zira UŞAKSPOR 1967 yılında ilk olarak PROFESYONEL lige adım atmıştı. Aradan geçen 50 yılda kâh düşerek kâh şampiyon olarak yılları geride bıraktık geldik. Ama 2006 yılından bu yana profesyonel liglerde yer alamamanın üzüntüsü yaşanıyor Uşak’ta. O günden bu yana adı BÖLGESEL AMATÖR LİG olan organizasyonda inanın profesyonel liglerde harcayacağımız paradan daha fazlasını harcadık. Ama sonuç yine de “sıfır” çıktı. Adı amatör olmasına rağmen tonlarca para harcanan bu futbol maçlarına anlam vermek bile mümkün değil. İlk yıllarda bir tarafta Özel İdare, bir tarafta Belediye bu maçlara katıldı. Sonuç alamadık. Alınamayan sonuçların ardından Özel İdare pes etti ve bir daha katılmadı. Ama gerek çevre baskısı ve gerekse belediyenin bünyesinde bulunan sporseverler bir şekilde belediye sporu bu maçlara dahil ettiler. Arada Turan İdman Yurdu katılmaya hak kazandı ama başaramadı. Bir köy takımı olmasına rağmen SELVİOĞLUSPOR bunu başardı ve BAL’da mücadele etti. Geçen yıl amatörlerin final maçı vardı. AKARCASPOR ile ÇELİKSPOR karşı karşıya geldi. Açıkcası iki takımı da tanımıyordum. Soruşturmalarım sonucunda ÇELİKSPOR’un bu işe hevesli olduğu ve BAL için gereken bütçesinin hazır olduğunu öğrendim. Maçı da 85. dk. kadar 1-0 önde götürüyordu. Ancak AKARCA beraberliği sağladı. Uzatmalarda sonuç alınamayınca penaltılara geçildi. AKARCA lig şampiyonu olarak BAL’a katılmaya hak kazandı. Ne var ki gereken desteği bulamayan takım katılma koşullarının yerine getiremeyince ne yazık ki BAL’da tek takımla mücadele etmek zorunda kaldık. Gelelim bu yıla.. İlimizde yeterli federe takım sayısına ulaşılamadığından ne yazık ki bu yıl BAL’da ilimizi tek takım temsil edecek. Statü şöyle: BAL’da il temsilcimiz UTAŞ UŞAKSPOR şampiyon olur bir üst lige çıkabilirse alttan gelen bir takımımız BAL’da yer alabilecek. Yoksa, sezon sonunda UTAŞ UŞAKSPOR ile amatörlerde şampiyon olan takım play-off oynayacak. Ve kazanan BAL’da yer alacak. Biz şimdi dört gözle UTAŞ UŞAKSPOR’UN gurubu lider bitirip, sonrasında 7. gurup lideriyle oynayacağı maçtanda galip ayrılmasını ve 3.profesyonel lige çıkmasını şiddetle arzulamaktayız. Ki sonrasında da amatörden gelecek takımımızın BAL’a çıkmasını bekliyoruz. Ve MURATBEY UŞAKSPOR 8 yıl 2. ligde ve son dört yıldır da SÜPER LİGDE ilimizin başarılı temsilcisi basketbol takımımız MURATBEY UŞAKSPOR için kalbimiz çarpıyor. 2.yıldır inşaatı devam eden spor salonu bitmek üzere. Sanırım önümüzdeki sezon maçlarımızı orada oynama mutluluğuna erişiriz… Benim en büyük korkum son haftalarda aldığımız başarısız sonuçlar ile içimde bir endişe yaşıyor olmaktı. Dedim ki... Şu salon bitirilse, takımda düşme potasından çıksa ne kadar güzel olur. Gece uykularımda böylelikle düzene girer dedim. Bir yandan AVRUPA, bir yandan ligler ve bir o kadar da önemli kısıtlı bütçe.. İşte bu ahval ve şartlar altından küllerimizden yaratmaya çalıştığımız takımımızın liglerde devam edebilmesi. İnanın elimizdeki bu fırsatı bir şekilde kaçırırsak artık geriye dönmek mümkün olmaz. Zira buradan aşağı inersek çıkmanın ne kadar güç olduğunu anlamak için “kara cahil” olmak gerek.. Tonlarca para harcasanız amaca ulaşmak gerçekten güç.. Bizim herkesten ayrı bir yapılaşmamız var. Bildiğiniz gibi takımımızın hemen hemen tümü her sezon yenileniyor ve yepyeni bir takım kuruyoruz. Bunu yapmak, bunu başarmak her babayiğitin harcı değildir. Birinci olarak bunu gerçekleştirenleri kutlamak isterim. Belki bu yıl bir iki oyuncuda yanıldık. Onları gönderip yerine başkalarını dahil ettik. Ama belimizi büken AVRUPA macerası değil de sakatlıklar oldu. Yaşanan sakatlıklar uzun zaman tam kadro ile maçlarda yer almamızı engelledi. Bunlar haricinde sıklıkla hakem hatalarına da maruz kaldık. Kazanabileceğimiz maçları küçük hatalarla ve hakem yanlışlıklarıyla kaybettik. Bizi kabullenemedi İSTANBUL... Belki de haklıydılar. Zira buraya, deplasmana gelmek onlar için zor geliyordu. UÇAK olmayınca ulaşımda güçlükler yaşanıyordu. Aynı zorlukları bizde yaşadık. AVRUPA maçlarımız nedeniyle çıktığımız seyahatlerde aşırı zaman kaybı nedeniyle istediğimiz performanslara ulaşamadık. Kısacası her zaman her şekilde gerekli olan HAVAALANIMIZIN bir şekilde çalıştırılması.. Bu durum spora katkı sağlayacağı kadar ekonomimizi de harekete geçirecektir. Birkaç cümle de Bayan HENTBOL takımımız için.. Eldeki kuş kaçmak üzere. Kısa zamanda bu imkanı yok etmemek için küçük gayretler gerek. Süper ligdeki bu takımı kaybetmeyelim. Benden söylemesi. SONUÇ olarak UŞAK bunları hak ediyor. UŞAK Belediyesi’nin son dakikadaki katkısını da takdirle karşılıyorum. Bu katkıyı daha geniş kitlelere yaymak ve ARZULANAN UŞAK’I yaratmak dileğiyle...