Hatay escort Sex hikayeleri Sikiş hikayeleri porno ize

A. Erkin Sarıoğlu
Köşe Yazarı
A. Erkin Sarıoğlu
 

VARA VARA VARDIK

Bu VAR kelimesini bu yazımda belki onlarca kullanacağım. Futbol maçlarında, basketbolda olduğu gibi bazı pozisyonlarda hakemin daha doğru karar verebilmesi adına VAR sisteminden yararlanması, yani pozisyonu yeniden izlemesi durumuna deniyor. Video Hakem Sistemi kısaltmasıyla VAR günlük yaşamımıza girdi. Her şeyde yerli ve milliye olan tercihimiz burada Avrupa’nın kullandığı şekliyle dilimize girdi. Belki kolay söylendiği içindir. Ama Türkçe bir kısaltma yapsaydık daha doğru olurdu. Örneğin Videolu Hakem Sistemi.. VHS.. İlk başladığı günden beri izliyorum. En başta söyleyeyim ki, bu yenilik futbolun akışını, futbolun özünü ve izleyenlerin psikolojisini fevkalade bozdu. Hakemlerin havasını aldı. Sporcuların sevinç çığlıkları kursaklarında kalıyor. Halbuki buna harcanacak finans hakemlerin yetişmesine harcansaydı daha mükemmel olmaz mıydı. Ama tabii ki bu duruma gelebilmek için öncelikle FUTBOL FEDERASYONU tam anlamıyla ÖZERK olmalıydı. Benim düşünüşüme göre T.F.F. tam anlamıyla bağımsız değildir. Her ne kadar seçimle geldiği bilinse de işin özünde bir yerlere bağımlı olduğu aşikardır. Önceki kimliğini bir kenara koyamadığı için Fenerli, Galatalı ya da Beşiktaşlı olarak nitelendirilmekte ve aldığı kararlar da bu duruma bağlı olarak yanlı ve taraflı olarak nitelendirilmektedir. En doğru karar alınsa bile arkasında bir şeyler vardır diye düşünülmektedir. Aldığı veya alamadığı kararlar ile TÜRK FUTBOLUNU içinden çıkılmaz durumlara getirmiş ve de uzun yıllar düzelmesi zor hale getirmiştir. Finansal durumu düzeltmek adına limitleri gün ortasında değiştirip sonrasında gerek kamuoyu ve gerekse bazı kulüplerden gelen tepkiler üzerine geri adım atmış olması affedilir bir durum olmasa gerek. Bu durumda federasyonun kamuoyundan özür dileyip anında istifasını sunması gerekmekteydi. Ama bunu yapacak yürekli insanların olmadığı da malumlarınızdır. Başta böyle insanlar olsa zaten bu durumlar yaşanmazdı. VAR siteminin en sorumluları.. Yani hakemler.. En iyi yetiştirilmesi gereken kişiler, babadan oğula veya yakınım düşüncesiyle görevlendirilirse, şunun adamı, bunun tavsiyesi diye bu kurulda yer alırsa olacağı budur. Hata yapan hakemlere ceza verildiği söyleniyor. Üç-beş hafta dinlendiriliyor denmekte.. Ama yaptığı hata nedeniyle kaybedilenler asla yerine gelmemektedir.. Bunun bir çözüm yolu da görünmemektedir. AVRUPA hakemleri en son konuşmaktadır. İnsanlar hakemlere inanmış ve verdiği kararlara ne pahasına olursa olsun saygı duymaktadırlar. Bizde ise televizyon kanallarına çıkan eski hakemler meslektaşlarına veryansın edip acımasızca eleştirmekte ve bazıları hadlerini aşıp hakaretlere varan söylemlerde bulunmaktadırlar. Bütün olanları sineye çeken hakemlerin ise konuşma hakları yoktur. Bu durum eleştirenlerin haklı olduğu kanısını uyandırmaktadır. Maç başlayınca kural değişmez durumu zaman zaman uygulanamamış ve “kervan yolda düzelir” diye ben yaptım oldu gibi uygulamalar yapılmıştır. FUTBOL’un kurtuluş yasası olarak değerlendirilen “FUTBOL KANUNU” 8 yıldır çıkarılamamış ve trilyonlara imza atan spor kulüpleri hala dernekler yasasına tabi olarak yürütülmektedir. Bu yasa sürede sistemimize en uygun şekliyle çıkarılmalı ve TÜRK FUTBOLU için bir milat olmalıdır. Hata yapan yöneticilerden hesap sorulmalı ve zarar uğratanlar bu durumlardan sorumlu olmalıdır. Kanayan bir yara olarak gördüğüm yapancı sporcu sorunu da bir şekilde çözümlenmelidir. Sınırlamamı getirilir, yoksa yeni kriterler mi konulur bunu tam bilemiyorum ama uygun bir çözüm bulunmalıdır. Ben kafatasçı değilim ve asla ırkçı olmadım. Ama milli takımlarımızda yer alan yabancı menşeili sporcuların olmasından da tedirginim ve kabullenemiyorum. Her ne kadar birileri kabullense de seremonide İSTİKLAL MARŞI söylenirken 11 kişinin dudaklarının kıpırdamamasından fevkalade üzüntü duymaktayım. Bizim sporcularımız yurt dışına gittiğinde o ülkenin dilini konuşması şart tutulmakta iken, bizde yıllardır top koşturan takımlarda yer alan yabancı sporcuların TÜRKÇE bilmemesini nasıl karşılıyorsunuz. Hele bireysel sporlarda madalya kazanan sporcularımızın marşımız çalınırken ki durumları sizi rahatsız etmiyor mu?.. Futbolda olmazsa olmaz sayılan SEYİRCİ sayısının günden güne azalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz. Avrupa standartlarında her maç binlerce seyirci tarafından izlenmekte ama biz de şampiyonluğa oynayan takımların bile 3-5 bin seyirciye oynadığı varsayıldığında durumun ne kadar içler acısı olduğu apaçık ortada değil midir.? Bütün sorunlar işin uzmanları tarafından baştan ayağa ele alınıp çağın gereklerine uygun yasa ve yönetmelikler oluşturulup, kimsenin itiraz edemeyeceği sistemi kurup çözümlemeliyiz.. Sonuç olarak sporumuz da sorunlar yumağıdır. Öncelik spor yasası ve onun sonrasında işin uzmanlarının görevlere getirilmesidir. ÖZERK federasyon mutlaka hayata geçirilmeli ve TFF tam bağımsız olmalıdır. Kulüpler birliği kaldırılmalıdır. Zira onların zaten federasyon olarak bir kuruluşu vardır. VAR’a VAR’a vardık. Nereye VARdık bilemiyorum. Futbol, futbol olarak kalmalı ve seyri güzelleştirilmelidir. “Ben sporcunun zeki, çevik ve ayniI zamanda ahlaklısını severim” diyen Atamızın sözüyle bitirmek istedim.
Ekleme Tarihi: 21 Ocak 2020 - Salı

VARA VARA VARDIK

Bu VAR kelimesini bu yazımda belki onlarca kullanacağım. Futbol maçlarında, basketbolda olduğu gibi bazı pozisyonlarda hakemin daha doğru karar verebilmesi adına VAR sisteminden yararlanması, yani pozisyonu yeniden izlemesi durumuna deniyor. Video Hakem Sistemi kısaltmasıyla VAR günlük yaşamımıza girdi.
Her şeyde yerli ve milliye olan tercihimiz burada Avrupa’nın kullandığı şekliyle dilimize girdi. Belki kolay söylendiği içindir. Ama Türkçe bir kısaltma yapsaydık daha doğru olurdu. Örneğin Videolu Hakem Sistemi.. VHS..
İlk başladığı günden beri izliyorum. En başta söyleyeyim ki, bu yenilik futbolun akışını, futbolun özünü ve izleyenlerin psikolojisini fevkalade bozdu. Hakemlerin havasını aldı. Sporcuların sevinç çığlıkları kursaklarında kalıyor. Halbuki buna harcanacak finans hakemlerin yetişmesine harcansaydı daha mükemmel olmaz mıydı.
Ama tabii ki bu duruma gelebilmek için öncelikle FUTBOL FEDERASYONU tam anlamıyla ÖZERK olmalıydı. Benim düşünüşüme göre T.F.F. tam anlamıyla bağımsız değildir. Her ne kadar seçimle geldiği bilinse de işin özünde bir yerlere bağımlı olduğu aşikardır. Önceki kimliğini bir kenara koyamadığı için Fenerli, Galatalı ya da Beşiktaşlı olarak nitelendirilmekte ve aldığı kararlar da bu duruma bağlı olarak yanlı ve taraflı olarak nitelendirilmektedir. En doğru karar alınsa bile arkasında bir şeyler vardır diye düşünülmektedir.
Aldığı veya alamadığı kararlar ile TÜRK FUTBOLUNU içinden çıkılmaz durumlara getirmiş ve de uzun yıllar düzelmesi zor hale getirmiştir. Finansal durumu düzeltmek adına limitleri gün ortasında değiştirip sonrasında gerek kamuoyu ve gerekse bazı kulüplerden gelen tepkiler üzerine geri adım atmış olması affedilir bir durum olmasa gerek. Bu durumda federasyonun kamuoyundan özür dileyip anında istifasını sunması gerekmekteydi. Ama bunu yapacak yürekli insanların olmadığı da malumlarınızdır. Başta böyle insanlar olsa zaten bu durumlar yaşanmazdı.
VAR siteminin en sorumluları.. Yani hakemler.. En iyi yetiştirilmesi gereken kişiler, babadan oğula veya yakınım düşüncesiyle görevlendirilirse, şunun adamı, bunun tavsiyesi diye bu kurulda yer alırsa olacağı budur. Hata yapan hakemlere ceza verildiği söyleniyor. Üç-beş hafta dinlendiriliyor denmekte.. Ama yaptığı hata nedeniyle kaybedilenler asla yerine gelmemektedir.. Bunun bir çözüm yolu da görünmemektedir. AVRUPA hakemleri en son konuşmaktadır. İnsanlar hakemlere inanmış ve verdiği kararlara ne pahasına olursa olsun saygı duymaktadırlar. Bizde ise televizyon kanallarına çıkan eski hakemler meslektaşlarına veryansın edip acımasızca eleştirmekte ve bazıları hadlerini aşıp hakaretlere varan söylemlerde bulunmaktadırlar. Bütün olanları sineye çeken hakemlerin ise konuşma hakları yoktur. Bu durum eleştirenlerin haklı olduğu kanısını uyandırmaktadır.
Maç başlayınca kural değişmez durumu zaman zaman uygulanamamış ve “kervan yolda düzelir” diye ben yaptım oldu gibi uygulamalar yapılmıştır. FUTBOL’un kurtuluş yasası olarak değerlendirilen “FUTBOL KANUNU” 8 yıldır çıkarılamamış ve trilyonlara imza atan spor kulüpleri hala dernekler yasasına tabi olarak yürütülmektedir. Bu yasa sürede sistemimize en uygun şekliyle çıkarılmalı ve TÜRK FUTBOLU için bir milat olmalıdır.
Hata yapan yöneticilerden hesap sorulmalı ve zarar uğratanlar bu durumlardan sorumlu olmalıdır. Kanayan bir yara olarak gördüğüm yapancı sporcu sorunu da bir şekilde çözümlenmelidir. Sınırlamamı getirilir, yoksa yeni kriterler mi konulur bunu tam bilemiyorum ama uygun bir çözüm bulunmalıdır. Ben kafatasçı değilim ve asla ırkçı olmadım. Ama milli takımlarımızda yer alan yabancı menşeili sporcuların olmasından da tedirginim ve kabullenemiyorum. Her ne kadar birileri kabullense de seremonide İSTİKLAL MARŞI söylenirken 11 kişinin dudaklarının kıpırdamamasından fevkalade üzüntü duymaktayım. Bizim sporcularımız yurt dışına gittiğinde o ülkenin dilini konuşması şart tutulmakta iken, bizde yıllardır top koşturan takımlarda yer alan yabancı sporcuların TÜRKÇE bilmemesini nasıl karşılıyorsunuz. Hele bireysel sporlarda madalya kazanan sporcularımızın marşımız çalınırken ki durumları sizi rahatsız etmiyor mu?..
Futbolda olmazsa olmaz sayılan SEYİRCİ sayısının günden güne azalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz. Avrupa standartlarında her maç binlerce seyirci tarafından izlenmekte ama biz de şampiyonluğa oynayan takımların bile 3-5 bin seyirciye oynadığı varsayıldığında durumun ne kadar içler acısı olduğu apaçık ortada değil midir.?
Bütün sorunlar işin uzmanları tarafından baştan ayağa ele alınıp çağın gereklerine uygun yasa ve yönetmelikler oluşturulup, kimsenin itiraz edemeyeceği sistemi kurup çözümlemeliyiz..
Sonuç olarak sporumuz da sorunlar yumağıdır. Öncelik spor yasası ve onun sonrasında işin uzmanlarının görevlere getirilmesidir. ÖZERK federasyon mutlaka hayata geçirilmeli ve TFF tam bağımsız olmalıdır. Kulüpler birliği kaldırılmalıdır. Zira onların zaten federasyon olarak bir kuruluşu vardır.
VAR’a VAR’a vardık. Nereye VARdık bilemiyorum. Futbol, futbol olarak kalmalı ve seyri güzelleştirilmelidir. “Ben sporcunun zeki, çevik ve ayniI zamanda ahlaklısını severim” diyen Atamızın sözüyle bitirmek istedim.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yesilbanazgazetesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.